Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 06 .05.2025 |
AŞKIN GENÇ (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli üyeler; kamu yayıncılığı sadece program üretmek, haber sunmak değil kamu yayıncılığı halk adına konuşmak, her kesime eşit mesafede durmak, şeffaf, hesap verebilir ve tarafsız bir kamu hizmeti üretmektir. Ancak Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun yani TRT'nin bugün geldiği noktada bu ilkelerin hiçbiri ne yazık ki kalmamıştır. TRT'nin mali ve idari yapısı üzerine 2020, 2021, 2022 ve 2023 Sayıştay Raporlarını dikkatle incelediğimizde yıllardır tekrar eden ciddi yapısal sorunlar ve kronik bir denetimsizlikle ne yazık ki karşı karşıyayız. Şimdi, izninizle, bu raporlardan çıkan 6 temel bulguyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Sayıştayın dört yıl üst üste tespit ettiği önemli bir usulsüzlük şudur: TRT'de program üretim maliyetleri ne yazık ki gerçeği yansıtmıyor. Personel maaşları, bina giderleri, elektrik, doğal gaz, amortisman gibi sabit giderler program maliyetlerine ne yazık ki dâhil edilmiyor. Bu şekliyle TRT bugün istediği programın maliyetini istediği şekilde gösterebilir yani kaynaklar bir yere aktarılmış gibi gösterilip gerçekte başka yerlerde kullanılabilir. Bu, Sayıştayın ifadesiyle yayınların etkinliğini ölçmeyi imkânsız kılan, hesap verilebilirliği ortadan kaldıran bir uygulamadır. TRT'nin muhasebe sistemi şeffaf değil siyaseten kurgulanmış bir örtüleme aracıdır. 2023 yılında yalnızca tanıtım ve konuk ağırlama giderleri 370 milyon TL, bu tutarın içinde yurt dışı ağırlama organizasyonlarından lüks otel konaklamalarına kadar her şey var. Buna ek olarak, araç kiralama 78,6 milyon TL, personel konaklama 67,5 milyon TL, dekor, kostüm, makyaj 12,1 milyon TL, stüdyo ve mekân kiralama 16,5 milyon TL. Bu harcamalar kamu yayıncılığıyla değil gösteri ve reklam ajanslarının bilançosuyla yarışır düzeydedir ne yazık ki. Yayın kalitesi artıyor mu? Hayır. İzleyici memnuniyeti artıyor mu? Hayır. Ama lüks, konfor, protokol, şatafat artıyor, TRT halkın vergisini haberle değil, makyajla, kıyafetle, ne yazık ki araç filosuyla eritiyor. Sayıştay 2020'den bu yana her yıl aynı uyarıyı yapıyor, TRT 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamı dışında kalmakta ısrar ediyor. Kurumda iç kontrol birimi yok, mali risk analizleri yapılmıyor, kaynak kullanımında iç denetim izleri bulunmuyor. Bu ne demek? Devasa kamu kaynağı herhangi bir güvence olmadan, hiçbir kontrol zinciri olmadan yönetim takdiriyle harcanıyor. Türkiye'de kamuda hiçbir kurum TRT kadar denetimsiz değildir. Bu da israfı ve suistimali beraberinde getiriyor. On beş yıldır dijital karasal yayına geçilemedi. Sayıştay raporlarında her yıl tekrar eden bir diğer bulgu da budur. TRT dijital karasal yayına geçemediği gibi, bu alanda yaptığı yatırımları da etkin kullanamıyor. Bu durum hem teknik kapasite kaybına hem de yatırımların atıl kalmasına neden oluyor. TRT teknolojik dönüşümde kamu yayıncılığının öncüsü olmak zorundayken bugün Türkiye'nin geri kalmış medya yapılarından biri hâline gelmiştir. 2022 Sayıştay Raporu'na göre, TRT'nin indirim konusu yapamadığı KDV yükü yıllar içinde devasa boyutlara ulaşmış durumda. Bu, kurumun mali yapısında vergi planlamasının yapılmadığını, devletin bile TRT'ye karşı alacaklı duruma geçtiğini gösteriyor. Sayıştay bu durumu "Kurumun mali yönetiminde zafiyet." olarak tanımlıyor yani TRT hem vatandaşın parasını alıyor hem de devlete olan yükümlülüklerini yerine getiremiyor. 2023 yılında TRT Yönetim Kurulu üyelerine ödenen huzur hakkı toplamı 2 milyon 536 bin TL, bu, 2021'e göre yüzde 161 artış anlamına geliyor. Bu kurulda kimler var? Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından gelen bürokratlar, AKP yöneticileri, iktidar gazetecileriyle ilişkili isimler; hepsi çift maaşlı. Bu yapı sadece TRT'yi değil kamunun tüm liyakat mekanizmasını da sıkıntıya sokan önemli bir örnektir.
Sayın Başkan, değerli üyeler; kamu yayıncılığı demek şeffaflık, hesap verebilirlik ve tarafsızlık demektir. TRT bugün bu üç temel ilkenin de dışına çıkmıştır ne yazık ki. Mesele yalnızca maliyet değil mesele bir rejim meselesidir. TRT'nin bugünkü hâli halkın vergisiyle yürütülen bir sansür ve yandaşlık rejiminin medya ayağıdır. TRT'nin geldiği nokta sadece bir yayın politikası sorunu değil bir sistem krizidir. Yayın yapmayan içerik kalemleri, gerçek maliyetleri gizleyen muhasebe sistemleri, kontrolsüz harcama zincirleri ve siyasi kadrolaşmayla TRT artık kamu hizmeti değil siyasi hizmet üretmektedir. TRT bir an önce şeffaf ve denetlenebilir hâle gelmelidir.
Komisyonu saygıyla selamlıyorum.