KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Şimdi, burada suyun planlanmasını konuşurken "kaçak kuyu" ifadesini Değerli Vekilim de kullandı ama İç Anadolu'da KOP bölgesinde kuyuların yüzde 95'i ruhsatsız. Bu kuyuların ruhsatsız olması nedeniyle vahşi sulama zorunlu olarak yapılıyor çünkü bankalar modern yöntemlerle sulamalar için krediyi kuyu ruhsatı varsa veriyor. Kuyu ruhsatı yoksa o su daha çok tüketildiğinden obruklar oluşuyor, sorunlar katlıyor. Olması gereken, bu bağlamda, kaçak kuyu sayılan yerlerin su kullanımında modern yöntemlerle sulamanın sağlanabileceği uygulamalara kapı aralama. Eğer bu kapı aralanmazsa bölgenin sorunları da katlayacak. Burada şunu belirtmekte fayda var: Bizim İç Anadolu'da kuru tarım alanında bir dönümden 140 kilo buğday alınıyor, özellikle Niğde bölgesinde bu böyle; hele bir de kurak geçti mi, olduğu gibi kalıyor. Bunun yerine sulu tarım yapıldığında 550'den başlıyor, 800 kiloya kadar çıkıyor. Onun için bu kuyuların doğru kullanılması gerekiyor. Bu kuyuların doğru kullanılması da -dediğim gibi- banka kredilerinin modern yöntemlerle sulama yapılabilmesine olanak sağlayacak, kuyunun kullanılıyorsa kaçak olup olmadığına bakmadan bu konuda bir düzenlemeyi içeriyor. Bunlar olmadan bu suyun doğru yönetilmesi mümkün değil. Ayrıca, sarnıç yönteminin farklı bölgelerde uygulamaya alınması, yer altı sulama barajlarının yapılması, bu sayede suyun doğru yönetilmesi gerekiyor. Yıllar öncesinde, 1998'de, Devlet Su İşleri, o dönem Kızılırmak'ın üzerinden Fırat'ın bir kolunu İç Anadolu'ya getirmeyi düşünmüş. Türkiye'nin gelecekteki, bugün de tahıl ambarının sulanabilir suyla üretiminin artması olası. Buna yönelik düzenlemelerin yapılması daha doğru olur diye düşünüyorum.

Önemli olan, kaçak kuyunun kullanılış biçimini doğru kılmaktır diyor, teşekkür ediyorum.