VELİ AĞBABA (Malatya) - Teşekkür ederim.

Ben de DEM Grubuna hem Türkiye Büyük Millet Meclisindeki tüm milletvekili arkadaşlarımıza başsağlığı dileklerimizi iletmek istiyorum.

Hakikaten, benim de çok eskiden beri tanıdığım, nevi şahsına münhasır biriydi ve sadece siyasetçi olmak dışında çok büyük entelektüeldi, çok önemli senaryoları, çok önemli filmleri vardı, yöresinden hiç kopmamıştı, müthiş bir adamdı. Allah rahmet eylesin, hakikaten yeri doldurulmayacak insanlardan biri diyebiliriz Sırrı Süreyya Önder'e. Allah rahmet eylesin, Meclisimizin de DEM Grubunun da başı sağ olsun.

Şimdi, Başkanım, bu Plan ve Bütçe Komisyonunun Başkanısınız, siz bu Plan ve Bütçe Komisyonundaki bizleri âdeta bir maraba gibi kullanıyorsunuz, angarya işleri getiriyorsunuz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Estağfurullah. Şimdi, rahmetlinin bir sözü var, onu söyleyeceğim de...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bakın, şimdi bunlar, karşımdakiler konuşamıyorlar, onlar da bana katılıyorlar.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Katılmıyoruz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Yahu, böyle bir şey olur mu ya! Anayasa Mahkemesi iptal ediyor "Yapmayın..." Bakın, biz bunu Anayasa'ya aykırı diye konuşuyoruz geldiğinde...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya, çarpıtma "Yapmayın." demiyor "Kanunla yapın." diyor, beyefendi.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Arkadaş, bak, bir ucube sistem geldi; kanun hükmünde kararname, bunun tamamını Anayasa Mahkemesi iptal etti. Ya, arkadaş, bakın, burada konuşuluyor, burada tartışılıyor. Biz diyoruz ki: Bakın, bu Anayasa'ya aykırı.

ORHAN YEGİN (Ankara) - "Bunu KHK'yle değil, kanunla yapman gerekiyor." diyor.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bunlar tekrar Anayasa Mahkemesine gidecek. Yaptığınız iş, bak, birinci yaptığınız şey, bu Plan ve Bütçe Komisyonunu doğru çalıştırmıyorsunuz. Bakın, Plan ve Bütçe Komisyonunun itibarını sağlamak başta Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Sayın Mehmet Muş'un görevi, sonra hepimizin görevi. Siz ne yapıyorsunuz? Hakikaten buraya angarya, boş beleş işler getiriyorsunuz arkadaşlar. Ya, bu ne? Yani, kusura bakmayın, olacak iş mi ya! Haftaya da gelecek, öbür hafta da gelecek.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Siz siyaseti boş beleş iş görüyorsunuz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bir şey söyleyeyim, kaç zamandır ne yapıyoruz? Allah aşkına, geçen hafta ne yaptık? Aynı şey. Bu hafta ne yapıyoruz? Aynı şey. Ayın 13'ünde ne yapacağız? Yine Anayasa Mahkemesinin iptal etmiş olduğu düzenlemeleri tekrar kanunla yerine getireceğiz; olacak iş mi ya!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Olacak iş, öyle olması gerekiyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, değerli arkadaşlar, bir saniye.

Şimdi, usul tartışmalarını sözcüler yapıyor, Sayın Türeli yoktu, Sayın Ağbaba'ya söz verdik.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, sözümü kesip oraya mı...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Olur mu öyle şey! Geldi, bastı; ben özellikle sordum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Olacak iş mi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye, 2 kişi olmaz. Ben özellikle sordum Sayın Türeli'ye, bakın, dedim...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Olacak iş mi ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Arkadaşlar, Başkan geldi, sizin sözcü geldi... O zaman herkes ikişer kişi konuşur, olur mu?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Olacak iş mi yani?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye... Ya, bakın, sözcülerin usulleri var Sayın Ağbaba. Siz "Sayın Türeli yok." dediniz...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, ben başlamıştım, şimdi...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Tamam, bitti konuşma, Sayın Türeli geldi.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bitmedi. Bir dakika daha... Olay çıkarırım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, bizim zaten olaysız günümüz yok ki, her günümüz olay.

Şimdi, ben Sayın Türeli'ye özellikle sordum...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi gülüyorum ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ya bir dakika... Ben de güleceğim de şimdi, ciddiyetle yönetmemiz lazım burayı.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Olacak iş mi şimdi, sözümü kestin...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Kesmedim, süre doldu.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne doldu ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hakikaten kesmedim ya! Burada, ekranda var kayıtlar.

Şimdi, özellikle Sayın Türeli'ye sordum, dedim "Bak, Sayın Ağbaba sizin adınıza konuştu." dedi "Ben konuşacağım." O zaman ben devam edemem yani.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bu konuşmalar olmadı aramızda.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hayır, bu usul tartışması, konuşma değil Sayın Türeli. Usul tartışması açıldı, usul tartışmasında siz yoktunuz, Sayın Ağbaba dedi ki: "Ben konuşacağım." Ben de "Tamam Sayın Türeli yok, konuşabilirsiniz." Biliyorsunuz usulümüzü.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Olacak iş mi Sayın Başkan?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, iki dakika konuştunuz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sözümü bitireyim bari.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ya, ben gelmeden bir on dakika konuştunuz basına.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sözünü...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye Sayın Türeli...

Değerli arkadaşlar, Sayın Ağbaba, mesele süre değil, mesel kural.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, yaptığınız vallahi nezaket sınırlarını zorluyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ya, ben hakikaten çok nezaketli bir insanım ama şimdi, o zaman şu oluyor...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sizin genel uygulamanıza hiç yakışmıyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, genel uygulamam; lütfen, bakın, dün...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi yakışmadı.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ya, Sayın Ağbaba...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Olacak iş mi ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir dakika değil mi süre? Süre doldu, ben kesmedim.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ee, böyle devam edelim o zaman.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Devam edelim, ne yapayım?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sözümü bitireyim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, şöyle: Usul tartışmasıysa... Sayın Türeli burada; Sayın Türeli, usul tartışmasını Sayın Ağbaba başlattı.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Eğer şeyiniz buysa ben konuşmuyorum, Veli Bey konuşsun ama buradaki problem şu: Ben biraz geciktim, gecikeceğimi de söyledim...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - İşte, Sayın Ağbaba başladı.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Anladım. Onun üzerine ben de üç dört cümle söylemiş olsam ne var bunda, bundaki problem ne?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli, şu oluyor: Dün...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, neye uyuyorsunuz ki buna da uyasınız! Anayasa'ya uymuyorsunuz, hakikaten hiçbir şeye uymuyorsunuz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, ben hakikaten hep kurallara uydum, inanın bizimkileri de uydurdum. Size de, sözcülere ben her zaman söz veriyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - "Bizimkiler" lafını geri alın Sayın Başkan, siz orada Başkansınız, Komisyonun Başkanısınız.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Doğru diyorsunuz. Ben AK PARTİ Grubuna da Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna da aynı ilkelerle yaklaşıyorum değerli arkadaşlar, lütfen haksızlık yapmayın.

Sayın Türeli, şöyle yapalım, ben size sözcü olduğunuz zaman söz veriyorum, Sayın Ağbaba o zaman usul üzerine tartışmasını sürdürsün.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sözcüye söz vermeyecek misiniz?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Biz onunla çözeriz işi, usul tartışmasından sonra konuşur.

Buyurun.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Değerli arkadaşlar...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bant lazım mı?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bandı ne yapacaksın?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Keşke iş banda gelse.

Bu yaptığınız uygulama doğru bir uygulama değil. Bakın, Plan ve Bütçe Komisyonunun da itibarını sarsıyorsunuz. Şimdi, Balıkesir milletvekili arkadaşımız, aynı Komisyondayız, vallahi, kimsenin ne hazırladığını bilmiyoruz, siz de bilmiyorsunuz ne olduğunu. Vallahi bilmiyorsunuz, Anayasa Mahkemesi iptal ediyor, geliyorsunuz burada Plan ve Bütçe Komisyonunu angarya işlerle meşgul ediyorsunuz. Olacak iş değil ya! Bakın, her hafta bu konular geliyor, Anayasa Mahkemesi iptal ediyor, her hafta Plan ve Bütçe Komisyonunda konuşuluyor, Genel Kurula iniyor. Olmaz böyle şey değerli arkadaşlar, olmaz böyle şey!

Şimdi, bakın, bu TRT meselesi önemli mesele, hepinizin vicdanına havale ediyorum, Sayın Genel Müdür de burada. Ya, insan Allah'tan korkar ya! Hem TRT Haber'de hem diğer haberlerde muhalefetin neredeyse ismi yok, olursa da eleştiri var. Bu ara Ekrem İmamoğlu'na çok yer veriyorsunuz, niye? Çünkü iftira atıyorsunuz TRT'yle. TRT kimin? TRT, milletin, hepimizin. Vergiyi biz veriyoruz, bize hakaret ediyorsunuz. Bakın, biraz önce söyledim, bu doğru bir şey değil, bizim hakkımız hukukumuz varsa yani siz de eğer biraz hakka, hukuka inanıyorsanız bu doğru bir şey değil. TRT'ye verdiğimiz vergiler haram olsun diyorum, haram olsun! Daha ne diyeyim ben; olacak iş değil ya!

Değerli arkadaşlar, 15 Temmuzda darbe oldu, ne yapıldı? İlk TRT işgal edildi. Bakın, TRT, şu anda 19 Mart darbesinin medya ayağı olarak görev yapıyor, TRT maalesef darbenin medya ayağı. TRT'yi ne hâle getirdiniz ya! Şimdi, Sayın Genel Müdür burada, bürokrattır, bir şey demiyorum, benim muhatabım sizsiniz. Olacak iş değil ya! Yüzde 60'la Mansur Yavaş seçim alıyor, Mansur Yavaş'a sıfır dakika; Ekrem İmamoğlu'na sıfır dakika, bizim belediye başkanlarına sıfır dakika ama Turgut Altınok'a verilen süreye bakın, Murat Kurum'a verilen süreye bakın, İzmir adayına verilen süreye bakın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, usulle alakalı zaten konuşma hakkınız var, vereceğim size söz.

Toparlayın lütfen.

Buyurun.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bakın, Recep Tayyip Erdoğan'a bin dokuz yüz kırk beş dakika veriyorsunuz, Özgür Özel'e yirmi beş dakika veriyorsunuz. Bunun bir adaleti var mı? Gözünüze bakarak söylüyorum, TRT Genel Müdürü burada; olacak iş mi ya? Olacak iş mi arkadaşlar? Bakın, bir tane mitingimiz canlı yayına alınmaz TRT'de, sadece TRT 3 grup toplantılarımızı yayınlıyor. Biz de vergi veriyoruz, biz de vergi veriyoruz, muhalefet de vergi veriyor arkadaşlar. Şimdi, böyle adaletsizlik olur mu, böyle haksızlık olur mu, böyle hukuksuzluk olur mu? Ya, "Haram olsun!" demekten başka bir şey diyemiyorum. Akşama kadar manipülasyon yapıyor, akşama kadar iftira atıyor, hakkında mahkeme kararı yok, işte, bilmem ne yapmış, tamamı yalan haberler; burada kınıyorum.

Sayın Başkan, bu usulle ilgili de söyleyeyim son olarak. Her hafta geliyor bu Anayasa'ya aykırı maddeler, torba yasa. Vallahi, sizin de içinize sinmiyordur muhtemelen eğer sizde de biraz vicdan varsa ki biraz eksik olduğu biraz önceki tutumunuzdan dolayı anlaşılıyor, onu da söylemiş olayım size.

Teşekkür ediyorum.