KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Biz teşekkür ediyoruz Hocam.

Bütün arkadaşlarımın sözlerine, iyi niyetlerine, tekliflerine teşekkür ediyorum.

Ben Komisyonumuzun son sözlerini söylerken biraz da işin zor yönüne, beni umutsuzluğa sevk eden yönüne temas etmek istiyorum.

Şimdi istatistikler şöyle diyor: Bir çocuğun, hayatında rastladığı öğrenme ve onun yetişmesinde etkili olan unsurlar, faktörler açısından okul ve öğretmen 17-18'inci sıraya geliyor, diğer kurumlar daha daha geride. Çocuğu asıl çevreleyen atmosfer önce aile, sonra sosyal atmosfer yani toplumsal zihniyet; burada bizim yasayla düzeltemeyeceğimiz şey o. Devletin alacağı bütün diğer tedbirleri, kurumların alacağı tedbirleri, onların hepsini yasayla düzenleyebiliriz ve bir iki ayda da netice alırız ama zihniyet dönüşümleri çok uzun süreçler istiyor, yıllar istiyor. Zihniyet dönüşümünü de dünyada şu ana kadar kontrol edebilen hiçbir otorite yok; o, kendine göre işliyor, çok farklı amillerden besleniyor. O açıdan, oraya hep dikkat etmeliyiz. Bütün hassasiyetimiz o toplumsal atmosferde olmalı; o genel hava, içinde yaşadığımız o millî kültürün sosyal hayata yansıyan unsurları ve onun ortaya çıkardığı hayat, hayatın kendisi.

Ben meslek yıllarımda memurlarıma, polislerime, jandarmama yani beraber görev yaptığımız kamu görevlisi arkadaşlarıma hep şöyle derdim: Çocuklarınız siz görev yaparken sizi izliyormuş gibi görev yapın. Yani, bir polis memuru bir vatandaşı durdurdu, ehliyetini, ruhsatını, ilgili belgelerini soracak; o anda senin evdeki çocuğun, 5 yaşındaki, 10 yaşındaki kızın, oğlun izliyormuş gibi düşün. Hani, çocuklara göz kulak olmak denir ya, bence ideali, çocukların göz kulak olduğu bir cemiyeti, çocukların göz kulak olduğu ve rahatsız olmadığı, çocuklarla paylaşabildiğimiz her şeyi... Hani yine bizim kültürümüzde bir söz vardır: "İnsan kalbini eline alıp herkese göstere göstere toplum içinde dolaşabilmelidir." denir. Çocuk öyle bir şey ve çok zor, bütün tedbirlere rağmen işler ters gider, gidiyor da çünkü sosyal değişmeyi kontrol edemiyoruz. Sadece bizim ülkemizle de ilgili değil, artık New York'ta olan bir hareket birkaç saat içinde Ankara Haymana'nın bilmem ne köyünde etkisini gösterebiliyor; böyle etkileşimli bir dünyada yaşıyoruz, çok dikkatli olmalıyız. Burada bizim görüştüğümüz, konuştuğumuz tedbirler -bunu esefle belirteyim ama bunu belirtmenin de bu işin başlangıcı olduğunu söyleyerek ümitle belirteyim- bizim burada aldığımız tedbirler bu meselelerin yüzde 1'i, meselenin yüzde 99'u o toplumdaki sosyal inşa; o konuda hepimize, herkese, bütün aktörlere görev düşüyor.

Ben hepinize çok teşekkür ediyorum. İnşallah, başka daha güzel vesilelerle bir araya geliriz, çalışırız.

Arkadaşlarıma hayırlı günler diliyorum, yaklaşan bayramınızı kutluyorum. Allah'a emanet olunuz efendim.

Toplantımızı kapatıyorum.