KOMİSYON KONUŞMASI

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ama Hocam, bunlar yaşayan sistemler. Yani hastane yeni bir şey yapıyor, orada bir ruhsata tabi olmadan bir yerden bir yere elektrik çekiyor, sonuçta onu bir usta çekiyor, burada hava girmesin diye o köpüğü de sıkıyor, orayı sıkılaştırıyor. Yani sonuçta bu yaşanan sistemlerin denetlenmesi kolay değil ama şunu yaparsak -ki bence en büyük eksiklik bu- yani biz dersek ki bu hastanelerin yangın yönetmeliği yönünden denetlenmesini her iki yılda, her beş yılda bir yapacağız, bu doğru.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ DR. ÖĞR. ÜYESİ UĞUR EMRE TEMELLİ - Altı ayda bir yapmanız lazım.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - O zaman bunların hepsini buluruz.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ DR. ÖĞR. ÜYESİ UĞUR EMRE TEMELLİ - Altı ayda bir yapılması gerektiğini düşünüyorum. Sayın vekilim şöyle bir şey söyledi: "Malzeme mühendisliğinden kimse yok mu?" Şimdi, biz doktora programımızı açmadık daha, doktora programımızı açtığımız zaman malzeme mühendisi, jeofizik mühendisi... Şimdi, madenlerde sadece maden mühendisini aldık ama aslına bakarsanız madenlerde jeofizik ve jeoloji mühendisleri de kullanılıyor çünkü maden yangınları... İşte Soma madenini hatırlarsanız, oradaki patlamayı ve sonrasında çıkan yangını, bunlar da önemli unsurlar, gerçekten geniş bir akademik altyapıya sahibiz biz İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa olarak. Tabii, sistemleri de buna göre düzeltmemiz gerekiyor diye söyleyebiliriz.

Projelendirmelerle ilgili dediğimiz şeyleri...

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA TEKNİK BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU ÖĞRETİM GÖREVLİSİ DR. ALİ SERDAR GÜLTEK - "Sanayi yapılarında projelendirme var mı?" Elbette var. Burada gözlemlediğimiz, deneyimlediğimiz, karşı taraf yani denetleyecek, ruhsatı verilecek birimdekiler biliyorsa yönlendiriyorlar, onlar da bilmiyorsa yönlendiremiyorlar. Böyle bir problem var memlekette. Biliyorlarsa gerçekten mimari olarak, tesisat olarak... Bizim yönetmeliğimizde, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik'te var "Algılama, söndürme ve mimari tahliye projeleri hazırlanır, sunulur." diye düzenlememiz var. Bunu inceleyecek görevli bunu biliyorsa detayına hâkimse yapabiliyor yani projelendirme oluyor. Bilmiyor bazen, onu da görüyoruz, orada da işte öneriler oluyor, kabul eden oluyor, etmeyen oluyor diyelim. Yani gri bir bölge var orada.

"İtfaiye erişim merdiveni nereye kadar ulaşmalı?" dediniz. Bu, itfaiyenin kamyon merdiveni değil, vurguladınız. Evet, binanın içinde itfaiyenin en üst seviyeye kadar ulaşabilmesi gerekiyor, projenin de buna göre hazırlanması gerekiyor.

"Yangın güvenliği sorumlusu her yerde var mı?" Yani kâğıt üzerinde oluyor ama pratikte bu bilgi, beceri ve yetkinliğe sahip mi? Olmuyor. Nereden olacak? O da belirsiz. Sonuçta biz bir program tanıttık bu Komisyona fakat o da bir birimde belli dönemlerde oluyor, kapasitesi belli. Dolayısıyla ben başka bir deneyimimden de bahsetmek istiyorum. Patlayıcı ortam güvenliğiyle ilgili başka bir mevzuat var, 2008-2009 yıllarında kimya ve plastik sektöründe yangınlar, patlamalar arttığında Bakanlık denetimlerini artırdı ve onunla ilgili yönetmelik var "Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik" diye ve bunun dayandığı bir standart, bir direktif var, orada teknik olarak da bir metodoloji anlatılıyor. Biz de öğrendik, fabrikalardan istediler "Bunları hazırlayın." diye ama gördük ki Bakanlığın denetlemeye gelen müfettişlerinin ilk başta iyi anlayanı var, iyi anlamayanı var ve sahada çelişkiler oluyordu, tesis kapatmalara kadar giden durumlar da yaşandı. Ama yıllar içinde Bakanlığın müfettişleri kendilerini geliştirdiler, eğittiler, yetkinliklerini kazandılar, kişilerin sayısını artırdılar; artık 2010 yılında, 2011 yılında yaşanan sorunlar bugün yaşanmıyor. Yani bu, uzun soluklu bir konu ama bir yerden, bugünden, yarından başlamak gerekiyor bir seferberlik hâlinde. Ve yine, lisans öğreniminde konuyla ilgili -mesela, siz seçmeli ders olsun diye önerdiniz- var bazı üniversitelerde, işte, Gazi Üniversitesinde, Yıldız Teknik Üniversitesinde hocalar o konuyla ilgili çalıştıkları için öğrencilerini de donatıyorlar, bilgilendiriyorlar ama o hoca o gün onu çalışmamış olsa, o konuya bir kişisel ilgisi olmasa sistemli bir yaklaşım yok. Dolayısıyla bunun yine bir üst idareden -Yükseköğretim Kurulu tabii ki- zorunlu ders olarak mühendislere öğretilmesi, mimarlara öğretilmesi gerekiyor çünkü sizin duman tahliyesi için bir menfez açmanız gerekiyor, onun kapıdan belli bir mesafede olması gerekiyor, içeriden döndüğünde mimari tasarımı etkileyecek. Dolayısıyla o detayları ona en başta, daha okurken öğretmek, hazırlamak gerekiyor ki projeler çizildikten sonra sahada revizyonlar olmasın veya baypas edilmek durumunda kalınmasın, bunun zorunlu ders olması gerekiyor.

Doğal gaz kutularından bahsettik, siz de sordunuz "Bunlar için ne yapılabilir?" diye. Esasında bunu risk bazlı yönetmek gerekiyor, açıkçası büyük bir iş bu. Her bir kutunun ayrı bir gözle denetlenmesi lazım. Bereket, ülkemizde betonarme yapı fazla, dolayısıyla etkisi az olabilir çünkü diğer ülkelerdeki yangın olaylarına bakıldığında, bizim ülkemizde şehirde, kentsel bölgelerde çıkan yangınlarda, apartmanlarda, konutlarda esasında çok büyük can kayıpları olmuyor. Bizim apartman tarzında, küçük bölmelerde, beton hacimlerde yaşıyor olmamız bunu sağlıyor ama işte, mesela, Enerji Bakanlığı "İzolasyon yapacaksın." diyor; yanıcı bir malzemenin üzerine yanmayan bir sıvıyla siz onu yanmaz hâle getiriyorsunuz, o şeye tatbik ettiğiniz zaman belki o aleve o dayanmayacak ve yangın alıp yürüyecek. Bununla ilgili revizyonlar yapılması lazım ama bunun da yine yeni bir denetimle belediyelerin "Buradaki şeyi güçlendir." diye bakış açısını değiştirmesi lazım. Şu anda tabii, iş gücü, insan gücü sıkıntı; şu anda bina yıkılır mı, yıkılmaz mı dönüşümündeyiz, ona da sıra gelecektir diye düşünüyoruz.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ DR. ÖĞR. ÜYESİ UĞUR EMRE TEMELLİ - Doğal gaz yangınıyla ilgili şöyle bir şey eklemem gerekiyor Sayın Vekilim: Ben İstanbul'u bildiğim için konuşuyorum, İGDAŞ borularda gazı depoluyor yani mevcut sistemdeki borularda gaz depolamasını yapıyor ve bu boruların yapımı 1990'lı yıllardan itibaren İstanbul'da Tarihî Yarımada, Bakırköy, Beşiktaş gibi bölgelerde başladı öncelikle ve bunların yapımının üzerinden yaklaşık otuz sene geçti ve bazı boruların korozyona uğradığı yani çürümeye başladığı, bunlarla ilgili sıkıntıların yaşandığı da İGDAŞ'taki yetkili arkadaşlarımdan aldığım "off the record" bilgiler. Bunlarla ilgili zaman içinde iyileştirme çalışmaları yapıldı; işte, anotlar, katotlar var, şimdi, kimyayı o kadar bilen birisi değilim; işte, çürümesini engelleyici kaplamalar yapılarak omurlarının revize edilmesi gerektiği söyleniyor ama bununla ilgili ne zaman bu yapılır, inanın bunu da bilmiyorum ama doğal gazla ilgili de gerçekten büyük bir unsur. Şu günkü koşullarda standartlar sağlanıyor, evet ama otuz yıl evvel yapılan standartlarla ilgili şu andaki standartlar... Biraz evvel Sayın Vekilim Türker Bey'in söylediği gibi, 1997 yılında ruhsatını almış, iskânını almış bir yapı şimdiki standartları sağlamıyor diye bizim doğal gaz borumuzu boşta bırakmak gibi bir ihtimalimiz yok, onu da izole etmemiz gerekecektir diye düşünüyorum.

"Sertifikasyon nasıl veriliyor?" sorusunu biraz evvel Serdar Hocam ifade etti. Serdar Hocam, onu sen sistemle ilgili...

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA TEKNİK BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU ÖĞRETİM GÖREVLİSİ DR. ALİ SERDAR GÜLTEK - Bunu üniversite veriyor fakat mevzuatta olan bir sertifika değil, gönüllü olarak insanlar gelip alıyorlar bu sertifikayı; öğrenmek istedikleri için, biz öğretmek istediğimiz için. Buradaki temel motivasyonumuz şu: Bunu Bakanlık, bir üst resmî kurum bu müfredatı, bu eğitim notunu alsın, en az bu kadar anlatsın ama üstüne koyabiliyorsa da koysun, bunun kriterini belirlesin. Bunu kim yapacak, nasıl yapacak; örnek olsun diye biz bu çalışmayı ortaya koyduk, arkasında da duruyoruz ve istiyoruz yani bu ülkenin mevzuatına girsin, bunu yapacak, üstlenecek yapı hangisiyse o da üniversiteden kendi uhdesine alsın, biz de destek oluruz. Kendi başına da yürütebilir, bizimle de yürütebilir ama en az bunların anlatılması, bu seviyede anlatılması gerektiğini örnek olsun diye yapıyoruz. Dolayısıyla şu anda bu konularla ilgili eğitim ve sertifikasyon süreci memleketimizde yok.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ DR. ÖĞR. ÜYESİ UĞUR EMRE TEMELLİ - Şimdi, Derya Vekilimin sorduğu bir soru daha vardı "Sitelerde kontrolü nasıl yapıyoruz?" diye. İstanbul'da milyon dolarlarla dairenin satıldığı bir siteye iki ay evvel denetime gittim bu yangınla ilgili, aslına bakarsanız yangınla ilgili değildi; elektrikli araç şarj istasyonu koymak istiyorlardı kapalı otoparklarına -bu da şu anda bir gündem maddesi- ve bizden görüş istediler. Gittim, ön incelemeyi yaptım, dedim ki: Buraya koyamazsınız. "Niye?" Dedim ki: Sisteminiz çalışmıyor. Mevcut otoparklarındaki yangın söndürme sistemleri 2003 yılında yapılmış ve o günden beri bir tane bakım görmemiş; borular sökülmüş, baypas edilmiş, yerleri değiştirilmiş, körlenmiş, kapatılmış. Görseniz, o binaya girseniz hani sonuçta bu kadar detay bilmek zorunda değilsiniz; girersiniz, bakarsınız "Otopark da ne güzel, yangın 'sprink'leri var, dedektörlerimiz var." Yanlış modellenmiş, yanlış takılmış. "Çok güzel, nizami, pahalı da bir site; her şey vardır." diye algınız oluşabilir ama o tarz yani yüksek aidatların olduğu bir sitede dahi -ki aidatları yüksekmiş, onu da öğrendim- bir yangın söndürme sisteminin, yangın ihbar algılama sisteminin bakımının yapılmadığı aşikâr ortada. Biz yine neye geliyoruz? Şimdi "yangın ve can güvenliği müdürü" dediğimiz bir kavram uluslararası camiada var mı? Var. Uluslararası derken sadece Avrupa olarak düşünmeyin; Katar'da da var bu, Dubai'de de uygulanıyor, Almanya'da da uygulanıyor. Zincir otellerde bu uygulama var zaten ve bunlar uygulamalarını yaparlarken bizdeki Türk mantığıyla gece vardiyasında -en dandik demeyeyim de- en vasıfsız adamı bırakmıyorlar. Olası bir gece yangınında oradaki kalacak kişinin tecrübeli, nerede hangi vananın olduğunu, hidrantın nerede olduğunu, ihbar algılama sisteminin nerede olacağını, panonun nasıl çalıştığını, nereye ne şekilde verdiğini bilen birisinin olması gerekiyor. Zaten genellikle yangınların gece olmasının sebebi veya işte, sabaha karşı olmasının sebebi, insanlar uyurken başlarına gelen bir şeyler çünkü canlı bir ortamda anında gören insanlar müdahale edebiliyor. Yani bu tarz kombinasyonların da yapılması lazım. Bu tecrübeli insanlar var mı? Evet, tecrübeli insanlar kazandıkları tecrübeleri uygulayabiliyorlarsa bunlarla ilgili sorunlar çözülebilecektir ama bizdeki ne olur? Yangından sorumlu, iki yıllık yangınla ilgili sivil savunma ve itfaiyecilik mezunu birisini getirip bir otele yangın güvenlik uzmanı olarak koyarsanız -ki şu anda yönetmelikte bunu koyabiliyorsunuz çünkü o "yangın güvenlik sorumlusu" tanımı net değil, köşeli değil- işe yarar mı? Evet, yarar ama işi yüzde yüzde bilir mi? İnanın bilmiyoruz ve bunu bilmek için de ancak bunu sınavla denetleyerek, yetkilendirerek yapmamız gerektiğini biz ifade etmeye çalışıyoruz, başka türlü bu sistematiğin önüne geçemeyiz. NFPA Amerika'da bunu -burada 6-7 madde var ama biz özete, 1 sayfaya sığsın diye burada daralttık biraz- çok daha detaylı bir şekilde her ekipmanın nasıl yapılacağına kadar detaylandırıyor ve bunu sürekli... Biz NFPA'nın yayınlarına yetişemiyoruz; bu konunun uzmanları olduğumuzu iddia etmiyoruz ama bu konuda çalışıyor olmamıza rağmen sürekli yenilenen bir yönetmelikleri var.

Rıdvan Bey bir şey sormuştu. Beden eğitimi konusunu herhâlde ifade ettik fiziksel olarak.

Yangın Yönetmeliği'nin değişmesiyle ilgili şey... Biz bu Yangın Yönetmeliği'nin değişmesiyle ilgili en başta şöyle bir ifade kullanmıştık: Konutlar ile iş yerlerini ayırmamız gerektiğini şahsen düşünüyoruz çünkü konutlarda "konut" kavramı bizde şeye göre değişiyor; 3 daireli bir apartman da konut, 300 daireli bir rezidans da konut ama riskleri birbirinden farklı. İş yerlerinde süreç değişiyor çünkü iş yerlerinde günübirlik gelen insanların sayısı artıyor. İş yerlerinin içinde sınıflandırmanın yapılarak Yangın Yönetmeliği'nin eksikliklerinin geliştirilmesi taraflarıyız yani "Yangın Yönetmeliği yanlış." dememiz doğru değil, Yangın Yönetmeliği'nde en basit yerde "Bulamadığınız bir yerde NFPA'ya bakın." diyor yani "Bu sorunun çözümünü bilemiyorsanız NFPA'ya bakın." deyip geniş bir şey yapıyor ama bunu belli şekillerde sınırlandırmamız gerektiğini ben şahsen düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.