KOMİSYON KONUŞMASI

İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Efendim, teşekkür ediyoruz Sayın Bakanlığımıza, Genel Müdürümüze, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kıymetli bürokratlarına.

Tam da Sayın Genel Müdürümüzün söylediği yerden giriyorum, "Kimin verdiği önemli değil..." Çok da önemli. Bir fizik tedavi uzmanı olarak, kalçasını kırmış bir hastaya hâlâ günlerce egzersiz yaptırmaya çalışan fizyoterapistlerle yaşadım ben. Efendim, hastaları tensle veya ultrasonla yakıp hâlâ daha hekime haber etmeyen fizyoterapistlerle yaşadım. Bugün piyasada artık 10 binleri bulan ruhsatsız ve yetkisiz merdiven altı sağlık tesisleriyle uğraşıyoruz. Yine, kalkıp bunu bakanlıklar nezdine de taşırsak... Sabahtan beri hekim kontrolünün dışında sosyal ve tıbbi rehabilitasyondan bahsediyorsunuz ama ben Sosyal Hizmetler Bakanlığının fizik tedavi uzmanlarıyla, rehabilitasyonun başı olan fizik tedavi uzmanlarıyla bir iletişime geçtiğini çok da fazla duymadım, işi fizyoterapistle, psikologla götürmeye çalışıyor ve aynı merdiven altı piyasanın artık kurumsallaşmış bir hâle geleceğini düşünüyorum.

Halbuki neydi? Hastalık ve sakatlığın olmaması yanında, kişinin bedenen, ruhen, sosyal yönden tam bir iyilik hâlinde olması sağlığın tanımıydı. Sağlığın tanımını yaparken sosyal üçüncü ayağı olması gerekirken... Atalarımız da bunu, 1920'de hükûmeti, Meclisi kurarken şıkır şıkır yapmışlar "Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanlığı" demişler adına, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı; çok da güzel oturmuş; biz bunu bölmüşüz, sosyal hizmetler; bölmüşüz, sosyal güvenlik ve geri toparlayamıyoruz. Bu noktada, kesinlikle ve kesinlikle, çok daha ileri gidiyorum, bana göre Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığının varlığının bile tartışılması gerektiğini düşünenlerden biriyim. Niye? Çok iyi teorilerimiz var. Peki, pratik?

Ben Maraş'ta yaşadım, yirmi beş yılımı Maraş'a verdim. Düşünebiliyor musunuz, politikacılara çok güzel plaket veren ve onlarla iş birliği yapan SAĞLIK-SEN Başkanını sosyal hizmet müdürü yaptılar. Bu arkadaşımız bir sağlık memuruydu ve biz ondan şu anda konuştuğumuz hizmetleri, bu kadar detaylı hizmetleri bekliyoruz ve periferide bekliyoruz bunu. Hızınızı alamadınız, Antep'e sosyal hizmetler müdürü yaptınız, hızınızı alamadınız... En önemli özelliği buydu, SAĞLIK-SEN Başkanı olması ve dediğim gibi siyasilere çok güzel plaket vermesi. Hiç unutmuyorum, ben de bir siyasetçiydim, bir il başkanı; bir Anneler Günü'nde "Yaşlı annelerimizi ziyaret edelim." dediğimde, bana kendisi "Efendim, Covid var, alamıyoruz." dedi, üç gün sonra iktidar partisi milletvekilleriyle aşure kaynatıyordu yine Sosyal Hizmetler Müdürlüğü bahçesinde yani böyle arkadaşlarla...

ALİ KARAOBA (Uşak) - İşini iyi yapıyor.

İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Tabii ki yani sonuçta...

Şimdi, bu girizgâhı yaptıktan sonra ben şunu sormak isterim: Afet bölgesinde binlerce ampütasyon oldu, binlerce doku kaybı oldu ve bunlarla ilgili yine binlerce özürlü, engelli insanlar oluştu, ne Sağlık Bakanlığı ne Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı deprem bölgesinde kurumsal bir yapı oluşturalım dediler. Sağlık Bakanlığını iyi biliyorum, o bölgelere fazladan doğru düzgün ne bir psikolog ne bir psikiyatr ataması yaptı. İki yıldır takip ediyorum ve Kahramanmaraş için konuşuyorum, Antep'e mi, Kayseri'ye mi, nerelere gideyim de fiziksel anlamda rehabilitasyon hizmeti alayım bu ampütasyon için diye insanlar çaba sarf ediyorlar. Yaşadıkları psikolojik travma had safhada. Psikiyatr arkadaşlarımla görüşüyorum, aile içi şiddetler, boşanmalar, anksiyeteler, kaygılar had safhada deprem bölgesinde ve iki yıl geçmiş. Ben olsam o bölgeye yönelik bir kurumsal yapı kurardım, yaklaşık olarak direkt etkilenen 8 milyon insandan bahsediyoruz, çevresiyle birlikte 13 milyon insandan bahsediyoruz ama Sosyal Hizmetler Bakanlığı böyle bir şeye girişmedi.

En sonunda, yine oraya bağlıyorum, bir rehabilitasyon hizmeti, tıbbi ayağı sosyal rehabilitasyon; bunu yapacaksanız, bunun için ben bir psikolog buldum, ben bir fizyoterapist buldum, bununla değil, Türkiye'de Tababet ve Şuabat Kanunu'na göre tedavinin başı hekimdir. Bu hekimlerle, bunun adı geriatri olabilir, bunun adı fizik tedavi uzman olabilir veyahut psikiyatr olabilir, bunlarla işi götürmek zorundasınız. Ben mevzuata da baktığımda, yaklaşık olarak 2006'dan bu yana Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı "Hekimlerin dışında 'sağlık hizmeti', 'bakım hizmeti' adı altında yardımcı sağlık personeliyle bu işi nasıl halledebiliriz."in yönetmeliklerini çıkarmakla meşgul olmuş. Mütemadiyen çıkarılan en az 10-15 yönetmelik var, kanun var, hepsinde de "Nereye kaçırabilirim?" şeklinde ve en sonunda da ifade ediyorsunuz, neredeyse yoğun bakım düzeyinde bu işlere girişme teşebbüsü var; bunlar çok tehlikelidir diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.