KOMİSYON KONUŞMASI

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Öncelikle hoş geldiniz, değerli sunumunuz için teşekkür ediyorum ben de.

Biz burada birçok STK'yi ağırladık, devlet kurumlarından birçok kurumu, bakanlıkları -tabii ki toplum vicdanının büyük oranda sızlatan bir konuyu burada gündeme getiriyoruz- herkes de büyük bir özveriyle çalıştığını burada ifade ediyor ama ne yazık ki geldiğimiz noktada istediğimiz bir sonuca henüz ulaşmış değiliz, sonuçlar bizi hâlâ mutlu etmiyor.

Ben şunu sormak istiyorum: Türkiye genelinde kadın hakları üzerinde çalışan diğer STK'lerle ortak bir platform kurmayı düşünüyor musunuz ya da bunun yararlı olabileceğini düşünüyor musunuz?

Ayrıca, toplumsal farkındalık kampanyalarından bahsettiniz. Bu kampanyaların gençler ve erkekler üzerinde nasıl bir etki bıraktığını, bu etkiyi araştırmak mümkün mü yani nasıl bir sonuca ulaştınız sonuç olarak yaptığınız bu kampanyalarla?

Ayrıca, şiddete uğrayan kadınların meslek edindirme projelerine de önem verdiğinizi sunumda belirttiniz. Bunların uzun vadeli geri dönüşümüyle ilgili bir veri çalışmanız var mı?

Bunları sormak istiyorum.

OTURUM BAŞKANI ASUMAN ERDOĞAN - Buyurun.

KADEM VAKFI GENEL MÜDÜRÜ ZEYNEP DEMİR - Sondan geriye doğru gideyim.

Meslek edindirme... KADEM bu kadar geniş satha yayılmış derin bir iş yapıyor ama toplam geçmişi on bir sene yani çok genç bir STK. Dolayısıyla ilk yılları deneyim yılları olarak sayarsanız -ilk birkaç seneyi- beş altı senelik veri var elimizde. Meslek edindirme, özellikle bahsettiğim bu genç kızlarda nispeten yani programdan ayrılış sayıları yüksek oluyor ama mesleğe tutundurduğumuz kızlar artık, hayatını başarıyla sürdürüyorlar. Daha önce fuhuş teması olan ama şimdi üniversite bitirmiş kızlar var aralarında. Daha önce uyuşturucu teması olup beş senedir "clean" olup bugün bir bankada, büyük bir bankada çalışan kızlar var. Yani bunların verileri var elimizde, arzu ederseniz sizlerle paylaşırız.

Yaptığımız kampanyaların erkekler üzerindeki etkisini sordunuz. Şimdi, toplumsal kampanyaların, farkındalık kampanyalarının direkt etkisini bir kampanyaya bağlı olarak ölçmek çok kolay değil fakat biz ölçüyoruz. Şöyle bir şey anlatabilirim size: Biz bu kampanyalardan birini yaparken bizim ajansımızın sahibi Recep var. Recep dedi ki bana: "Zeynep ablacığım, ben senelerdir karıma şiddet uyguluyormuşum da haberim yokmuş." Bakın, erkek farkındalığını söyleyeceğim size. "Nasıl yani Recep ?" dedim. "Ya, ben ekonomik şiddet uyguluyormuşum. Ben karım ne isterse alırım, evde hiçbir şeye ihtiyacımız yok, karım çalışmıyor ama kendisine özel bir bütçesi yokmuş o kadının. Hiçbir zaman 'Hanım, bunu al, sana da bin lira veriyorum, bu bin lirayı da al, istediğin gibi harca.' demedim. Bu bende bir dönüşüm sağladı, bir bütçe tanımladım, hane bütçesinden eşime ayırdığımız bir bütçe var, onun da hesabını sormuyoruz." dedi. Yani bu bire bir yaşanmışlıkla anlattığım bir şey. Tabii ki yaptığımız kampanyaların etkilerini ölçerken kadın-erkek kırılımları da var, onları da etki analizleri babında sizlerle seve seve paylaşalım.

"Ortak platformlar" dediniz... Biraz evvel Vekilim dedi ki: "İşte, siz İstanbul Sözleşmesi'nin karşısında böyle canhıraş bir şekilde durmadığınız için bir kesim kadına sırtınızı dönmüş oluyorsunuz." Hayır, öyle değil, biz bütün kadın hakları savunan STK'lerle, sağ spektrumun, sol spektrumun tamamına, en sağından en soluna kadar hepsiyle temas hâlindeyiz, iş birliği hâlindeyiz, istişare hâlindeyiz; kimini açık yapıyoruz, kimini açık yapmıyoruz, bu konu bazlı olarak değişiyor. Hiçbir danışanımızdan... Biz kendimizi tanımlarken yaptığımız projelerde "Değerlere saygılı, kültüre duyarlı." diye tanımlıyoruz. Ne demek bu? Diyarbakır'da yaptığımız projenin hedef kitlesi kimse, bize gelen kimse kadın, onun inancına, değerine hayattaki duruşuna duyarlı davranıyoruz, hem saygılı ama duyarlı, o kadının anlayacağı dilden konuşmak üzere ama aynı zamanda bizim kadın desteklerimize başvuran, İstanbul'un güzide üniversitelerinden birinde hocalık yapan ama evinde şiddet gören kadının da kültürüne duyarlı davranıyoruz. Yani siz, tabii, parti siyaseti gereği birbirinizden farklı davranabilirsiniz ama biz, sahada öyle değiliz arkadaşlar, dışarıdan öyle görünüyor olabilir. Biz, gelene "CHP'li mi, HDP'li mi, efendim, AK PARTİ'li mi, başka bir partili mi?" diye bakmıyoruz, herkesle temas ediyoruz.

Platformlar var işte, çeşitli platformlar var, onların üyesiyiz ama bunun dışında da ittifaklar kuruyoruz, "6284 görev gücü" kuruyoruz, bir sürü kadın STK'si bir araya geliyoruz "Neresini düzeltebiliriz? Ne yapabiliriz? Benim düşünmediğimi sen düşünürsün, onun düşünmediğini öbürü bilir." gibi ve uzmanlıkları da farklı farklı olmak üzere.

Sanırım bütün sorulara cevap verdim böylece.

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Teşekkürler.