| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3119) münasebetiyle |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 22 .05.2025 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli komisyon üyeleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum öncelikle.
Bugün Anayasa Mahkemesinin iptalini gerekçe göstererek oluşturulmuş olan tekliflerin 4'üncüsünü görüşüyoruz. Her ne kadar "torba kanun" şeklinde ifade edilse de doğrudur, öyledir ama tematik, konu bazlı olarak baktığımızda da aslında hepsi Anayasa Mahkemesinin 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin iptali nedeniyle oluşturulmuş olan tekliflerdir. Kuşkusuz, söylenen, eleştirilere konu edilen hususlardan bir kısmına biz de katılırız: örneğin "Bu toplu görüşülebilirdi." evet, görüşülebilirdi; hepsi 100 küsur madde, birlikte gelebilirdi, belki görüşme ekonomisi açısından uygun olabilirdi.
Tali komisyon meselesi; komisyonlar kendileriyle ilgili maddelere görüş verselerdi olabilirdi, iyi olurdu, bizim de işimizi kolaylaştırırdı ama vermemişler, yani buna bizim Komisyonumuzun, Komisyon Divanının yapabileceği bir şey yok. Neticede Meclis Başkanlığı bunları gönderiyor ve her komisyon da kendi gündemine hâkim olarak hareket ediyor.
Bu torba meselesi, hep konuşuyoruz, biz de defalarca söyledik, bu torba meselesine bizim de karşı olduğumuzu ama biz bir taraftan da şunu öneriyoruz, ısrarla diyoruz ki: Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün yasama etkinliğini, yasama kalitesini artıracak şekilde yeniden düzenlenmesi lazım. Bunu hep beraber yapmakta fayda var diye düşünüyoruz. 2018'de sistem değişikliği, yönetim sistemini değiştirdiğimiz vakit İç Tüzük'te de bazı değişiklikler yapıldı ama bunlar daha çok şekilsel değişikliklerden öteye gidemedi. Hâlbuki, ifade ettiğim gibi, yasama kalitesini artıracak; sadece daha hızlı anlamında değil, aynı zamanda etkinliği de artıracak bir tüzük değişikliğini hep beraber yaparsak bu sorunları da aşmış oluruz diye düşünüyorum.
Yapılan düzenleme, kanun teklifiyle getirilen düzenleme iki temel şeye dayanıyor; bunlardan bir tanesi, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerinde olan, 7142 sayılı Yetki Kanunu'nun kapsamında belirtilen konulardan olmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi bazı hükümleri iptal etmiş, bazı hükümleri de kanun hükmünde kararnameyle yapılamayacağı, bunların kanunla yapılması gerektiği yönündeki gerekçesiyle iptal etmiş. O sebeple, teklifle, aslında yeni bir politika ihdası öngörülmüyor, sadece, 4 Haziranda da bu birçok hüküm için Anayasa Mahkemesinin verdiği süre doluyor, hukuki boşluk oluşmaması amacıyla bu düzenlemeler yapılmış. Kuşkusuz, zaman olsa veya zaman daha etkin kullanılsa bu hükümlerden içerik açısından da değiştirilmeye ihtiyaç olanlar varsa bunları da eş zamanlı yapmak iyi olabilirdi.
Tabii, bu 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Anayasa değişikliğinden sonra, 2017'den sonra devlet teşkilatının yeniden düzenlenmesine ilişkin çok kapsamlı bir düzenleme. Geçiş döneminde bu düzenlemeyi hem hızlı hem de doğru yapmak kuşkusuz gerekliydi ancak o dönemde geçiş sürecine ilişkin bazı belirsizlikler nedeniyle de bazı eksiklikler olmuş olabilir. İşte, tam da bizim söylediğimiz gibi, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin kendi içerisindeki denge ve denetim mekanizması sayesinde Anayasa Mahkemesi buradaki eksiklikleri, aksaklıkları, yanlışlıkları tespit etmiş ve iptal etmiş. Şimdi de biz, doğru, işleyen bir sistemin ortaya koyduğu neticeye göre burada yeni bir kanuni düzenleme yapıyoruz.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi demokratik bir sistem; denge ve denetim mekanizmasının, uzlaşma kültürünün esas olduğu bir sistem, temsil adaletinin yüksek olduğu bir sistem. Dolayısıyla, burada sisteme yönelik eleştirileri kabul etmemiz mümkün değil. Kuşkusuz, ikincil düzenlemelerin Anayasa'ya uygun olarak ve sistemin ruhuna uygun olarak çok daha etkin bir şekilde yapılması beklentimiz, hâlâ o yönde eksiklikler var. İnancımız odur ki, bu eksiklikler tamamlandığında sistemin daha sağlıklı işlemesini de sağlamış olacağız.
Bizim Komisyonumuzla ilgili yani, daha doğrusu, bütçe hakkıyla ilgili bir eleştiri getirildi, bunu defalarca burada konuştuk. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçmeden evvel Plan ve Bütçe Komisyonu Anayasa'da tanımlanmış bir iktidar komisyonuydu. Dolayısıyla, demokratiklik açısından bakacak olursak demokratik olmayan bir tarifti. 40 üyesi vardı ve 25 üyesinin iktidar üyesi olduğu Anayasa'da yazıyordu. Şimdi, bu yeni düzenlemede bu kaldırıldı ve diğer komisyonlar gibi partilerin Meclisteki temsil oranına göre oluşan bir Komisyonumuz var şu anda; birincisi bu. İkincisi, bütçe hazırlama sürecinde herhangi bir değişiklik olmadı, geçici bütçe uygulaması getirildi. Bunların hepsi bir supap olarak öngörüldü, zaten Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda bu vardı, Anayasa'ya da dercedildi ama bir şey daha yapıldı, hem Mecliste kabul edilmezse bütçe, geçici bütçe de yapılamazsa "Bir önceki yıl bütçesi yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır." diye bir hüküm konuldu. Burada da bütçe hakkının Meclisten alınması diye bir şey söz konusu değil çünkü...
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Reddetme yetkimiz gitti İsmail Bey.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Şöyle, reddedebiliyorsun, reddedersen yeniden yapılıyor ama bu şu demek: Ülke bütçesiz kalmasın, 85 milyona hizmet götürülmeye devam edilsin diye... Başkanlık sistemi olarak Amerika'yı örnek verdiniz, işte, orada bunun uygulamalarını, örneklerini görüyoruz. Oradaki aksayan bir uygulamayı Türkiye rasyonelleştirerek Anayasasına koymuş; bunda bir yanlışlık yok çünkü bir önceki yeniden değerleme oranında artırılan bütçeyi de biz yapmıştık yine, Meclisten çıkmıştı. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanının kendi kafasına göre bir bütçe ihdas ettiği tezi doğru değil diye düşünüyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - Hiç bütçesiz kaldık mı İsmail Bey?
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - O zaman bütçe yapmayalım, her sene enflasyon kadar...
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Evet, orada işte, aksayan bir şey olursa diye.
ERHAN USTA (Samsun) - Hiç bütçesiz kalmadık biz.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Ne zaman kalmadık, kalırsak diye ihtimal bu yani.
ERHAN USTA (Samsun) - Önceki sistemde bütçesiz kalmadık.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Önceki sistemi boş ver, şeye cevap ver o zaman "Demokratik değil." diyorsun; işte, 40 kişinin 25'iyle iktidar komisyonuydu.
ERHAN USTA (Samsun) - Ona çok güzel bir cevabım var, izniniz var mı?
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Hayır, yok.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şöyle bir şey yapalım o zaman, görüşlere dokunmayalım.
ERHAN USTA (Samsun) - O geçmiş dönemin demokrasi anlayışı İsmailciğim.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Öyle bir demokrasi anlayışı olmaz.
ERHAN USTA (Samsun) - 25 kişi burada, 15 kişi burada; evet, 25 kişinin dediği olacak ama bu 15 kişinin... Yani çoğulculuk var orada; bu 15 kişinin dediğini dikkate al arkadaş ve sana her hâlükârda geçirme hakkı veriyor. Bak, hiç riskli değil.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, şöyle yapalım; şimdi Sayın Aksu'nun sözü kesiliyor.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Erhan Bey, hiç tutarlı değil söylediğin ya, yani hiç tutarlı değil. Burada şu anda iktidarın yani AK PARTİ'nin kaç üyesi var belli, muhalefetin kaç üyesi var belli, yarın farklı da olabilir, bu da belli. Yani Cumhurbaşkanının, seçilen Cumhurbaşkanının partisinden daha fazla temsil yetkisine sahip bir başka partinin de Mecliste çoğunluğu bulabilir.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Azınlık hükûmetlerinden... Yani kaç vekile, kaç üyeye sahip Demokratik mi bu?
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, o bir demokrasi anlayışı.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Demokrasi...
ERHAN USTA (Samsun) - Diyor ki bak: "25'i..."
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Bir saniye Erhan Bey, müsaade edin konuşalım ya!
ERHAN USTA (Samsun) - Peki, tamam; sıram gelince konuşacağım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, Sayın Usta, demokrasiyi sonra tartışırız.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Demokrasi herkesin kafasına göre ihdas edeceği bir şey değil. Demokrasiyi araçsallaştırmak, kendine göre yorumlamak da sizin işiniz; en çok bunu yapıyorsunuz. Onun için...
ERHAN USTA (Samsun) - Ben böyle itham edici konuşmuyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, Sayın Usta, böyle bir usulümüz yok ama ya! Size kimse bir şey yapmadı.
ERHAN USTA (Samsun) - Bir dakika... Şu; 25 kişi burada, 15 kişi burada yani 25 kişinin dediği her hâlükârda geçecek. Niye böyle bir şeye ihtiyaç vardı?
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Ya hükûmet Meclisten çıkıyordu çünkü.
ERHAN USTA (Samsun) - O şuydu, bak: "Ben senin bütçe geçirmende bir şey görmüyorum ama bu 15 kişi de olsa bu muhalefetin görüşlerini dikkate al yoksa senin bütçeni geçirmekle ilgili bir riskin yok." diyor. Bu bir demokrasi anlayışı.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Şimdi de dikkate alıyor, şimdi alınmıyor mu dikkate?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sizin konuşmalarınız dikkate alınmıyor mu? Muhalefeti yok mu sayıyorsunuz şu anda, kendinizi inkâr mı ediyorsunuz anlamadım ben.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Siz yok sayıyorsunuz, biz değil.
ERHAN USTA (Samsun) - Biz Anayasa'ya aykırıdır dedik, geçirdiniz. Anayasa'ya basbayağı aykırı...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta... Değerli arkadaşlar... Değerli milletvekilleri... Değerli milletvekilleri...
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Şimdi bakın, İç Tüzük'ümüzün 38'inci maddesinde Meclise ister bizim Komisyona, ister başka komisyonlara gelen her teklifin öncelikle Anayasa'ya aykırılık açısından değerlendirileceğine dair hüküm var; değerlendiriliyor, Anayasa'ya aykırılık önergeleri veriliyor...
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Erhan "aykırı" dediyse aykırıdır!
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Ondan sonra da bir karar veriliyor.
ERHAN USTA (Samsun) - Anayasa Mahkemesi...
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Ya arkadaşlar, bir bırakın konuşalım ya!
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Aksu, bir saniye, bir saniye...
Değerli arkadaşlar, hakikaten yani herkes görüşlerini belirtti.
ERHAN USTA (Samsun) - Yok ya, kavga filan ettiğimiz yok...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, ben burada...
Değerli arkadaşlar, kavga etmiyoruz ama nihayetinde insicamı bozuluyor hatibin; insicamını lütfen bozmayalım.
Bir de...
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Önemli bir konu.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye...
Değerli arkadaşlar, bu karşılıklı atışmalar bu Genel Kurulda saatlerce verimsiz bir hâle gelmiş, o ona, bu buna, hiçbir şey de çıkmıyor; buna burada müsaade etmek istemiyorum. Lütfen... Hepiniz -tutanaklarda- kanaatlerinizi belirttiniz; demokratik standartlarımızı daha da yükselteceğiz.
Buyurun Sayın Aksu.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Ya şimdi, sanki geçmiş dönemi yaşamamışız gibi bir şey içerisinde oysa buradaki arkadaşların çoğu işte, geçmişte bürokrasi deneyimi olan, devlet tecrübesi olan insanlar. 90'lı yılları hepimiz hatırlıyoruz; birçok kanun hükmünde kararnamenin çıktığı, kanun hükmünde kararnameyle ülkenin yönetildiği bir dönem. O dönemde de birçok Anayasa Mahkemesi kararı var, bunlar hep iptal ediliyordu aykırılık gerekçesiyle. Bunları yapan da o zamanki bürokrasi; sizdiniz, bizdik; dolayısıyla şimdi, burada işte, bürokratları eleştirmek, "Bakmıyorsunuz, etmiyorsunuz." filan gibi şeyler söylemek de çok doğru değil, konumuz bu da değil kaldı ki ama şu var: Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, Cumhurbaşkanını, yasamayla beraber yürütmeyi de doğrudan milletin seçtiği daha demokratik bir sistem. Zaten başkanlık sistemleri bütün dünyada da doğrudan demokrasinin olduğu sistemler olarak tarif ediliyor. O sebeple, evet, aksayan, yanlış olan, yanlış giden şeyler olabilir; bunlara odaklanmak lazım, toptancı bir yaklaşımla reddetmek yerine bunlara odaklanmanın daha doğru olacağını düşünüyoruz ama özellikle, bu daha evvel de gündeme geldiği için Plan ve Bütçe Komisyonunun fonksiyonu ile ilgili hususu özellikle tekrar vurgulamak istedim.
Bu bazı maddelerin çekilmesi fikrine biz de katılıyoruz, 3 maddenin; biz de kendi aramızda bunları görüşmüştük.
Yine başta ifade ettim, toplu görüşme olsaydı iyi olabilirdi.
Maddelere girmeyeceğim, maddelere geldiğimizde de detaylara ilişkin kendi parti görüşlerimizi de ifade edeceğiz.
Teşekkür ediyorum.