Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Komisyon raporunda yer verilebilecek hususların değerlendirilerek önerilerin alınmasına ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 19 .03.2025 |
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri ve çok değerli uzmanlar; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Evet, Türkiye'de bugün itibarıyla hürriyet, demokrasi, hukuk ve anayasal haklar askıya alınmış görülüyor. Uzun bir süredir yaşıyorduk ama bugün Türkiye'de daha enteresan şeyler oluyor. Değerli Komisyon üyeleri, tarih aynılarını yapan darbecileri nasıl yazdıysa bugün bu işe imza atanlar da o şekilde yazılacaktır. Biz İYİ Parti olarak hukuku savunacağız, demokrasiyi savunacağız ve "İstibdat değil, hürriyet." diyoruz.
Evet, dört ay süreyle birlikte çalıştığımız bebek ölümleriyle ilgili Komisyonumuz konusunda bir değerlendirme toplantısı bu. Tabii ki rapor ortaya çıktıktan sonra görüşlerimizi daha detaylı bir şekilde, belki şerhimizi olursa da şerhlerimizi detaylı bir şekilde raporumuza intikal ettireceğiz. Ama tabii ki başından itibaren, zaman zaman sohbetlerimizde veya toplantılarımızda söylediğim gibi bir değerlendirme, bir genel değerlendirme yapacağım. Evet, biz bu Komisyonu neden kurduk, neden kuruldu? Ve bütün siyasi parti gurupları bu Komisyona "Evet." dedi. Bu, herkeste, Türk milletinde, infial uyandıran bir olaylar zincirinde, çok ufak bebekleri bile konu aldığı, ölümlerine yol açtığı bir olayla Türkiye karşı karşıya kaldı ve bu Komisyonun adı, Bazı Özel Sağlık Kuruluşlarında Yaşanan Bebek Ölümlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılması -ki buna birinci kısım diyelim- Özel Sağlık Kuruluşlarının Yenidoğan, Çocuk, Engelli ve Yaşlılarla İlgili Bakım Servislerindeki Uygulamalarının ve Mevzuatın İncelenerek Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonudur. Şimdi, birinci kısmı araştırdık mı diye sormak istiyorum. Hayır. Dosyaya intikal eden yalnız 1 aile dinlendi; "Gelmedi." dendi, dinlendi. İsim vermemize rağmen bu hastanelerde çalışan ve konuşmak isteyen kimseler de dinlenmedi. Tüm yönleriyle değil hiçbir yönüyle bu konu ele alınmadı, sadece 112 acil servis konusunda haksızlık yapıldığı ispat edildi. Hiçbir özel hastaneye gidilmedi; ki teklifim de vardı ilk zaman, hatta habersiz gidelim demiştim, bazı arkadaşlarımız beni kınamıştı ama öyle olması gerekiyordu, olmadı. İkinci kısım konusunu yani genel anlamda mevzuatın incelenmesi konusunu ele aldığımızda gerçekten güzel çalışmalar yapıldı. Ben burada uzman olan, bizimle birlikte çalışan tüm arkadaşlarımıza vermiş oldukları katkılardan dolayı ve kurum, kuruluşlardan gelen yetkililerin vermiş olduğu çok detaylı bilgilerden dolayı -çok şey öğrendiğimi de ifade etmek istiyorum- çok teşekkür ediyorum. Evet, mevzuat ve uygulamalardaki eksiklikler çok detaylı bir şekilde de ortaya konuldu.
Sayın Komisyon üyeleri, yirmi üç yıldır iktidar olan AK PARTİ'nin Sağlık Bakanları yani olay sırasında İstanbul İl Sağlık Müdürü olan mevcut Bakan başta olmak üzere Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı uygulamaya koyan Sayın Akdağ, özel hastane zincirlerine sahip eski Bakanlar Sayın Müezzinoğlu ve Sayın Koca dinlensin istedik, bunu birkaç kere de gündeme getirdik, yazılı olarak da verdik ama maalesef dinlenmediler. Ben soruyorum: Komisyon Başkanlığı mevcut Bakan ve eski Bakanları davet etti mi; ettiyse davete neden icabet edilmedi, etmediyse isteğimize rağmen neden davet edilmedi, bunu sormak istiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan araştırma komisyonlarının çalışma esaslarına göre Sağlık Bakanının Komisyona gelip sorulara cevap vermesi hukuken ve teamül gereği uygundur aslında. Türkiye Büyük Millet Meclisi araştırma komisyonları Anayasa’nın 98'inci maddesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri kapsamında kuruluyor bildiğiniz gibi. Komisyon, ilgili bakanları, kamu görevlilerini, uzmanları ve diğer kesimleri dinler, bakanların gelip gelmemesi kendi takdirlerinedir, bunu biliyoruz. Geçmişte sayın bakanlar gelip konu hakkında, araştırma komisyonlarında bilgi veriyorlardı ama yeni sistemde maalesef bakanlar biraz daha değişik bakıyorlar meseleye diye düşünüyorum. Evet, Sağlık Bakanı ve eski Sağlık Bakanlarının katılımları neden önemliydi? Yani bunu bir popülizmden dolayı falan istemedik; ben kendi adıma konuşuyorum, asla böyle bir popülizm yapmak için eski Bakanların gelmesi değildi konu. Şimdi, kamuoyu nezdinde şeffaflık ve hesap verilebilirlik açısından önemliydi bu. Konu kamuoyunu o kadar doğrudan ilgilendiriyordu ki sürecin güvenilirliği açısından önem arz ediyordu. Sağlık Bakanının gelip milletin Meclisini bilgilendirmesi hukuki açıdan çok uygundur, demokratik teamüllere de uygundur ama bugün zaten gördüğümüz kadarıyla hukuk ve demokrasi zaten askıya alındı.
Değerli milletvekilleri, yenidoğan yoğun bakımda ortaya çıkan skandal yüzünden toplumun sağlık sistemine olan güveni derinden sarsılmıştır. Bu olay, özellikle en savunmasız bireyler olan yenidoğan bebeklerin ticari bir meta gibi kullanıldığı algısını yaratmış ve sağlık hizmetlerine duyulan temel güven zedelenmiştir. Vatandaşlar devletin sağlık hizmetlerini yeterince denetleyip denetlemediğini sorgulamaya başlamışlardır. Özel sağlık kuruluşlarına karşı artan şüphe, özel hastanelerin tıbbi zorunluluktan çok maddi kazanç amacıyla bebekleri yoğun bakımda tuttuğu iddiaları, sağlık sisteminin ticari kaygılarla hareket ettiği gibi görüşler giderek yaygınlaşmaktadır. Bu tür çeteleşmelerin faaliyet göstermesi, Sağlık Bakanlığı ve diğer denetim mekanizmalarının etkisiz olduğu izlenimini doğurmaktadır. Denetim süreçlerinin göstermelik olduğu ve sistemin kendisini korumaktan âciz olduğu yönünde giderek artan bir inanç oluşmuştur. Özel hastanelerin büyük bir kısmının Hükûmete, iktidara sırtını dayadığı inancı yaygınlaşmaktadır. Olayın içinde doktorlar, hemşireler ve yöneticilerin yer alması sağlık çalışanlarına duyulan güveni de zedelemektedir. Hastalar kendilerine verilen teşhis ve tedavi kararlarının gerçekten tıbbi gereklilikten mi, yoksa maddi kazanç elde etme niyetinden mi kaynaklandığını sorgulamak durumunda kalmıştır. Bu, göz bebeğimiz olan değerli sağlık çalışanlarımıza da büyük bir haksızlıktır. Yenidoğan olayının toplumda yarattığı güvensizlik, kamu kurumlarına ve denetim mekanizmalarına karşı büyük güven kaybına da sebep olmaktadır.
Değerli Komisyon üyeleri, toplumun bu kaybolan güveni tekrar kazanabilmesi için şeffaf denetimler, etkin yaptırımlar ve sağlık hizmetlerinde etik değerlerin öncelikli hâle gelmesi gerekir. Evet, Sağlık Bakanlığının yaptığı denetimler, teftiş kurulu raporları ve mevcut sağlık mevzuatı incelendiğinde yenidoğan yoğun bakım servislerinde ciddi yapısal eksiklikler olduğu görülmektedir. Çünkü özel sağlık kuruluşlarında usulsüz işlemler ile denetim mekanizmalarının zayıflığı çetelerin veya çetenin uzun süre faaliyet göstermesine imkân sağlamıştır. Bu olaylarla birlikte, hastanelerin periyodik denetimleri yapılmış olmasına rağmen özellikle özel hastanelerdeki yoğun bakım servislerinin gerçekte nasıl çalıştığı yeterince izlenememiştir ve Sosyal Güvenlik Kurumu ödemelerinin artırılması için gereksiz yere bebeklerin yoğun bakımda tutulduğu ve taburculuk sürelerinin uzatıldığı tespit edilmiştir. Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu raporlarından çıkarımlarımı söylüyorum. Yine, bebeklere dair sahte epikriz raporları ve yanlış hasta dosyaları oluşturularak usulsüz ödemeler alındığı belirlenmiştir. Olayın kamuoyuna yansımasından önce Bakanlık doğrudan müdahale etmek yerine olayın büyümesini izlemiş, ancak gecikmeli olarak soruşturma açmıştır; bunları mutlaka raporumuzda da belirtmemizde fayda vardır. Yine, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından finanse edilen sağlık hizmetlerinde özellikle yenidoğan ve yoğun bakım servislerinde yaşanan usulsüzlükler hem devletin ciddi zarara uğratılmasına hem de sağlık hizmetlerinin etik ve hukuki açıdan sorgulanmasına neden olmuştur.
Bu sürece baktığımızda, bu iş bakın "2021'de CİMER'e başvurulmuş..." Her şeyi gecikmeli olarak... Yani kronolojik olarak çıkardım nasıl olduğunu ama zamanınızı almak istemiyorum bu konuda. Yani, hepimizin bildiği şeyler ama... Üstelik olayın geçtiği hastanelerin başhekimleriyle o zamanın il sağlık müdürü olan Bakanın kol kola resimlerinin basına intikal ettiğini de hepiniz biliyorsunuz her ne kadar "Zamanında alındı." dense de. O yüzden bu kronolojik listeyi uzatmak istemiyorum. "Bundan sonra bunlar üzerinde ne yapılabilir?" Bugün zannediyorum tartışmamız gereken konuların başında da bu geliyor.
Konunun uzmanlarından onlarca öneri geldi, çok sayıda. Birbirinden değerli öneriler bunlar ve birbirinden farklı öneriler var. İşte, bu öneriler rapor için çıkarıldığında o zaman daha geniş çaplı inceleme fırsatını da -şahsım adına söylüyorum- bulacağım. Yenidoğan doktorlarının tabii ki azlığı, işte, bu perinatoloji uzmanlarının eksikliği, o kadar çok problem var ki, bu problemlerin çözülmesi için hem mevzuatta hem de uygulamada neler yapılabilir? İnşallah bu rapor, bu Komisyon üyelerinin de katkısıyla güzel bir sonucu ortaya koyacaktır.
Ben tabii Komisyon Başkanımıza da ayrıca teşekkür ediyorum yani samimiyetine, asla taraflı bir görünüm vermemesine ayrıca teşekkür ediyorum. Bütün arkadaşlarımızla, sizlerle çalışmaktan dolayı da ben kendimi mutlu addediyorum yani Komisyon arkadaşlarımızın da ne kadar özverili çalıştığını gördüğüm için.
Evet, raporda mevcut sağlık skandallarının yalnızca yeni doğan bebeklerle sınırlı olmadığını vurgulamak için de konuyu daha da genişlettiğimizi düşünüyorum. Hâlbuki biliyorsunuz biz daha çok bebek yani yenidoğan, çocuk, engelli ve yaşlı yoğun bakımlarda geçen olayları değerlendirmek üzere bir başlık altmışız. Halbuki basına intikal ettiği gibi o stent çeteleri, başka bir çete vardı ilaçla ilgili "Kopaq çetesi" gibi bir ifade kullanıldı yani şu görüntülemelerde kullanılan ilaçtan söz ediyorum, Çam ve Sakura Hastanesindeki olaydan, bunlar üzerinde durmadık yani söylemek istediğim o. Evet, bu çetenin ortaya çıkması genel olarak sağlık sisteminde daha büyük yapısal sorunlarının olduğunu gösteriyor bize.
Şimdi, Meclis araştırma komisyonunun raporunda şu 3 noktaya vurgu yapmamızda fayda var diye düşünüyorum: Birincisi, denetim mekanizmalarının bağımsızlaştırılması ve şeffaflaştırılması konusu. İkincisi, özel sağlık sektöründe yenidoğan bakım yataklarının sınırlandırılması yani bunda daha çok kamu hastanelerinin bu yatak sayısının daha çoğuna sahip olmasının önemi. Üçüncüsü, Sosyal Güvenlik Kurumunun ödeme sisteminde reform yapılarak usulsüzlüklerin önlenmesi. Eğer bu önlemler alınmazsa zaten ilerleyen yıllarda benzer skandalların yaşanması kaçınılmazdır, bunları hep zaten yaşıyoruz. Tabii ki araştırma komisyonunun yalnızca mevcut sorunları tespit tespit etmekle kalmayıp somut ve etkili çözüm önerileri sunması gerekiyor.
Şimdi, raporu yazarken -ben elbette görüşümü ifade ediyorum, hani sizler tabii karar vereceksiniz neticede- belli başlıkları kullanabiliriz. Mesela "mevzuat ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi" deyip özel sağlık kuruluşlarının bebek ölümlerini önlemeye yönelik standartlarının artırılması konusu ele alınabilir. Yenidoğan ünitelerinde zorunlu hijyen ve bakım protokolleri belirlenir. Mesela en son gittiğimiz Gaziantep Şehir Hastanesindeki kuvözler çok çok güzeldi, yeni olunca hastaneler kuvözler de çok güzel oluyor ama hep de böyle yenileri gezdik Sayın Başkan ya, yani gerçekten böyle şehir hastanesi olmayan yerlere gidebilseydik orada da kuvözleri görme... Sizler doktorsunuz tabii, çoğunluğunuz Tıbbiyeden tıp tahsili almış kişilersiniz, daha iyi biliyorsunuz ama bizim görmemiz gerçekten etkili, farkı da görmüş oluyoruz. Evet, mevzuat ve denetim mekanizmalarının güçlenmesi diyebiliriz. İkinci bir başlık, personel yeterliliği ve eğitim standartlarının yükseltilmesi diyebiliriz. Yine, yenidoğan ünitelerinde teknolojik ve altyapısal iyileştirmeler diyebiliriz. Efendim, yine, sağlıkta şeffaflık ve hasta haklarının güçlendirilmesi gibi bir başlık atıp onun altını doldurabiliriz, finansal ve destekleyici politikalar diyebiliriz; işte, özel sağlık kuruluşlarında, yenidoğan bakımına yönelik devlet teşviklerinin tekrar gözden geçirilmesi falan gibi, yoksul ve dezavantajlı ailelerin özel sağlık kuruluşlarına erişiminin kolaylaştırılması gibi. Yani bunlar böyle bir başlık altında olursa bunun raporu çıktıktan sonra bizler de görüşlerimizi sizlere intikal ettirebiliriz.
Çok fazla başınızı ağrıtmak istemiyorum. Aslında söyleyeceğim çok şey var ama dediğim gibi, ben bunu raporda kullanmayı arzu ediyorum. Her şey için çok teşekkür ediyorum tekraren. Böyle bir Komisyonda çalıştığım yani olduğum ve olayları yakinen takip ettiğim için de birçok şeyi öğrendiğimi tekrar ediyor, hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Çok teşekkür ederiz biz de kıymetli bilgileriniz, benimle ilgili olan düşünceleriniz için de ayrıca teşekkür ederim, çok sağ olun.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Ama öyle, gerçeği söylerim ben biliyorsunuz az çok.