KOMİSYON KONUŞMASI

MAHİR POLAT (İzmir) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

TOKİ, tabii, ülkede birçok şeye imza atmış, başarıya imza atmış ama bu başarılara baktığımız zaman genelde küçük ölçekli başarıları var, küçük ölçekli afetlerde ciddi başarılara imza atmış. Mesela bizim 30 Ekim İzmir depremi -az önce Sayın Gürsel Erol'un bahsettiği- Elâzığ depremi gibi yerlerde güzel uygulamalarınız var. Temennimiz, aslında büyük depremlere hazırlıklı olmamız gerekiyor çünkü İstanbul bir deprem bekliyor çünkü İzmir bir deprem bekliyor; Türkiye her tarafı deprem kuşağında olan bir yer. Maalesef, Maraş merkezli geçtiğimiz dönemdeki depreme her kurumda olduğu gibi TOKİ de hazırlıksız yakalandı ama milletin dayanışmasıyla o depremde yüz akıyla millet çıkmaya çalıştı. Şimdi, tabii, eleştirmeyeceğiz mi ve bazı şeyleri eleştireceğiz. Bu deprem konusuna tekrar dönmek kaydıyla şimdilik bırakıyorum.

TOKİ'nin iştirakleri var. İştirakleri 2023 yılında, Sayıştay raporlarına göre 4 milyar 113 milyon 667 bin lira zarar etmiş. Ben bu zararlardan yola çıkarak, eleştirirken dediler ki: "Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Sayıştay denetimine tabi değil." Fakat yüzde 49,23'ü neredeyse yüzde 50'si TOKİ'nin ve bu zararın 4 milyar 74 milyonu Emlak Konuttan kaynaklı bir zarar. Baktığımızda, söylemeye çalıştığım, Türkiye'ye anlatmaya çalıştığım konuysa KAP'a Emlak Konutun bir başvurusu var, çok ciddi; Arnavutköy'de 507,5 milyonluk gayrimenkulünü satıyor, arsasını satıyor; değerli bir arsa, altmış ay vadeyle 5 milyon peşinatla satılıyor. "Ya, bu nasıl olur?" diye dönüp baktığınızda, bir bakıyorsunuz ki Usame Erdoğan... Usame Erdoğan kim? Sayın Cumhurbaşkanının yeğeni. Bunlara dikkat etmeniz gerekiyor yani bu tarz şeyler sizin de zarar ettiğiniz, sizin iştirakiniz 49,50'ye yakını 49,37'si TOKİ'nin. Ben, bunu burada sormayacağım da nerede soracağım? Başta Başkan olmak üzere herkes bunu gündeme getireceğimi bildiği için herhâlde sustu.

Tabii, bu Maraş depremi hikâyesi... Başta da söylediğim gibi, Türkiye buna hiç hazırlıklı değildi, çok hazırlıksız yakalandık. Ben, o deprem döneminde Gaziantep'te, İslâhiye-Nurdağı aksında gezdim. Tabii bir şeyi söylemeden de vicdansızlık yapmak doğru değil. TOKİ'nin konutları birçok yer yıkılırken orada TOKİ'nin yapmış olduğu toplu konutlar ayakta duruyordu. Umarım arkadaşlarımızın kaygısı ortadan kalkar, TOKİ yine aynı şekilde güvenli konutlar inşa eder yani palas pandıras ihalelerle, belli gruplara verilen alt yüklenicilikle olmaz, sıkı denetimlerle geçer diye umuyorum. Başarılı olamadık hâlâ başarılı olamamamızın altyapısına baktığınız zaman ocak ayı verisi var elimde, sadece Adıyaman'da 171 bin kişi hâlâ maalesef konteyner kentlerde yaşıyorlar. Bu bağlamda, birçok kurum da maalesef hazırlıklı değildi. Önümüzde deprem süreçlerini çokça yaşayacağız, bununla ilgili hazırlık yapmamız lazım. Bizim de burada bunları dile getirmemiz, sizi germemiz anlamında ya da size karşı az önce lise kantinlerinde yaşanan tartışma gibi tartışmalar aslında olmaması gereken tartışmalar, bizi büyük bir olgunlukla dinleyip ne söylediğimizi anlayarak bir yönetim anlayışı koyulması gerekiyor.

Tabii, burada eleştirilerden bir tanesi de çoğulcu demokrasi değil çoğunlukçu bir demokrasi alt komisyonlarımızda var. Alt komisyonlardan üst komisyonlara bulguları çıkarırken parmak hesabıyla çıkarıyoruz, dolayısıyla burada daha çok bulguyu tartışamıyoruz. Sıkıntılı bulguya girmeye kalktığımızda da "Orası bağımsız denetim." diye başta Başkan olmak üzere kesiliyor.

Bu depremle ilgili birkaç tane sorum olacak.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Polat, sürekli söz veriyorum, ne zaman kestik sözünüzü? Lütfen, haksızlık ediyorsunuz.

MAHİR POLAT (İzmir) - Başkanım, az önce bulguda Emlak Konuta ilişkin konuya girdiğim zaman başta siz kestiniz.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Haksızlık ediyorsunuz, bizim bu kadar hoşgörülü davranmamıza rağmen siz bize haksızlık ediyorsunuz. Lütfen, rica ediyorum.

MAHİR POLAT (İzmir) - Size haksızlık hiç etmiyoruz Başkanım. Emin olun, hiç haksızlık etmiyoruz, siz bize haksızlık ediyorsunuz.

Müsaade edin bitirelim.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ediyorum zaten, ettik, bugüne kadar hep müsaade ettik.

MAHİR POLAT (İzmir) - Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından koyulan hedef doğrultusunda 319 bin konutun bir yıl içerisinde teslim edilmesi hedeflenmişken bu hedefin gerisinde kalınmasının nedeni nelerdir? Yapılması planlanan 452.983 konut finansman ve ihale süreçleri tamamlanmış mıdır? Teslim edilen 201.580 konutun maliyeti ne kadardır? Teslim edilmesi planlanan 452.983 konut için ne kadar kaynak kullanımı öngörülmüştür? Bugüne kadar teslim edilen 201.580 konut ve işyerinin kaç adedi konut, kaç adedi iş yeri olarak inşa edilmiştir? Aradan geçen sürede evlerini teslim alamayan hak sahiplerinin mağduriyetini gidermek için hangi önlemler alınmıştır? Konut dışında bölgede okul, hastane, kurum binaları yapılmakta mıdır? Yapılıyor ise hangi ilde kaç okul, hastane ve kurum binası yapılmaktadır?

Bunları deprem bölgesi için sordum, başta da söylemiştim.

Diğer bir konu, rezerv alan meselesi. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'da düzenleme yapılarak idarenin afet riski taşıyan alanlara müdahalesinin daha da kolaylaştırılması için değişikliğe gidildi. Daha uzatmadan, hepimizin gözünün önündeki bir videoyu anımsatarak sorularıma geçeyim. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Kurum'un gittiği bir programda önüne bir vatandaşımız çıktı. "AK PARTİ'ye oy veriyorum, geldiler; iş yerimi, evimi, arazimi rezerv alan ilan ettiler, çöktüler ve ben burada mağdur oldum, bu kadar para kaybettim." dedi. Şimdi bu kanundan kaynaklı bir rezerv alan hikâyesiyle insanlara hızlı bir şekilde "Burası rezerv alan." denilip el konulabiliyor, dönüştürülebiliyor; bununla ilgili sorularım var. Rezerv alan belirlemedeki kriterleriniz nelerdir? Ayrı ayrı belirtilmek üzere yasayla deprem meydana gelen illerin hangilerinde kaç adet rezerv alan ilan edilmiştir? Bunlardan kaçı Hazine arazisi dışında kalan özel mülk alanlarından oluşmaktadır? Kurumunuz hangi illerde kaç adet rezerv alan başvurusunda bulunmuştur? Bunlardan kaçı Hazine arazisi dışında kalan özel alanlardır? Bunların cevaplanmasını istiyorum.

Bir de TOKİ mağdurları konusu var. 2019 Aralık ayında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 100 bin Sosyal Konut Tanıtım Toplantısı gerçekleştirildi. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı -hâlâ devam ediyor- Sayın Kurum "Sosyal konutlarımızın inşasına 2020 yılının ilk çeyreğinde başlayıp en kısa sürede tamamlamak istiyoruz. İnşallah, bu projeyle işçiden memura, ev hanımından esnafa milletimizin tüm kesimleri, özellikle de dar gelirli vatandaşlarımız sabit taksit, düşük peşinat ve uzun vade imkânlarıyla ev sahibi olabilecekler." dedi. Fakat uygulamada böyle olmadı, artış oranları memur maaş zammına endekslendi ve kampanyaya katılan sabit taksitle ev sahibi olmayı düşünen binlerce insan mağdur edildi. Sadece 2024 yılının -ocak ve haziran- ilk altı aylık döneminde zam yüzde 49,25 oldu, ikinci altı aylık dönemde ise 24,73 olarak uygulanacak. Bu nedenlerden dolayı binlerce insan mağdur edildi ve taşınmaz alan ve ödemelerde temerrüde düşen alıcılar hakkında ilgili birimlerden alınan veriler neticesinde 10 ve üzeri ödenmeyen taksit sayısı 8.030 adet taşınmaz, 15 ve üzeri ödenmeyen taksit sayısı 5.093 adet taşınmaz, 20 ve üzeri ödenmeyen 3.552, 25 ve üzeri ödenmeyen 2.483, 30 ve üzeri ödenmeyen 2.069. 2021'den 2022 yılına geçildiğinde maalesef konuyla ilgili sayılarda artıştan başkaca bir şey söylemek mümkün değil. Bu bağlamda, sormak isterim: Bu alacakların tahsilatında sıkıntıya düşülmesi hususunda bu konutları almak isteyen hak sahiplerinin sabit taksit ve düşük faiz oranıyla ödeme yapabilecekleri için müracaat etmelerinden dolayı taksitleri TEFE-TÜFE oranlarına göre artış göstermesi yüzünden artan taksitleri ödeme güçlüklerine düştükleri doğru mudur? Bugün bu şekilde taksit ödeme güçlüğü çeken kişi sayısı kaçtır? Bu mağduriyetlerde hak sahiplerine söz verildiği gibi sabit taksitler hâlinde ödenememesinde TOKİ'nin payı olduğunu düşünüyor musunuz? 18/7/2024 tarihinde Sayın Murat Kurum X'e hesabından yaptığı paylaşımda "TOKİ aylık taksitlerini memur maaş artışına göre düzenliyorduk ama bu kez TÜFE oranını referans aldık. Artış oranını ikinci altı ay için yüzde 49,25 yerine 24,73 olarak belirledik." diyor ve böylece vatandaşlarımızın taksit ödemelerine yüzde 50 oranında katkı sağlamış olduğunu söylüyor. Bu düzenleme mevcut ödeme güçlüğü çeken mudilere uygulanmış mıdır? Bu düzenlemeyle mudiler ortadan kalkıyor mu? Bu düzenlemeyle bu insanlar rahatlıkla ödeme kolaylığına kavuşmuş mudur?

Yine söylemek isterim ki tekrar tekrar söylemek isterim: Bir kısım bilim insanlarına göre, deprem bilimciye göre asıl beklenen büyük deprem İzmir'de. TOKİ'nin İzmir'deki faaliyetlerinin depremden sonra çok fazla olduğunu gözlemleyemiyoruz. İzmir'le ilgili bir çalışma planınız var mıdır? Var ise bunu bize ulaştırırsanız seviniriz.

Teşekkür ediyorum.