KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Çok kısa Sayın Başkanım, çok kısa bir şey söyleyeceğim. Yok, cevap hakkından değil.

Şöyle: Ben aslında yaklaşımımı... Bizler iktidar olsun muhalefet olsun yani mesela, örnek veriyorum, az önce Mustafa Bey dedi ya, yahu işte siz diyorsunuz hani ya da böyle deniliyor işte: "Haber" diyorsunuz ama içeriğine baktığımızda diyoruz ya: Şimdi, mesela, bazı örneklere baktığınızda yani biz açıkçası sadece biz değil, ben inanıyorum ki iktidar tarafında oturan arkadaşlarımızın da yani mesela son örnek: BirGün Gazetesi, Sabah'ta çıkan bir haberi almış, haber yapmış; birisi bundan rahatsız olmuş olabilir. Soruşturma da açılır, hiçbirimiz ari değiliz, tamam, eleştiririz ama apar topar gözaltına alınacak, saatlerce özgürlüğünden mahrum bırakılacak bir şey mi? Bakın, ya da işte az önce yine başka örnekler yani hep çoğaltılabilir. Ben şunu demek istiyorum: Yani sizlerin de yargının bu tutumu noktasında yani "Ya, nasıl olsa bize değil." Tam tersine "Ya, böyle saçmalık olur mu?" İçinizden düşünüyorsanız bunu bize söylemek zorunda değilsiniz ama etkili olduğunuz şehirlerde söylemeniz lazım yani Özlem Hanım hâlâ elinde yani evinde kelepçeyle, elektronik kelepçeyle; siz bunu doğru buluyor musunuz? Allah'ınızı severseniz yani elektronik kelepçeyle yayın yapıyor milyonlara, evinden çıkamıyor.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Kelepçe göreceli bir kavram.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Yani ama çıkamıyor. Yani şunu demek istiyorum: Yani yargının bu bazen şey uygulamalarını sizlerin de... Mesela, biz kanun geçiriyoruz; Mustafa Bey biliyor, Sayın Başkanım siz biliyorsunuz, icra makamındaydınız o dönem. Her pakette buradayız, Adalet Bakanı gelir ya da Bakan Yardımcısı "Bu paketle söz veriyoruz, hiç kimse düşündüğü, düşündüğünü ifade ettiği için tutuklanmayacak, özgürlüğünden alıkonulmayacak." 9 tane paket çıktı böyle ama her paketten sonra biz içeriye giren bir gazeteciyi ya da... Sadece gazeteci de değil, geçenlerde vardı yine, bakın, 79 yaşında bir kadın mikrofona bir şey söyledi diye dokuz gün tutuklu kaldı. "Benimser misiniz?" diyorsanız benimsemem söylediklerini. Tamam mı, anlatabiliyor muyum? Ama yani hepimizin bu noktalarda yargının kraldan çok kralcı bu tavrına da... Yani tamam, "bağımsız, tarafsız" diyoruz ama bir baktığınızda hiç öyle bağımsız, tarafsız hareket etmiyor. Onun hareket etmesini hep birlikte sağlamamız lazım; onu söylemek istiyorum. Mesela, dezenformasyon yasasını çıkardık. Ben hatırlıyorum, MHP'li Sayın Feti Bey'di sanırım, "Gazeteciler etkilenmeyecek." dedi, güvenceler verdi. Rakamlar önümüzde işte, bir yıl içinde yaklaşık 50 gazeteci hakkında soruşturma açıldı, tutuklanan oldu, şey oldu. Rakamları da geçen Adalet Bakanlığı açıkladı. Kaç bin tane? Yani ya 4 bin, yanlışım varsa düzeltiriz tutanaklarda, 9 bin tane bir yıl içinde soruşturma, kovuşturma başlatılmış sadece o yasadan. Biz "Bu, ifade özgürlüğü kısıtlar." dedik.

Her neyse, burada bitiriyorum. Az önce yanıt verdi galiba şey ama...

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Utku Bey, bir soru sorabilir miyim? Gazeteciler kanuni düzenlemelerden ya da yükümlülüklerden ari midir sence?

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Onu söyledi zaten, "Değil." dedi.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Değiliz.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - E, tamam, yaptıkları şey gayet illegal. Şimdi, Allah aşkına, özel hayata girme, ulusal birtakım hassasiyeti olan meseleleri ifşa etme, olmayan şeyi olmuş gösterme bir fikir özgürlüğüyle nasıl bağdaşır onu anlayamıyorum. "Özlem Gürses" dedin. Şimdi, onunla ilgili, gerçekten, bize karikatürize ettiğimiz bir haberi gerçekçiymiş gibi ballandıra ballandıra medyada paylaşıp ve çok korkunç bir şekilde, boşa düşmeyesin diye hâkim önünde söylemiyorsun bunu...

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Hayır, ya, anlattı kendisini, hâkim önünde savundu kendisini.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - ...ama evdeki kelepçeli şeyini, efendim, onu bir trajedi gibi anlatıyorsun.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Kamil Bey, hâkim önünde savundu. İzah etti, "Dil sürçmesi." dedi, anlattı. Bunları anlatmışken...

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Onun için zaten cezai müeyyide biraz hafifletildi. Yoksa beni rencide edecek...

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - E, ne yapacaksınız? Ömür boyu hapis cezası mı vereceksiniz?

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Bak kardeşim, The Sun gazetesi... Bakın, medya dersleri anlattım, bu kadar tevazu da göstermeyeceğim yani kusura bakmayın. Mesela British medya kanunlarında üç şey vardır, dokunulmazdır o, hiçbir özgürlük tanımaz. Bir, dinî değerler üzerinden mesela bir yanlış, bir dezenformasyona girmesi, iki, millî çıkarları, hassasiyeti içeren birtakım konular, bir de "privacy" yani özel hayat. Tuttular, ne yaptılar? Dodi El Fayed ile Diana'nın hayatını ifşa ettiler, gazete ondan sonra ayakta tutunamadı; o kadar büyük bir cezai müeyyide uygulandı ki milyonlarca, milyarlarca para ödemek zorunda kaldı. Niye? Takip etti. "Benim iznim yok, beni takip edemezsin." diyor ve "O kazanın sebebi de sizsiniz." denildi.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Tamam, maddi tazminat davası açın yani niye insanları cezaevine atıyorsunuz, zindana atıyorsunuz?

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Hah, "cezasızlık" deme de yani.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Niye zindana atıyorsunuz?

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Bir özgürlük alanı sağlamıyor ona.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sonra beraat ediyorlar.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Bunu eleştiri olarak da sınıflandırmayın lütfen, eleştiri değil bu.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Bakın, bugün gördünüz.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Benim müsaade etmediğim bir haberi... Benimle diyalog kuruyorsun gazeteci olarak, ben diyorum ki bak, bunlar yayınlanmasın. "Tabii, yayınlanmasın." diyorsun, el altından da kayda alıp ertesi gün de servis ediyorsun. Bunu basın özgürlüğüyle, demokrasiyle, insan hakkıyla dünyanın hiçbir yerinde izah edemezsiniz, kusura bakmayın.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Ya, Kamil Hocam, bunları söylüyorsunuz ama yapılan kararlar, çıkan kararlar, bakın, bugün...

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Cezanın ağırlığını, hafifliğini tartışmıyorum, o benim konum değil.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Hayır, bakın ama şöyle, şimdi, insanı özgürlüğünden mahrum bıraktığınızda onun şeyi yok. Gezi davasında bugün karar çıktı, hepiniz gördünüz, 3 kişi beraat etti.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Evet, arkadaşlar, genel şey anlaşılmıştır.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - O beraat eden kişiler yıllarca hapiste yattılar. Aynısı gazeteciler için de geçerli.