KOMİSYON KONUŞMASI

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Aslında şöyle söylemek istiyorum bu anlatılan hikâyelere bakarak: İlk hikâye İlknur Hanım, Boşanmış İnsanlar ve Aileler Platformu, işte İbrahim Bey, Muhammet Bey ve en son Necil Bey'in anlatımları bizim yasalardan ziyade uygulamada büyük sıkıntılarımız var. Yani yasaları koymuşuz ama yasa uygulayıcıların bu konudaki inisiyatifleri, karar almaları bazen objektif olamayabilmiş. Ya da uygulamada birçok vatandaşımızın karşılaştığı sıkıntı, hukuki yardım alamadığı için, avukat tutamadığı için -dolayısıyla, vatandaş zaten yasayı çok iyi bilmiyor- bundan dolayı mağduriyetler, hak kayıpları oluşmuş. Aslında, burada, yasadaki eksiklikleri, sıkıntıları, boşlukları düzenlemek tamam ama, bir de yasa uygulayıcıları -Necil Bey'in söylediği bir şey var- bu konuda biraz gerekli eğitimden geçirmek gerekiyor. Aile Mahkemeleri Kuruluşu Kanunu'na göre "Aile mahkemesi personeli dâhil hâkimlerinin çocuk sahibi olması esastır." diyor. Bu şart konulmuş, ne güzel, anlayabilsin diye belki ama aynı zamanda aile mahkemesi hâkimlerinin de özel bir eğitimden geçmesi lazım. Ama bizim Türk hukuk sistemimiz böyle değil. Bir bakmışsınız, işte, Kayseri'deki aile mahkemesi hâkimi İzmir'e iş mahkemesi hâkimi veya asliye ceza hâkimi olarak tayinle gitmiş veya savcı olarak atanmış. Dolayısıyla, bir alanda uzmanlaşmış, bütün meslek hayatı boyunca o alanda çalışan hâkimlerimiz yok. Aile mahkemesi hâkimi bir ilde aile mahkemesi hâkimi olarak görev yaparken bir başka ilde başka bir branşa atanıyor. Bu konuda, belki, aile mahkemesiyle ilgili özel bir düzenleme yapılabilir. Aile mahkemesi hâkimleri ayrı bir eğitimden...

Özellikle bu ebeveyne yabancılaşma sendromunu çok önemsiyorum, çünkü birçok müvekkilimin de aynı sıkıntıları yaşadığını meslek hayatımda gördüm. Uygulamada birçok baba veya birçok anne, birçok ebeveyn, sizin yaşadığınız veya benzer sıkıntıları yaşıyor. Özellikle bu konuda aile mahkemesi hâkimlerinin iyi bir şekilde bilinçlendirilmesi gerektiğini, yasaların uygulanması aşamasında iyi bir eğitimden geçmesi gerektiğini ve mümkünse bütün hâkimlik hayatları boyunca aile mahkemesi alanında ihtisaslaşıp o tür davalara bakması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa, biz, dünyanın en iyi yasasını da -tabiri caizse- çıkartsak, eğer uygulayıcıları gerekli şekilde eğitemezsek, gerekli bilinçlendirmeyi yapamazsak, ne yazık ki benzer sıkıntılar yaşanmaya devam edecektir diye düşünüyorum.