KOMİSYON KONUŞMASI

KAYIHAN PALA (Bursa) - Çok teşekkürler bu güzel sunum için. Sunumun ilk bölümü oldukça aydınlatıcıydı. Özellikle, bu güzel işleri bize bildirdiğiniz için çok teşekkür ederiz içtenlikle. Umarım söyledikleriniz kısa sürede hayat bulur ve Türkiye'nin en fazla ihtiyaç duyduğu alanlardaki eksikliklerimiz bir an önce giderilir, bunu içtenlikle diliyoruz. Teşekkür ediyoruz sunumlarınız için.

Benim birkaç tane sorum var. Bu iddianamede adı geçen hastanelerden bir tanesi, en azından bizim bildiğimiz kadarıyla bir tanesi TÜSKA tarafından akredite. Dolayısıyla birinci sorum şu: Kaç hastane akredite edildi TÜSKA tarafından; kamu ve özel? İkincisi: Bu söz konusu iddianamede adı geçen hastanenin TÜSKA tarafından akredite edilmiş olması, oradaki hasta güvenliği sorunlarını maalesef ortadan kaldıramadı. Bu konuda neler söylersiniz yani niye kaldıramadı? Çünkü kamuoyunda, özellikle kalite belgelerine karşı duyulan güvensizlik burada da kâğıt üzerinde her şey iyi ama uygulamada söz konusu bir denetim yokmuş gibi yankılandı.

Şunu da söylemek isterim: Ben, 2007-2008'de Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin Başhekimiydim ve iki yıl uğraştıktan sonra Türkiye'de JCI belgesini alan Hacettepeden sonra ikinci tıp fakültesi hastanesi olduk. O denetimlerin ne kadar zor olduğunu, o denetimlerden geçmenin ne kadar zor olduğunu ve kurumun, örgütün iklimiyle de ters düşmek pahasına bu iplerin nasıl göğüslendiğini bilirim. Ama burada gerçekten çok tuhaf bir durum var, bu konuda sizden açıklama isteyeceğim.

Diğer sorum, bu Hıfzıssıhhayla ilgili gelişmelerden büyük memnuniyet duyuyoruz gerçekten. Biliyorsunuz Türkiye'de Hıfzıssıhha Enstitüsü 1928'de kuruldu, sonra değişik aşamalardan geçti. 1940'lı yıllarda Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Sağlık Bakanı Refik Saydam hayatını kaybedince Refik Saydam'ın adını aldı ama maalesef 2011'den sonra kapatıldı. Şimdi yeniden "Hıfzıssıhha" adıyla açılıyor. Tutanaklara geçsin diye söylüyorum: Umarım ki Refik Saydam'ın adıyla tekrar hayat bulur. Bunu açıkçası çok önemsediğimi söylemek isterim.

Sunumunuzda geçti ama bir şey söylemediniz hızlı sunum nedeniyle haklı olarak. Turkovac aşısıyla ilgili acaba son olarak ne durumdayız? Çünkü geçenlerde burada yine bir konuşmada sorduk ama yanıtını alamadık. Örneğin, Turkovac'la ilgili Türkiye dışında bir ruhsatlandırma süreci söz konusu oldu mu ve yalnızca acil kullanım onayı değil -ki orayı da sizden almak isterim- acil kullanım onayı dışında da ruhsatlı olarak bir yerde kullanılabilmesine ilişkin bir şey oldu mu? Çünkü teknolojiyi bizim üretmemiz harika, çok güzel ama bu teknolojinin kabul edilebilmesine ilişkin süreçlerin de bir şekilde uluslararası kabul görmesi gerekir.

Çok teşekkürler yanıtlarınız için.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Evet, teşekkür ediyoruz.

Sayın Hocam, siz çıkacaksınız ondan hemen sorularınızın cevabını alalım isterseniz.

Ümit Hocam...

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Sayın Vekilim, müsaade ederseniz önce Turkovac'tan başlayayım, daha sonra da bütün sorularınıza cevap vermeye çalışacağım.

Turkovac aşısı, TÜSEB tarafındaki -TÜSEB'deki Aşı Enstitüsü tarafındaki Türkiye'deki bilim insanları olarak görüyoruz biz bunu- bilim insanları -bugün aşıyı yeniden zikrettiğiniz gibi- aşıyı tekrardan canlandırmak için uğraşırken gerçekten de bir mucize gerçekleştirmiş ve bunu Türk bilim insanları gerçekleştirmişler. Tamamen TÜSEB tarafından fikri ve sınai hakları olan ve bütün faz çalışmaları açıklıkla yapılmış ve hatta arkadaşlarımız faz 3 çalışması sonuçlarının sunumunu da büyük bir uluslararası kongrede yaptılar. Turkovac'la ilgili kısımlar da bizim TİTCK laboratuvarları tarafından onaylanmış bir ürün. Aynı zamanda uluslararası EMA'nın da artık listesinde olduğu için bizim TİTCK'miz, otomatikman uluslararası bir kimlik kazanıyor efendim.

KAYIHAN PALA (Bursa) - EMA'nın listesinde Turkovac görünmüyor yalnız.

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Turkovac değil, bizim TİTCK'deki laboratuvarlardan biz izin alıp orada geliştirildiğinden... Çünkü TİTCK'deki bizim denetçilerimiz şu anda gerçekten de TÜSEB'in bünyesinde. Bizim dışarıdan aldığımız, özellikle Hacettepe Üniversitesinin Aşı Enstitüsü tarafından, Ege Üniversitesinin Aşı Enstitüsü, Kayseri Üniversitesi... Biz Türkiye'deki 5 tane büyük enstitüyü TÜSEB bünyesine almaya çalışıyoruz ve onlar bizi gerçekten bazen çok da sert eleştiriyor ama iyi bir ürünün ortaya çıkmasında doğru olanın bu olduğunu düşünüyoruz. Turkovac'la ilgili şu süreçlerin hiçbirinde bir eksiklik yok. Bu konuda size net, daha sonra yazılı da bilgi verebiliriz eğer arzu ederseniz, süreçler kısmında bir eksiğimiz yok.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Turkovac'la ilgili Türkiye dışında bir ruhsat süreci var mı?

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Efendim, bizim TİTCK'den almış olduğumuz ruhsat uluslararası zaten. Bize uluslararası bir ülkeden, herhangi bir yerden talep olduğunda biz rahatlıkla satabiliriz ya da ticaretini yapabiliriz.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Talep var mı?

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Şu dönemde Turkovac'la ilgili yani Covid'le ilgili dünyanın birçok ülkesi bu konudaki programını durdurmuş durumda efendim. Ama şu da kıymetli: Turkovac döneminde aşının yapılmasında bir ekip oluşmuş durumda, bilim insanları bu kabiliyetini tekrardan kazanmıştır. Bunu bile çok önemsiyoruz yani ülkemizde yapılmış olmasını.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Kesinlikle, biz de buna çok katılıyoruz. Türkiye'nin tekrar aşı üretmeye başlamasını çok yararlı buluyoruz.

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Sayın Vekilim, "Kaç hastane?" demiştiniz. 17 hastane bugüne kadar TÜSKA tarafından akredite edilmiş durumda. İsmi geçen hastaneyle ilgili de...

KAYIHAN PALA (Bursa) - Bunların içinde kamu-özel rakamları...

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - 8 tanesi özel, 9 tanesi kamu hastanesi şeklinde. Çünkü bugüne kadar -zorunlu olmadığı için- tamamen isteğe bağlıydı, o yüzden de bugüne kadar sayının belki az olması ondan olabilir ama bu dönemden sonra bizim de gayretlerimizle bu sayının artmasını hedefliyoruz.

İsmi geçen hastaneyle ilgili bilgi vereyim: İsmi geçen hastane bize 2019 Temmuz ayında başvurmuş akreditasyon için. Bizim ekiplerimiz yerine gidiyorlar, standartlarının bir kısmında eksiklik olunca -biraz önce sunumda bahsettiğim gibi- yeniden değerlendirilmesi ve eksiklerini tamamlaması öneriliyor, araya 2019'da Covid girdiği için süreci aksıyor, akredite edilmiyor. 2020 yılında bizim 4 denetçimiz altı gün orada çalışıyorlar ve hastaneyi denetliyorlar. Bizim oradaki ekibimiz bir eksiklik olduğunu gördüğünden onun akreditasyonunu hemen yapmıyor hatta itirazı oluyor hastanenin. Bizim itirazlara da cevabımız oluyor, yine denetçi ekibimiz gidiyor, yine bağımsız gidiyor bu ekipler, yerinde denetliyorlar; arkasından eksikliklerini tamamladıktan sonra da 2021 yılında biz onlardan bir eylem planı istiyoruz eksikliklerinin giderilmesi konusunda. 2021 yılında eylem planı tamamlandıktan sonra yine denetçi ekibimiz gidiyor. 2021 yılında Aralık ayında yani 2022'nin başında biz hastaneyi akredite ediyoruz çünkü bütün eksiklikleri tamamlanmış olduğu için hatta hastaneye biz o süreçlerde sadece akreditasyon yaptıktan sonra da ara denetimler yapıyoruz. Biz yine, o dönem her yıl akredite yaptığımız hastaneleri denetliyorduk, bir yıl sonra hastane yerinde denetlenmiş, eksiklikler olduğu için yine askıya almışız yani "Biz verdik, arkamızı döndük." dememişiz, o dönemdeki eksiklikleri görmüşüz ve demişiz ki: "Bir dakika, TÜSKA olarak, akreditasyonunuzu askıya alıyoruz sizin." Biz o eksikliklerin giderilmesi için tekrardan onlardan bir eylem raporu istemişiz ve tekrar yerinde denetime göndermişiz ekiplerimizi. O eksikliklerini tamamlamışlar, ekipler yerinde değerlendirmişler, yine oraya da bu eksikliklerin giderilmesi için üç günlük bir denetçi ekibi gidiyor. Ardından, 2024'te yine 3 kişilik bir denetim ekibi gidiyor ve hastanenin akreditasyonunu onaylanıyor. Hastanenin akreditasyonu onaylandıktan sonra her üç yılda bir akreditasyon yaptığımız için geçen sene yani 2024 yılında akreditasyon için tekrar başvurması gerekiyordu. Hastane bize başvurmuyor hatta ekiplerimiz arıyor "Süreciniz doluyor, altı ay içinde eğer başvurmazsanız biz tekrardan sizin sertifikasyonunuzu iptal edeceğiz." diye. Bu süreç içinde de hastanenin yönetiminde değişiklikler olduğunu bizlere o dönemde... Yasal süreçler işliyor yani orada biz hemen alırız diyemiyoruz, biz onlara hatırlatıyoruz yani "Son altı ayınız kaldı, bize tekrardan başvurun." diye. O dönemde de bu süreçler olduğunda zaten bizim ekibimiz de yine yerinde gidip ruhsatını yani akreditasyonunu iptal ediyor. Yani her dönem mutlaka yerinde denetimler yapılmış.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Ama yani şu gerçeği tutanaklara girsin diye söyleyelim: Olayların geçtiği tarihte hastane maalesef akredite durumda.

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Sayın Vekilim, tümüyle akredite değil çünkü dönem dönem 3 defa biz o akreditasyonu askıya almışız. Yani aldığı günden itibaren iptal ettiğimiz güne kadar tamamen akredite değil, 3 defa akreditasyon belgeleri, yerinde denetimlerde eksiklikler olduğu için, yaklaşık altı aylık süreçlerde de askıdaymış.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Yani şunu bir kez daha vurgulama ihtiyacı duyuyorum: Eksikliklerin ne olduğunu bilmiyorum, muhtemelen şu anda siz de belki onları...

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Söyleyebilirim efendim.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Yani hasta güvenliğiyle ilgili sorunları akreditasyon belgesinin çözmediğini biz iddianamedeki durumdan görmüş oluyoruz. O yüzden, bu akreditasyon sürecini, hasta güvenliğine biraz daha odaklanacak çalışmaları en azından tartışmak gerektiği kanısındayım.

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Hasta güvenliğinde daha sonra eğer arzu ederseniz verebilirim hangi eksiklikler olduğuyla ilgili çünkü onlar tutanaklarla tutulmuş durumda. Görüntülemeyle ilgili bir şey var, bir de acil servisle ilgili bir süreç var gidilen yerlerde. Yani bir tane kriterin bile eksik olması bizim için o akreditasyon belgesinin askıya alınması için bir gerekçe oluyor.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Yani yenidoğanla ilgili bir sorun görülmemiş diye anlıyorum, doğru mu?

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Efendim, o süreçler içinde, bizim kriterlerimizin içinde -biz hastanelerde has kriterlerimiz doğrultusunda gidiyoruz- o kriter var mıdır, yok mudur kısmına tutanaklardan bakmamız gerekiyor.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Bir soru daha eklemiş olayım: Yani şimdi, biliyorsunuz, bu akreditasyon süreçlerinin en zorlu yanlarından biri personel sayısının tutturulmasına ilişkindir. Bizim de hem iddianamede hem bugüne kadar izlemlerimizde bu hastanelerde aslında personel sayısının az, yetkin olmayan kişilerin çalıştığı ve aslında çalışmayan kişilerin sanki çalışıyormuş gibi gösterildiği iddialarımız var. Sizin acaba bu süreçte böyle bir saptamanız oldu mu bu hastaneye ilişkin? Çünkü yoğun bakım uzmanı, pediatrist, yeterince hemşire, bütün bunlar sağlanmış mı görünüyor yani?

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Bizim kriterlerimizde dediğiniz kelimelerin aynısı var mıdır? Bunlar tek tek yazılı değil efendim, biz hastanelerde yani akreditasyon sürecinde dünyada da yani JCI'da da bugün yaptığımız akreditasyonda da aynı kriterler neyse biz de o kriterlere bakıyoruz, yine tekrar etmek isterim. Biz hastaneleri - o kriterler için tek tek bir birimin, her birimin, her işleyişiyle ilgili- genel hizmet alımında da bütün anlamında değerlendiriyoruz.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Ama bakın, soruyu daha netleştireyim: Örneğin, JCI kriterlerinden bir tanesi yoğun bakımlardaki hemşire sayısıdır; yatak başına ve JCI kriterleri o kadar serttir ki yoğun bakımda 2 yataktan fazlasına 1 hemşire gösterdiğiniz zaman JCI sizi akredite etmez, eş yetkilendirme süreci yaşanmaz. Dolayısıyla, en azından bunların herhâlde sizin tarafınızdan kayıt altına alındığını tahmin ediyorum.

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - O başlık insan kaynağı oluyor efendim. O, insan kaynağı tarafında bir eksiklik görülmemiş.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Peki, teşekkürler.