Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3119) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 22 .05.2025 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genelinde de bu konuya bir miktar değinmiştim. Tabii, burada, şimdi üniversitelerin durumunu çok fazla konuşacak durumumuz yok ancak şu kadarını hepimiz biliyoruz ki bugün objektif yapılan dünya "ranking"lerinde yani sıralamalarında maalesef bizim üniversiteler patır patır aşağı doğru gidiyor, bu da içeride birtakım meseleleri yanlış yaptığımızın zaten tek başına bir kanıtı.
Şimdi, bu Yükseköğretim Kuruluyla ilgili olarak bundan önceki düzenleme yani ihtilal düzenlemesi neydi? Cumhurbaşkanı 7 kişi -Ama o Cumhurbaşkanı bugünkü Cumhurbaşkanından farklıydı; tarafsız bir Cumhurbaşkanı- Bakanlar Kurulu 7 kişi, Üniversitelerarası Kurul 7 kişi atıyordu; doğru veya yanlış. Şimdi, hani, daha demokratik olmamız lazım, işte o ihtilal anayasası, bu ihtilal düzenlemesi, YÖK ihtilal getirdi -bilmem ne- darbe falan filan dediniz, dediniz; şimdi, bugün gelinen noktada Cumhurbaşkanı 21'ini de atıyor. Daha doğrusu şöyle: 14'ü doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor ve bu Cumhurbaşkanı da partili Cumhurbaşkanı, hiçbir denge denetleme yok "Üniversitelerarası Kurul da 7'sini atayacak." diyor. Üniversitelerarası Kurulun atadığını da zaten beğenmezse tekrar Cumhurbaşkanı atayabilir. Dolayısıyla, 21'inin de Cumhurbaşkanı tarafından atandığı bir Yükseköğretim Kurulu oluşturuluyor arkadaşlar. Şimdi, yani bunu bu kadar söyledikten sonra, aslında çok fazla başka bir şey söylemeye gerek yok ama demek ki ya anlatamıyoruz ya da biraz daha ilave söylemek gerekiyor, öyle anlaşılıyor.
Yani, rektör meselesi de öyle, Türkiye'de 80 öncesi yani YÖK'ten önce çok daha demokratik bir sistem vardı. YÖK bir sistem getirdi; iyi kötü bir seçim işleri vardı, şimdi bunların tamamını kaldırdınız yani seçim kalktı. Hadi seçim kalktı yani aradığınız nitelikler de kalktı. Yani, ne bileyim ben, belli bir süre profesör olması gerekiyordu, birtakım kurumsal süreler vardı yani kurumsal nitelikte sıralamalar isteniyordu veya birtakım nitelikler isteniyordu; bütün vasıfları kaldırdınız. Zaten bu yeni moda -bilmeyen arkadaşlar için söyleyeyim- yani şu anda son gelen torbalarda düzenleyici denetleyici otoritelerle ilgili zaten oradaki bütün eğitim şartı, şu bu, her şey kaldırılıyor çünkü bu işi yapanların gözünde niteliğin bir önemi yok ya, yeter ki AK PARTİ'ye bir sadakati olsun, bitti! Yani ne oldu, bu adam bu işten anlar mı, anlamaz mı; hiç böyle bir şey aranmıyor. Hâlbuki, töremiz de mensubu bulunduğumuz din de bize emaneti ehline vermemizi emrediyor fakat bundan tamamen uzak bir uygulamayı görüyoruz. Yani, aramadığınız tek şey bilimsel olması, bilimsellik. Az önce arkadaşlar söyledi, bir tane bilimsel makalesi olmayan kişiyi nasıl bir üniversitenin başına rektör getirirsiniz? Ha, rektör de -bilmeyenler için söyleyeyim- mali açıdan baktığınız zaman kral yani astığı astık, kestiği kestik. Yani böyle bir şey yaratıyor...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim Başkanım.
Şimdi, kriter ne? Aradığınız kriterlerden bir tanesi, televizyonlarda kim AK PARTİ'nin kılıcını daha iyi sallarsa onlar rektör oluyor. Böyle bir şey olabilir mi ya! Böyle bir ortamda Türkiye'yi nereye götürebilirsiniz? Yani millet uzaya gidiyor, bizim yaptığımız, ülkenin yaptığı işlere bakın. "Teknolojik ürün" diyoruz, teknolojik ürünlerde 2002 yılında yüksek teknolojik ürünlerin ihracatımızın içerisindeki payı yüzde 6,2 iken bugün yüzde 3,9'a düşmüş. Sebepsiz falan değil arkadaşlar yani bunları yapıyorsunuz ediyorsunuz da bunların hepsinin bu ülkeye bir maliyeti var. Yani üniversiteler böyle biterse, bilimsellikten uzak olursa ondan sonra böyle ha bire emek yoğun birtakım şeyler üretmeye başlarsınız, ondan sonra onu da artık üretemez hâle gelirsiniz çünkü bizden daha ucuz ülkeler var. İşte, niye tekstil hep Mısır'a kayıyor, oraya kayıyor, buraya kayıyor? Yani şu anda yaşadığımız ekonomik sıkıntıların temelinde de aslında bu yanlışlıklar var.
Dolayısıyla, biz birazdan önergelerde kendi önerimizi orada açıklayacağım. Ancak şu çok net: Darbe dönemlerinden çok daha antidemokratik bir üniversite yaratılıyor, yaratılmak isteniyor bu yapılan düzenlemelerle. 703 bunun uygulamasını yapmıştı ama tabii, o idarenin kendi başına aldığı bir karardı ama şu anda Parlamentodan da bunu geçiriyorsunuz. Yani bu niteliklerin aranmaması, bu çok büyük bir eksiklik. Ha, diyeceksiniz ki: Ya, bunun olduğu zaman da biz bu kriterleri bir şekilde çözüyorduk zaten Yusuf Tekin olayı ortada, bu bir yüz karasıdır yani yapılan şey. Dolayısıyla, yapılması gereken şey vasıf aramaktır, nitelik aramaktır. Bu tür düzenlemelerden vazgeçilmesi gerekir.
Teşekkür ederim.