| Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) Başkanı Ümit Kervan'ın, TÜSEB’in yapısı ve hedefleri ile Türkiye Sağlık Hizmetleri Kalite ve Akreditasyon Enstitüsünün (TÜSKA) yaptıkları ve hedefleri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 19 .02.2025 |
HALİT YEREBAKAN (İstanbul) - Son bir ilave yapmak istiyorum.
Murat Hocam, teşekkür ederim; hocalarım, katkılarınız için teşekkür ediyorum.
Şimdi, tabii, etik, ahlaki standartlar her zaman için kanuni standartların üstündedir. Dolayısıyla, bir hizmet verebilmek için "substantial quality" dediğimiz en temel, en alt ölçekte bir baz kaliteye ihtiyaç vardır, bu da sağlıkta hastanın hayatıdır yani hastanın hayatını koruyabilmek için ne gerekiyorsa o imkânların mutlaka orada olması gerekiyor. Akreditasyonu biraz böyle ahlaki ve etik standart gibi görürsek bunun kanuni standardı ne? Kanuni standardının denetimini yapan Sağlık Bakanlığı her yıl düzenli olarak SKS yani "Sağlıkta Kalite Sistemleri" adı altında bir denetim yapıyor. Zaten orada bir sorunla karşılaştığı zaman hastaneye gidiyor ama bu masanın etrafındaki herkes -hangi partiden olursa olsun, hangi kurumdan olursa olsun- hepimiz bir şeyin tarafındayız, kimse hiçbir kurumun, hiçbir denetçinin, hiçbir şeyin tarafında değil, herkesin taraf olduğu tek bir nokta acımızın tarafıyız, kaybettiğimiz evlatlarımızın tarafındayız ve bir daha böyle bir şey yaşanmasın diye bir uğraşı içerisindeyiz, o yüzden bir fikir jimnastiği yapıyoruz. Yani birinin eksikliğini, argümanını buraya taşımaktan ziyade bundan sonra bir daha böyle bir şey olmasın diye ne yapacaksak onu yapalım.
SKS mesela bazı hastanelerde bu sene yapılmamış. Neden yapılmamış, bunu merak ediyorum, şahsen merak ediyorum. Akreditasyonu olan bir hastane yani kanuni standartların üzerinde, ahlaki boyutta yani "marketing" açısından kullanılabilecek bir akreditasyon standardına sahip olan bir hastanede, her ne kadar eski versiyonunda olsa bile böyle bir sorun yaşamış. Ne olursa olsun biz öyle bir kültürdeyiz ki belki polisi gördüğümüze ceza yememek için kemer takabiliyoruz değil mi veya işte, bir imtihana gireceksek son gün çalışabiliyoruz. Son günde, son anda, işte, belirli toparlanmalarla... Defalarca yaşadım akreditasyon süreçlerini ancak akreditasyon sisteminin başındaki olan sizler mesela bizlere bir kanuni örnek verebilirseniz veya bir tavsiyede bulunabilirseniz bununla ilgili o kanuni standartlarımızda demek ki bir eksiklik var, onu hangi seviyeye çıkarmamız lazım ki bir daha böyle bir şey yaşanmasın... Sunumu yaptınız ama katma değer üretebilecek bir fikir de buradan ortaya çıkmasını istiyorum. Dolayısıyla, bu açıdan yani "Şu da olsaydı, bize şu konuda destek verin." dediğiniz noktayı da merak ediyorum ama eğer siz kabul ediyorsanız o zaman siz de belki sayfanın bir yerinde eksiklik görüyorsunuz diye düşünürüm. Dolayısıyla, bizim fikir de yürütebilmemiz ve fikir birliğiyle daha da geliştirebilmemiz için sizin bu açıdan da geri bildiriminize ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.