| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/517) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 14 .01.2016 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederiz.
Ben dünkü polemik arasında katılmak istemedim fazla uzamasın diye ama Sayın Bakanım muhtarlarla ilgili Köy Kanunu'ndan güzel bir şey anlattı. Ben de orada yaşadığımız bir şeyi söyleyecektim, geri gittim. Şimdi Ebubekir Bey yok, Hamza da gerçi arada girmişti topa. Muhtarların sadece özlük haklarının değil, statülerinin de bir açıklığa kavuşturulması lazım. Yani muhtarlar nedir? Bizim gözümüzde muhtar devleti temsil eder; bir büyükelçi, bir muhtarlar bayrağı takar, Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil eder. Ama, öyle bir hâle geliyor ki Sayın Bakanım, gittiğiniz yerde de görüyorsunuz. Bir toplantı yapıyoruz seçim arifesinde, muhtarlar saklanarak geliyor, çok net söylüyorum, saklanarak geliyor. Öyle bir hâle getirmişsiniz ki "Şu muhtar bizden, şu değil.", partinin propagandasına... Ben Cumhurbaşkanınkini söylemiyorum, arkadaşlar dün onu tartışıyordu, onu söylemiyorum, geliyor, kullanıyor, bakıyor. Çok net anlatıyorum, bakın, havaalanının yanında bir otelde toplantı yapıyoruz, muhtarlarla kahvaltı yapıyoruz, sohbet ediyoruz, dertlerini dinliyoruz, biz de onlara anlatıyoruz, normal bir ziyaret değil, dertleşme toplantısı. Telefon geliyor bir ilçe müdüründen, "Havaalanındayım." diyor. Adam "Ne yapıyorsun?" diye sorunca, "Misafirimi karşılıyorum." diyor. Şimdi, biz de mazur görüyoruz. Öyle bir hâle gelmiş ki "MHP'nin toplantısına gittim." dese adam diyor ki: "Bana bir şey vermiyorlar." Ya, şimdi, böyle bir şey olur mu Sayın Bakan, güzel konuşuyoruz da? Veya öyle bir şey olmuş ki, arkadaşlarımız o kadar siyasileştiriyorlar... Diyoruz ki: Biz bir hafta önceden programlama yapıyoruz, duyuruyoruz, "Şu tarihte şu ilçenin muhtarlarıyla toplanacağız." Bir bakıyoruz, bir gün kala AKP ilçe örgütü hemen bir muhtar toplantısı düzenlemiş. Şimdi, adamlar ne yapıyor? Yarısında buraya geliyor, yarısında oraya gidiyor. Şimdi, muhtarı böyle bir çocuk oyuncağına çevirmeyelim lütfen. Siz Bakanlar Kurulunun bir üyesi olarak, tabandan gelen birisi olarak... Parası pulu, onları hepimiz artırabildiğimiz kadar artırırız; demin dediğimiz gibi, biz "İhtiyar heyetine de -çünkü onlar da yardımcıları- bir şey verilsin." diyoruz ama hakikaten çok vahim durumdalar. Yani, onları artık siyaseten böyle oradan oraya, oradan oraya... Yapılması gereken köy varsa, öncelikleri belli olan bellidir, vali bey gelir, bakar, her ilde, ilçede kaymakam belirler, hangisinin daha çok önceliğe ihtiyacı varsa, altyapısı yoksa önce onlar görülür, sonrasında da diğerleri görülür. Daha önce bunu genel meclisler yapıyordu yani bakıyordular, birtakım şeyler de... Şimdi orası da siyasileşti. Ya, oy verme kriterlerine göre yardım yapıyor, adam ne yapsın? Oturup bakıyorsunuz seçim sonucuna. Önce bunları düzeltelim, onlar gerçekten devletin elemanı. Şimdi, zaten valiler, kaymakamlar gitti, Alpaslan bakıyor arkadan ama yani onlar artık Hükûmetin valisi, kaymakamı oldu, bari muhtarları koruyalım, en küçük birim ya. Yani, köyleri kapattık, mahalle muhtarı oldu, adamların zaten özerkliği kalmadı, köy muhtarlarının adı da mahalle muhtarı oldu. Dolayısıyla, benim sizden istirhamım, bunu vesile edip bu muhtarlarla ilgili, efradını cami, ağyarını mâni -eskilerin tabiriyle- bir kanun çıkarmak lazım yani işte bir silah için geliyor, bir bilmem ne için geliyor, onun için geliyor. Az önce söylediğimiz, köy kalmadı, Sayın Bakanım güzel söylüyor da, Köy Kanunu var da onlar köy olmaktan çıktı, kasaba kalmadı. Dolayısıyla, siz de işte kanunun bir kısmının hatalı olduğunu söyleyip "Yeniden revize edelim." diyorsunuz ama bunu yaparken bence bunun içine köyleri ve muhtarları da katsak iyi olur. Belediye Kanunu'yla ilgili yapacağımız düzenlemede bir ileri yönetim reformu gibi yeniden yapalım ki bu yanlışlara da yeniden dönmeyelim diyorum.
Teşekkür ederim.