Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü (TTK) ile müesseseleri olan Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Armutçuk Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Karadon Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Kozlu Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Üzülmez Taşkömürü İşletme Müessesesinin 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 20 .05.2025 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyesi milletvekilleri, kıymetli bürokratlar; hoş geldiniz.
Türkiye Taşkömürü Kurumu, aynı zamanda benim seçim bölgem olan ve memleketim olan Zonguldak'ta Genel Müdürlüğü bundan çok kıymetli bir kurum. O nedenle hem dikkatli incelemek, değerlendirmek gerekiyor oradaki uygulamaları, aynı zamanda da Türkiye Taşkömürü Kurumunu yakın geçmişte maalesef yaşadığı yani anıldığı grizu facialarından da korumak için bu denetim görevini bizim ciddiyetle yapmamız, ortaya koymamız, riskleri değerlendirmemiz, tedbirlerin alınıp alınmadığını kontrol etmemiz gerekiyor.
Bu doğrultuda ben bulguyla ilgili olarak... Aslında yıllardır konuştuğumuz bir konu yeterli işçi sayısının tertip edilmemesi konusu. Şimdi, bu konuyla ilgili olarak güncel rakamlara bir birlikte bakalım: TTK'nin güncel olarak yani nisan sonu itibarıyla, 2025 yılı Nisan ayı sonu itibarıyla yer altında 6.414, yer üstünde 1.352 olmak üzere toplam 7.736 madencisi bulunuyor. Şimdi, emekli sayılarına baktığımızdaysa 2019 yılından 2024 yılı sonuna kadar 3.696 işçinin emekli olduğunu görüyoruz. Emekli olan 3.696 işçinin yerine 2019 yılından itibaren 3.500 işçi alınmış yani demek ki işçi alımı bir müjde falan değil, zaten neredeyse emekli olan sayıya yakın bir sayı olmak üzere daha düşük bir sayıda işçi alarak Kurumun aslında yaşamsallığını devam ettirmiş oluyorsunuz. Neden bunu söylüyorum? Çünkü Türkiye Taşkömürü Kurumunun taş kömürü üretimine baktığımız zaman, bakın, 1974 yılında 4 milyon 965 bin ton satılabilir taş kömürü üretimi var Kurumun, 1982 yılında 4 milyon 108 bine düşüyor, 1983 yılında 3 milyon 539 bin tona düşüyor, 1995 yılında 2 milyon 839 bin tona düşüyor, 2000 yılında 2 milyon 587 bin tona, 2004 yılında 1 milyon 946 bin tona düşüyor, 2009 yılında bir artış var, 2 milyon 879 bin ton, daha sonra hızla düşerek 2019 yılında 1 milyon 102 bin ton, 2023 yılında 1 milyon 68 bin ton ve geldiğimiz son 2024 yılı itibarıyla da tüvenan olarak 1 milyon ton, satılabilir olarak da 764 bin tona düşmüş durumda. İşçi sayısı da buradaki üretimde, aynı üretim grafiğinde olduğu gibi aynı şekilde düşüyor. Yani 2002 yılında AK PARTİ iktidara geldiğinde 15 bin maden işçisi varken şu anda 7.766, üstelik arada bazı işçi alımları yapılmasına rağmen. Demek ki işçi alımları kurumu büyütmek adına değil, maalesef, kurumun sadece yaşamsal fonksiyonlarını devam ettirmek adına yapılıyor. Bunu niye söylüyorum? Kurumun 5 müessesesiyle birlikte ocak açıklığı 300 kilometreye ulaşmış durumda. 300 kilometre, yerin altında 3.885 kilometrelik kısmı kara altında, kilometrekare... E, ifadeyi de yanlış söylemeyeyim.
TÜRKİYE TAŞKÖMÜRÜ KURUMU GENEL MÜDÜRÜ MUHARREM KİRAZ - Kilometrekare.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, kilometrekarelik kısmı kara altında, 3.000 kilometrekarelik kısım da denizin altında olmak üzere, 6.885 kilometrekarelik bir alanda. Dolayısıyla, eğer işçi sayısı norm kadro yani ideal işçi sayısında olmazsa buranın iş güvenliği ve işçi sağlığı açısından büyük riskler barındıracağı açık. Yani "norm kadro" diye ifade edilen ideal işçi sayısı maksimum işçi sayısını ifade etmiyor, olması gereken sayıyı söylüyor. Yani olması gereken sayının altında bir sayıyla çalışamazsınız. Ha, üstünde bir sayıyla çalışıp çalışmamak ne kadar kömür üreteceğinize veya ticari konularla ilgili olabilir ama ideal işçi sayısının altında bir sayıyla çalışmak, saatli bombayı maden ocaklarına koymak ve beklemek demek. Ha, o saatli bomba üç ay sonra patlar, ha iki yıl sonra patlar; efendim, beş yıl sonra patlar ama patladığında da "A, niye patladı?" dememek icap eder.
Şimdi, kurumun çeşitli alanlarda... Yani 2021 yılı itibarıyla kurumun verdiği yanıta göre diyor ki: "Bin işçi de... Yani hem 2 işçinin yapması gereken işi 1 işçi yapıyor. Aynı zamanda da bin işçi de kendi uzmanlık alanında değil, başka sanatlarda çalıştırılıyor." Yani herkes bir başkasının uzmanlık alanındaki işi yapar duruma dönüşmüş durumda.
Şimdi, bu işçi sayısındaki eksiklik, böyle tek bir seferde işçi alımıyla sorunları çözebilecek bir durum mu, onu değerlendirelim. Bakın, ben defalarca kez burada -2018 yılından beri milletvekiliyim- dedim ki: "Yahu, aklın yolu bir; gelin, TTK'de her yıl emeklilik hakkını kazanacak madenci sayısı kadar bir sonraki yıla alım yapın ama bunu her yıl yapın ve norm kadroya yaklaşacak kadar da ilaveler yapın." Bunu yapmadınız, 2 sefer alım yaptınız; 2019, 2023'te 2 sefer toplu alım yaptınız. Sonucunu size söylüyorum: Bakın, bu kadar ağır tehlikeli iş sınıfında olan bir çalışma sahasında nasıl tehlike yaratılır? Şu anda Türkiye Taşkömürü Kurumu işçilerinin yüzde 45'i sıfır ile beş yıl arası tecrübeli, yüzde 45 'i; yüzde 7'si beş ile on yıl arası tecrübeli, yüzde 47'si de on yıl üzeri. Şimdi, yani beş ve on yıl arası tecrübeli olan o kadar az sayıda işçi var ki sizin jenerasyonlar arasındaki liyakat, tecrübe zinciriniz zaten şu anda kopmuş durumda dolayısıyla şimdi benim size sorduğum, alt komisyondan sonra sorduğum bir soruya verdiğiniz yanıtta diyorsunuz ki: "Biz maden ocaklarında 1 usta, 1 tecrübeli, 1 de yardımcı birlikte çalıştırıyoruz." Şimdi, bakalım, gerçekte öyle mi yapıyorsunuz? Hemen verilerle bakalım. Amasra'da 14 Ekim 2022 tarihinde bir felaket yaşandı, grizu faciası ve 43 madenci hayatını kaybetti. Bakın, ben sormuşum, demişim ki: Facia sırasında üretim vardiyasında kaç usta, kaç yardımcı işçi vardı? Şimdi, sizin teorinize göre, verdiğiniz yanıta göre usta sayısı ile yardımcısı sayısının aynı olması gerekir, değil mi? Bakalım, bu 43 kişinin arasında, onların da çalıştığı vardiyada toplam madencilerin arasında kaçı usta, kaçı yardımcı? Evet, diyor ki: Birinci kartiyede 3 usta çalışıyormuş, yardımcı sayısı 14; ikinci kartiyede 1 usta çalışıyormuş, yardımcı sayısı 12; hazırlıkta 4 usta çalışıyormuş, yardımcı sayısı 11. Yani, dolayısıyla, acı bir şekilde söylüyorum, verdiğiniz yanıt gerçeği yansıtmıyor. Sonuç? Sonuç felaket ve Amasra'da hayatını kaybeden 43 madencinin 33'ü 2019 girişli, sıfır ile beş yıl arası tecrübeliydi ve hayatlarını kaybettiler. Şimdi, hem üretim yönünden bir problem var hem işçi sağlığı, iş güvenliği bakımından bir problem var, aynı zamanda bir problem de kapıda. Ben size şimdiden söyleyeyim: 2026 yılına kadar da 1.231 işçi emekliliğini hak ediyor; bunların 1.180'i yer altı işçisi, 51'i de yer üstü işçisi yani bir simülasyon yapacak olursak, 2036'ya kadar işçi sayısı 1.180 daha düşecek ve neticesinde norm kadronun yarısından daha aşağı seviyeye ineceksiniz yani sizin sahadaki yer altı işçi sayınız 2 binli rakamlara düşecek. Şimdi, bunları söyledim, bunları niye söylüyorum çünkü yakın zamanda da çıkacaksınız, diyeceksiniz ki: "Zonguldak'a müjde! Türkiye Taşkömürü Kurumuna işçi alıyoruz." Sonra, yönetim kurulu üyesi, genel müdür ve yönetim kurulu üyeleri açıklama yapacak "Cumhurbaşkanımız sağ olsun, iktidarımız sağ olsun alım yapıyor. İşte, bakın, ne güzel işçi alıyor." diye açıklama yapacaklar. Sonra, AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlar da "Ya, siz itiraz ediyordunuz; bakın, alım yapıyoruz." diyeceksiniz ama bunlar, maalesef, şu ana kadar göz ardı ettiğiniz riskleri ortadan kaldırmayacak.
Tekrar, ben söylüyorum: Taş kömürü millî bir servettir, bu servetin çıkarılması gerekir. Burada işçi sayısının artması her ne kadar üretim maliyetlerini de artıracak olsa da yani kurumun görünen ticari faaliyetleri açısından zararını artırıyor gibi görünse de siz zaten yerin altından çıkan kömür için madenciye bir maaş veriyorsunuz, ücret veriyorsunuz. O madenci gidiyor, kirasını ödüyor, ev sahibine kira ödüyor, oradan devlet olarak vergiyi alıyoruz; ev sahibim gidiyor, manavdan alışveriş yapıyor, onun da vergisini alıyor.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, toparlayalım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Manavda gidiyor, bir başka harcama yapıyor, ondan da vergisini alıyor. Yani, madenciye ödediği para veya norm kadro sayısı 14 bin sayısına ulaştığında ödeyeceği toplam para, kurumun zararı artıyor gibi görünse de bu tutar yine Türkiye'nin içinde kalacak. İthale bağımlı olarak şu anda yüzde 8, Türkiye Taşkömürü Kurumu ithal taş... Şu anda demir çelik ve Türkiye'deki taş kömürü ihtiyacının bu seviyesini karşılıyor dolayısıyla da ithali azaltıp bir an önce Zonguldak'taki üretimin artması gerekiyor.
Teşekkür ederim.