KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle bütün heyeti saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten, ben de torba yasanın geneli üzerinde konuşmanın zorluğu içerisinde bu konuşmayı yapacağım.

Şimdi, tabii, toplumda Parlamentodan, Hükûmetten ciddi beklentiler var. Özellikle dar ve sabit gelirli dediğimiz kesimin yani işçi, memur, emekli kesimin bizden beklentileri var, bizden talepleri var. Bilmiyorum, iktidar partisi milletvekillerine bu mesajlar geliyor mu ama bizim mesaj kutularımız dolu arkadaşlar yani sürekli olarak vatandaş "Ya, şu sorunumuzu gündeme getirin, şu sorunun çözümü için çalışın, edin." falan diye. Birazdan bunların neler olduğundan tek tek bahsetmeye çalışacağım. Bunlar sürekli bize geliyor fakat tabii, burada bakıyoruz, bunların hiçbirisi yok yani Parlamentoda görüşülen kanun tekliflerinde toplumun beklediği meseleler falan yok.

Ne bekliyor insanlar şimdi? "Emekli" diyoruz. Mesela, 2023 seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı söz verdi, ya "tweet"i hâlâ orada duruyor. "Memurlara temmuzda yapacağımız düzenlemenin aynısını memur emeklilerine de yansıtacağız." dedi. O günden beri memur emeklileri seyyanen zam bekliyor değerli arkadaşlar. Var mı bu teklifte? Yok.

En düşük emekli maaşıyla ilgili düzeltme bekleniliyor. En düşük emekli maaşı açlık sınırının yarısında neredeyse. Bununla ilgili bir düzenleme var mı? Yok.

Enflasyonla ilgili daha yeni bir güncelleme yapıldı, değil mi? "Enflasyon yüzde 21." denildi ve ocak ayı aslında memur maaşları, memur emekli maaşları belirlenirken o enflasyon, hedef enflasyon dikkate alındı yani ondan sonra hemen 3 puan güncelleme geldi. Şu anda piyasa beklentisi bunun çok çok üzerinde. E, bununla ilgili bir şey yapmak gerekiyor. Bakıyorsunuz kanun teklifinde, gündeme alınan hususlarda bunlar var mı? Yok.

Vergi dilimleriyle ilgili olan sıkıntının ne kadar yüksek olduğunu biliyoruz. Vergi dilimlerinin yeniden değerleme oranının altında artırılmasından kaynaklanan adı konulmamış bir vergileme var. Efektif vergi yükü çalışanlarda çok yükselmiş. Bununla ilgili bir düzenleme var mı? Yok.

3600 ek göstergeyle ilgili Cumhurbaşkanı söz verdi. Ya, Cumhurbaşkanı ya, bu ülkenin Cumhurbaşkanı söz veriyor 3600 ek göstergeyle ilgili. E, bu yarım yapıldı. Birinci dereceye yükselenlere de bu verilecekti? Birazdan detaylarına gireceğim, dün grup toplantımızda Genel Başkanımız, çalışanlar ve emekliler için "İYİ Parti refah paketi" adı altında bir kanun teklifi hazırlığımızı orada anlattı. Yani mesela orada 3600 ek göstergeyi biz kapsamamıştık çünkü bu kapsamlı bir çalışma gerektiriyor. Şu anda onun üzerinde çalışıyoruz, önümüzdeki günlerde getireceğiz. Emin olun yani dün bütün gece insanlar, 3600 mağdurları bize mesaj attılar "Bizim bu konumuzu da gündeme getirin." şeklinde. Burada verilmiş sözler var ortada, mağduriyetler var, adaletsizlikler var arkadaşlar, daha da önemlisi adaletsizlik var. Hani para olmasa hiç kimseye veremezsin, şikâyet eder vatandaş ama adaletsizlikten şikâyet etmez, der ki "Devletin imkânı yok." veya "Hükûmet yanlış politikalar uyguladı, para yok; ona da veremiyor, bana da veremiyor." Ama en kötü şey ne? Adaletsizlik. Birisine verip hak ettiği hâlde adalet gözetmeksin diğerine verememek insanları inciten bir şey. 3600 ek gösterge meselesi de böyle oldu. E, bununla ilgili de bir şey yok.

Burada konuştuk, geçen sefer ben yine gündeme getirdim, Komisyon Başkanı "Uygundur." dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı "Evet, o konuyu gündeme almamız lazım." dedi, iktidar tarafı, Milliyetçi Hareket Partisi ve AK PARTİ'den de zannediyorum oldu, işte, bu uzman maaşlarının, kariyer uzmanlarının ve denetim elemanlarının maaşlarının düzeltilmesi meselesi. Sözler verildi burada. Ya, bu kanun teklifinde niye yok? Yani şimdi gelmeyecek de bunlar ne zaman gelecek? Buradaki sıkıntıları biliyoruz. Orada ciddi şekilde maaşlar düşmüş, artık kamuda nitelikli insan tutamıyoruz. Bu anlamda, teknik çalışma anlamında baktığınızda devlet ciddi bir risk altında. E, bununla ilgili bir görüş birliği de oluşuyor fakat kanun teklifinde yok.

Sonra, kademeli emeklilik meselesi var. Bir EYT yasası çıktı, çıkması gerekiyordu, çıktı fakat yanlış çıktı yani bir anda orada ciddi adaletsizlik oluştu, bir günle on yedi yıllık bir emeklilik farkı oluştu. E, bununla ilgili insanların buradan beklentisi var. Yani en azından bunların konuşulması lazım, bununla ilgili bir çalışmanın yapılması lazım. Belki hemen teklif hâline getirilemeyebilir ama bununla ilgili bir şey olması lazım ve bunlar yok.

Staj ve çıraklık mağdurlarının sorunları... Yani artık sürekli olarak milletvekillerinin, Parlamentonun peşinde koşuyor insanlar bu sorunlar dile getirilsin diye. Bunlar yok, bunlara ilişkin hiçbir şey yok.

2018'de taşeronlara kadro verildi, verilmesi gerekiyordu, o zaman biz de destekledik onu; daha doğrusu, talebi bizler yükselttik. O zaman ben de Milliyetçi Hareket Partisi milletvekiliydim. Milliyetçi Hareket Partisi o zaman muhalif bir partiydi. Efendim, o talepleri yükselttik, en sonunda bu kadro verildi fakat orada ciddi adaletsizlikler yapıldı. Aynı odada çalışan insanlardan birisine verildi, öbürüne verilmedi birtakım nedenlerle -detayına girmeyeceğim- yani ihale sistemindeki farklılıktan dolayı veya işe alınırkenki o farklılıktan dolayı. Bunların düzeltilmesi lazım. Orada yaklaşık 700-800 bin kişinin böyle bir talebi var. O günden beri, aradan geçmiş beş altı yıl, bu talepler yükseltiliyor. E, bunlara ilişkin hiçbir çözüm yok.

Mesela, fahri Kur'an kursu öğreticileri meselesi var. Sürekli bizi arıyorlar, bir kadro talepleri var. Hani her birinin detayını konuşamayacağım ama bunlar bilinen şeyler olduğu için sadece işte sıralayarak geçmek durumundayım. Sorun o kadar çok ki... Bunların kadro talepleri var, çok haklı bir talep. Benzeri durumda olan başkaları kadrolar aldı, bu insanlara kadro verilmedi; bu talepler karşılanmıyor.

Yine, Cumhurbaşkanı söz verdi "Esnaf BAĞ-KUR'luların prim gün sayısının 9000'den 7200 güne düşüreceğiz." dedi. Ya, arkadaş, bu ülkede Cumhurbaşkanı lafı bu kadar ucuz mu ya? Kaç tane sözü var, hiçbirisi yerine getirilmedi.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yerine getirmediği hiçbir sözü yok, sadece o var.

ERHAN USTA (Samsun) - Seçim öncesi söz veriyorsunuz millete, ondan sonra da sözü yerine getirmiyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi? Verilmedi mi bu söz?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdiye kadar Cumhurbaşkanımız ne söz verdiyse yerine getirdi.

ERHAN USTA (Samsun) - Hiçbirisi yerine getirilmedi

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sadece buna söz verdi, süre vermedi.

ERHAN USTA (Samsun) - "Söz verdi, süre vermedi." Aa, ne kadar güzel değil mi? Bu da yeni sistem: "Söz verdi, süre vermedi." Allah biliyor...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdiye kadar verdiği tüm sözleri yerine getirdi.

ERHAN USTA (Samsun) - Çok güzel, çok güzel bir şey söylediniz, bunu kullanacağız.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Arkadaşlar, Cumhurbaşkanı seçim öncesi söz veriyor, süre vermiyormuş yani önümüzdeki on yıl içerisinde, on beş yıl içerisinde, yirmi yıl içerisinde tabii bunlar Allah nasip ederse yerine getirilirmiş. AK PARTİ'nin meseleye bakışı böyle, AK PARTİ'nin vatandaşa bakışı böyle. Demek ki vatandaşı kandırmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz siz, tamam mı?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdiye kadar vermiş olduğu tüm sözleri yerine getirdi.

ERHAN USTA (Samsun) - Evet, evet...

Şimdi, astsubayların, hem muvazzaf astsubayların hem de emekli astsubayların ciddi sorunları... Bunlarla ilgili bir şey yok. Ne var arkadaş burada, ne var?

Bakın, çok acı ya, hakikaten biraz sıkılmanız lazım. Burada ne var? Efendim, yap-işlet-devret modeli çerçevesinde yapılan yollardan, işte, ne bileyim ben, bir kısım kaçak geçişler oluyormuş, yabancılar falan, bunlardan para alınamıyormuş. Türkiye'nin önceliği bu, biliyor musunuz? Bakın, bu kanunda bu var. Niye? Çünkü o yandaş müteahhitler size baskı yaptılar, "Bununla ilgili hemen kanun geçirmemiz gerekir." falan. Şimdi, bana şunu söyleyin: "Buradan da Hazine 5 milyon dolar falan kazanacak." Sizin derdiniz değil Hazinenin 5 milyon dolar kazanması, eğer sizin böyle bir derdiniz olsaydı Çinli Trendyol'un cebine bir maddeyle 46 milyar lira bırakmazdınız; 1,5 milyar doları... Burada, nesebi gayrisahih çocuk gibi, hiç kimse de savunamadı bu maddeyi; tamam ama bu madde buradan geçti. Ya, kanunu değiştirdiniz siz yani daha önce yapılmış kanunla alınacak lisans bedelini almama hususunda buradan kanun geçti. Yani Hazine hassasiyeti falan değil ama ne hassasiyeti orada? Yandaş firma, tamam mı, adam beş kuruşun hesabını yapıyor, onun kanun maddesini getiriyorsunuz. Toplumda bu kadar bekleyen sorun var, hiçbiriyle ilgili bir madde getirmiyorsunuz.

Yapılan kanun teklifleri var tabii. Kimlerin kanun teklifleri var? İşte, muhalefet olarak bizler veriyoruz, daha önceden verilmişler var. Şimdi, mesela, yeni verdik, birazdan detaylarını bir miktar açıklamaya çalışacağım bu refah paketinin. Biz, şimdi, hem Komisyon Başkanlığından hem Meclis Başkanlığından bunların gündeme alınmasını bekliyoruz. Gelin, bunları tartışalım arkadaşlar. "Ya, biz böyle getirdik; böyle değil, biraz farklı olsun." deyin ama konuşulması gereken hususlar bunlar. Bunların hiçbirini konuşmadan yani artık memur... Diyanet "Emekliye fitre verilebilir, zekât verilebilir." fetvası vermiş bu ülkede ya, daha ne olacak? Ya, bu çığlık daha ne kadar yükselecek arkadaşlar? Bir şey yapmanız için ne olması lazım yani bu insanların hepsinin topluca ölmesi mi gerekiyor? Allah Allah! Ondan sonra sıkılmadan bana cevap veriyor oradan.

Şimdi, Sayın Başkan, bizim İYİ Parti Grubu olarak en azından bu sorunların bir kısmının çözülmesine ilişkin olarak dün Parlamentoya getirdiğimiz bir kanun teklifimiz var. Bu çok iyi çalışılmış bir kanun teklifi, bütün etki analizi -buradaki gibi uydurma etki analizi falan da değil- detaylarıyla çalışılmış, bir kısmını da açıkladık, burada sorular olursa teknisyen arkadaşlar var, onların her birinin cevabını da veririz. Artı, kaynağını da gösterdik yani gerçekçi, sahih kaynaklar. Şuradan şu kadar, şuradan şu kadar para alınırsa bizim şu paketin maliyeti 1,1 trilyon lira, bunun nasıl karşılanacağına ilişkin de birazdan detaylarını vereceğim, o hesapları da yaptık. Yani biz bunun bu Parlamentonun, Komisyonun gündemine alınmasını talep ediyoruz. Bu kanun teklifi gündeme alınsın; gelin, burada en azından bunun hepsini yapamıyorsak da bir kısmını yapalım.

Şimdi, neler var burada? Bir tanesi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Usta, ek süre vereceğim ama uzunsa maddelerde anlaşsanız daha iyi olur.

ERHAN USTA (Samsun) - Bir kısmını topluca konuşmak gerekiyor Başkanım, bütün maddelerde konuşmayacağız zaten, katıldığımız maddeler var, onların hepsini geçeceğiz hızlıca; merak etmeyin herhangi bir şekilde sizin iyi niyetinizi istismar etmeyiz.

Şimdi, vergi dilimi meselesi, arkadaşlar, bakın, bir hesap yaptık, 2000 yılından itibaren. Kanun nedir? Mevzuat diyor ki: "Vergi dilimlerinin limitleri -o şeyler var ya, işte, alt limit, üst limit, neyse onlar- yeniden değerleme oranında artırılır." diyor ama geçmişte Bakanlar Kurulunun, şimdi de Cumhurbaşkanının yetkileri çerçevesinde bu daha düşük yapılabiliyor, hatta Maliye Bakanlığı bunu bir tebliğle yapıyordu yanlış hatırlamıyorsam.

Şimdi, 2000 yılından itibaren aldık. Niye? Çünkü o program aslında 2000 yılından başladı. 2000 yılından itibaren yeniden değerleme oranıyla kanundaki gibi artırılmış olsaydı, bugün şu anda 158 bin TL olan çalışanlar için alt sınır 415 bin lira olacaktı arkadaşlar. Görebiliyor musunuz farklılığı? Yani yeniden değerleme oranının altında artırılmasından kaynaklanan, güya vergi oranları değişmiyor ama efektif vergi yükü acayip bir şekilde değişiyor. Bir anda insanlar, matrahı 158 binden 159 bine çıktığında yüzde 15'ten yüzde 20'lik vergi dilimine giriyor. Oysaki yeniden değerleme oranında düzenli bir şekilde 2000'den beri artırılmış olsaydı 415 bin liradan girecekti. Buradan kaynaklanan... Bu, tabii, asgari ücretli veya maaşı çok düşük olanda çok fazla bir şey değiştirmeyecek çünkü asgari ücret zaten vergi dışı bırakıldı ama orta ve ortanın birazcık üstünde maaşı olanlarda bunun yıllık etkisi yaklaşık 20 bin lira yani aslında bir şekilde adı konulmamış vergi dilimleri üzerinden insanlardan 20 bin lira fazla vergi alınıyor. Dolayısıyla, net gelir bu kadar düşüyor. Bu düzenleme, buna ilişkin düzenlememiz var, maddemiz var. Mesela bu yapılmış olsa, dediğim gibi, bu tarif ettiğim çalışanların yıllık geliri 20 bin lira civarında artacak. Bu talep haksız bir talep değil arkadaşlar yani son derece haklı bir talep, hatta olması gereken şey, kanunun da öngördüğü bir şey bu; burada bir dilim üzerinden, vergi dilimi üzerinden bir zulüm var.

Diğer bir mesele, şimdi her aralık ayı geldiğinde asgari ücret ne olacak diye konuşuyoruz, değil mi? Asgari ücretin esas alındığı memur maaşlarında, emekli maaşlarında, işçi ücretlerinde, asgari ücrette esas alınan temel şey nedir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Başkanım, toparlayacağım.

TÜFE, Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı enflasyon rakamı. TÜFE'nin baskı altında olduğu, TÜFE'nin hele hele bir dönem hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığı artık arşa yükseldi yani bunu herkes biliyor. Şimdi, bunun üzerinden yapılıyor.

Biz burada daha başka bir sistem öneriyoruz, önerdiğimiz sistem şu: Millî gelir rakamlarını açıklıyoruz, değil mi? Millî gelir aralık ayında, 1 Aralıkta veya 30 Kasımda 3 çeyreğin millî geliri açıklanıyor. "Millî gelir cari fiyatlarla şu kadar arttı." deniliyor. Onun içerisinde ne var? Hem enflasyon var hem de büyüme var. Biz diyoruz ki o aralık ayı başında kurulan komisyonun tartışmaya baz alacağı rakam, hemen bir gün önce Türkiye İstatistik Kurumunun millî gelir artışı olarak açıkladığı rakam olsun, bundan daha tabii, daha rasyonel nasıl bir talep olabilir? Bu çok haklı bir talep. Madem millî gelir bu kadar büyüdü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Bir de temel nedir? Millî gelir içerisinde çalışanların payının düşmemesini bekleriz veya mağdur olmasın, işte, bölüşüm meselesi diye çok sık konuştuğumuz. Mesela bu yapılmış olsa, o bölüşümle ilgili adaletsizlik zaman zaman... Mesela geçmiş birkaç yıl öncesine filan bir bakın yani millî gelirden çalışanların veya ücretlilerin aldığı pay 10 puana yakın düşmüştü. Yani söylediğimiz bu. Ha, bir de şu var tabii: Millî gelir rakamlarını Hükûmet yüksek gösterme eğiliminde olur genelde, enflasyonu da düşük gösterme. "Madem yüksek gösteriyorsun, o zaman gel asgari ücretleri yüksek ver." anlamı çıkar, dolayısıyla orayı da bir dengelemiş olacağız. Bu yapılmış olsaydı, mesela bu yıl asgari ücret 29 bin lira olacaktı. Buna ilişkin bir kural öngörüyoruz, 2'nci maddemiz bu ve bunun yapılması lazım, mutlak surette yapılması lazım.

Arkadaşlar, en düşük emekli maaşı 2002 yılında yüzde 65 fazlaymış asgari ücretten. E, şimdi yüzde 65'ine düşmüş neredeyse yani onun çok çok altında kalmış. Tabii, bunu bir anda yapmak imkânsız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Başkanım, bitireceğim, biliyorum.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen tamamlayalım.

ERHAN USTA (Samsun) - Emin olun, şu kanun teklifini şu şekilde hazırladık yani sanki devleti yönetme görevini yarın devralacakmış gibi bir sorumluluk içerisinde hazırladık. Mesela beş yıllık bir dönemde kademeli bir artış yani nihayetinde yine en düşük emekli maaşı asgari ücrete gelsin ama işte, şu anda yüzde 65 olan ilk yılda yüzde 75, 80, 85 diye kademeli, bütçeye de aşırı yük getirmesin diye... Mesela bir maddemiz bu, bunun da olması lazım yani emeklilerin başka türlü meselelerini çözemeyiz.

E, seyyanen artışı az önce konuştuk, Cumhurbaşkanının memur emeklilerine seyyanen artış sözü var. Burada da çalışana verilenin yarısı kadar verilsin. Güncelleme yapıldığında, o rakama, o göstergeye güncelleme yapıldığında bugün itibarıyla yaklaşık bu 8.088 lira yapıyor; emeklilere böyle bir şeyin verilmesini talep ediyoruz. Hiç kimse merak etmesin, bunların hepsinin maliyet hesabı ve kaynak hesabı yapıldı.

Şimdi, enflasyon güncellemesi yapıldı dedik. Oradan kaynaklanan bir fark var, o yüzden bütün memurlara ve bütün emeklilere hem SSK, BAĞ-KUR hem de memur emeklilerine 5 puan ilave artış yapılsın dedik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Bayram ikramiyesi konusunu maddesi gelince görüşeceğiz. Burası bir fecaat ya, böyle bir şey olmaz. Bayram ikramiyesinde hangi göstergeye bakarsınız bakın, arkadaşlar, dolar cinsinden bakın, altın cinsinden bakın, kurban cinsinden bakın; değil mi, bunun bir tanesi de kurban ikramiyesi olduğuna göre kurban cinsinden bakın. Mesela, 11.750 lira şimdi... Önce şeyi söyleyeyim: İlk çıktığı 2018 yılında, arkadaşlar, Diyanetin vekâlet yoluyla yurt içerisinde kesilecek kurban fiyatı 850 liraymış yani o günkü bayram ikramiyesiyle vekâleten bir kurbana girilebiliyormuş, hatta yüzde 118 fazlası yani bin liraydı o zaman, 150 lira da artıyor. Bugün, arkadaşlar, 2025 rakamı açıklanmadı, 2024'te 11.750 lira ama 2025'te muhtemel 16 bin lira civarında olacak. Şimdi, 4 bin liraya yükseltiliyor. Bakın, 4 emekli yan yana geldiğinde aldığı ikramiyeyle 1 tane vekâleten kurbana girebiliyor. Nereden nereye gelmiş? Yani 2018'de bir emekli ikramiyesiyle fazlasıyla karşılanırken şimdi ancak 4 emekli ikramiyeyle 1 tane vekâleten kurbana girebiliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Usta, lütfen... Son kez söz veriyorum.

ERHAN USTA (Samsun) - Bunun detaylarını maddesinde konuşacağım. Buna enflasyon açısından da baksanız, nereden bakarsanız bakın, burada bir sorun var, bunun düzeltilmesi lazım.

En son olarak da şimdi, o zaman maliyet... Maliyetin detaylarını sonra verebilirim, vaktim çok şey yaptı. Kaynağı ne arkadaşlar? Kaynağı bütçenin içerisinde. Bakın, hemen, bunları tek tek söyleyeceğim: Bir defa 1,1 trilyon lira harcamanın yaratacağı KDV ve ÖTV etkisi var; 130 milyar lira direkt, doğrudan zaten vergilerimiz artacak. Kamunun cari harcamalarında yüzde 20 tasarruf yapılması durumunda -ki mutlak surette yapılabilecek bir şeydir- 200 milyar lira kaynak buradan yaratılacak. Kamu-özel iş birliği sözleşmelerinin yeniden düzenlenmesinden 70 milyar lira ek gelir sağlanacak. İrrasyonel ekonomi politikaları, özellikle KİT ve kamu bankalarının zararlarının azaltılması suretiyle -bunların neler olacağını daha önceden konuştuk- buradan da 200 milyar lira kaynak çok rahat bir şekilde bulunabilir.

Şimdi, Trendyolun cebine bıraktığımız 46 milyar lirayı geri alalım; bu, her yıl gelecek bir kaynak zaten. 46 milyar lira buradan gelecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Kayıt dışılığın 1 puan düşürülmesinden de 110 milyar lira gelecek. Herhâlde yüzde 30 olan kayıt dışılığın 1 puan düşürülmesi o kadar zor bir şey değil. Mehmet Şimşek de sürekli "Düşüreceğiz, düşüreceğiz." diyor.

Dolayısıyla, sistemli bir şekilde bunların üzerine gidilmesi durumunda, çok rahat bir şekilde, az önce ortaya koyduğumuz emeklilerin ve çalışanların sorunlarına önemli ölçüde hakikaten katkı getirecek bu paket finanse edilebilir değerli arkadaşlar. O yüzden, hem bunu sizinle paylaşmak istedim hem de Başkanlığımızdan bunun gündeme alınması konusunda kendilerinden bir gayret bekliyoruz.

Ben maddelerde bazı maddelerde daha detaylara gireceğim.

Sabrınız için teşekkür ediyorum.

Heyeti saygıyla selamlıyorum.