KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, biz Komisyon görevlisi arkadaşlarımızdan bazı belgeleri istemiştik. 2016'da Sağlık Bakanlığının bir soruşturması vardı, müfettişler bilirkişiden bilgi almışlardı, çok bir şey görünmüyor gibiydi fakat SGK'ye de bir suç duyurusu ve işlem yapılması, incelenmesi yönünde bir bildirimde bulunmuşlardı. Biz SGK'deki bu incelemeyle ilgili bilgi istemiştik; makamlarımıza gönderildi, diğer arkadaşlar da görmüştür sanırım, bu rapor bana da ulaştı. Bu raporu hassasiyetle takip ediyorum. Şimdi, rapor maalesef çok iyi bir rapor değil çünkü burada 280 takip dosyası var ve 42 hastayla görüşülmüş. Şimdi, bakın, neden bugünlere geldiğimizle ilgili bir işaret var burada. 280 dosya incelenmesi istenmiş ve incelenen, 42 hastayla görüşülüyor, 60 takip dosyasıyla ilgili ifadeler alınıyor. Buradaki ifadelerde de SGK'dekiler gidip bizzat klinik olarak bu incelemeleri üniversite hocalarına yaptıracağına hastalara telefon açmışlar "Ya, bir şikâyetiniz var mı?" Hasta ne bilsin yani tıbbi işlemleri, o doktor değil ki. "Bir şikâyetiniz var mı bakalım?" "E, vallahi bilmiyoruz, işte gittik doktora, işlemler yapıldı, döndük geldik." falan denilmiş. İyi, tamam, kapatıldı, bir şikâyet yok. Bakın, işlem böyle cereyan etmiş, sonra...

ALİ KARAOBA (Uşak) - Öyle yazmıyor ama Sayın Vekilim.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Yok, böyle.

Bakın, devam ediyor, sonrasında diyor ki: "İki tane dosyayla ilgili de biz ceza verdik, öbürkülerde bir şey bulmadık." değil mi, bu böyle fakat raporun en sonunda da "Bir şey bulunamamıştır." denildi. Ben burada bizzat SGK yetkililerine de sormuştum, zaten olayı da o yüzden takip ettim, bizzat raporu da görmek istedim. SGK yetkilileri bize "Bu incelemede bir şey çıkmamıştır." dedi. Tamam "Bir şey çıkmadı." denilen incelemeyi ben çok ciddiyetli bulamıyorum. 280 dosya iletiliyor, 42 kişiyle görüşülüyor; bir bu. İkincisi, iki dosyaya da ceza veriliyor ve sonuçta "Bu incelemeden önemli bir şey çıkmamıştır." neticesine varılıyor. O zaman iki dosya için niye ceza verdiniz? Bununla ilgili neden bir not düşülmedi? Bunların sorgulanması gerekiyor. Ben, aslında yetkili arkadaşlarımıza bunu ilettiğimde hem Sağlık Bakanlığının müfettişlerinin, Nihat Sabuncu ve Halil Fincan'ın burada dinlenmesi gerektiğini, Sağlık Bakanlığından SGK'ye iletilen bu rapordaki bu 2 müfettişin -birisi müfettiş, birisi de denetim birimi başkanı- bu 2 kişinin dinlenmesi gerektiğini; ikincisi, bu SGK raporunu hazırlayan müfettişlerin de dinlenmesi gerektiğini iletmiştim, o kişiler gelmedi ama en azından bir SGK raporu geldi fakat bu SGK raporunu ben işin doğrusu sorunlu buluyorum. 2016'da "Bir şeyler var, araştıralım." denilip de kapatılan bir dosyadan sonra 2024'te böyle olaylar oluyorsa bu sıkıntılı bir durum. Ben, tekrar, Komisyona, dönemin 2016 Sağlık Bakanlığı müfettişleri Nihat Sabuncu ve Denetim Birimi Başkanı Halil Fincan'ın bu Komisyonda dinlenmesi gerektiğini söylüyorum. İkincisi, SGK raporunu hazırlayan, bize gönderen bu müfettişleri de dinlememiz gerekiyor. Çok nitelikli... Yani, mesela üniversite hocalarımız var, işte burada da hocalarımız yani böylesi ciddi bir durumda üniversite hocalarımızdan bilgi alınması gerekmez mi? Kime incelettiniz bunu? Yani, işte, falanca bir hastanedeki bir doktoru buldum, ona bir sordurdum mu yapmışlar, ne yapmışlar? "Açtık telefonu sorduk." diyor, onlar da demiş ki "Herhangi bir yönlendirmeye maruz kalmadık. Böyle 'simsar' diye birisini tanımadık, sağlık hizmeti sunucularına yönlendirilmedik ve yatışlar da gerçek." Fakat iki tane de ceza var, bu cezalarla ilgili bir açıklama da yapılmamış. Birisi, mesele 6 milyon 489 bin 55 lira yersiz ödeme yapıldığı, hastanenin alacaklarından mahsup ediliyor ama biz SGK yetkililerine sorduğumuzda "Ya, hiçbir şey yok, tamam, dosya tertemiz, kapattık." demişlerdi. Bakın, o zamanlar bir şey varmış. Şimdi, bakın, o yüzden ben bu konunun biraz daha irdelenmesi gerektiğini söylüyorum; bu bir. İkincisi...

ALİ KARAOBA (Uşak) - Çok özür dilerim Sayın Vekilim...

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Ben bitireyim Hocam.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Oradaki şeyi tam söylemediniz...

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - O zaman siz de söz alıp söylersiniz Hocam.

İkincisi, farklı bir konu. Şimdi, Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı ve dedi ki "Biz bebek ölümlerini takip ediyorduk ve bunlarla ilgili her ölüm sonrası bir rapor hazırlıyorduk." Bebek Ölümleri İnceleme Kurulu Çalışma Raporu... Burada, hani sorunlu bebekler var, 10 bebek ölümü, 14 falan; birtakım bebek ölümleri var. Bu ölümlerden, mahkeme 6 bebeğin ölümüyle ilgili raporları istemiş, ölüm sonrası inceleme raporlarını. Burada 5 bebeğin ölümünde herhangi bir sorun görmemiş. Buradaki bebek ölümleri inceleme kurulu çalışma formu bunları incelemiş ve 6 bebekten 5'inde önlenemez ölümler olduğunu tespit etmiş. Şimdi, bunlar da önemli. Biraz da çok fazla bir medyatik dezenformasyon veyahut da medyatik bir ajitasyonla mı karşı karşıyayız diye bir soru işareti de ister istemez akla geliyor çünkü burada...

Bakın, son olarak ben şunu da söylemek isterim: Şu raporlar intihar ettiği açıklanan Doktor İlker Gönen'in hastaları sanırım ve onun mahkemedeki ifadelerini de burada en son olarak okumak istiyorum. Yani ben sonuçta bir insan hakları savunucusuyum ve kimseye yargısız infaz yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu kişiler doktor, ne derece yani "Bilerek bebek öldürdü." deniliyor. Bu ne derece doğru? Mahkemede açığa çıkacak ama şu raporlar önlenemez bebek ölümleri olduğunu göstermiş. Bunları raporlayanlar hekimler ve bu kişinin mahkemedeki ifadesinde de şu ifadeler var, dikkatinize sunarım, Doktor İlker Gönen mahkemede "Ben 5 ölümle suçlanarak buraya geldim; birinci hastada Adli Tıp gerçeği kenara koydu, birinde ötanazi, ikincisinde akciğer patlamasını görüp söylememekle, üçüncüsünde adrenalin vermemekle, dördüncüsünde ölüden kan almakla suçlandım. 4 hastada katillikle suçlandım. Bunların tamamında "tape"ye bakarak bilgiye, belgeye başvurmadan beni suçladılar. İki aydır bu uzman görüşünü size açıklamak için dakikaları sayıyorum. Akla, mantığa sığmayacak şeylerle suçlandım. Bizim idam sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya attı." demiş ve daha sonra konduğu cezaevinde de intihar etmiş.

Şimdi, hakkaniyetle incelememiz gerektiğini ben düşünüyorum yani medyatik ajitasyonlardan uzak, bilimsel bir düzlemde devam etmemiz gerektiği yönünde bir hatırlatma olsun konuşmam. Hakkaniyet sahibi olmak zorundayız; her hakka, hukuka riayet etmek zorundayız diye düşünüyorum. Buna dikkat ederek Komisyon da ilerlerse iyi olur diyorum.

Teşekkür ediyorum.