Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3119) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 22 .05.2025 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Teşekkür ederim.
Şimdi, değerli arkadaşlar, burada, bir başka konuya girmek istiyorum ben. Dokuz yıl önce 2016 yılının Ocak ayında 2 bini aşkın akademisyen "Bu suça ortak olmayacağız." başlıklı bir bildiri yayımlayarak görüşlerini açıkladılar. Bu bildirinin ardından haklarında soruşturmalar açılıp tehditler edildi, baskılara maruz kalındı. 15 Temmuz 2016'da kanlı ve karanlık darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL döneminde yayımlanan kanun hükmünde kararnamelerle insafsız ve hukuksuz biçimde darbe zanlılarıyla aynı torbaya kondular ve yüzlerce imzacı bilim insanı sırf görüşlerini açıkladıkları için üniversiteden ihraç edildi. İnsafsız, hukuksuz uygulamalarla âdeta sivil ölüme mahkûm edildiler; işsiz ve gelirsiz kaldılar, hayatları karardı. Aralarında genç akademisyenlerin de bulunduğu yüzlerce bilim insanının geleceği çalındı. Aralarında intihar edenler, yurt dışına göçenler, mesleği bırakmak zorunda kalanlar oldu. Açlıkla ve yoksullukla cezalandırıldılar, hayatları zehir edildi. Sadece kendileri değil, aileleri ve çocukları da cezalandırıldı ancak Anayasa Mahkemesi bildiri imzalamanın suç olmadığına, bu nedenle cezalandırılamayacağına karar verdi. Yüksek Mahkeme bildiriyi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdi. Ardından haklarında ceza davası açılan tüm barış akademisyenleri, ceza mahkemelerinden tek tek beraat etti, bu kararlar kesinleşti. Kısaca hem AYM hem de ceza mahkemeleri burada bir suç olmadığına karar verdi ancak adalet hâlâ tecelli etmedi. Aradan dokuz yıl geçti, hukuksuzluk sürüyor, şimdiye kadar çoktan görevlerine dönmeleri gerekirdi. Anayasa Mahkemesi ve ceza mahkemelerinin açık kararlarına rağmen idare ve istinaf mahkemeleri ayak diriyor, ya iade taleplerini reddediyor ya da davaları sürüncemede bırakıyor. Dokuz yıldır hukuksuzluk sürüyor. Lehlerine yargı kararları olmasına rağmen yüzlerce akademisyene hayat zehrediliyor; çalışma, sosyal güvenlik ve akademik faaliyet hakları yok ediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bitiriyorum.
Değerli arkadaşlar, şimdi barıştan söz ediliyor. "Barışta herkes kazanır." deniyor. Evet, en kötü barış her türlü savaştan, şiddetten iyidir. Şimdi Hükûmetin önünde bir samimiyet testi var. AK PARTİ'li arkadaşlar, sizin önünüzde bir samimiyet testi var. Barıştan söz ediyorsunuz, barış akademisyenlerine yaptığınız bu hukuksuzluğa son verin. Haklarında kesinleşmiş cezaları olmayan, ceza mahkemelerinde beraat etmiş, AYM kararıyla attıkları imza, ifade özgürlüğü olarak kabul edilen barış akademisyenlerinin üniversitelerine dönüş yolunu açın ve uğradıkları haksızlığı tazmin edin; bu, hem hukukun hem de barışın gereğidir. Dokuz yıl yetmez mi değerli arkadaşlar. Barış akademisyenlerine bu hukuksuzluk son bulsun. Bakın, bir taraftan "PKK'yla barış" diyorsunuz, bir taraftan Öcalan'a şükranlarınızı sunuyorsunuz, Kandil'e selam gönderiyorsunuz; diğer taraftan barış akademisyenlerini aç bırakmaya, zulüm yapmaya devam ediyorsunuz; mutlaka bunun düzeltilmesini buradan talep ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.