KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekili arkadaşlarım ve değerli bürokratlar; öncelikle, sizleri de selamlıyorum.

Sayın Başkanım, bu Komisyonda yıllardır görev yapıyoruz. Üstlendiğimiz buradaki, Meclisteki, Genel Kuruldaki ve milletvekili olarak tüm görevler bizim için bir kamu görevidir, şereftir ve hiçbir zaman da angarya olmamıştır. Ancak, angarya olarak gören arkadaşlar Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kurulunda bulunmayı dahi zül gördükleri için, defalarca yeterli çoğunluk olmadığı için o Meclisin kapandığını herkes görüyor.

Şimdi, biz, burada, devlet adına, millet adına en iyi sonucu almak için mücadele ediyoruz ve muhalefet olarak da devamlı uyarıyoruz, diyoruz ki: "Ya, getirdiğiniz bu kanun doğru değil, yanlış hazırlanmış, Anayasa'ya aykırı, vicdanlara aykırı." Bunları hep söylüyoruz burada, sonra ne oluyor? Bizim söylediğimiz, özellikle Anayasa'ya aykırılık iddiası bir süre sonra Anayasa Mahkemesi tarafından o kanun maddesinin iptaliyle tekrar buraya geliyor. Ancak, artık ben şunu söyleyeyim: Bu işin bir tesadüf yani bilmeden yapılan bir iş olduğunu düşünmüyorum, bilerek ve isteyerek yapılan bir iş olduğunu düşünüyorum. Anayasa'ya aykırı bir düzenleme yapacaksınız, o düzenlemeden istediğiniz sonucu nasıl olsa bir yıl, iki yıl gibi bir süre içerisinde alacaksınız; Anayasa Mahkemesi iptal edecek haklı olarak, iptal ederken de çoğu zaman son dönemde dokuz ay gibi, bir yıl gibi süreler verecek; o süre içinde de o Anayasa'ya aykırı düzenlemeler kullanılacak ve bir yıl sonra veya verilen süre sonrasında yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar da atı alan Üsküdar'ı geçecek yani Anayasa'ya aykırı maddelerle, aslında amacınıza ulaşmış oluyorsunuz. Yani, bu kadar çok sayıda Anayasa'ya aykırı düzenleme yapılıyor ise burada bir iyi niyet aramanın artık mümkün olmadığını düşünüyoruz değerli arkadaşlar.

Kanun hükmünde kararname çıkarılmış, evet, işte, 15 Temmuz sonrasında ve özellikle de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilir geçilmez alelacele yapılan kararnamelerle ülke yönetilmeye çalışıldı. O zaman da söyledik "Bakın, bunlar kanunla yapılmalı, kanun hükmünde kararnamelerle yapılamaz, kararnamelerle yapılamaz." dedik. Ülke 2018'den bu tarafa kararnamelerle yönetilir hâle geldi.

Şimdi, dava açılmış 2018'de, karara çıkmış, 2023'te, 7/12/2023. Neredeyse bir buçuk seneye yakın bir süre geçmiş, bir buçuk senedir Anayasa'ya aykırı düzenlemelerle bu maddeler şu an ülkede uygulanmakta ve süre şurada, haziranda dolacak. İşte, apar topar bu düzenlemeler şu an Meclis gündemine, Komisyona getirildi. Arkadaşlar, biz, burada, doğru bir iş yapmak için bir gün de çalışırız, on gün de çalışırız, her gün çalışırız. Mesele, bizim burada çalışmamız değil, doğru iş yapmayı size defalarca uyardığımız hâlde, bilerek ve isteyerek yaptığınız yanlışlarla ülke Anayasa'ya aykırı düzenlemelerle yönetilmekte; bundan vazgeçin, Türkiye Cumhuriyeti devletini bu duruma düşüremezsiniz arkadaşlar.

Şimdi, TRT konusu burada önemli maddelerden bir tanesi.

Sayın Genel Müdürüm ve değerli bürokratlar; bakın, şu anki sizin üstlendiğiniz görev bir kamu görevi. Siz, kamu adına görev yapmaktasınız ve kamu kurumu statüsündesiniz. Türkiye Radyo ve Televizyon Yasası'yla devlet adına radyo ve televizyon yayınlarını gerçekleştirmek gibi esasında özel bir göreviniz var. Sizin bir sloganınız var Sayın Genel Müdür yani kurumun: "TRT hem bellektir hem gelecektir." diye. Bakın, siz şu an bürokrat olarak buradasınız. Bizim muhatabımız, her daim olduğu gibi söylüyoruz, bürokrat değildir, bizim muhatabımız siyasi iradedir, sizi de oraya atayan siyasi iradedir bizim muhatabımız. Biz sadece size verilen görevi yaptığınızı düşünüyoruz. Sizin göreviniz TRT'yi yandaş kanal hâline getirmek, TRT'yi iktidarın tek sesi hâline getirmek olduğu için orada olduğunuzu biz biliyoruz. O nedenle, sizi şahıs olarak eleştirmiyorum ama sizi oraya getiren anlayışı eleştiriyorum, siyasi iradeyi eleştiriyoruz biz çünkü AKP iktidarı artık ülkede devletin tüm kurumlarını çökerterek, oraları yozlaştırarak, oraları yok ederek yol almakta. En güvendiğimiz yargı olması lazım, yargıyı siyasallaştıran bir iktidarla karşı karşıyayız. Yargı artık siyasetin, iktidarın bir silahı hâline dönüştü. E, şimdi, yargı böyleyken TRT farklı mı olacak? TRT de şimdi, uzun yıllardır -yani sizin göreve geldiğiniz tarih daha yeni- ama sizden önce de yani mevcut TRT Genel Müdüründen önce de yani bu iktidarın uzun bir süredir uyguladığı politika TRT sadece ve sadece artık devlet televizyonu olmaktan çıktı, AKP'nin siyasi bir borazanı hâline geldi. Öyle ki -arkadaşlar biraz önce söylediler, defalarca da tekrar edildi- yani kamu kaynaklarından oluşan ve oralardan aldığınız parayla yönetilen bir kurum; hiç olmazsa biraz vicdanlı olun. Ekrem İmamoğlu'yla ilgili, işte, yayınlanan haberleri, iftiraları arkadaşlarımız detay şekilde anlattılar. Ya, bize yer vermiyorsunuz, hiç olmazsa iftira atmayın iftira, vicdanlarınızı şöyle bir dinleyin. 2019 seçimleri geldi, geçti bu ülkede; 2023 seçimleri geldi, geçti bu ülkede. O zaman da bu sayıları, süreleri hep açıkladık. Mevcut AKP Genel Başkanına ve yine MHP Genel Başkanına propaganda yapmak için verilen sürelerin haddi hesabı yok. Uzun sürelerde özellikle TRT'nin tüm kanallarında AKP Genel Başkanına, MHP Genel Başkanına saatlerce propaganda süreleri tanındı. CHP Genel Başkanına ya da adayına sadece dakikalar; on beş dakika, yirmi dakika gibi. Ya, şimdi, bunu size anlatıyorum da aslında tekrar söylüyorum: Muhatap siz değilsiniz çünkü siz, size verilen talimat çerçevesinde hareket ediyorsunuz. Çünkü size verilen talimat "Siz, iktidarın oradaki temsilcisi olun." talimatı. Sizin göreviniz, kamu adına eşit muamele yapmak olmalı ama siz AKP adına orayı bir kurum hâline getirdiniz Sayın Müdürüm. Yapılan tüm haberlerde, yapılan tüm yayınlarda, yapılan televizyon dizilerinde, hepsinde mevcut siyasi iktidarın anlayışını halka empoze etme görevi üstlendiniz. Bu, gerçekten vicdanları sızlatan bir durumdur. Bakın, orası sizin babanızın çiftliği değil, orası sizin babanızın parasıyla kurulan bir kurum değil, orası Türk halkının verdiği vergilerle oluşan bir kurum. TRT'yi bu hâle düşürmeye hakkınız yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı...

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir dakika ekleyeceğim size.

Buyurun.

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Genel Müdür, ülkede bir boykot çağrısı yapıldı ve buna vicdanlı olan herkes destek verdi. TRT'nin memuru değil, TRT'nin memuru olmayan, Teşkilat dizisinde oynayan "Aybüke Pusat" isimli bir oyuncu anında, bakın anında- ya o orada oyuncu, memur değil ki sizin memurunuz değil- o oyuncu anında oradan atıldı resmen ama halk o kişiye gerekli desteği verdi. Yine, aynı şekilde bu oyuncuya destek veren Başak Gümülcinelioğlu'nu anında diziden çıkardınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAVİT ARI (Antalya) - Yine, bu oyuncuya destek veren arkadaşı "Yanındayım." diye mesaj attı diye anında, aynı şekilde oynadığı oyundan çıkardınız. Yani orası sizin şahsi malınız değil Sayın Genel Müdür. Yani iktidara karşı bile olduğu söylenmiş olan bir söz dahi olsa sizin anında o kişileri oradan atmaya hakkınız yok, sizin öyle bir göreviniz de yok.

Teşekkür ediyorum.