Komisyon Adı | : | DİLEKÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Mersin Milletvekili Ali Bozan'ın (D28-16616) numaralı Dilekçe hakkında Başkanlık Divanının 27/03/2025 tarihli ve 8664 sayılı Kararı'na itirazına ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 14 .05.2025 |
ALİ BOZAN (Mersin) - Evet, son alt komisyon kurulması için önergemiz.
Ya, bu konuda aslında herhangi bir yasal değişiklik yapmaya gerek yok. Şimdi, özellikle benim hem itiraz dilekçemde hem bu konuda bir komisyon kurulmasına dair önergemin gerekçesinde özellikle idare gözlem kurulu kararıyla şartlı tahliyesi ertelenen yurttaşlardan bahsediyorum. Yani bunun için yasal bir değişikliğe gerek yok. Adalet Bakanlığı sadece şunu söyleyecek, idare gözlem kurullarına diyecek ki: "Düzgün kararlar verin, hukuka uygun kararlar verin, vicdana uygun kararlar verin." Yani yapması gereken sadece bu ama maalesef biz şu anda Adalet Bakanının duruşuna, yaptığı açıklamalara baktığımızda bundan çok uzak. Yani sanıyorum bundan iki hafta önceydi, Sayın Adalet Bakanı bir açıklama yaptı, dedi ki: "40 maddeyi aşkın bir paket hazırladık. Bu paketi biz milletvekillerine gönderdik." Biz baktık, sorduk bize gelmiş bir şey var mı diye, yok. "Ya, bize gelmemiş." dedik. Tamam, biz muhalefetiz, belki iktidar vekillerine gitmiştir, sorduk, onlara da giden bir şey yok. Ya, şimdi, özellikle Adalet Bakanının 400'e yakın cezaevinde 400 bini aşkın yurttaşın bulunduğu bir zamanda özellikle bu konularda yaptığı açıklamalarda bence çok daha dikkatli olması gerekiyor. Şundan kaynaklı: Çoğu zaman... Şimdi bu açıklamayı yaptı, Meclise gelen bir şey yok, Komisyona gelen bir şey yok, vekillere gelen bir şey yok ama işte "Paket hazırladık, gönderdik..." Bu konuda daha dikkatli davranması gerektiğini düşünüyorum. Şundan kaynaklı: Açık cezaevlerinden yurttaşlar beni arıyor, diyorlar ki: "Mecliste paket varmış." Ya, Mecliste hiçbir şey yok diyorum. "E, televizyonda alt yazı geçiyor." diyorlar. Yani yazık günahtır, 400 bin yurttaş, 400 bin yurttaşın yakınları, emin olun, Meclis TV'yi en çok takip edenler. Şimdi, bu kadar yurttaşın yakinen beklediği paketler, yasal değişiklikler konusunda hepimizin çok daha özenli ve dikkatli davranması gerektiğini düşünüyorum ve bu konuda da yasal değişikliğe gerek olmadan, idare gözlem kurullarının hukuka ve vicdana uygun kararlar verebilmesi için, hem idare gözlem kurulu kararıyla şartlı tahliyesi ötelenen yani cezaevinde kalması gereken süre uzatılan yurttaşların dinlenmesi, aynı zamanda idare gözlem kurullarının da dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü şu anda idare gözlem kurulları âdeta mahkemelerin üzerinde çalışıyor. Mahkeme kişiye bir ceza vermiş, İnfaz Kanunu gereğince cezaevinde kalması gereken bir süre var ama bu süreler idare gözlem kurulu kararlarıyla çoğu zaman maalesef hukuka ve vicdana aykırı bir şekilde, çoğu zaman keyfî bir şekilde uzatılıyor. Bakın, "Fazla kitap okudun." diye tahliyesi ötelenen yurttaşlar var, "Az kitap okudun." diye tahliyesi ötelenen yurttaşlar var. Ya da çok spesifik bir örnek vereyim: Yurttaş 35 yaşında cezaevine girmiş, 30 yıl cezaevinde kalmış, şu an 65 yaşında. Tahliyesi ötelenirken denilmiş ki: "Buradan çıktığında örgüte katılır." Bizzat cezaevi müdürüyle konuştum " Ya, Müdür Bey, etmeyin eylemeyin, 65 yaşında bir yurttaştan bahsediyoruz. Yani 65 yaşında bir yurttaş tahliye olduğunda ne olur? Tahliye olduğunda gider evine; otuz yıl cezaevinde kalmış zaten, ömrünün yarısını cezaevinde geçirmiş." dedim. Bu nedenle...
İdare gözlem kurulları şöyle anlaşılmasın: Sadece politik sebeplerle cezaevine girmiş yurttaşlar açısından sıkıntılı kararlar verdiğini düşünmüyorum; suç ayrımı olmaksızın idare gözlem kurullarının vicdana ve hukuka aykırı kararlar verdiği kanaatindeyim. Bunun uygulamalarını sıklıkla görüyoruz. Bu şekilde mağduriyet yaşayan, cezaevinde bulunan yurttaşların kendilerinin ve ailelerinin bizlere çok sayıda başvurusu var. İşte tam da bu nedenle ben Komisyonumuzun bu konuda inisiyatif alması gerektiğini ve bu konuda bir alt komisyon kurmamız gerektiğini düşünüyorum ve öneriyorum.