KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, çok kıymetli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, ben enerjiyle ilgili sektörel şeyler söyleyeceğim ama arkadaşlarım sizi istifaya çağırıyor. Ben onun ötesinde, asıl sorumlunun Sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğunu önceki gün de söyledim. Neden? Çünkü, artık madencibaşı Afif Bey, 2012'den beri bütün yetkileri o aldıysa...

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) - Hiç olmazsa misafir varken bunu söylemeyin.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Söylüyoruz işte, madencibaşı. Yetkisini bir Başbakan kendisine alır mı, MİGEM, Enerji Bakanı, bir sürü yer varken? Ruhsatları, tamam, kuponları, arazileri anladık da maden ruhsatından Başbakan ne anlar? Yani, teknik konusu maden mühendisliği mi? Olur ya bir ilgisi olur, "Hadi ben de bakayım." der. Onun için, asıl sorumlu... Arkadaşlarımız birtakım yolsuzluk, onlardan, bunlardan bahsediyorlar ama böyle bir şey olmaz. Başbakan Bakanına güvenmiyor mu? Başbakan Maden İşlerine güvenmiyor mu? Başbakan diğer kurullara güvenmiyor mu da alıyor? Onun için, bence asıl sorumlu, istifa etmesi gereken, eğer bir sorumlu varsa, en tepede, şu anda Cumhurbaşkanı olsa da duruyor. Sordum, Sayın Davutoğlu bu genelgeyi iptal etti mi? Sayın Erdoğan'ın Sayın Başbakan iken söylediği o genelgeyi iptal etti mi? Şu anda ruhsat verme yetkisi kimde? Sayın Davutoğlu'ndaysa sorumlu o zaman, aynen devam ediyor demektir. Bir an önce o genelgenin bir kere iptal edilmesi lazım. MİGEM'e güvenmiyorsanız başka bir kurul kurun, maden işleri tetkik kurulu deyin, maden izin verme kurulu deyin, ne diyorsanız deyin. Bir kere bu işin felsefesinin yanlış olduğunu söyleyerek başlıyorum Sayın Bakanım.

Şimdi, bir de garip yani yapısal bozukluklar bir tek bununla bitmiyor. Sayıştay raporuna bakıyorum, şimdi konuşacağız ama Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının saymanı bakıyormuş. Kimse var mı burada yani? Arkadaşlar, hiçbiriniz biliyor musunuz? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının hesaplarını Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının saymanı tutuyormuş, ben de Sayıştay raporuna bakınca öğrendim. Bazı raporlar yok işte, onu söylemeye çalışıyorum, "Düzenleyemiyoruz." diyorlar.

İLKNUR DENİZLİ (İzmir) - Nasıl?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Burada var, "Nasıl?" deme işte, "Ben de yeni öğrendim." diyorum.

İLKNUR DENİZLİ (İzmir) - Ben de anlayamadım, ondan dolayı...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Soruyorum, başka bir bilgi varsa... Sayıştaya verdikleri raporu da buraya aldım, duruyor. Yani, Bakanlığın kendisinin değil, oranın saymanı tutuyor şu anda. Dolayısıyla, yani, kendi muhasebesini tutamıyor mu diye merak ediyorum. Baktım, bütçe de az değil, 462 milyon mal ve hizmet alımı yapmışız, personelimiz var, garip geldi, ilk defa ben Bakanlığın böyle bir şeyi olduğunu... Bu konuda bilgilendirirseniz sevinirim.

Şimdi, Sayın Bakan arada kaya gazıyla ilgili potansiyel belirleme çalışmalarından bahsetti. Bütün dünya bununla uğraşıyor. "2007'de başladık." dedi ama 2014 geldi. Yani, bu birkaç gündür bizim tartıştığımız, "ekonomide dönüşüm programı" dediğiniz, "eylem planı" dediğiniz tantanaya benziyor. Yani bir buçuk yıl oldu kalkınma planı çıkalı, hâlâ onunla uğraşıyoruz. Dönem bitiyor, eylem planı koyuyoruz, daha eylem planı bitmemiş. Şimdi, 2007'den bu tarafa eğer biz kaya gazıyla ilgili potansiyelleri hâlâ daha yapamadıysak işimiz biraz zor gibi, biraz hızlanmamız lazım açıkçası.

Yani bu çerçevede şunları söylemeye çalışıyorum: Enerjideki AR-GE projelerine biraz daha öncelik vermemiz lazım. Her ne kadar dilek, temenni babında kalsa da burada birinci öncelikleri ithalata bağımlılığın azaltılması üzerinden örnek vermiştim. Orada sizi ilgilendiren birçok madde var Sayın Bakanım çünkü ne diyor? "MTA'nın yurt dışında madencilik faaliyetleri yapabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler gerçekleştirilecek." Buna da bakınca bir ironi gördüm aslında. Daha yurt içindekini tam olarak yapamıyoruz, izinleri bir yere toplamışız, kaza oluyor, sorumlu arıyoruz ama MTA yurt dışına açılacak, onu da tam açıkçası anlayabilmiş değilim. Bu şartlarda "2014-2015, hemen bir yıl içerisinde de gerekli eylemleri yapacağız." diyorsunuz.

Altta devam ediyor "Rüzgâr enerjisiyle ilgili elektromekanik teçhizat." Öbür tarafa bakıyorum yine "Güneş enerjisiyle ilgili elektromekanik teçhizat, yurt içi üretim."

Bunlar güzel de önce bu piyasaların düzenlenmesi ve bu piyasadaki yatırımcıların artırılması lazım ki makine teçhizata ihtiyacımız olsun. Bunların tamamını satamayacağımıza göre, ihracata yönelik olmayacağına göre bir kısmına bizim de burada talep yaratıyor olmamız lazım. Hâlâ izinlerle ilgili birtakım şeyler söyleniyor.

"Hidroelektrik enerjisi üreten santrallerde kullanılan yerli girdi miktarı." demiş yine Enerji Bakanlığı.

Şimdi bu noktada "hidroelektrik" deyince aklıma başka bir şey geldi, EPDK Başkanımıza bir soru sormak istiyorum. Uzunca süre tartıştık torba kanun tasarılarında. Türkiye'de en garip denetim sistemi orada geçti. Sayın Bakanım, diyorlar ki: "Ne Bakanlığın ne de EPDK'nın bunları denetleyecek adamı yok, bizim de yok." Ne yaptık? Su yapıları denetim şirketlerine denetleme işini, HES'leri denetlettirme işini DSİ kendisi, Bakanlık -Orman ve Su İşleri Bakanlığı- ihale açacak. Yani ömrümde hiçbir tane sektörde böyle bir şey duymadım. EPDK Başkanımıza soruyorum: Bunu sizin yetkinizden alarak Bakanlık kendisine aldı ve dediler ki: "EPDK'nın yeterli düzeyde elemanı yok."

Şimdi, ben hâlâ anlamadım. Size bir düzenleyici, denetleyici kurum Başkanı olarak soruyorum: Sizin göreviniz standartları koymak değil mi? Gerekli denetimlerin nasıl yapılacağını belirlemek değil mi? Daha net sorayım: Yapı denetim şirketlerinin hangisine şirketinizi denetlettireceğinize Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mı karar veriyor? Vermiyor. Anonim şirketinize dış denetimi hangi bağımsız denetim şirketine yaptıracağınıza Maliye Bakanlığı mı karar veriyor? Vermiyor, sadece standartlarını koyuyor veya yeminli mali müşavir "Benim şu belirlediğim adamlara mı yaptıracaksınız?" diyor. Hayır.

Onun için, ister Enerji Bakanlığı yapsın ister EPDK yapsın biz size burada istediğiniz kadar kadro veriyoruz, müfettişiniz yoksa verelim. Yani hem denetleyen hem kural koyan hem işin ihalesini yapan aynı birim olur mu? Hangi 5018'de, hangi tüzükte, hangi yasada bunu buluyorsunuz, anlamıyorum. Buradan bizim itirazımıza rağmen geçirdi Sayın Eroğlu; HES'leri kendisi denetleyecek. Bütün mesele ne? 800 küsur tane bitmiş, bayağı da bitecek, devam eden... Siz rakamları biliyorsunuz. Şimdi bütün HES'lerin denetim ihalesinde millet birbirine girecek.

Kime yaptıracağına siz niye karar veriyorsunuz? Siz EPDK olarak bunun standardını belirleyeceksiniz, gidecek vatandaş, standarda uyan şirketlerden istediğine yaptıracak. Böyle garabet olur mu? Ben anlamadım. Sizden açıklama bekliyorum çünkü dediler ki: "EPDK yapamıyor." "Bakanlık var." dedik, "Onların da yeterli müfettişi yok." "Bizim?" "Sizin de yok." dediler. Onlara da dedik: "Verelim kadro." Aynı torbada 400 tane Başbakanlığa kadro verdik, 40 bin tane Millî Eğitim Bakanlığına kadro verdik. Yani garip ama amaç başkaysa, onun da kokusu çıkacak, onları da tartışacağız.

Şimdi, Sayın Bakan, bu enerji AR-GE'leri derken tabii bunun içerisinde Atom Enerjisi Kurumuyla ilgili olanlar var, BOREN'le ilgili olanlar var, demin dediğiniz kaya gazıyla ilgili olanlar var. Özellikle araştırma merkezleriyle ilgili kanun tasarısı, hepimizin burada desteğiyle çıktı. Hızlandırıcı Merkezi var Atom Enerjisi Kurumunun; onlarla iş birliği yaptığını biliyorum ama biraz yavaş ilerliyor. Sizin de Bakanlık olarak inisiyatif alarak özellikle o konulardaki hassasiyeti biraz daha dile getirmeniz lazım ve eğer kurumsal bir şey varsa biraz daha bu çalışmaların hızlanması açısından arkadaşların hem maddi hem manevi moral desteğe ihtiyaçları var.

Borla ilgili burada madencilik kısmı biraz zayıf geçmiş, Türkiye'nin görünümü nedir, ne değildir diye baktım ama hâlâ yani malzeme olarak, ham madde olarak daha çok satıyoruz. Onun için, bu yakıt piline ilişkin arkadaşların çok güzel projeleri olduğunu biliyorum. Envanterde bir kısmı patentlendi, bir kısmı yavaş yavaş dönüşüyor ama bunların ürüne dönüşmesi ve bir an önce de sanayiye kazandırılması gerekiyor. Onların da biraz daha desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim.

Bir de madenlerle ilgili de biraz daha ayrıntılı olursa; ruhsatlar toplam maden izni olarak verilmiş. Yani nedir, ne değildir, belki web sitenizde daha ayrıntıları var ama sunumlarda da bize daha faydalı olur diye düşünüyorum.

Şimdi bir de doğal gazla ilgili burada ayrıntılı bilgi var ama demin okuduğum eylem planının 1'inci maddesi, bu dış bağımlılığı azaltmayla ilgili, ithalata bağımlılığı azaltmayla ilgili ve bizim burada en fazla bağımlılığımız ve bütçemizi etkileyen, enflasyonu etkileyen kısım da enerji kaynaklarıyla ilgili, özellikle doğal gaz ve petrol ithalatımızdan kaynaklanıyor. Bu çerçevede de hem kaynak çeşitliliğini hem de kaynak ülke çeşitliliğini artıracak yeni şeylere dönmemiz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkanım, toparlayacağım müsaade ederseniz.

Bu kapsamda depolama tesisleriyle ilgili söylediklerinizi önemsiyoruz ama hâlâ 12 tanesi, burada tam anlayamadım, işte "Birkaçı bitmiş, 8'i, 4'ü devam ediyor." gibi. Tuz Gölü'ndeki tesislerden bahsediyorum. Bunlar tam olarak ne zaman faaliyete geçecek? Biz tam teknik şeyi burada "Bitti, bitecek." diye anlayamıyoruz yani sizin sunumunuzda "İnşaatı bitti." diyor. Diğerlerine geçecek ama bir tarih var mı, planlanan zaman ne zamandır? Bu, biraz daha depolama anlamında ve fiyat anlamında bizim elimizi rahatlatacaktır çünkü spot piyasa sıkıştığımız zaman...

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen aramızda sohbet etmeyelim. Bakın, Sayın Günal'ı dinleyemiyoruz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - ...sıkıntı oluyor. Dolayısıyla, bu hususların da dikkate alınarak bir an önce hem ülke bazında bağımlılığımızı azaltacak kaynak ve kaynak ülke çeşitlemesine giderken depolama tesislerimizi de geliştirmemiz, daha da yaygınlaştırmamız lazım diye düşünüyorum.

Son olarak birkaç tane şeyi söyleyeceğim ama Sayın Bakanım, sürekli de zamanımız geçiyor. MTA Genel Müdürlüğünün yine ilgili Sayıştay raporunda bir şey var; arkadaşlarımız hâlâ murakabe işine devam ediyorlarmış. Orada da bir uzlaşmazlık var gibi. Eğer Sayıştaydan yetkili arkadaşlarımız buradaysa, denetime yani 5018'de kalkan hükümler var; vaktim az kaldığı için ayrıntılı söylemiyorum, onlar biliyor. MTA Genel Müdürlüğümüzdekiler ve Sayıştaydakiler biliyor. Onlar diyor ki: "Biz devam edebiliriz, Denetleme Kurulu ücreti yatırabiliriz." Diğerleri de diyor ki: "O iş kaldı, 5018'de İç Denetim Kurulu var, oraya yaptırın, teftiş kurulunuz var, oraya yaptırın."

Son olarak elime bizim TÜRK ENERJİ-SEN'den arkadaşlarımız Danıştay Başkanlığına yönelik yürütmeyi durdurma taleplerine ilişkin birkaç tane şey gönderdiler. Bir tanesi yine demin söylediğimiz sınavlarla ilgili...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bilgiç, soru soruyorum sadece. Size zahmet.

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir tanesi, yine Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünde yine organizasyon yapısıyla ilgili iptal davaları var.

Yine, veri kontrol, veri hazırlama ve kontrol işletmenliğiyle ilgili TEİAŞ'ın bunlarla ilgili... Yani birtakım personel ve sınav işleriyle ilgili de hukuka aykırı işlemler olduğunu sendika açmış olduğu davalarla söylüyor. Bu konularda bir gelişme var mı? İşin aslı nedir? Bu konularda da bilgi verebilirseniz sevinirim.

Bütçelerin hayırlı olmasını diliyorum, saygılar sunuyorum.