KOMİSYON KONUŞMASI

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Sayın Valimize sunumları için teşekkür ediyorum.

Tabii, acı bir yangın hadisesi yaşadık. Kaybettiğimiz vatandaşlarımıza tekrar Allah'tan rahmet diliyorum.

Tabii, burada bilirkişi raporunda da yazdığı gibi, bu yangının nereden çıktığına bakmak lazım. Tabii ki biz yargılama yapmıyoruz burada ama burada baktığımızda, işte belediyeden giden itfaiye erinin tespitleri de var. Binada hiçbir şey yok değil, olanlar da var, yangın mevzuatıyla ilgili yapılanlar da var, eksiklikleri de elbette vardır ama burada Sururi Bey de işte, Kadem Bey de biz de bu işin içerisindeyiz. "Grill plate"ten çıktığıyla ilgili bilirkişinin bir raporu var. Burada Sururi Bey de Kadem Bey de hepimiz bu işin içerisindeyiz. "Grill plate" pişirme için kullanılan bir ızgara. Bir de "benmari" diye bir tane daha... Biz genelde bunları yan yana koymayız. Yağ tutuştuğu zaman işte biri yağ buharlaşır, yangına sebebiyet verir, diğeri de su buharıyla yemeği sıcak tutmak adına; iki tane cihaz yan yana koyulmaz. Burada yan yana mıydı, bilmiyoruz. "Grill plate"in üzerinde kimyasal söndürücü davlumbazın üzerinde olması lazım. Genelde bunlar da manuel sistem kullanılır. Bilirkişi, raporunda belirtmiş. Biliyorsunuz, gittiğiniz otellerde aşçıbaşı ustalar görsel şov yaparlar, alevli tavayı çevirirler falan. Dolayısıyla eğer otomatik sistem olsa bu kendiliğinden boşalmış olur, manuel sistem kullanılır. Burada, tabii, yangının başlangıcında "grill plate"teki yağın temizlenmemesi sonucunda yani buradaki bunları kullanan personelin temizlememesi sonucunda bir alevlenme oluyor, ondan sonra yandaki 90 santim-1 metre uzaklıktaki çöp bidonunun alevlenmesi, daha sonra da zaten LPG'ye ulaşınca -işte tüp gaz diyelim- ona ulaşınca da hızlandırıcı devreye giriyor ve bu yangın artık daha söndürülemez aşamaya geliyor.

Tabii, sizin verdiğiniz bilgiler gerçekten değerli. Şuna dikkat etmek lazım: Bu yangın söndürülemeyecek aşamaya geldikten sonra buradan yaklaşık 260 kişi canlı çıkıyor bu binadan. Sayın Valim, sizin de olay yerinde bulunmanız neticesinde bu 260 kişi söndürülemeyecek durumda olan bir yangından nasıl kurtarıldı? Bunu sormak isterim. Tabii, burada Bolu İtfaiyesinin tespit ettiği eksiklikler var ama burada yangın panelinin olduğu, daha sonra sorumluluktan kaçmak için, yangından sonra panelin izi duvarda olmasına rağmen, 12 katın kablolarının o panele kadar çekilmiş olduğu gözükmesine rağmen, yangın paneli ilgisiz, alakasız bir yerde bilirkişi tarafından tespit ediliyor.

Yine, "Kaçış yolları, yangın uyarı butonları yer almaktadır." diyor bilirkişi raporunda. Tamamen... Eksiklikler tabii ki olabilir. Yine, buna binanın çatıya yakın olan katlarda otomatik duman algılayıcılarının olduğu tespit edilmiş. Yani binada tamamen hiçbir şey yok değil, aslında bir şeyler var. Şunu söylemek istiyorum: Eğer bu büyüklükteki bir yangın, Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik'teki diğer şartların tamamını bu bina yerine getirmiş olsaydı bile LPG'ye ulaştıktan sonra bu yangının söndürülmesi mümkün değildi. Nasıl olmalıydı? Kamera kayıtlarında da görüldüğü gibi, orada lavabonun altında, yangının çıkış yerinde bir tane mobil tüp var. Eğer orada bulunan personel bu yangın tüpüyle müdahale etmiş olsaydı bu yangın büyümezdi. Biz burada "Bakan mı sorumludur? Belediye Başkanı mı sorumludur? Efendim, bu yangın raporu için müracaat edilseydi..." gibi bunları konuşmazdık.

Bir de tabii şunu Türkiye'nin... Geçen haftaki toplantıda da söyledim, ülkemizin gerçekleri var. Yürüyen bir sistemi tadil etmeye çalışıyoruz. Şu anda bütün valiliklerde 15 kişilik heyetler kuruldu, bütün turizm işletmeleri gözden geçiriliyor. Murat Bey'in az önceki söylediği söze de katılarak aynı konuyla ilgili Cavit Bey Genel Kurulda konuşma yaptı. O da bu yangın tedbirlerinin fazla olduğuyla ilgili, turizm sezonu öncesinde çok ciddi manada masrafların yapıldığıyla ilgili Genel Kurulda bu manada konuşması da oldu, Kartalkaya yangınını da örnek göstererek. Dolayısıyla, burada, bilirkişi raporunda, efendim, bu binanın yangınla ilgili bazı önlemlerinin alındığı gözükmektedir, eksiklikler elbette vardır ama orada yangın tüpünü kullanmayan personel araçlarının derdine düşmüş. İşte, gitmişler, otoparkta araç kurtarmaya çalışmışlar. Efendim, "Personeller tüpün önünden geliyor, gidiyor." demişiz.

Bir de tabii, binada yangın dolapları var. Her katta bu yangın dolaplarının olduğu tespit edilmiş; arkasında da işte, biz burada bir su tankı olsun isteriz, aynı binada da sürdürülebilir yani yangına müdahale edilecek su tankı. Ayrıca, yangın dolapların içerisinde portatif söndürme tüplerinin de olduğu gözükmektedir. Benim kanaatim -tabii yargılama yapmıyoruz- burada eğitimsiz ya da ilgisiz personelin bu yangında büyük bir rol oynadığı kanaatindeyim; benim vicdani kanaatim. Dolayısıyla, burada yine kurumların tabii ki eksiklikleri vardır, bunları da söyleyelim burada. İlave edilecek daha... Efendim, tesisat üzerinde, koridorun üzerinde yer alan şaftların ahşap olması, buranın bir kayak oteli olması, ahşap dekorasyon malzemelerinin kullanılması falan bu yangının büyümesinde etkili olmuştur diye düşünüyorum.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Naci Bey, toparlayalım lütfen.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Ben şimdilik bu kadar konuşmuş olayım.

Personelle ilgili değerlendirmede zaten bilirkişi de diyor ki "Sadece kritik personelin değil tüm personelin acil durum eğitimi almış olması gerekir." Ama bu Grand Kartal otelde yani yanan otelde böyle bir şeyin olmadığı gözükmektedir.

Teşekkür ediyorum.