KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkür ederiz Sayın Başkan.

Önce Merkez Bankası Başkanımıza sunumundan dolayı teşekkür ediyoruz ama bu süreçte etkileri herhâlde mevcudu belirleyip ilgililere sunmaktan ibaret çünkü onlar ne talimat verirse o yolda alınan kararlarla ülke yönetiliyor.

Öngörü eksikliğini bu dönem somut olarak yaşadığımız iki olay var. Hani patika yolu çok anlatıyoruz ya, iki kere toprak kayması oldu; biri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, diğeri de don olayıyla ortaya çıkan tablo.

Şimdi, öngörü olarak açıklamalar yapılırken gıda enflasyonunun hesaplaması neye göre ve nasıl hesaplandığı düşündürücü. Bildiğiniz gibi, Fiyat İstikrar Komitesine -2014 yılında- Merkez Bankası kabul edildiğinden bu yana geçen sürede bir ara da gıda istikrarıyla ilgili fiyat sekretaryası sizdeydi, sanırım şu anda sizde değil, Merkez Bankasında değil ama siz de o kuruldasınız. Şimdi, fiyatların oluşumunda girdi maliyetleri doğrudan belirleyici oluyor ama çiftçideyken alım fiyatları düşük tutuluyor. Sıkı para politikası uygulamasından dolayı da bu yıl da alım fiyatlarının düşük tutulacağı görülüyor.

Şimdi, mısırda yaşadığımız olay somut bir olay, ben oradan gideyim, hani, verileri arkadaşlar çok kullandı. Türkiye'nin 8,5 milyon ton civarında mısır kullanımı var, 1 milyon tona yakın açığımız var ama yılbaşından bu yana yurt dışından 4,5 milyon tona yakın mısır ithal ettik ve gümrüğü sıfır. Tam da ekim döneminde gümrüğü sıfırlayıp yine ithalatla ilgili verileri açıklayınca çiftçimize diyoruz ki: "Sen ekme bu sene. Ekme, biz ithal getireceğiz, dışarıda daha ucuz." Dışarıda daha ucuz anlayışı, bir gün gelecek, dışarıda ürün bulamaz hâle getirecek Türkiye'yi ve o zaman da Türkiye daha sorunlu hâle evrilecek. Şimdi, bahçe bitkilerinde neredeyse geçen yıl 28 milyon ton civarında bir ürün vardı -benim öngörümü söylüyorum- en az 5-6 milyon ton ürün düşecek. Peki, bu düşen ürün ihracatta önemli kalemdi, yurt dışı satışında ihracatta gerileme olacak, ithalatta artış olacak, o denge de oynayacak. Bunun yanında yurt içi piyasalarında fiyatlar ağustostan sonra bugünkü fiyatın en az 2-3 katı artış gösterecek. E, bunun yansıması, enflasyonun hedeflenen rakama ermesini engelleyecek. Bu durumda "öngörü" dediğimiz olgunun en azından mevcut durumu değerlendirdiğimiz zaman yeterlilik arz etmediğini düşünüyorum. Bu anlamda sıkı para politikası uygulamasında iki kesimin üstüne biniliyor: Biri işçi, emekli; öbürü çiftçi. Oraya geldiği zaman bu sıkı para politikası var ama diğer yerde para kullanımında bu sıkı para politikası ortadan kalkıyor. İşte, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nda yaşanan depremle birlikte bu anlamda ne kadar kaynak derlendi toplandı; yok oldu. Kimden derlendi? Daha geniş kesimlerden vergi salındı, onun dışında düşük alım fiyatı uygulandı, düşük maaş, ücret uygulamasına gidildi. Oradan derlenenler de bir kalemde silindi. Öyle olunca Merkez Bankası politika belirlese ne olur, belirlemese ne olur? Siyasi istikrar yoksa, "hukuk" dediğimiz kavram geriye itilmişse, ülkenin içinde bulunduğu kaynaklar verimli kullanılmıyorsa, yerli üretici dışında yurt dışından ithalat öne taşınıyorsa, 2010 yılında " Hayvan ithalatı üç yıl sonra bitecek." deyip de 10 milyon hayvan ithal edildi, 11 milyon dolar yurt dışına verildiği hâlde bu yıl yine hayvan ithalatı patladıysa burada neyin istikrarını sağlayacağız?

Onun için sunumlarınızı biz de ilgiyle izliyoruz. Keşke sizin öngörüleriniz kadar yönetimdeki anlayış da bu süreci sürdürse diyoruz ama yarın sabah nasıl bir karar alacağını bilmiyoruz çünkü biz nası yaşadık, yarın nasa dönmeyeceğimizin garantisi yok. Bu bağlamda sunumda yer alanlarda öngörülen enflasyon rakamının gerçekçi olmadığını altını çizerek bir kez belirtmekte yarar görüyorum. Bu yılın sonunda TÜİK hesaplamalarına uygun bir enflasyon yine ortaya çıksa da yüzde 65-70 aralığında bir enflasyonun oluşabileceğini de düşünüyorum. Öngörü, olabilecekler ve mevcutlar doğru değerlendirilmediği sürece ülkenin bu bağlamda sıkıntıları bitmeyecektir. İyi politikayı iyi siyasi anlayışla üretebilirsiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Son cümle anlaşıldı değil mi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hepsi anlaşıldı.

"İyi politika, iyi siyasi süreçle" mi dediniz?

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - "...üretebilirsiniz."