Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş'un, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hong Kong Özel İdari Bölgesi Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2639) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 14 .11.2024 |
YUNUS EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii, anlaşma Hong Kong Özel İdaresi kapsamında ama Türkiye ile Çin ticaretine ilişkin hem belli noktalara temas etmek hem de bir soru sormak istiyorum. Şimdi, bulabildiğim en son ticaret rakamı 2024 yılı Ocak-Ağustos dönemi, Türkiye-Çin karşılıklı ticaretiyle ilgili. Şöyle bir manzara var: 2024 yılı Ocak-Ağustos arasında Türkiye'nin Çin'e ihracatı 2,2 milyar dolar düzeyindeyken Türkiye'nin Çin'den ithalatı aynı sekiz aylık dönemde 29,4 milyar dolar düzeyinde yani neredeyse 14-15 katlık bir farktan bahsediyoruz. Şimdi, malumunuz, tabii, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı Avrupa Birliği üyeleri ile Türkiye'nin ticareti düşünüldüğünde dengeli bir manzara var. Rusya Federasyonu, tamam, enerji alıyoruz ama turizm gelirleri de düşünülürse bir yanıyla, Türkiye açısından bir dengeye gelmiş gibi düşünülebilir ama yani Türkiye-Çin ticaretinde müthiş bir asimetri var. Şimdi, bunun düzeltilmesiyle ilgili hangi adımlar atılıyor, hangi çalışmalar yürütülüyor? Ve yani Türkiye'nin öteden beri hem karşılaştığı döviz şoklarının hem yüksek enflasyonun en önemli sebeplerinden biri yani Türkiye'nin kronik bir iktisat tarihi problemi olarak cari açık önümüzde bir mesele olarak var ve bu, en önemli kaynaklarından biri olarak görülüyor. Bu bakımdan yani atılan adımlar, politikalar hakkında ben bir soru sormak istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Teşekkür ediyorum Sayın Emre.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Tabii, bu, bizim, Cumhuriyet Halk Partisi olarak Türkiye ile Çin ilişkilerinin derinleşmesine bir itirazımız anlamında değil ama bu asimetrinin giderilmesi bakımından bunu gündeme getirmek istedim.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Buyurun Sayın Yılmaz.
DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI NUH YILMAZ - Sayın Vekilim, elbette söyledikleriniz bizim de gündemimizde olan konular. Dünyada neredeyse her ülkenin benzer bir sorunu var Çin'le ilgili. Bu, tabii ki öncelikle Çin'in üretim kapasitesiyle ilgili ama bu konudaki çabalarımız için ben öncelikle Sanayi Bakanlığından arkadaşımıza söz vermek istiyorum.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRÜ AHMET HALİT HATİP - Sayın vekillerim, saygılar sunuyorum.
Zatıalinizin de söylediği gibi, Çin'le olan cari açığımız bizim ekonomimizdeki ciddi yüklerden bir tanesi. Buna baktığımız zaman bunun 2 tane parametresi olduğunu görüyoruz. Bir, ihracat yapabilmek için yaptığımız ara ürün ithalatlarımız var, ikincisi de doğrudan alımlarımız var ve bu doğrudan alımları çözmemiz için geliştirdiğimiz stratejilerden bir tanesi de yabancı yatırımcının Türkiye'ye kazandırılması. Mesela bazı Çinli firmalar Türkiye'ye gelip ürün ürettikleri zaman buradan da Avrupa Birliği pazarına ihracatlarını bizim Gümrük Birliği Anlaşmamız nazarında daha kolaylıkla yaptıkları zaman, bu ürünler bizim için artık cari açığımızı baskılayıcı noktaya geliyor. Bizim son dönemde duyurulan BYD ve inşallah yakın zamanda duyurulacak diğer üretim anlaşmalarımızın temel fonksiyonlarından bir tanesi de Çin'le olan cari açığımızı kapatıcı etkilerinin olmasını sağlayacaktır. Bu, temel stratejilerimizden birini oluşturmaktadır.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Teşekkür ediyorum.
Aslında bu söylediğiniz konu Japonya'yla ilgili de en çok tartıştığımız konulardan biriydi. Yine, bu, Çin'le ilgili geliştirilen, şimdi, doğrudan yatırımların artırılması, BYD ve benzeri yatırımlarla özellikle otomotiv sektöründe ve bu, farklı sektörlerde de şu anda konuşuluyor benim bildiğim kadarıyla. Japonya'nın şöyle bir tezi vardı, argümanı vardı, diyordu ki: "Siz, bizi sadece doğrudan ithalat ve ihracat boyutunda ölçüyorsunuz, dolayısıyla ciddi bir dış ticaret açığı olarak görüyorsunuz ama bizim Japonya olarak çok ciddi yatırımlarımız var Türkiye'de ve Türkiye'den ihracat yapıyoruz, aslında sizin ihracatınıza katkıda bulunuyoruz. Bizim ithalatımız gibi gözüken şeyler aslında oradan gelip üretime katkı verip oradan da ihraç edilen şeyler. Dolayısıyla bunu bu yönde değerlendirmenizi isteriz. Tamamen ithalat değil." Biz de buna karşı çıkıyorduk yani karıştırmayın, olabilir ama o Türkiye'ye yapılan doğrudan yatırımdır, dolayısıyla o ihracat Türkiye'nin ihracatıdır. "Biz size somut ithalat ve ihracat boyutunda bakar ve bizim buradaki cari açığın kapatılmasıyla alakalı faaliyetlere odaklanmamız lazım." diyorduk. Şimdi, Çin'le de bildiğim kadarıyla tüm alanlarda bu yoğun şekilde devam ediyor ama doğrudan yatırımlar daha da önem arz etti son zamanlarda diyebiliyoruz. Devamı gelecek mi? Ümit ederiz gelir.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRÜ AHMET HALİT HATİP - Yoğun şekilde çalışıyoruz çünkü ülkemiz açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz, hem ithalatın azaltılması hem Türkiye'nin istihdamının artırılması...
BAŞKAN FUAT OKTAY - Çünkü bu bir şekilde aslında Batı'daki aynı şekilde diğer ülkeler ve benzer sektörlerdeki şirketleri de rekabete açacak. Dolayısıyla oradan da Türkiye'ye yatırımı teşvik edecektir, karşılıklı yatırımı da teşvik edecektir.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Bu önemli bir bahis Sayın Başkanım ama arkadaşlarımızı da yakalamışken bir soru sormak istiyorum.
Ben uzman değilim ama basında yer alan haberlerden anladığım kadarıyla bu BYD konusu bir yandan da Türkiye'deki yerli elektrikli otomobil üretimi Togg bakımından belli problemleri beraberinde getirebilir. Togg'un birtakım risklerle karşılaşmasını gündeme getirebilir gibi haberler var birçok yerde, siz de rastlamışsınızdır buna; ne düşünüyor Bakanlığımız bu bakımdan?
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRÜ AHMET HALİT HATİP - Sayın Vekilim, biz buna katılmıyoruz yani Togg millî projemiz, Bakanlığımız olarak da her türlü desteği Sanayi Bakanlığı olarak veriyoruz ama biz, mesela, BYD'nin veya diğer büyük üreticilerin Türkiye'de üretime başlamasını sektörün büyümesi olarak değerlendiriyoruz ve öte yandan şunu da görüyoruz: Türkiye'deki sayıları son dönemde çok artmış olsa da elektrikli araç piyasası hâlâ konvansiyonel motora göre, içten yanmalı motora göre hâlâ düşük seviyede ama bunun artacağını öngörüyoruz. Aslında büyük üreticilerin Türkiye'ye girmesi, Türkiye'de yeşil dönüşüm çerçevesinde elektrikli araca talebin ve bu pazarın genişlemesi olarak görüyoruz. Öbür taraftan da temel olarak yakaladığımız yani hem ilgili şirketlerle, kuruluşlarla yaptığımızda da gördüğümüz çok net bir şey var: Bu kuruluşlar tabii ki Türkiye pazarını çok önemli görüyorlar ama en büyük hedefleri Avrupa Birliği pazarına girmek ve bizim gümrük birliğinden sahip olduğumuz hakların onlara sağlayacağı avantajlar çok ciddi bir etki oluyor. Bu çerçevede, BYD'nin ve diğer üreticilerin de biz bu tarzdaki iştahlarını kendi ülkemizin çıkarlarına yönlendirecek adımlar atıyoruz. Togg'u korumaya, desteklemeye tabii ki devam edeceğiz ama benim profesyonel olarak değerlendirmemde Togg'un, BYD yatırımından veya diğer Çin yatırımlarından kötü etkileneceğini değil, ekosistem büyümesinden dolayı daha da kuvvetlenerek çıkacağı sonucuna varmaktır. Efendim, çok özür dileyerek bir örneği vermek istiyorum. Mesela, Çin'i incelediğimiz zaman şunu gördük: Tesla yatırım yaptıktan sonra Çin'deki elektrikli araç üreticilerinin kuvveti ve pazarı artıyor çünkü bir ekosistem büyümesine sebep oluyor Tesla ve BYD'nin de ve diğerlerinin de bizde aynı etkiyi oluşturacağını, elektrikli araç sektörünün de çok daha büyüyeceğini öngörüyoruz.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Teşekkür ediyorum.
Aslında ne Togg'un ne de bir başkasının korumacılıkla bir yere gitme şansı yok. Mutlaka rekabetçi olmak zorunda, sadece Türkiye içerisinde değil, uluslararası boyutta rekabetçi olmak zorunda. Aslında Türkiye tarihine baktığımızda da yakın tarihte bunun iki önemli örneği var. Birincisi, otomotiv sektörüyle ilgili; 80'lerde tamamen dışa kapalı olan yapı açıldığı zaman çok ciddi bir... O günün şöyle gazetelerine, medyasına, basınına falan bile dönsek yereldeki otomotiv sektörünün yok edileceğiyle alakalı bir şey vardı. Hâlbuki, şimdi, sonrasında görüldü ki oluşan rekabet hem kalitenin artırılmasına hem de Türkiye'yi bir üretim merkezi, onun ötesinde bir tasarım ve AR-GE merkezine doğru çekmeye başladı. İkincisi de Türk Hava Yolları bunun en güzel örneğidir. Türk Hava Yollarının, hatırlarsanız, 2000'lerin başında monopolistik bir yapısı vardı. Bu açıldığında çok büyük eleştiriler vardı "Siz millî hava yolu şirketimizi yok edeceksiniz." gibi, hâlbuki birdenbire rekabete açılınca şimdi dünyanın en sayılı hava yolu şirketlerinden biri oldu çünkü kendi içinizde ne kadar büyük olduğunuzu zannettiğiniz önemli değil, rekabet ettiğinizde, bu rekabet ölçüsünde güçlü olduğunuzda ayakta kalıyorsunuz. Bence Togg'a da faydalı olacaktır, olması gerekir diye düşünüyorum ve Togg yöneticilerinin de bu anlamda gerekli tedbirleri alması gerekir yani korumacılıkla değil, rekabetle ayakta kalmaları hem teknolojik açıdan hem verdikleri servis hizmeti açısından, kalite açısından, her açıdan rekabet etmek zorundadır.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Bir son soru daha bununla ilgili sormak istiyorum. Türkiye'de malumunuzca "otomotiv gazeteciliği" diye bir alan var, bu konularla ilgili araştırmalar yapan, yayınlar yapan gazeteciler var. O kapsamda şöyle bir görüş de çok ortaya atılıyor: "BYD'nin 1 milyar dolarlık yatırımının aslında doğrudan 1 milyar dolarlık bir yatırım anlamına gelmeyeceği, kendi geliştirdikleri teknolojilerin Türkiye'de de kullanıma sokuluyor olmasının bir maliyet kalemi olarak aslında yer alacağı ve bunun çok gerisinde bir yatırımın yapılacağı..." Bu bilgiler doğru mu acaba? Yani bu yatırım rakamlarını nasıl değdirmek gerekir?
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRÜ AHMET HALİT HATİP - Doğru olmayan bilgilerin dolandığını biz de biliyoruz ama bizim onlarla müzakere ettiğimiz süreç onların doğrudan 1 milyar dolar yatırım yapması, bir AR-GE merkezi kurması ve aynı zamanda o AR-GE merkezi üzerinden de bazı önemli çalışmalarını Türkiye'ye getirmesi ve bu şekilde de Türkiye'de ekosistemi desteklemesi şeklinde devam ediyoruz. Biz size bununla alakalı da bir bilgi notu arz edelim uygun derseniz.
Sağ olun.