KOMİSYON KONUŞMASI

ELİF ESEN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum. Başkanım.

Teşekkür ediyorum, Komisyonun üyesi değilim ama özellikle çocuk konusu çok hassas olduğum bir konu ve belki duymuşsunuzdur, buradan da gönüllü milletvekillerimizin olduğu partilerüstü bir çocuk hareketini Türkiye Büyük Millet Meclisinde tesis ettik, çalışmaya da devam ediyoruz. Çünkü çocuklar hepimizin, çocuğun güvenliği hepimizin ortak gayesi. Evet, biz burada çocukla ilgili koruyucu tedbirleri, bu ihmal ve istismar vakaları nasıl yaşanmaz; bunu konuşmalıyız ama bu tedbirleri alabilmek için de bu sorunun nasıl yaşandığını, neden yaşandığını doğru tahlil edebilmemiz lazım ki, ihtiyaçların neler olduğunu güncel olarak doğru tahlil edebilmemiz lazım ki doğru ve güncel çözümler, politikalar ve yasa teklifleri geliştirebilelim. Dolayısıyla Sayın Başkana katılıyorum, ben de Sıla bebeğin mahkemesine Ankara'dan gece İstanbul'a döndüm, sabah inanın birkaç saatlik uykuyla Tekirdağ'a gittim ki mahkemede bebeğin tarafı olarak, hiç olmazsa o anasız babasız bebeğin bir tarafı olarak bizler olalım diye ama Sayın Başkan, mücadele etti sayın vekil girdi, biz dışarıda kaldık ama vicdanen rahattık. Ama vicdanımızın asıl soğuması suçluların cezalarını hak ettikleri gibi almalarıyla ancak olabilecek, toplum nezdinde de böyle.

Bizlerin asıl bugün konuşması gereken, gerçekten cezaların caydırıcı niteliğinin ne kadar olduğu. Bu, elbette sizin alanınız ama buna gelene kadar çocuğu koruyacak, kollayacak, önleyecek tedbirleri alacak bakanlıklarda sadece elbette Adalet Bakanlığı değil, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, Millî Eğitim Bakanlığımız, Sağlık Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız kolluk güçleriyle koruyucu, önleyici olabilecek tedbirleri alacak, iş birliği yapacağınız Bakanlıklar. Olay olduktan sonra size intikal ediyor ve siz o aşamada elbette çocukları koruyucu önlemler almaya gayret ediyorsunuz.

Şimdi, çok yakın bir zaman içinde -iki gün olmadı- işte İstanbul'da pazarda katledilen, başka bir çocuğun katlettiği Ahmet'in annesini -Yasemin Minguzzi- ben ziyaret ettim. Baba İtalyan bir şef Türkiye'de yaşıyor. Çocuk kaykayına tekerlek almaya Kadıköy'de salı pazarında gidiyor. Videoyu muhtemelen sizler de izlemişsinizdir, âdeta uçarak başka bir ergen çocuk geliyor ve büyük bir hınçla çocuğu bıçaklayarak öldürüyor, yanındaki arkadaşı da tekmeliyor.

Şimdi, yani gerçekten bazı şeyleri konuştuğumuzda konuştuğumuz konunun insan olduğunu, çocuk olduğunu unutmadan konuşmamız gerekiyor. Evet, siz bize çok güzel bir sunum yaptınız, tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Elbette sistemin iyi işleyen tarafları var ama engelleyemediğimiz, işte koca koca kitapların yazıldığı, sorunların konuşulduğu, çözümlerin yazıldığı ama hâlâ daha bizim yüz binlerle ifade ettiğimiz suça sürüklenen çocuklarımız var, suçun mağduru çocuklarımız var. Yani bugün bunlar hâlâ işlenmeye devam ediyor. Öyleyse bir tek çocuğun bile canına zarar gelmeyecek tedbirleri bizim yasama organı olarak almamız lazım ki kendimizi huzurlu hissedelim ve toplumu da koruyabilelim. Yasemin Hanım diyor ki: "Benim bir tek evladımdı." Bir tek evladı, düşünün, öyle acılıydı ki o gün o aile; teyzesi, anneannesi: "O çocuklara çocuk demeyin." dediler bana. Ben: "Suça sürüklenen çocuklar." dediğimde aile bana tepki gösterdi "Çünkü onlar çocuk değil, cani." dediler. Şimdi, o çocukları da buna sürükleyen neydi? Bizim onu da bilmemiz lazım ki işte, koruyucu, önleyici tedbirlere buna katalım. Aile Bakanlığımızın elbette çok büyük sorumluluğu var ama önce ekonomiyi, yoksulluk ya da bağımlılıklar... Ya, ben o videoyu izlediğimde ilk aklıma gelen şey şuydu: "Bu çocuk met mi kullanmış?" dedim aklımdan. Çünkü geçtiğimiz günlerde de met kullanan bağımlı gençlerin anneleri ziyarete geldi, diyorlar ki: "Bir hafta, on gün met alan çocuk sınırsız enerjiye sahip oluyor. Gece biz de uyumuyoruz onlarla beraber, evin içinde dolanıp duruyoruz ki kardeşine zarar verir mi, kendisine zarar verir mi diye?" diyorlar.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Toparlayabilirsek Sayın Vekilim.

ELİF ESEN (İstanbul) - Toparlıyorum Başkanım.

Şimdi, o çocuk met kullandıysa gelip saldırdıysa; öyleyse sadece elbette Adalet Bakanlığı değil, aslında sistemin revizyonuna, kuralların doğru işlemesine ama asıl adaletin tesisine ihtiyacımız var. Adaletin tesis olabilmesi için de cezaların caydırıcı olması şart. Toplumda kulaktan kulağa o kadar hızlı yayılıyor ki anında yani işte, az önce okudum "Yenidoğan çetesinde olaya karışan sorumlular üç yıl meslekten men edildi." Şimdi, hepimizin aklında bir şeyler oluşuyor değil mi; üç yıl mı bunun karşılığı, üç yıl sonra işine devam mı edecek bunlar? Bunları bizim çok iyi tahlil etmemiz lazım.

Tabii, benim birçok sorun vardı ama ben sorularıma girmiyorum, teknik sorulardı. Biz, Elif Esen olarak yargı reformuyla ilgili bu strateji belgenizle ilgili bir soru önergesi verdik. Sorduğumuz soru önergelerimize geri cevap alıyoruz genellikle, teşekkür ederim. Burada 10 tane sorum var, Komisyonu meşgul etmeyeceğim ama bu sistemin doğru revizesi elbette çocuklarımızı koruyacak ama sadece siz değil, sistemin revize olması ve önce ekonominin ve yeniden adaletin daha doğru, caydırıcı bir şekilde tesis olması gerekiyor.

Teşekkür ederim.

Teşekkürler Başkanım.