KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, bu kanun teklifinin 17'nci maddesinde ne diyor arkadaşlar geçici maddeyle, geçici madde 8: "Bu kanunda Adalet Bakanlığı müsteşarına verilen görevler anılan kadro ihdas edilip atama yapılıncaya kadar Adalet Bakanının belirlediği bakan yardımcısı tarafından yerine getirilir." Şimdi, Anayasa'nın 159'uncu maddesinde Hâkimler ve Savcılar Kurulunun üyeleri sayılıyor değil mi? Açıkça sayıyor ve tahdidi olarak yani sıralanıyor. Şimdi, Anayasa maddesinde "Adalet Bakanlığı müsteşarı Kurulun tabii üyesidir." hükmü de açıkça yer alıyor. Şimdi buna rağmen teklifte Adalet Bakanlığı müsteşarına verilen bu yetkinin veya bu görevin -her neyse, kadrosu da yok da- bu kadro ihdas edilinceye kadar işte görevlendirilecek bir bakan yardımcısı tarafından yerine getirilmesi. Böyle bir şey olamaz. Ya, bir şey Anayasa'ya daha ne kadar aykırı olabilir, daha nasıl aykırı olabilir? Bu kadar net bir şekilde Anayasa'ya aykırı bir madde burada görüşülecek. Dolayısıyla biz... Sadece lafzı da değil, bu hem lafzı hem ruhu itibarıyla Anayasa'ya aykırıdır. Yani Anayasa'da müsteşara verilen HSK yetkisinin geçici bir madde aracılığıyla bakan yardımcısına devrini öngörüyorsunuz. Böylece Anayasa'yla öngörülmemiş, isterse öngörülmüş olsa bile öngörülmemiş bir makam üzerinden anayasal bir görevin yerine getirilmesi düzenlenmektedir. Bu, Anayasa’nın açık hükümlerinin geçici bir yasa maddesiyle askıya alınması anlamına gelir. Dolayısıyla böyle bir yetki devrinin olması mümkün değildir, bu yapılamaz, bu Anayasa'ya açıkça aykırıdır. Bu anlamda, bir defa bu maddenin kanun teklifinden çıkarılması gerekir.

Bu maddeyle ilgili söyleyeceğim bunlar fakat Sayın Başkanım, az önce söz almadım ama diğer bir husus... Yani İsmail Bey'in şöyle bir argümanı oldu "Bizim hükûmetlerimiz bürokratlara karşı politik davranmadı." diye.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Hemen bir cümleyle bunu ifade etmem lazım: "Politik davranmadı." diye bir argümanı benim üzerimden desteklemeye çalıştı "İşte öyle olmuş olsaydı Erhan Usta da görevden alınırdı." filan diye. Öyle bir şey yok, bu yanlış bir örnek. Ben istisnai bir durumum, onu söyleyeyim. Ben bu Hükûmet geldiğinde Devlet Planlama Teşkilatında Genel Müdürdüm ve Hükûmet geldi, bir ay içerisinde filan Genel Müdürlükten istifa etmek istediğimi söyledim. Yurt dışı görev talep ettim, benim talebim üzerine Londra Planlama Müşavirliği kararnamem çıktı. MİT'te eğitim oluyor, Dışişlerinde bir eğitim oluyor, o eğitimleri filan aldım. Tam gidecekken bana müsteşarın -çok sevdiğim bir abimizdi- özel ricası ve isteği üzerine ben görevde kaldım. Kararnamem burada zaten, istediğin zaman alabilirsin ama bizim senin yerine konulacak bir...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Başarıya önem vermişler.

ERHAN USTA (Samsun) - Dinle... Hayır bir dakika... Başarıya önem değil, yerine koyacak adam bulamadılar. Aynen söylediği şey de bu zaten, bak devletin kayıtlarına geçiriyorum, hepsi sağ orada, onlara gidip sorabilirsiniz: "Bizim sen gidersen sizin yerinize koyacak bir şeyimiz yok." -tamam mı- ondan sonra "Bu görevde kalın." diye... Ben rica üzerine o görevde kaldım. Ondan sonra ikinci yıl da rica edildi, daha sonra da zaten şey yapmanın bir gereği kalmadı. Ha, eğer politik davranıp davranılmadığı konusunda bir kanaate ulaşmak istiyorsan benim Hazine Müsteşarlığı, BDDK Başkanlığı, Planlama Müsteşarlığı şeylerim defalarca gündeme geldi ve her defasında "Bu adam ülkücüdür." diye -tamam mı- benim kararname aşamasına gelinmeden onlar kapatıldı. Kararname aşamasına gelmiş olan da, ben en son siyaset için, siyaset yapmak için görevimden ayrıldığımda benim Enerji Müsteşarlığı kararnamem Cumhurbaşkanının önündeydi. Bir buçuk ay falan beklediği için ben bunu -o zaman da Müsteşar Yardımcısıyım- kendime bir güvensizlik olarak addederim. Madem benim kararname çıkmıyor, ben o zaman Müsteşar Yardımcılığı da yapmıyorum deyip ayrılmış birisiyim. Eğer öyle bir şey olsaydı yani sizin dediğiniz gibi böyle politik davranılmamış olsaydı benim bu kararnamelerden bir tanesi çıkardı. Bir buçuk...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - AK PARTİ'yle birlikte kaç yıl görev yaptın?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar... Sayın Usta... Sayın Güneş... Bir saniye...

Değerli arkadaşlar, ya, lütfen burada yaptığımız işleri... Daha önce bir tartışma oldu "Adaydık, değildik." tartışması. Ya, herkes her şeyi görüyor. Lütfen yani bu tartışmayı açmayalım değerli arkadaşlar ya. Lütfen ya.

ERHAN USTA (Samsun) - Bu tartışma falan değil...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, sol tarafa bakarak konuşun lütfen.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben sola hiç bakmıyorum, hep sağa bakarım.

Sayın Usta, toparlayın.

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, ben ben devletin memuru olarak yaptım. Ben hiçbir iktidarın, şunun bunun memuru falan filan gibi bir şey değildim, tamam mı? Yani benim o görevimde öyle gecenin üçüne kadar, beşine kadar, sabahlara kadar çalışacak bir enayi bulabilseydiniz zaten yapacaktınız ama o bulunamadığı için Erhan Usta orada kaldı ama müsteşarlık nihai... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - İnsanları enayi olarak mı...

ERHAN USTA (Samsun) - Bir dakika, beni dinle, beni dinle.

Nihai imza sahibidir müsteşar. Müsteşar yardımcısı olarak üç bin yılına kadar da olsa orada beni her iktidar zaten tutardı ama benim her defasında kararnamelerim şey yapıldı.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Oradaki bürokratlar hâlâ öyle çalışıyorlar.

ERHAN USTA (Samsun) - Kim çalışıyor? Çalışanı görüyoruz, gelen şeyleri buraya.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bir saniye...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ayıp!

ERHAN USTA (Samsun) - Konuşma! Ayıp senin yaptığın, tamam mı?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

ERHAN USTA (Samsun) - Bir şey üzerinden... Bak, kardeşim...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Oradaki bürokratları enayi olarak mı değerlendiriyorsun?

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Böyle bir şey olabilir mi ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

ERHAN USTA (Samsun) - Ya, çalışmıyorlar zaten, merak etme. Ne çalıştı?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bu, vatanseverliktir.

ERHAN USTA (Samsun) - O zaman...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Böyle bir şey olamaz.

ERHAN USTA (Samsun) - Ya, yanındakilere sor. Niye bir tane o zaman...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sözlerini geri al, sözlerini. Vatan, millet için...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar... Sayın Güneş...

ERHAN USTA (Samsun) - Planlamanın müsteşarı, müsteşar yardımcıları, bütün genel müdürleri değiştirildi. Onları niye değiştirdiniz?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bir saniye... Değerli arkadaşlar...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Enayi olarak değerlendiremezsiniz bunları.

ERHAN USTA (Samsun) - Hepsi niye değiştirildi o zaman kardeşim?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

ERHAN USTA (Samsun) - Siyaset yapıyorsun...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben siyaset yapmıyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar... Sayın Güneş... Sayın Usta...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Enayi olarak değerlendiriyorsunuz, sözünüzü geri alın.

ERHAN USTA (Samsun) - Sözümü geri alacak hiçbir şey yok. Ben sabahlara kadar çalışmışım...