KOMİSYON KONUŞMASI

KAYIHAN PALA (Bursa) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Öncelikle konuklarımıza hoş geldiniz diyoruz, sizleri dinlemeyi merakla bekliyoruz, daha sonra birlikte de tartışabilmeyi umuyoruz.

Sayın Başkan, ben birkaç noktaya vurgu yapmak istedim. Biliyorsunuz, bu Komisyonun temel amacı "Yenidoğan Çetesi" diye adlandırılan çetenin gündeme getirdiği sorunları araştırmak. Bizim Komisyonumuz bir yargılama komisyonu değil, tamamen araştırarak, özellikle yasal düzenlemeler bağlamında yapılabilecek bir şeyler varsa hem bunları yapmak hem kurumlara sorumluluklarını hatırlatmak, eksik gördüğümüz yanları gündeme getirerek bundan sonraki olayların ortaya çıkmasını engellemek... Bu bağlamda da özellikle bu tekil örneklerin yani işte, adı geçen o iddianamedeki kişilerin bütün sağlık çalışanlarını zan altında bırakmasını da önlemeye çalışıyoruz. 1,5 milyon sağlık emekçisinin yaşadığı ülkemizde, işte, sayıları 10, 20, 50, neyse o kadar insan üzerinden onların böylesine bir durumla karşı karşıya kalmaması için, özellikle sağlıkta şiddetle ilişkilendirilmemesi için hep birlikte bir çaba içerisindeyiz ancak üzülerek görmekteyiz ki geçen gün bir milletvekilinin sağlıkta şiddeti körükleyen...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Özür diledi ama yanlış...

KAYIHAN PALA (Bursa) - İzin verin, anlatacağım.

Hatta kullanılmaması gereken bir dili tercih ederek -üstelik de bir avukatmış zannediyorum- o dili gündeme getirmesi gerçekten hepimizi üzmüştür. Bir özür dileme metni var, ben okudum ama o metnin ihtiyacı karşılamadığı konusunda sanıyorum içtenlikle bütün hekimler aynı fikirdedir. Orhan Bey, buradan size de söyleyeyim yani konuşmanızı dün dinledim ama açıkçası, konuşma ne beni ne de bize yüzlerce mesaj gönderen sağlık çalışanlarını tatmin etmemiştir.

Sağlık Bakanlığı yetkililerinden kimse yok ama bazı meslektaşlarım var.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Onlar da açıklama yaptı.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Sağlık Bakanlığının yaptığı açıklamayı da yeterli bulmadığımızı söyleyelim. Bir an için şöyle düşünün: Bunu bir iktidar milletvekili değil de muhalefetten bir milletvekili aynı cümleleri kurmuş olsaydı...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - E, aynı özrü siz dilerdiniz, biz kabul ederdik yani.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Siz grup sözcüsü müsünüz ablacığım? Bir dinler misin Sayın Vekilim.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Sözcüsüyüm, burada yazıyor.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Yani ama ikide bir lafı kesiyorsunuz.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Bakın, burada ne yazıyor?

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - "Abla" ne demek ya!

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Bir dinleyin.

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - Üsluptan bahsederken vekilimize "abla" demek doğru bir şey mi?

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Yaşı benden büyük.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Yaşımı nereden biliyorsunuz?

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - Burada abla-kardeş miyiz?

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Yaşı benden büyük.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Yaşımı nereden biliyorsun, nüfus cüzdanımı mı biliyorsun?

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Evet, kıymetli arkadaşlar, izin verirseniz...

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Araya girme, bir dinle ya!

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Yaşımı nereden biliyorsun?

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Başkanım, bir müdahale edin ama, bir dinlesinler.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Sayın Vekilim, lütfen.

Buyurun Kayıhan Hocam.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Her cümleye bir...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Sorduğu soruya cevap verdim.

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - Siz Kayıhan Bey'in avukatı mısınız?

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Arkadaşlar...

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Avukatıyım.

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - Kayıhan Bey'in avukatı mısınız?

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Evet, vekâleti var bende.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Ben de sözcüyüm.

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - Ben de Ümmügülşen Hanım'ın avukatıyım.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Tamam, siz de konuşun dışarıda o zaman.

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - Tamam, sakin sakin konuşmamıza da izin yok.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Değerli milletvekillerimiz...

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - "Siz" dedim.

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - "Siz" demediniz, "ablacığım" diyorsunuz.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - E, yaşı benden büyük, ne diyeceğim?

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Nereden biliyorsun?

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Turan Bey, Turan Vekilim, lütfen...

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Öz geçmişinizi okudum.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Hadi ya, okuma problemin var o zaman!

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Tamam arkadaşlar, karşılıklı münakaşaya girmeyelim.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Öz geçmişinizi okudum, yaşınız benden büyük.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Evet, buyurun Hocam.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Değerli milletvekilleri, vurgulamak istediğim şey şudur: Türkiye'de sağlıkta şiddet çok önemli bir sorun, herhâlde buna kimse itiraz etmiyor. Biz, şiddeti önlemek için, engellemek için, azaltmak için çaba tüketmeliyiz Meclis çatısı altında, şiddeti körükleyecek cümlelerden kaçınmak da bunun en önemli bileşenlerinden biridir diye düşünüyorum.

Sayın Başkan, ikinci olarak, biliyorsunuz, bu Yenidoğan Çetesi kamuoyunun gündemine bir savcı sayesinde geldi. Sonrasında da 2 kuşkulu ölüm oldu -bir önceki toplantıda, iki önceki toplantıda bunu gündeme getirmiştik- ama yeni bir gelişme daha oldu, izleyenler göreceklerdir; son ölen kişinin otopsi raporunda "Bu bir intihar olarak değerlendirilebilir mi?" sorusunun kuşkulu olduğuna ilişkin cümleler var. Dolayısıyla, intihar olup olmadığını bilmiyoruz ama bir savcının tehdit edilmesiyle başlayan ve iddianamede adı geçen 2 kişinin de kuşkulu ölümüne yol açan sürecin bir biçimde bu çeteleşmeyle daha derinden ilgilenilmesini gerektirdiği çok açık; bunu özellikle vurgulamak isterim. Üstelik de, biliyorsunuz, İstanbul'da hep birlikte çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik ancak kamuoyunda bu kadar duyarlılık varken, Meclis bütün grubu bulunan partilerin ortak kararıyla böyle bir komisyon kurmuş ve ayrıntılı olarak incelemeye çalışırken yine bir özel hastanede ameliyat masasında bir hastayla stent pazarlığı yapıldığına hep birlikte tanıklık ettik. Bunun artık tekil örnek olmaktan çıkıp maalesef bazı özel hastaneler açısından ciddi bir probleme dönüştüğü çok açık; bunun da altını çizmek isterim.

Sayın Başkan, hatırlarsanız, ilk toplantıdan bu yana Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak 55 kişilik, içinde kişilerin adları ya da kurumların adları olan bir buraya çağrılması gerekenler listesi vermiştik. Bunların bir bölümünü çağırdınız, teşekkür ediyoruz. Ancak, hatırlarsanız, İstanbul toplantısında bizim sorduğumuz soruların bazıları için sizler de haklı olarak "Bu soruların muhatabı şu anki İl Sağlık Müdürü değil, bu soruların muhatabı Sayın Bakan." diye bize yanıt verdiniz, tutanaklarda var. Haklısınız, e, biz de baştan beri bunu söylüyoruz zaten. Bakın, bu olayın gerçekleştiği sırada İstanbul İl Sağlık Müdürü ve şimdi Sağlık Bakanı olan, olay gerçekleştiği sırada Sağlık Bakanı olan kişilerin, Sayın Memişoğlu'nun ve Sayın Koca'nın buraya mutlaka davet edilmesi gerekir. En başta vurguladım, bir daha vurguluyorum: Biz onları buraya davet ederken bir araştırma komisyonu olmamız nedeniyle, bu sorunun arka planında ne var, kök nedenleri nedir, bizim saptadığımız bazı sorunlar -ki o sorunların birçoğunda ortak olduğumuzu görüyorum- neden o sürede saptanamamış ya da müdahale edilememiş, bunların yanıtlarını kendilerinden almak isteriz.

Sayın Başkan, bugüne kadar Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere pek çok bilgi, belge ve rapor istedik ama şu ana kadar bunlar elimize ulaşmadı, bir kez daha sizden rica ediyoruz. Yani Sağlık Bakanlığının gerçekten bu raporları elimize ulaştırmamasında acaba bir kasıt mı var, Sayın Bakanın gelmemesinde bir kasıt mı var; bunu anlayabilmiş değiliz. Üstelik de buradaki toplantılarda çok önemli raporlardan söz edildi, 2 tanesini hatırlatayım: Birincisi, 2017'deki Bakanlık ve Neonatoloji Derneğinin ortak komisyonunun raporu; ikincisi de Urfa'da 2 bin gramın üstünde doğup 80'den fazla ve beyin ölümüne yol açan Urfa raporu. Başka raporlarda var ama en azından bunları ortaya koyalım, görelim ki gerçekten bu işin arkasında ne yattığını anlayalım.

Sayın Başkan, son olarak, çağrılmasını istediklerimiz arasında 2 de gazeteci ismi vermiştik size. Bunlardan biri, olayı kamuoyuna duyuran çok önemli işleri de üstlenmiş bir gazeteci, onların da önümüzdeki toplantıda Sayın Bakanlarla birlikte bu toplantıya davet edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmış olalım.

Teşekkür ediyorum.