KOMİSYON KONUŞMASI

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Başkanım, teşekkür ederim.

Kadem Bey, kusura bakma, biraz evvel insicamını bozdum, ben asla öyle bir şey yapmam.

Şimdi, sizin bıraktığınız yerden başlayayım. Diyorsunuz ya "İşte, 100 odalı bir işletmede bu "sprinkler" sistemine ihtiyaç olması zorunlu. İşte 2010'dan önce, 2007'den önce yoktu." falan; bakın -kitapçı getireceğim- Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığının şu kadar bir yangın yönetmeliği kılavuzu var. O kılavuzda "Danıştay 10. Dairesi, 2021 tarih, esas numarası 2019/261" falan demiş, bu Ek-7, otomatik algılama sistemi gereken binaların tablosunda yer alan bölümle ilgili Ek-7 tablosunda bazı iptaller yapmış ve o tarihten sonra o yapılan iptallerin yerine -ki bu işin sekretaryası Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtikten sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına geçmiştir- orada herhangi bir düzenleme, o Ek-7 tablosunda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Peki, bu Ek-7'de hangi maddeler iptal edilmiş? Aslında Danıştay diyor ki ilgili odanın açtığı davayla... İlgili oda diyor ki: "Siz okullara kısıtlama getiremezsiniz, her türlü yangın tedbirini alacaksınız. Siz okullara, otellere, yeme içme..." Davayı açan oda bunu diyor, diyor ki: "Siz hiçbir şekilde kısıtlama getiremezsiniz." ve Danıştay da odanın yapmış olduğu başvuruyu haklı bularak diyor ki: "Evet, doğru, siz hiçbir okulun, hiçbir yeme içme alanının, AVM'nin yangın tedbirleriyle ilgili alınması gereken şeyle ilgili bu Ek-7'deki tabloda kısıtlamaya gidemezsiniz."

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Bu kısıtlama dediği şu mu Ednan Bey, öğreneyim diye söylüyorum yani "Oda sayısı falan kısıtlama yapamazsınız." mı diyor?

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Hayır, hayır, kısıtlama şu Sayın Başkanım, ben onu hemen size söyleyeyim: Mesela, kısıtlamalardan birinde "Konutlar için 51,50, üstü olursa bu dediğiniz sistemler geçer." diyor ya da "Konaklama amaçlı tesisler için 6,50'yi, 1.000 metreyi geçerse." diyor, burada şey yapıyor ama bakın, mesela burada ne var biliyor musunuz? Mesela -3'üncü maddeymiş o- eğitim tesisleri, yataklı sağlık tesisleri, ayakta ve diğer sağlık tesisleri; 5, ticaret amaçlı binalar; 6, endüstri amaçlı binalar; 7, toplanma amaçlı binalar, yeme içme, müze, eğlence, sergi alanları falan filan, demiş ki: "Sen bunlarda herhangi bir kısıtlama yapamazsın." Ne diyor bizim yönetmelik, o tarihte çıkan? Ek-7 diyor ki "Okullar 21,50'nin üzerinde olursa sen elektronik ya da elektrik algılama sistemi kur, işte, tam bir tedbir al." Yani 1999 yılında bu ülkede deprem oldu; çıkan yönetmelikte siz bu ülkede 4 katın üstünde okul yapamıyorken 7 katlı okula sınır getiriyorsunuz. Diyordu ki o da: "Böyle bir şey olamaz, zaten 4 katın üstünde yapamıyorsunuz okulları." ve bu iptal edilen maddelerin yerine maalesef Bakanlık o gündür bugündür herhangi bir düzenleme yapmamıştır. Bu tedbirlerin alınmasına yönelik şu an için Ek-7'de o ilgili bölümler boştur, bir karşılığı yoktur. Bakanlık mevzuat olarak burada bu tedbirleri almayarak... Yani Danıştay iptal etti, niye iptal etti? "Bunlarda zorunluluk yoktur." diyerek iptal etti diye algılanıyor. Hâlbuki öyle değil. Başvuru yapan... Danıştayın bu konudaki açıklamış olduğu esas diyor ki: "Siz buralara kısıtlama yapamazsınız, yükseklik kısıtlaması yapamazsınız, metrekare kısıtlaması yapamazsınız, o kısıtlamaları kaldırıp bütün tedbirleri alın." Ama maalesef, bizim Bakanlığımız hâlâ bu konuda mevzuata herhangi bir şey getirmedi ve o da maalesef burada bir açık olarak önümüzde duruyor ve bu tür sorunların da kaynağı hâline dönmüş durumda.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Çevre, Şehircilik değil mi?

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Çevre, Şehircilik bu işin sekreteryası ve bir kılavuz yazmışlar, kılavuz bu kadar ama niye yazdın sen? Okulda biz yangın tedbiri alamayacaksak, yemekhanede, AVM'de, otelde bu işleri yapamayacaksak nerede yapacağız? Nerede yapacağız? Hiçbir yerde. Konutlar 51,50 ya, konutlar 51,50.

Şimdi, ben Değerli Bakanlık bürokratlarına teşekkür ediyorum. 15 tane güzel tespit yapmışlar. Yapmış olduğunuz şeylerde kim sorumlu peki? Peki, size şunu sorsam: Yani bu yapmış olduğunuz tespitlerle Bakanlık tam olarak işini yapmış mı? Bakandan en sıradan personele kadar bu işte bir sorumluluğunuz var mıdır, yok mudur? Çünkü tedbirler de güzel tedbir, işte söylemişsiniz: "Acil durum planı güncellenmemiştir, kaçış yolu yok, toplanma yeri yok, acil durum ekip..." Sizin iş müfettişleriniz gidip bunları tespit ediyor mu yangından sonra? Peki, öncesinde gidip tespit etmediler mi? Daha öncesinden bu raporlar yazılmadı mı? Size hiç ulaşmadı mı burayla ilgili? Mesela, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri tarafından her yıl yapılması gereken denetimler gerçekleşmiş midir? Yangın tesisatına ait periyodik kontrol raporları sorgulanmış mıdır? Yangın teçhizatı ve mutfak davlumbaz söndürme sisteminin periyodik kontrol raporları mevcut mudur? Ki oradaki davlumbazda herhangi bir söndürme sisteminin olmadığı söyleniyor. Peki, bizim iş sağlığı ve güvenliği uzmanları yani bizim Bakanlığımızın müfettişleri oraya gittiğinde o davlumbaza bakmak akıllarına gelmemiş midir? Eğer öyle bir rapor mevcut ise kontrolü gerçekleştiren periyodik kontrol yapmaya yetkin yetkilinin EKİPNET numarası var mıdır? Yangından koruma, yangın söndürme, can kurtarma, ilk yardım faaliyetleri konularında görevli acil müdahale ekipleri oluşturulmuş mudur? Oluşturulduysa ekip, personeller yangın söndürme alet ve malzemelerinin nasıl kullanılacağı, itfaiyeye nasıl ulaşılacağı konusunda eğitimden geçmiş mi? Binaya yerleşimi, bina içi ulaşım yolları, yangın bölme duvarları, yatay bölme cephelerinin söndürücü ve uyarıcı sistemi, su beslenme üniteleri hususlarını gösterir krokiler mevcut mudur? İşletmede senede en az 1 kez yangın söndürme ve tahliye tatbikatları gerçekleştirilmiş midir? Taşınabilir söndürme cihazlarının yerleşim planları uygun mudur? Söndürme cihazlarının tüpü, sayısı tehlike sınıfına göre uygun mudur? Periyodik kontrol raporları, bakım kayıtları mevcut mudur? Bunlar hepsi sizin Bakanlığınızla ilgili. İş güvenliği uzmanı defteri mevcut mudur? "İş sağlığı güvenliği uzmanı yok." dediniz. Peki, bu iş sağlığı ve güvenliği uzmanının olmadığını tespit etmek Bakanlığımız açısından zor mudur? Bir sisteme bunların bildirilmesi gerekmiyor mu? Ondan sonra, periyodik kontrol için yetkili kişiyle sözleşme imzalanmış mıdır, örneği var mıdır? İşletmeye iş sağlığı hizmeti veren firma, kişi ya da kişiler ile işletme sahibinin bağı var mıdır? İş sağlığı hizmeti veren firma -eğer varsa- kişi veya kişilerin verdikleri hizmetin karşılığında ödemelerini denetledikleri iş yeri sahibinden almaları yani denetlenen iş yeriyle organik bağların oluşması, denetleme ve periyodik kontrol açısından çelişki ve çıkar ilişkisi oluşturmaz mı? İş sağlığı uzmanlarının bu konuda yıllardır süren itirazı ve önerilerine yönelik bir çalışma var mıdır? İş sağlığı ve güvenliği uzmanları için bir havuz oluşturularak -yapı denetimde de vardı böyle sorunlar- daha sağlıklı bir şekle geldi bu. İş yeri sahiplerinin bu havuza ödeme yapması yoluyla aradaki organik bağ ve çelişki kolaylıkla ortadan kaldırılamaz mı diye ben bunları sormak istiyorum.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ednan Bey, o sorduğunuz soruların eğer fazlası varsa verelim; onu yazamamışlardır.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Olur verelim Sayın Başkan.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Onu arkadaşlara verelim, o kadar şeyi yazamazlar.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Olur, olur, verelim.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ona göre cevap versinler, olur mu?

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Başka notlar da var, danışman arkadaşlarım hemen çıktı alsınlar, ilgili bürokrat arkadaşlara takdim edelim.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Evet, versinler, yazamazlar çünkü.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Teşekkür ediyorum, sağ olun.