KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, TÜİK 2024 verilerine göre, iş gücüne katılım oranları şöyle karşımıza çıkıyor: Kadınlarda yüzde 36,6; erkeklerde yüzde 71,8; yine, 3 yaş altı çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranı yüzde 28; erkeklerde istihdam oranı yüzde 90,5. Ortalama çalışma süresi kadınlarda haftalık yüzde 40,2 saat; erkeklerde yüzde 45,5 saat olarak karşımıza çıkıyor. Yine, çocuk bakımının yüzde 94'ü; ev işlerinin de yüzde 85,6'sı kadınlar tarafından gerçekleştiriliyor. Niye diyorum bunu? İktidarın 2025 yılını "Aile Yılı" olarak belirlemesi, Erdoğan'ın da 3 çocukta ısrar etmesi bizler açısından tesadüf değil, bunu belirtelim. Tüm dünyada belirgin bir şekilde doğum oranındaki azalmanın en temel nedenleri içerisinde ekonomik krizler ve güvencesizlik yerini almakta.

Bu maddede de gerçek bakım yükünü paylaşma, çocuğun geleceğini güvence altına alan düzenlemeler değil, aksine dönemlik parasal yardımlarla çocuk doğurmaya teşvik ve kadını çalışma yaşamından uzak tutma eğilimi karşımıza çıkmakta. Yenidoğan bir çocuk için tek seferlik ve 5 yaşına kadar olacak yardımın içeriği madde metninde yer almıyor; bunun Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesi öngörülmüş.

Bu teklif yine aynı zamanda 2025 yılını Aile Yılı ilan etmiş olmalarının bir yansıması olarak da karşımıza çıkmakta. Aile Yılı ilanının hemen ardından da kadınların doğurup doğurmayacağına, kaç çocuk doğuracağına, tüm bunlara reisli aile modeliyle karar vermeye dair söz kuran iktidar eliyle Nüfus Politikaları Kurulu ve Aile Enstitüsü kuruldu. Aileyi güçlendirmek ve korumak adı altında kadının emeğine, bedenine, sağlığına ve tüm yaşamına müdahale eden politikaların bir yansıması olan bu maddeyi kesinlikle kabul etmiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Az kaldı Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun Sayın Sayyiğit.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Gebeliği engelleyici yöntemleri dikte eden, kürtajı, hatta sezaryenle doğumu dahi anormal gösteren politikaların devamı niteliğinde olan bu düzenlemenin kadınlara destek, çocukların geleceğine katkı sunan bir noktada olmadığı açık bir şekilde ortada. İktidarın aileci politikaları kadını özne olmaktan çıkaran, sadece aileye hapseden bir zemin yaratmakta maalesef, bu da onun yansıması olarak karşımıza çıkmakta. Söylediklerimizi belki beğenmiyorsunuzdur, gülüyorsunuzdur oradan ama biz ifade etmeye devam edeceğiz.

Teşekkür ederim.