Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'ın, 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu'nun 42'nci maddesi gereğince Merkez Bankasının faaliyetleri hakkında bilgilendirme sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 06 .05.2025 |
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Merkez Bankası yetkililerine öncelikle, yaptıkları sunumdan dolayı çok teşekkür ediyorum.
Kendilerinin liyakatinden hiç şüphemiz yok ancak Türkiye'nin sahip olduğu sistemik risklerden ötürü yaptıkları çalışmalar biraz, basit tabirle, boşa kürek çekmek olmuyor mu diye sormadan kendimi alamıyorum. Öyle bir ülke düşünün ki ana muhalefet partisi genel başkanına çok rahat bir saldırı gerçekleşiyor. Yine, 3 Mayıs Türkçüler Günü'nde Başbuğ Alparslan Türkeş'in mezarı gasbediliyor ve kim tarafından gasbedildiği belli olmayan şeye evlatları bile sokulmuyor. Bu tarz güç gösterisi yapılan ülkelerde yani ekonomik anlamda sistematik riski yüksek olan ülkelerde maalesef uygulanan politikaların da başarılı olma olasılığının çok düşük olduğunu görüyoruz ve biliyoruz.
Ben burada size birkaç soru sormak istiyorum çok fazla uzun konuşmadan.
Öncelikle, merak ediyorum, para miktarı ile enflasyon hızı arasında nasıl bir ilişki bulunuyor size göre? Bu konuda bir hedefiniz var mı?
Ve hepimiz biliyoruz ki reel sektörün özellikle de ihracatta çalışan sanayicinin son iki yılda iş gücü maliyeti yüzde 100'ün üzerinde arttı, kâr marjları ciddi anlamda daraldı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının politikasıyla bu ne derece uyumlu ya da uyumsuz ise sizin için reel ihracat tarafında yaşanan bu sorun beklenmedik bir sonuç mudur diye merak ediyorum.
Son aylardaki politika faizini haftalıktan gecelik yapmaya doğru bir dönüşüm olarak mı algılamalıyız yoksa bunu geçici bir durum olarak mı değerlendiriyoruz? Faiz oranlarına ilişkin basın duyurularınızda iletişim dilinde genelde bir farklılaşma görüyoruz. Birçok açıdan söz konusu ama kısaca merak ettiğimiz husus, örneğin, son karar metninizde enflasyon kaygısına daha çok vurgu yaptınız. Acaba çıktı açığı konusu neden hiç öne çıkarılmıyor?
Bizlerin düşüncesi de şudur ki: Sanayide çarklar yavaşlar ise yeniden canlandırılması çok daha fazla zaman alır, rekabet avantajları daha da kaybedilmiş olur. Türkiye açısından şu anda üretim yetersizliği konusu önemsiz midir sizce ya da "Üretimi sonra nasıl olsa yaparız, önce enflasyon raydan çıktı sinyalleri veriyor, ona tedbir alalım." diye mi düşünülüyor?
Geçmişte döviz kuru seviyesinde her zaman iddialı açıklamalar duyuyorduk, neticede her seferinde Türk lirasında hızlı değer kayıpları yaşanıyor, yaşanmaya da devam ediyor. Şu anda gerek iş âlemi gerekse sermaye piyasaları tam aksine ABD doların TL karşısındaki değerinin 50-60 lira olması gerektiğini dillendiriyor, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Sorularım bunlar.
Sözlerime son vermeden önce ben de Meclis Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder'i rahmetle anıyorum. Aynı zamanda, şehidimiz Önder Özen'i de rahmetle anıyorum. Keşke Sayın Meclis Başkan Vekili o sıfatıyla böyle şehit vermemize sebep olan terörist başına ulaklık yapmasaydı diyorum.
Saygılarımı sunuyorum.