Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey ve Ankara Milletvekili Orhan Yegin ile 74 Milletvekilinin Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3067) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 07 .05.2025 |
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, değerli bürokratlarımız ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, tabii, gene Anayasa'ya bir aykırılık var, ben onun hazırlığıyla uğraştığım için biraz geciktim, doğal olarak burada usul tartışması açılınca arkadaşlarımız da söz almışlar. Yani bu usul tartışmalarını da sadece bir kişi konuşur gibi bir sınırlamaya tabi tutmak doğru değil. Sonuçta eğer usul üzerine konuşacaksak esas üzerine konuştuğumuz gibi farklı görüşler tekrar yeniden kendini ifade etsin, ne var. Yani burada oturduk bir şey için, kanun teklifi üzerine konuşuyoruz, konuşacağız da kaça kadar sürerse. Yani burada nasıl bir mahzuru olabilir, onu anlamış değilim. Bir kere, öncelikle bunu yanlış bulduğumu ve eleştirdiğimi söylemek istiyorum.
İkinci husus şu: Şimdi, Sayın Canbey güzel anlattı ama biz iki hafta önce yine bunları konuştuk, önümüzdeki hafta gene burada konuşacağız. Bir torba kanundan daha bahsediliyor, muhtemelen gene aynı şekilde, aynı konuları, gene konuşacağız. Ya, ayıp arkadaşlar yani böyle olur mu? Bakın, iki hafta önce bir öneride bulunduk, dedik ki: Madem böyle bir durum var, madem 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 235 maddesi iptal edilmiş, 235 hususu -ki bunun bir kısmı da daha önce çıkan bazı torba kanunlara mutlaka yedirilmiştir- gelin, bunların hepsini bir bütün içinde konuşalım. Bakın, geçen görüştüğümüzde Adalet ve Anayasa Komisyonları tali komisyondu. Şimdi gene Anayasa Komisyonu tali komisyon. İlgili komisyonlara gitsin ama illa Plan ve Bütçe Komisyonuna gelecekse de tali komisyon çalışsın, fikir versin dedik. Yani Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarını niye Anayasa Komisyonu görüşmüyor anlamış değilim ben. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü çok açık, bu anlamda özellikle komisyonların ayrıntılı bir biçimde nasıl çalışacağını tanımlamış. "Tali komisyonlar çalışmaz." diye bir hüküm yok, nasıl çalışacağı belirlenmiş. Hatta öyle hükümler var ki orada, ilgili bir komisyon, kendisine asli komisyon olarak gelen bir komisyon ihtiyaç duyarsa bir komisyona da gönderebilir, sevk edebilir ve oradan görüş isteyebilir. Yani sonuç itibarıyla eksikleri vardır tabii ki İç Tüzük'ün ama bu anlamlarda baktığımız zaman son derece güzel belirlenmiş bir İç Tüzük ama ne yazık ki buna uymuyoruz.
Şimdi, burada Mustafa Canbey anlattı; ben baktım, iki hafta öncekiyle -şimdi Genel Kurul aşamasında o da, akşam onu da görüşeceğiz, geçen hafta görüşemedik- genel gerekçe hemen hemen aynı. Ya arkadaşlar, 2 kere daha olacak. Bakın, böyle bir çalışma sistematiği olmaz, Plan ve Bütçe Komisyonuna yapılan büyük bir haksızlık bu. Sadece muhalefet olarak değil; muhalefetiyle, iktidarıyla hepimiz milletvekilleriyiz burada. Biz her tür çalışmaya hazırız. Önerilerimiz var, yapıcı önerilerimiz var. Ülke kan ağlıyor, kriz içinde. Beklentileri olan toplumsal kesimler var. Sizin de sosyal medyanıza yağmur gibi yağıyordur mesajlar. Gelin, bunları konuşalım, hep beraber bu işi yapalım. Memleketin sorunlarını, ne varsa onları hep birlikte çözelim. Ama biz ne yapıyoruz? Burada iki hafta önce görüştüğümüz aynı şeyleri tekrar tekrar görüşüyoruz. Bakın, bu, bugün Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin büyük hatalarından, sıkıntılarından biridir. Eski sistem olmuş olsaydı... İnanın, bakın, çok açık söylüyorum; Başbakanlıkta olurdu, Başbakanlık, Kanunlar Kararlar bir araya gelirdi, hemen ilgili maddeler dağıtılırdı, bir hafta içinde biter, gelir, hepsi bir biçimde kanunlaşırdı. Burada peyderpey geliyor, anlaşılıyor ki hazırlık devam ediyor. İyi ama 2023'ün sonunda iptal edilmiş, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı Aralık 2023. 2025 yılındayız yani yaklaşık bir buçuk yıl geçti. Niye şimdi getiriyoruz bunu ve böyle apar topar görüşüyoruz ve dediğim gibi hepsini bir bütünlük içinde görüşmüyoruz? Yani böyle bir görüşme usulünü kabul etmek mümkün değil. Yani bu bir dejavu yani aynı şeyleri yaşıyoruz, gene yaşayacağız, önümüzdeki hafta gene yaşayacağız, sonra gene yaşayacağız, belki bir daha yaşayacağız. Yapmayın böyle, iktidar olarak bu konuda sizin sorumluluğunuz var. Plan ve Bütçe Komisyonunun da bu konuda etkin ve aktif olmasını istiyoruz. Plan ve Bütçe Komisyonunun bizlerin, milletvekillerinin -burada çalışan uzmanlarımız var- danışmanlarının, hepsinin hukukunu korumasını istiyoruz.
Diğer taraftan, burada, neden önümüze geldi bu 703 sayılı KHK? Bakın, çok açık ve net: 21 Ocak 2017 tarihli 6771 sayılı Kanun var. Cumhurbaşkanlığı sistemi bir sistem değişikliği olacağı için Anayasa'da yapılması gereken değişikliklerin altı ay içinde yapılmasına ilişkin sonuçta bir kanun çıkıyor ama Meclis bir şey yapmıyor -belki bir tane, iki tane yapmıştır- büyük ölçüde hiçbir düzenleme yapmıyor, yapsa zaten 703 olmazdı. Sonra seçim, tabii, 2019'da ama seçim de erkene alınıyor 2018'e. Onun üzerine artık Bakanlar Kurulunun son günlerinde -son saatlerinde belki- bir yetki kanunu çıkıyor; 10 Mayıs 2018 tarihli 7142 sayılı Yetki Kanunu ve buna dayalı bir 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname. Fakat bunun maddeleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal ediliyor Cumhuriyet Halk Partisinin başvurusu üzerine. İki nedenle; ya Yetki Kanunu'nun amacı, kapsamı içinde değil, Yetki Kanunu'nun izin vermediği hususlar bu kararnamede düzenlenmiş ya da Anayasa'da kanunla düzenlenmesi gereken konular KHK'yle düzenlenmiş; bu iki nedenle bunlar iptal ediliyor. Yani normalde Meclisin yapması gereken işleri yaptırmamışsınız, Meclis bu işi çoktan 2017-2018'de hemen çözerdi. Ondan sonra bu süreç devam ediyor ve böyle çarpık bir yapı var ortada. Bugün baktığımız zaman, ortada, sonrasında da Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesiyle birlikte böyle kaotik, parçalı, dağınık bir yapı var. Bugün bazı bakanlıkların kuruluş ve teşkilatlarına baktığınızda bazı hükümleri kanunla, bazı hükümleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle belirleniyor. Böyle yapı olur mu? Böyle kamu yönetim sistemi olmaz. Geçtiğimiz hafta içinde Genel Kurulda görüşülürken tümü üzerindeki yirmi dakikalık konuşmamı da buna ayırdım. Bugün Türkiye'nin bürokratik sistemi, bu "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" denilen ucube sistemle ortadan kalkmıştır; hafıza yok olmuştur, kurumsal yapılar, kurumların güçlü olmasını bırakın kurumlar ortadan kaldırılmıştır. Birçok kurum kaldırıldı, kapatıldı, bazı kurumlar birleştirildi, bazıları Cumhurbaşkanlığıyla ilişkilendirildi ve hafıza kayboldu. Devlet Planlama Teşkilatı yok, Devlet Personel Başkanlığı yok. Geçtiğimiz torba kanunda gene Devlet Personel Başkanlığıyla ilgili bir sürü hüküm vardı orada. Eskiden Devlet Personelin düzeniydi, işiydi; şimdi hepsini Cumhurbaşkanlığı düzenliyor yönetmelik çıkarsın diye. Yani bu sistem yanlış bir sistem ve burada yaşadıklarımız bu yanlış sistemle birleştiği için de bu şekilde bizim önümüze geliyor.
Şimdi, ben baktım, 17 madde var, yürürlük ve yürütme hariç 15 maddesi yine 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ve düzenlenen hususların Anayasa Mahkemesi tarafından iptali; 2 madde de idare mahkemesinin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesinin iptal kararı yani tamamı iptaller üzerine kurulu.
Tabii, maddelere geçince de konuşacağız yani burada eleştirdiğimiz birçok madde var ama TRT konusu açıldığı için o konuyla ilgili de birkaç şey söylemek isterim. Bakın, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) kamusal yayıncılık yapıyor; kamu kaynaklarıyla finanse edilen bir yayıncılık yani bizim vergilerimizle finanse edilen. Bu anlamda da bu çalışma usullerinin hepsinin gerçekten bir kamu yararı kapsamı içinde ve özellikle demokrasi içinde baktığımız zaman çok partili siyasal sistem içinde her siyasi partiye görüşlerini ifade edebilecek bir biçimde tarafsız bir yayıncılık yapması gerekiyor. TRT Öyle mi? Değil. İki kısımda inceleyeyim; bir seçim zamanı, bir de normal zaman. Bakın, çok önemli, seçim zamanında yani Cumhurbaşkanlığı seçimleri, genel seçimlerde siyasi partilere verilen zamanlar çok açık ve net olarak ortada. İktidar partisine verilen, ayrılan zaman muhalefet partisine ayrılan zamanın 70-80 katı; böyle bir durum var ortada. Zaten sistemde bir terslik var. Bakın, burada şey önemli seçimde, "adil seçim" diye bir şey var. Adil seçim şu: Seçime giren bütün siyasi partilerin eşit ve adil koşullara sahip olması. Zaten bugünkü sistemde, bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi dediğimiz sistemde mümkün değil çünkü Cumhurbaşkanı bir siyasi partinin genel başkanı ve bir siyasi partinin genel başkanı değil bir Cumhurbaşkanı sıfatıyla bunun içinde. Bütün bakanlar seçim kampanyalarında, seçim çalışmalarında bulundular.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Hatırlayın eski sistemi, ne olurdu seçim zamanı? İçişleri, adalet ve ulaştırma bakanları istifa eder, yerlerinde müsteşarlar olur ve seçimin bir anlamda tarafsızlığını ve adilliğini garanti ederdi; bugün öyle bir sistem yok. Diğer taraftan, bu kamusal yayıncılık açısından da bakınca çok açık ve net. Seçim dışında da seçimin geçtiği şu andaki zamanlar açısından baktığımızda da TRT'nin yapması gereken, bir kamusal yayıncılık vizyonuna, misyonuna uygun bir yayıncılık çerçevesi izlemesidir. Bizim, bu ülkedeki bütün yurttaşların vergileriyle finanse edilen bir kurum olduğunu unutmadan.
Velhasıl toparlarsak yani bakın, bugün gene buradayız. Dediğim gibi, biz çalışırız yani memleketin hangi sorunu varsa burada, Plan ve Bütçe Komisyonunda çalışmaya hazırız ama bu şekilde değil. Her hafta bize aynı şeyleri yeniden tekrar söyletecek bir çalışma sistematiğini kabul etmiyoruz. Önerimizi de yaptık, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yaptık; diğer parti İYİ Parti "Evet, bir planlama yapılmalı, bunlar birleştirilsin, hepsi beraber getirilsin, gerekirse." dedi; diğer muhalefet partisi DEM PARTİ'nin de gene benzer önerisi vardı, sanıyorum, sizler de katıldınız ama öyle bir şey yok ortada. Yani bu çalışma sistematiği son derece yanlış, usul üzerine söz alsaydım aslında bunları da söyleyecektim zaten, maddelerde de yeniden görüşeceğiz.
Teşekkür ediyorum.