KOMİSYON KONUŞMASI

AYTEN KORDU (Tunceli) - Gerekçe:

Başlığı sera gazı emisyonlarının azaltım faaliyetleri olan maddede hedefler belirsiz bırakılmıştır. Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması kapsamında taahhüt ettiği net 1,5 dereceyle sınırlı kalma ve net sıfır emisyon hedefi olarak 2053 yılının dahi maddede tanımlanmamış olması izaha muhtaçtır. Bu hâliyle maddenin, yasa tasarısının tümünde olduğu gibi iklim değişikliğiyle mücadele ya da Paris İklim Anlaşması'nın amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek değil, bu anlaşmayı araçsallaştırarak karbon ticareti üzerinden yeni bir rant düzeni kurmak olduğu anlaşılmaktadır.

Diğer yandan, bilimsel çalışmalar, bu hedeflere ulaşılmasının ancak Türkiye'nin emisyonlarını 2020 yılı seviyelerine kıyasla 2030 yılı itibarıyla en az yüzde 35 oranında azaltmasıyla mümkün olduğunu ortaya koymaktadır. Bu da bu yasada hedeflerin, bu hedefleri yerine getirmekle yükümlü kurum ve kuruluşların, bu kurum ve kuruluşların yapması gerekenlerin bunlara dair süre ve sınırların net bir şekilde belirlenmesiyle mümkündür. Yasa tasarısında ve ilgili maddede bunun yapılmıyor olması ve sadece genel tanımlarla yetinilmesi sorumlulukların, hedeflerin, hedeflere dair süre ve sınırların emisyon bütçelerinin belirlenmesi, planlanması ve işletilmesine dair usul ve esasların belirsiz bırakılması kabul edilemezdir.

Diğer yandan, yasa tasarısının genelinde olduğu gibi bu maddede de Başkanlığın, Bakanlığı aşan görüş veren bir konuma iten ve dolayısıyla Anayasa'yı ihlal anlamına gelecek yetkilerle donatıldığı görülmektedir. Başkanlığı, belirsiz hedef ve görevlerle ama sınırsız yetkiyle donattığı görülmektedir. Başkanlığın belirsiz hedef ve görevlerle ama sınırsız yetkiyle donatılması ve Bakanlığın devre dışı bırakılması devlet işleyişine ve kurumlar hiyerarşisine uygun değildir. Hedef ve görevleri belirtilirken o kadar çekinik davranan teklif sahiplerinin yetki tanımına bu kadar eli açık olması, yasanın açıklanmayan asıl amacının Paris İklim Anlaşması'nın amaç ve hedeflerini yerine getirmek değil, küresel iklim değişikliği kaygısı üzerinden yeni bir kamu güç odağı yaratmak ve bununla yeni rant alanlarını oluşturup denetimsiz bir şekilde iş görmek olduğu anlaşılmaktadır.