Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Aksaray Milletvekili Hüseyin Altınsoy ve İstanbul Milletvekili Oğuz Üçüncü ile 69 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3077) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 13 .05.2025 |
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Usulde de konuştuk, bir torba kanun var, 29 maddeden oluşuyor, yürütme ve yürürlük maddesi hariç 27 madde; burada 8 kanun ve 1 kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılıyor. 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun 8 madde, 1'inci maddeden 8'inci maddeye kadar 8 madde burada, 2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun Muafiyetleri ve Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun 6 madde, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 3 madde, 3213 sayılı Maden Kanunu 3 madde, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun 2 madde, 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun 1 madde, 4865 sayılı Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Hakkında Kanun 2 madde, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu 1 madde, 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 1 madde. Bakın, birbirinden o kadar farklı şeyleri burada görüşüyoruz ki. Nitekim zaten 3 tane tali komisyona sevk edilmiş bunlar; Anayasa Komisyonu, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu ve Sanayi Komisyonu. 13 madde direkt Sanayi Komisyonuyla ilgili. Bakın, Adana Milletvekilimiz Sayın Müzeyyen Şevkin burada, kendisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu -ismi çok uzun değil mi- üyesi. Herhâlde görüşülüyordur diye düşünüyoruz ama hiç görüşülmemiş. Kendisi CHP Grup Sözcüsü, açıkçası buraya katkı vermek için geldi çünkü görüşülmüyor, ilgili komisyona gitmemiş, sağ olsun, bunun sağlıklı çıkması için varsa bizim görüşlerimizi muhalefet adına söylemek için geliyor. Yani böyle bir görüşme sistematiği olmaz, gerçekten olmaz. Daha torba kanun ilk geldiği zaman bu konuyla ilgili önerimizi yaptık, dedik ki: Arkadaşlar, bunların hepsini kaç madde ise -235 tane iptal var, Anayasa Mahkemesi iptali var KHK'yle ilgili, bunun bir kısmı zaten geçmişte gelmiştir, bir kısmı belki kanuni düzenlemeye ihtiyaç duymayacak olabilir- getirin bunların hepsini ve en güzeli, bunlar ilgili komisyona görev alanlarına göre dağıtılsın, hepsi konuşulsun ilgili komisyonlarda, gerekirse birleştirilsin ve bir şekilde görüşülsün Genel Kurulda ya da tali komisyon olarak görüşsünler, gene Plan ve Bütçe Komisyonuna gelsin, hepsini görüşelim. 29 madde, 19 madde, 29 madde, şimdi bir daha gelecek kim bilir kaç madde. Böyle bir görüşme sistematiği olmaz yani bu şekilde çalışma motivasyonu yok oluyor ortada.
Burada genel gerekçenin ilk dört paragrafı aynı, Sayın Altınsoy da aynısını söyledi; bir de sunarken ha bire, devamlı "Bir başka madde teklifimizi... Bir başka madde... Bir başka madde..." Ya, anladım ama sizi şey yapan bir şey değil. Ha, şöyle; eğer gerçekten "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" diye bir sistemde başkanlık sistemi ülkelerinde olduğu gibi gerçekten Parlamento tarafından, milletvekilleri tarafından hazırlansaydı o zaman size şunu sorardık: "Ya, bunlar 2023'ün sonunda iptal edilmiş, siz bunu bir buçuk yıldır neden getirmediniz de şimdi getiriyorsunuz?" Size de sorardık, Nilgün Hanım'a da sorardık. Biz şunu biliyoruz; bu, bürokraside hazırlanıyor ama hazırlanması açısından ciddi sıkıntılar var.
Diğer taraftan, gene 2 tane madde, 4'üncü ve 13'üncü madde Anayasa'ya aykırı. Bakın, her getirdiğiniz şey de gene Anayasa'ya aykırılıklar içeriyor. Cumhurbaşkanına Anayasa'da olmayan yetkileri veriyoruz. Gideceğiz Anayasa Mahkemesine, Anayasa Mahkemesi gene iptal edecek ama iptal edene kadar bunlar yürürlükte kalacak. Yani şey mi düşünülüyor? "Biz bunu çıkartalım, iptal edilene kadar biz bunu uygularız." gibi. Böyle olmaz, bu şekilde sağlıklı bir Parlamento çalışmasının olması mümkün değil.
Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun 8 madde. İlgili kanunu aldım baktım, bir kısmı 65 tarihli bir kanun, bir kısım maddeler o kanunla düzenlenmiş ama zaman içinde değişiklikler yapılmış belli yıllarda; ikinci düzenlemeler burada KHK'yla, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle... Bunların bir kısmı iptal edildi, bir kısmı duruyor, duruyor onlar. Bir de aynı zamanda atamalar açısından da Cumhurbaşkanlığı kararnamesi var yani üç ayrı yapıyla bir araya gelmiş çalışan bir teşkilat yapısı var ortada. Böyle olmaz. "Kod kanun" dediğimiz bir sistematik var, ilgili kanun gelir, değiştirilmesi gereken maddeler değiştirilir, biter gider. Hatta belki Anayasa Mahkemesi iptal etmese bile yine 703'le düzenlenen ya da o kanun maddelerinde var olan hükümleri değiştirmek isteyebilirsiniz zamanın ihtiyaçlarına göre. Onlar gelir, ilgili komisyonunda görüşülür ve bu şekilde gelir yani doğrusu budur. Türkiye Cumhuriyeti bu şekilde böyle bir torba kanun... Öyle bir noktaya geldi ki bu iş yani şimdi tümünde ne konuşacağız, ne söyleyeceğiz? Bu şekildeki bir görüşme sistematiği son derece yanlış, tali komisyonların çalıştırılmaması yanlış.
Biraz önce söyledim, etki analizi hiçbir şey ifade etmiyor. Zaten uygulamada olduğu için kanuni düzenleme yapılmış, bütçeye ilave bir etkisi yoktur. İyi de bütçeye etkisi neydi, biz onu görmek istiyoruz. Daha önce KHK'de olmuş olması, bugün bu kanun olarak önümüze geldiğinde 5018 sayılı Kanun'un emrettiği üzere -14'üncü maddesinin- etki analizinin yapılmasına engel değil. Yaptığımız her işte bunu görmemiz gerekiyor. KHK içinde yapılırken oturup etki analizi mi yapıldı? Hayır, çıktı. Bu bize varsayın sıfırdan geliyor, sonuçta bir iptal var, yeniden biz burada kanun koyucu olarak bir hüküm tesis ediyoruz ama bu hükmü tesis ederken her maddenin ne getirdiğini -çünkü burada mali haklar, özlük hakları var, atamalar var- bütçe açısından bilmeye ihtiyacımız var, bunu bilmeliyiz; bunu bugün için de bilmeliyiz, gelecek için de bilmeliyiz. Bugün maliye literatüründe en önemli noktalardan biri kuşaklararası bütçeleme. Bugün yapılan, verilen bir kararın, bir düzenlemenin sadece bugünü ya da önümüzdeki iki üç yılı değil on yıl, yirmi yıl, otuz yıl sonrasını, gelecek kuşakları nasıl ilgilendirdiğini, ne olduğunu, onlara ne getirip götürdüğünü bizim burada bilme ihtiyacımız var. Bu şekilde bir kanuni sistem yapılır ama buradan şuna gelmek istiyorum...
Sayın Başkan...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Özür dilerim.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Estağfurullah.
Sükûnete davet edecektim ama baktım konuşmaya dalmış, mutlaka önemli bir konuşmadır.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Normalde açmam ama önemliydi.
CAVİT ARI (Antalya) - Diyanet İşleri Başkanıyla görüşüyordur.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Arı bir şey söyledi, doğru mudur?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Onu çağırıyorsanız dinleyelim, bekleyelim biraz, Ali Erbaş'ı çağırıyorsanız.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Biz resmî yazımızı gönderdik değerli arkadaşlar.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan, resmî yazıyla bu iş olmaz. Yani Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak ben şunu biliyorum: Geçmişte Sermaye Piyasası Kuruluyla ilgili bir şey görüşülüyordu, burada ilgili daire başkanı vardı, söyledik "Önemli konular bunlar, bu şekilde olmaz." Onun üzerine siz hemen o maddenin görüşülmesini engellediniz yani ertelediniz, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanını çağırdınız. Biz de tamam dedik ve SPK Başkanı geldi. Aynı duyarlılığı...
CAVİT ARI (Antalya) - Aynı duyarlılığı burada da sergileyeceğine biz inanıyoruz ve güveniyoruz Sayın Başkanımıza.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan çağırabilir mi diyorsunuz, gücü yeter mi?
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Belki de telefon konuşması oydu yani ben emin olamadım ama...
CAVİT ARI (Antalya) - Aynı duyarlılığı ve iradeyi göstereceğine biz yürekten inanıyoruz Sayın Başkanımızın.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Son olarak şuna değinmek isterim: Bakın, bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi gerçekten sıkıntılı bir sistem. Bakın, burada getirilen, gerçek anlamda yasama ve yürütme içinden gideyim -ki o sistemlerde, başkanlık sistemlerinde katı güçler ayrılığı vardır- burada güçler ayrılığı falan yok; bu bir başkanlık sistemi değil, bunun adına "başkancı sistem" diyorlar; güçler birleşmiş, yürütmenin tahakkümü var yasama üzerinde ve aynı zamanda da yargı üyelerini de belirleme durumu söz konusu olduğu için doğal olarak yargı üzerinde. Bu sistem bu şekilde sağlıklı işleyen, denge ve denetim mekanizması olan bir sistem değil.
Biz eski müsteşarlık sisteminin kaldırılmasına da karşı çıktık çünkü müsteşarlık önemli. Kamu kurumu içindeki o piramidin işleyişi içinde müsteşar ve ona dayalı bir yapılanma önemliydi, başkan yardımcıları bu görevi göremiyor. Şimdi, bakın, zaten geçen hafta biliyorsunuz görüştüğümüz kanunda da işte, Anayasa'da kalan o HSK'yle ilgili hüküm, Adalet Bakanlığı Müsteşarının HSK'nin doğal üyesi olması nedeniyle konuştuk. Yani bu sistem varsa bir an önce getirin bu sistemi geriye. Böyle bir çalışma var mı bilmiyorum ama açık ve net ortada, buna ihtiyaç var. Ne oldu? Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığıydı, yeniden tekrar Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine getirdiniz yani çünkü sistem işlemiyor. Bakın, tüm samimiyetimle söylüyorum, Devlet Planlama Teşkilatında yetiştim, eski sistem olmuş olsaydı çok rahatlıkla Başbakanlık sistematiği içinde, koordinasyonu içinde bu 100 kere çözülürdü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkürler.
Kanunlar Kararlarda bir araya gelinir, ilgili uzmanlar çalışır, hepsi birleştirilir ve bu kanundaki düzenlemeler yapılırdı. Bugün, sistem aksıyor, bugün sistem işlemiyor ve hepsinden önemlisi, sistem delik deşik oldu. Kanunlar, KHK'ler, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve bunların arasında ciddi çelişkiler var. İşte, burada da söyledim, bir teşkilat yapısına bakıyorsunuz, bir kısmı kanunla düzenlenmiş, bir kısmı KHK, Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenlenen hükümler var. Yani böyle bu kadar dağınık, bu kadar kaotik, parçalı bir yapı olmaz, bunların hepsi bir araya getirilir. Dediğim gibi, kod kanun çalış sistematiği odur, gelir hepsi bir bütünlük içinde; ilgili kanun gelir ilgili komisyona, Meclise, komisyonda görüşülür, bizi ilgilendiriyorsa bize gelir, ona göre Genel Kurulda görüşülür ve gider. Yani burada üzüntüm, sanıyorum tekrar bir paket daha gelecek. Arkadaşlar, gerçekten bir paket gelecek değil mi?
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Gelecek.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir mi, iki mi?
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Son.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yani arkadaşlar, bu gerçekten, bakın, yani bu çalışma yani Plan ve Bütçe Komisyonunun üyelerinin motivasyonlarını yok eden bir şey. Yani biz sonuç itibarıyla, dediğim gibi, biz kanun yapıcılarız, bu toplum sorunların çözülmesini bizden bekliyor ama biz burada oturmuşuz aynı şeyleri tekrar, parça parça görüşüyoruz. Şu mu acaba? Belki şöyle düşündüm: Görüşecek başka bir şey yok da Meclisin, Genel Kurulun gündeminde, Plan ve Bütçe Komisyonundan gelen kanunlar her hafta bir aşağıda -şimdi yukarı çıkacağız- yukarıda da... Öyle mi olacak? Yani öyle olmaz ama.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Muhalefete daha fazla konuşma hakkı veriyor.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bol konuşuruz diyorsunuz ama biz yani çok konuşma değil yani az ve öz konuşalım ve doğru şeyleri konuşalım istiyoruz bunun için de.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, biraz önce bir tartışma oldu Sayın Türeli konuşurken. Sayın Ök dedi ki: "Haftaya değil, haftaya gelecek." Acaba hazırlık yaptığı bir kanun teklifi sahibi mi var yoksa yukarıdan vahiy mi geldi? Nereden biliyor acaba?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Haftaya yok dedim, ümit ettim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben zaten kendisine döndüm "Yani gündem yapacaksam ben yaparım." dedim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hayır, kanun teklifini acaba kim hazırlıyor? Nasıl oluyor? Kimden geliyor? Yukarıdan mı geliyor?
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - E, burada da var Nilgün Hanım'ın imzası.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi, ben de vermediğim için...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, iki hafta sonra, bir hafta sonra tartışması var da...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Evet yani şöyle...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Biz bunu anlayamadık.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yani onu isterseniz şöyle: Hüseyin Bey ara verdikten sonra bir anlatsın nasıl vermiş o, neye göre esinlenmiş.
ERHAN USTA (Samsun) - O kadar farklı konuları nasıl çalışmış?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Nasıl çalışmış, onlarla alakalı bir şey yaptım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hüseyin Bey'in seçim bölgesini ilgilendiren meseleler var, Aksaray'ı.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Burada yok ama Aksaray'la ilgili bir şey.