Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünün (TMO) 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 15 .04.2025 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tabii.
Şimdi, öncelikle, biraz önce açılış konuşmasında ifade ettiğim durumun nasıl gerçek bir durum olduğunu hep birlikte görüyoruz. Neden? 2021 yılında 1 bulgu var "Diğer bulgular" başlığı altında, zaten o da alt komisyonda otomatik olarak yukarıya çıkan bulgu yani herhangi bir oylama yapılmadan çıkan bulgu; zaten oylama yapılıyor olsa muhtemelen o da buraya çıkarılmayacaktı iktidarın aritmetik çoğunluğu nedeniyle. 2022 yılında da 1 bulgu var. Hazin bir durum; neredeyse bulgu çıkmayacak yukarı, bizim burada bu toplantıyı yapmamız da anlamsız hâle gelecek.
Şimdi, bu "Diğer bulgular" içinde "Lisanslı depolardan ürün tesliminde sorun yaşanması" başlıklı bir bulgu var. Bulguda lisanslı depoculuk sistemi tarif edilmiş ve diyor ki: "Depolamaya uygun nitelikte ve standardize edilebilmesi mümkün olan tarım ürünlerinin sınıf ve kalitesinin 'yetkili sınıflandırıcı' olarak isimlendirilen laboratuvarlarca belirlenmesini, modern altyapıya sahip, sağlıklı ortamlarda depolanmasını, bu ürünlerin ticaretinin ürünün mülkiyetini temsil eden ürün senetleri vasıtasıyla uluslararası alanda da faaliyet gösterebilecek nitelikteki ürün ihtisas borsasında yapılmasını öngören, çiftçilere depolama karşılığında elde ettikleri senetleri teminat göstererek finansman imkânı getiren, piyasalarda fiyat istikrarına ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasına katkı sağlayan bir sistemdir." Neymiş? Lisanslı depoculuk sistemi buymuş.
Peki, bakalım bulgu bize ne söylüyor? Diyor ki: "Lisanslı depoculuk sisteminde önce üreticiler lisanslı depolara ürünlerini teslim ederler, daha sonra teslimi yapılan ürünler lisanslı depoculuk şirketlerinde belirli tartım ve analiz işlemleri yapıldıktan sonra bu ürünlerin karşılığı olarak ürün sahipliğini temsil eden elektronik veya yazılı bir ürün senedi verilir." Sonra o ürün senediyle birlikte bir finansman imkânına da üretici kavuşmuş olacak. Diyor ki bulguda: "Ürün teslimatlarının lisanslı depolar tarafından geçerli bir mazeretleri olmaksızın geciktirildiği, bazı lisanslı depo firmalarının depolarında bulunan ürünü kendi araçlarıyla ya da anlaşmalı olduğu nakliye firmalarıyla taşımak için elektronik ürün senetleri sahibine baskı yaptığı, lisanslı depolardan teslim alınan ürünlerin elektronik ürün senetlerinde belirtilen kaliteden daha düşük kalitede ürün teslim edildiği..." Yani "Daha ne olabilir?" diyeceksiniz yani "Bu sistem daha ne kadar aksayabilir, ne kadar berbat bir hâle gelebilir?" diyeceksiniz ama hiç demeyin, daha kötü bulgu da var, devamı var. "Haşereli ürün teslim edildiği şeklinde şikâyetler geldiği görülmüştür." Sayın Genel Müdürüm, yani bir lisanslı depoculuk faaliyeti bu kadar kötü yönetilebilir. Şimdi, ben milletin vekili olarak sormak zorundayım, nasıl cevap vereceksiniz onu bilmiyorum.
TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRÜ AHMET GÜLDAL - Çok kolay.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bu haşereli ürün teslim edildiği şeklindeki şikâyetler hangi ürün çeşitlerine yapılmıştır? Hangi lisanslı depocuların depoladığı ürünler için yapılmıştır? Buna açıklık getirmek zorundasınız. Aksi takdirde, buradan alınan ürünler piyasada vatandaşlara sunulduysa vatandaşların sağlığını doğrudan tehdit eden bir durum ortaya çıkarılmış demektir; bulgu bu.
Şimdi, bunun dışında, aynı zamanda... Yani benim anlayamadığım bir şey var, bunun izahını da bekliyorum. Şimdi, biz buradaki milletvekili sayısı olarak muhalefet, iktidar blokundan daha az sayıda. Dolayısıyla, alt komisyonlarda biz "Bir bulgu yukarıya çıksın." desek de aritmetik çoğunluk nedeniyle çıkaramıyoruz. Maalesef, bu kısım da iktidar tarafından çok iyi dizayn edilmiş, tasarlanmış bir süreç. Bakın, bu süreçte benim anlayamadığım şey şu, şimdi diyor ki: "Kara yolu taşıma ihalelerinde, önceki ihalelerde oluşan fiyatlar dikkate alınmadan yaklaşık maliyetlerin belirlenmesi ve taşıma bedellerinin sürekli artması." Yapılan ihalelerden önce yapılan ihalelerdeki yaklaşık maliyet... Yani bir yaklaşık maliyet belirlenirken piyasada geçerli fiyattan yüksek belirlendiği ve bu doğrultuda taşıma bedellerinde sürekli artış olduğu ifade ediliyor ve burada, yapılan ihalelerdeki usulsüzlükler tek tek yazılmış vaziyette. Şimdi, buna rağmen bu bulgunun üst komisyona neden çıkarılmadığını anlamak mümkün değil. Hangi ihaleler, hangi tutarlarda, hangi şirketlere, hangi tarihlerde verildi; yaklaşık bedelleri neydi, toplanan fiyatlar neydi? Bunlarla ilgili bir araştırma, soruşturma, değerlendirme; bu bulgu üst komisyona çıkmadığı için burada konu edilemiyor. Yani ihaleleri de eğer siz mevzuata uygun bir şekilde yapmıyorsanız bütün bu işlemler nasıl yürüyor?
TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRÜ AHMET GÜLDAL - Yapıyoruz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bakın "Yapıyoruz." diyorsunuz ancak diyor ki: "Talimatta öngürülen hesaplama yöntemiyle hesaplanan yaklaşık maliyet ile ihalelerde verilen teklifler arasında ciddi farkların olduğuna pek çok örnekte karşılaşılmıştır." "Aynı yerdeki taşımalarda birbirine çok yakın tarihlerde farklı yaklaşık maliyetler hesaplandığı -bunları hesaplayan sizsiniz- aynı mesafedeki taşıma için birbirine çok yakın tarihlerde yapılan ihalelerde sözleşme bedelinin de sürekli artış gösterdiği görülmüştür." diyor. Bu tespiti yapan Sayıştay ve diyor ki: "Bir önceki ihalede işin bedeli, hesaplanan yaklaşık maliyetten çok düşük olarak gerçekleşse de sonraki yakın tarihli ve aynı mesafedeki taşımalarda bu fiyatlar dikkate alınmadan yaklaşık maliyet yeniden, önceki ihale bedeline göre yüksek olarak tespit edilmiştir." Yani yaklaşık bedelleri yüksek olarak belirlediğinizi söylüyor. Bu, ihalenin oluşumuna fesat karıştırmaya giriyor yani Sayıştayın dili varmamış herhâlde ama bunun adı budur ve diyor ki: "Hesaplamanın çıkardığı sonucun yüksek olmasının yanı sıra piyasa fiyat araştırması sürecinde teklif istenilen firmalardan çok yüksek teklifler bildirilmiştir. İhaleye katıldıklarında çok daha düşük fiyatlarla işi yapmayı teklif ederken piyasa fiyat araştırması esnasında işin bedelini yüksek göstererek yaklaşık maliyetin yüksek hesaplanmasına neden olmuşlardır. Fiyatların girdi maliyetlerindeki artıştan bağımsız olarak sürekli yükseldiği, yaklaşık maliyet ve sözleşme bedellerinin belirlenmesinde iş yerlerinin yeterince titiz davranmadığı tespit edilmiştir." Yani Sayıştay hiçbir bulgusunda "Şurada şu yolsuzluk var." diye açıkça yazmıyor, böyle ifade ediyor zaten. Yani üzerinizdeki atılı olabilecek bir durumdan kurtulabilmenin yolu, bu bulgunun yukarıya çıkıp zaten burada tartışılması ve varsa bir soru işareti, sizin onu ortadan kaldırmanızla gerçekleşecek. Yani burada Komisyon ibra etti de bu işler bitmiyor ki hukuk yolu yine açık kalıyor.
Dolayısıyla da bu ve benzeri birçok konu var. Ben şu anda bulgu konularının çok fazla dışına çıkmamak adına bir örnek verdim. Geneli üzerinde dönüp bu ve benzeri konuları, 2021 ve 2022 yılını dile getireceğim ama şu son tespiti yaparak toparlıyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayalım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bakın, bu göz boyama ve verilerle oynama, verileri istediğiniz gibi yorumlama ve aslında işinize gelmeyen bazı verileri de burada konu etmeme kurnazlığına sığınmayı ben reddediyorum. Bizi daha fazla araştırmaya sevk ediyorsunuz, evet ama bu doğru bir yöntem değil. Bakın, neden: 2025 ve 2024 yılının çeşitli verilerini veriyorsunuz ama diğer taraftan 2023, 2022, 2021'i de aynı zamanda paylaşmanız gerekir. Bakın, 2021 yılının tablolarında arpanın iç alımlarında programladığınız miktar 500 bin ton, iç alım yapmayı hedefliyorsunuz. Peki, yaptığınız iç alım miktarı ne kadar? 5 ton, sadece 5 ton. Peki, dış alımlar ne kadar? Yani ithalattan bahsediyoruz. Bakın, bir yandan yerlilik millîlik nutukları atarken, istediğiniz bir yılı örnek verirken dönüyoruz 2021 yılına bakıyoruz; ne oldu, nerede yerlilik nerede millîlik? Yani bütün dünyada mı arpa üretimi durdu da Türkiye'de durdu? Ukrayna'da da mı durdu, Rusya'da da mı durdu, diğer ülkelerde de mi durdu? Hayır, doğru düzgün bir planlama yapılamadığı için o günün koşullarında... Ki siz her türlü yönetimsel eksikliği, yok Covid'e bağladığınız, yok efendim başka bir şeye bağladığınız, işte Ukrayna-Rusya savaşına bağladığınız, dünya dönüyor ama bir tek bundan Türkiye etkileniyormuş gibi bir durum yarattığınız yanıtlarınız oluyor.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, toparlayın artık.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bakın, 2021 yılı arpa ithalatı miktarı, iç alım sadece 5 ton, dış alım 2 milyon 192 bin 40 ton ve dış alımdaki artış oranınız yüzde 2.241; böyle bir durum.
TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRÜ AHMET GÜLDAL - Başkanım, bunların hepsinin cevabı var.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Genel Müdür, size söz vereceğim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Keşke Sayıştaya da verebilseydiniz cevabı, tablolara bu şekilde yansımış durumda.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Teşekkür ediyorum.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Diğer taraftan, son cümle olarak söylüyorum: Sayın Genel Müdür ifade etti, dedi ki: "Kurumumuzda çalışan personel başka kurumlara gitmek istiyor, o nedenle özlük hakları iyileştirilmeli." Bakın, bu da bir gerçeği başka türlü söyleme biçimi. Genel Müdür şunu diyemediği için bu cümleyi kuruyor: "Türkiye'de ekonomik kriz var. Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünde çalışanlar ekonomik krizin altında eziliyor. O nedenle de başka kurumlara, daha yüksek imkân sağlayabilecekleri kurumlara gitmek ve kaçmak istiyorlar." Bunu düzeltmeniz gerektiğini söylüyor.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, Sayın Yavuzyılmaz...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Dolayısıyla, tüm bu ekonomik krizin altında verdiğiniz veriler, maalesef çizdiğiniz bu portre gerçeği yansıtmıyor.