KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, Sayıştayın kıymetli temsilcileri, Et ve Süt Kurumunun değerli yöneticileri; herkesi saygıyla selamlıyorum.

Elim bir trafik kazasında hayatını kaybeden Et ve Süt Kurumunun Genel Müdürü Mustafa Kayhan'a Allah'tan rahmet, yakınlarına ve ailesine sabırlar diliyorum.

Yetmiş üç yıllık geçmişi olan "Et ve Balık Kurumu" olarak kurulan, çok köklü bir geçmişe sahip bir Kurumun bilanço ve hesaplarını görüşüyoruz. Et ve Süt Kurumuna yetmiş üç yıllık tarihinde belki de en fazla görev düştüğü bir dönemi yaşıyoruz çünkü tencerede et yerine maalesef dert kaynıyor. Süt maliyetlerinin, hizmet giderlerinin yani çobanından tutun sigortası, mazot giderleri, elektrik, veteriner giderlerinin yüksek artışından dolayı ve bir de kaba yemin, özellikle yoncanın yüksek fiyatlarından dolayı önceden 1 litre sütün karşılığı 1,4 yani parite 1,4; 1,5 iken şu anda, maalesef, fiyatların çok yükselmesinden dolayı 1 litre sütün karşılığı 1,7 oldu. Yani çiftçi 1 litre süt sattığında 1,7 kesif yem alabilmeli ki bu işin içinden çıkabilmeli ama şu anda bu oran çok düşük. Bir çuval süt yemi 660-700 lira, 1 litre sütün fiyatı da 14,5-16 lira civarında. Türkiye'de damızlık süt üreticisine desteklemeniz var ama yetersiz. Şu anda süt fiyatı 15 TL, bir kilo yemin fiyatı da 15 lira yani üretici zarar ediyor. 1 kilo sütle 1,7 kilo yem almalı ki kazanmalı diyoruz.

Süt tozunu desteklediğinizi siz de söylediniz. Evet, süt tozunu destekliyorsunuz ve fiyat şu anda 115 TL ama biz üreticilerle görüştüğümüzde "Süt tozu en az 123 TL olmalı ki bizim zararımızı karşılamalı." diyorlar.

Et ve Süt Kurumunun süt regülasyonu doğru çözüm ama yapılan regülasyonla stoktaki ürünlerin yurt dışına satılması ve devletin yükünü alması için sanayiciye ihracat desteği verilmesi, mevcut tonajın üstünde işleyen sanayiciye verilmek şartıyla... Örnek: 100 ton süt işleyen sanayici eğer kapasitesini artırırsa ona verilmesi, acilen süt fazlasının dışarıya satılması gerekiyor çünkü siz şu anda ne kadar çiftçiye destek olsanız da onların fiyatları onları mutlu etmiyor. Örneğin, devlet 1 litre süte 3 TL destek veriyorsa, ihracat desteğiyle sanayiciye destek verilirse ihracata gönderilen ürünlerin talebi artacak, sütteki hak edilen fiyata gelinecektir. Şu anda sütün raftaki fiyatı çok yüksek olduğu için halk, maalesef, bu Hükûmet döneminde et kuyruğuna, maalesef ucuz ekmek kuyruğuna ve peşinden ucuz yumurta kuyruğuna girdi ve şu anda raftaki sütü alamıyor maalesef.

Kurban Bayramı yaklaşıyor, sayılı günler kaldı. Çok uzak değil, sadece üç dört sene önce 140-150 bin liraya bir ev satın alabilen vatandaşımız maalesef şu anda -Kurban Bayramı geliyor- bir hakka girebilmek için 140-150 bin liraya bir kurbanlık hissesine girmek zorunda kalıyor ve bu anlamda da Hükûmetin yanlış politikalarından dolayı maalesef et fiyatları uçtu. Besiciler diyor ki: "Bir yıl Kurban Bayramı'nı bekleyip masrafları çıkarmayı, az da olsa para kazanmayı planlıyoruz ama bugünlerde kurbanlık ithal edip besicilere de bir darbe vurmasın bu Kurum çünkü üretici zaten süt üretiminde de et üretiminde de zarar ediyor. Tam biz bir dönem de olsa Kurban Bayramı'nda para kazanacakken maalesef ithalatın önü açıldığından dolayı biz zarar ediyoruz. Bunu Komisyonda söyleyin." Elçiye zeval olmaz.

Kıymanın gramla satıldığına şahit oluyoruz. Et ve Süt Kurumu mağazalarının önünde sabahın beşinde, altısında başlayan ucuz et kuyrukları yüzlerce metrelere uzandı. Bunu kaygıyla izliyoruz, bu çok üzücü bir durum. Et fiyatları neredeyse her gün yeni bir zirve yaparken, çiğ süt fiyatları üreticiyi damızlık ineklerini kesmeye zorlarken AKP iktidarı ise çareyi ithalatta buluyor. İthalat çözüm olsaydı bir kilo kıymanın fiyatı 500-600 lirayı, bir kilo etin fiyatı 800-850 lirayı bulmazdı. Alt komisyonda sorduğum soruya verilen yanıtta da anlaşılacağı üzere sadece Et ve Süt Kurumu eliyle 2024 yılında 66 bin ton karkas, 10.740 ton kemiksiz et ve 529.018 büyükbaş canlı hayvan ithal edilmiş. 2021 yılından bu tarafa hayvan varlığımız 6,6 milyon baş azalmış. 2024'te sadece canlı hayvan ve kırmızı et ithalatına 1 milyar dolar harcadık. Peki, sonuç ne oldu? Et fiyatları düşmedi, halk ucuz et yiyemez hâle geldi. Taşıma suyla değirmen dönmüyor. Süt desteklenmeli, damızlık inek sayısı artırılmalı, inek kesiminin önüne geçip buzağı üretimi çoğaltılmalı. Bunun sonucunda ithal dana ihtiyacı otomatikman düşecektir ve yurt dışına giden paramız azalacak ve bu, cari açığın kapanmasına da yardımcı olacaktır. "Eskiden 10-12 aylık besi yapıp bir danayı kesiyorduk, bunun yerine 2,5-3 dana alınıyordu; şimdi ise 10-12 ay besi yapıyoruz, bunun karşılığında 1,5 danayı ancak alabiliyoruz." diyor çiftçi. Siz her ne kadar et tüketiminde Avrupa'da şu sıradayız, dünyada bu sıradayız deseniz de işin öyle olmadığını çok iyi biliyorsunuz. Bakın, bir örnek vereyim, hani Almanya bizi kıskanıyor ya; bakın, bu tablodan ben okuyayım size: Almanya'da asgari ücret, Hans'ın aldığı asgari ücret 1.650 euro yani 72.484 TL, Türkiye'de alınan asgari ücret 22.500 TL yani 510 euro. Kırmızı etin kilosunu Almanya'da Hans 10-12 euro arasında alıyor, bizde 18-20 euro arasında alıyoruz yani biz de 800-850 lira, onlarda 440 lira civarında. Asgari ücretle 140-165 kilo et alabiliyor Hans ama Türkiye'deki benim işçim sadece 26-28 kilo et alıyor ama emeklimizin durumu daha da vahim, 14.500 lirayla sadece 18 kilo et alıyor. Maalesef, yanlış tarım politikasından, sürekli ithalat edip sürekli kısa vadeli çözümlerle bu ülkeyi düşürdüğünüz durum burada.

Yine, bir tablo daha gösterecek olursak, bu tabloda da emeklimize 2018 yılında bin lira olarak ilk kez bayram ikramiyesi verildiğinde emeklimiz o ikramiyeyle 24 kilo kıyma alabiliyordu. Bu yıl bayram ikramiyesi 4 bin lira olarak verilecek ama emekli bu bayram ikramiyesiyle yalnızca 5 kilo kıyma alabilmekte. Bu tablonun sorumlusu da yine bu Hükûmet ve bu yanlış politikalar. Gerçi, hatırlarsınız, "Kepek çok kıymetli." deyince "O zaman kepek ekin." diyen bir Tarım Bakanımız vardı yani "Kepek ekin." diyen bir Tarım Bakanından ne olur? İşte memleket bu hâle düşer.

Yine, sunuş konuşmanızda ithalatı azaltmak ve üretimi geliştirmek maksadıyla yeni projeler ürettiğinizi söylediniz. AK PARTİ Hükûmeti en nihayetinde ithalatın kalıcı bir çözüm olmadığını, piyasayı dönemsel olarak düzenlemekten öteye gidemediğini anlamış olacak ki Et ve Süt Kurumu ile TİGEM'in ortak yürüteceği bir proje geliştirdi. Dolayısıyla, bizim yıllardır eleştirdiğimiz ithalatı da kabul etmiş oldular. Yüzde 98'leri bulan ithalat düşecek mi, hep birlikte izleyeceğiz. Umarım bu sefer başarılı olunur ve sofralarda et yerine dert kaynatan halkımız inşallah et yemeye başlayabilir. TİGEM'le birlikte yürüteceğiniz Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi'nin duyuruları yapıldı, başvuruları alındı. Bu konuda sorularımız olacak. TİGEM aracılığıyla üreticilere uygun şartlarda verilmesi planlanan besilik damızlık hayvanları hangi ülkelerden ithal ettiniz? İthal edilen damızlık sığırların cinsi ve sayısı nedir? Besilik damızlık hayvanların ithalatı için yapılan ödeme tutarı nedir? Bu proje kapsamında üreticilere en az 5, en fazla 15 büyükbaş hayvan verileceğini biliyoruz. Bu anlamda, ortalama kaç çiftçinin bu proje kapsamında hayvan sahibi olması planlanmaktadır? Proje kapsamındaki ithalatlarınıza devam edecek misiniz? Toplamda kaç adet damızlık besi hayvanı ithal etmeyi planlıyorsunuz? Bu projeyi neden yerli ırkla yapmadınız da yine ithalata yöneldiniz? Bu projenin ülke ekonomisine dönüşü ne zaman olacaktır ve istenilen başarı elde edilirse halkımızın sofrasında her gün et olabilecek midir?

Sayın Genel Müdür, Et ve Süt Kurumunun alt komisyonunda da yer alan bir komisyon üyesi olarak Kurumun mali ve idari yönüne ilişkin sorular yöneltmiştim. Bu sorularımızın bazılarına yuvarlak yanıtlar verildiği için o soruları yeniden soracağım, detaylı yanıtlarsanız seviniriz.

2023-2024 yıllarında yapılan canlı hayvan, karkas ve kemiksiz et ithalatlarının hangi ülkelerden yapıldığını sormuştum ama verilen cevapta "Tarım ve Orman Bakanlığının izin verdiği ülkelerden." demişsiniz. Bu ülkeler hangileri? Tekrarlayalım: 2023 ve 2024 yıllarında Tarım ve Orman Bakanlığı hangi ülkelerden ithalat yapmanıza izin vermiştir? 2024 yılında ithalatını gerçekleştirdiğiniz 66.082 ton karkas, 10.740 ton kemiksiz et ve 529 bin büyükbaş ithalatına ne kadar ödeme yapılmıştır? 2025 yılının ilk dört ayında ne kadar ithalat yapılmış, bu ithalatlara toplam ne kadar ödenmiştir?

Yine bir başka sorumda 2021 Yılı Sayıştay Raporu bulgusuna konu olan ithalatçı firmanın bazı giderlerinin Et ve Süt Kurumu tarafından karşılandığını ifade ederek bu ithalatçı firmanın kim olduğunu ve ne kadar tutarda ödemesini karşıladığınızı sormuştum. Buna da açık bir yanıt alamadık. İthalatçı firmanın karşıladığınız giderlerinin bir kısmını tahsil ettiğinizi, bir kısmını da hukuki yollardan tahsil etmeye uğraştığınızı söylemişsiniz ancak ortada ne rakam var ne de ithalatçı firmanın ismi var. Bu nedenle tekrarlıyoruz: Bahse konu ithalatçı firma hangisidir? Bu firmaya imtiyaz mı tanınmıştır? Bahse konu firmadan alacağınızın toplam tutarı neydi ve ne kadarını tahsil edebildiniz? Güncel rakamlarla ne kadar alacağınız kaldı?

Sayın Genel Müdür, Et ve Süt Kurumu tarafından Yönetim Kurulu üyeleri de dâhil hangi görevdekilere makam aracı tahsisi yapılmaktadır? Bugün itibarıyla Et ve Süt Kurumunda kullanılan makam aracı sayısı kaçtır? Bu araçların marka ve modelleri nedir ve yıllık maliyetleri ne kadardır?

Çalışmalarınızda başarılar diliyor, çocukların sütü ucuza içeceği, halkımızın ucuza et yiyebileceği, halkımızın pahalı et, süt, yumurta derdinden kurtulacağı yıllarda görüşmek dileğiyle diyorum.

Bir de çiftçimizin söylediği bir söz var, bu Hükûmet bu inekleri yani damızlık inekleri enflasyonun sebebi, memesinden akan sütü de vatan haini olarak mı ilan ediyor, bunu da merak ediyoruz.