KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkanım, yani ben teşekkür ederim, arkadaşlar iyi niyetli açıklama yapıyorlar da... Ben sadeleştirecek mi yoksa daha mı karmaşık olacak, ondan emin olamadım. Hani şunu yapsanız anlayacağım: "Ya, artık İDT, KİK ayrımını kaldırıyoruz 233'te, hepsine tek bir kamu iktisadi teşebbüsü, KİT." diyoruz filan deseniz, ha, buna bir sadeleştirme denilebilir. Yani nihayetinde 2 tane kaldı İDT dediğimiz. Şimdi, o yüzden sordum. İDT'nin diğer vasıfları devam ediyor İDT olarak ama anonim şirket olup veya sadece normal bir genel müdürlük olma açısından diğerleriyle aynı yapıyorsunuz. Bu tam tersine, şimdi, İDT'yi, İDT demeyim de KİK'i İDT'ye bir yönüyle yaklaştırıyor ama diğer tarafını ayrı tutuyor, bu daha büyük bir karmaşa olmayacak mı? Yani diğer türlüsünde AŞ olmadığı zaman biz bunları daha net bir şekilde biliyorduk yani bunun bir kamu iktisadi kuruluşu olduğu net bir şekilde ortada olacaktı, zaten onun dışındaki hepsi AŞ değil mi şu anda? İDT'lerin hepsi AŞ, var mı AŞ olmayan?

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI KAMU SERMAYELİ KURULUŞ VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ADEM SEZER - İDT'lerden 9 tanesi genel müdürlük, 8 tanesi AŞ statüsünde.

ERHAN USTA (Samsun) - Ha, neyse, tamam.

Yani şimdi İDT'lerin bile tamamı AŞ değilken KİK'in AŞ olmasının bir mantığı yok, bu basitleştirme değil bakın. Bence bu, siyasi bir konu değil Sayın Başkanım yani hani arkadaşlar şunu söylüyorlar... Nihayetinde bunu bakanlar bilmez, bunu alttaki bürokratlar bilir. Yani burada bir sadeleştirme muradınız var ama bu sadeleştirme getirmeyecek, verimlilik açısından da bir şey getirmez. Genel kurul yapmıyorsun sen, hani genel kurul olsa orada sorulur, edilir, ortaklar hesap sorarlar ve o gün hesap vereceğini düşünerek genel müdür daha verimli çalışır, bilmem ne; öyle bir şey de olmayacak. KEGM'nin parasal açısından bir sıkıntısı yok, borçlanacak, bilmem ne yapacak bankalardan filan, KEGM'in öyle bir şeyi yok. DHMİ'nin de yok zaten, bunların ikisinin de bütçe fazlası var, eskiden öyleydi, muhtemelen yine öyledir, bütçe fazlası olan kuruluşlar çünkü standart gelirleri var, bilmem neleri var falan, anlatabildim mi. Bence bu, bir daha düşünülsün ya. Düşünülmeli bence yani bu, sadeleştirme getirmez, bunun katkısının ne olacağını anlayabilmiş değilim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun Sayın Türeli.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ben de gerçekten anlamadım yani bu değişikliğin neden yapılmak istendiğini anlamadım. OECD bir uluslararası platform yani orada birçok ülke gider, orada konuşulur...

ERHAN USTA (Samsun) - O da bağlayıcı olmadığını söylüyor zaten.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tabii, bağlayıcılığı olan bir şey değil. Dünya Bankasının bazen bağlayıcılığı olmuş olabilir, IMF'nin stand-by'larda filan ama öyle bir şey yok. Yani durup dururken birdenbire böyle bir şey olunca bunu anlayamadık yani.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir de bu kuruluşların hangilerinin anonim şirketi, hangilerinin kaldığı o listeyi de istiyor arkadaşlar, onu da hazırlarsanız... Onu da getirin bize, onu da dağıtacağız.

ERHAN USTA (Samsun) - Yani bir an evvel aslında... Son dönemde Mehmet Şimşek tekrar söyledi, dediğim gibi, yirmi yıldır konuştuğumuz bu kamu sermaye şirketlerinin daha etkin yönetişimiyle ilgili bir kanun çalışmasının artık gelmesi lazım. Gerçekten -1984 olması lazım yanlış hatırlamıyorsam- 1984'teki KHK'yle -bu kadar değişiklik oldu- artık KİT'leri yönetmek biraz zorlaştı. Yani OECD'nin ortaya koyduğu iyi yönetişim ilkeleri var, bilmem neler var, onları yapalım. Yani orada bir bütün olarak düşündüğümüzde belki bu ayrımların tamamını kaldırdığımızda o zaman AŞ olabilir ama sizin bakın... Affedersiniz yani uzatıyorum ama hakikaten yani yıllardır da bu konular çalıştık finansman açısından. Hem KİK-İDT ayrımını devam ettirdikten sonra anonim şirket açısından diğerine uydurmanın, anonim şirket olmaması gereken kuruluşları diğerine uydurmanın bir mantığı anlayamadım ben.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Evet, buyurun.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI KAMU SERMAYELİ KURULUŞ VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ADEM SEZER - Efendim, sizin de ifade ettiğiniz gibi, bizim aslında Bakanlık olarak bir KİT reformu önerimiz var. O önerinin içerisinde İDT ve KİK ayrımı yapılmadan bütün KİT'lerin aslında AŞ olarak ve Türk Ticaret Kanunu'na uygun bir şekilde...

ERHAN USTA (Samsun) - O tamam, ona "okey"iz.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI KAMU SERMAYELİ KURULUŞ VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ADEM SEZER - Ama şöyle: Bütün tarafların anlaşarak o reformu yürütmesi çok uzun zaman alıyor. Sizin ifade ettiğiniz gibi, hep gündeme geliyor ama bir şekilde üzerinde anlaşma konusunda sıkıntılar çıkabiliyor. Biz bürokrat olarak küçük de olsa iyileştirmelerin yerinde olacağını düşünüyoruz yani ideal...

ERHAN USTA (Samsun) - Çalışmanızda İDT-KİK ayrımını devam ettiriyor musunuz? Muhtemelen ettirmiyorsunuz.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI KAMU SERMAYELİ KURULUŞ VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ADEM SEZER - Ettirmiyoruz.

ERHAN USTA (Samsun) - Ettirmediğin zaman bu normal, onu ettirdikten sonra niye bunu, olmayacak bir şeyi yapıyorsunuz; ben de onu söylüyorum.

Neyse, devam edin.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI KAMU SERMAYELİ KURULUŞ VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ADEM SEZER - Efendim, kârlılık üzerine biraz konuşuldu ama kamu iktisadi teşebbüslerinin yani finansal hedeflerinin yanı sıra sosyal hedefleri de var ve bunlar iç içe geçmiş durumda. Dolayısıyla, İDT statüsünde olsa da biz yüzde 100 kârlılık hedefi zaten hiçbir zaman veremiyoruz şirketlere. Dolayısıyla da verimliliklerini artırmak anlamında yani şirketleşmeyi iyileştirmek anlamında, biraz daha şirket formuna yaklaştırmak anlamında AŞ olarak yapılanmanın önemli olduğunu düşünüyoruz.

ERHAN USTA (Samsun) - Bak şimdi güzel kardeşim, bu iki tane KİT olan kuruluş Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ve DHMİ'ydi, tamam mı. Bunların vatandaşla falan bir işi yok zaten bir anlamda yani DHMİ ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün neler yaptığını biliyoruz. Geçen gemilerden bilmem ne hizmetleri veriyor falan filan. DHMİ inen uçaklardan filan para alıyor, tamam mı. Dolayısıyla, burada işte o yüzden zaten bunlara "kamu iktisadi kuruluşu" denilmiş, anlatabildim mi. Normalde AŞ hüviyeti, özel hukuk hükümlerine tabi olan kuruluşların bir kimliğidir AŞ olması. Bak, diyorsun ki bir de: "İDT'lerin bile tamamı AŞ değil." Şimdi, İDT'lerin bile tamamının AŞ olmadığı bir ortamda KİK'i -KİK'te hiçbir kâr amacı yoktur- AŞ yapmanın bir mantığı yok yani bir mantığı yok; bu bir sadeleştirme de getirmeyecek, tam tersine yani KİK'in bir hüviyeti var, o hüviyetin bir kısmını bozmuş oluyorsun. Tam tersine, birisi diyecek ki sana: "Ya, kafa karışıklığı, niye böyle bir şey yapıyorsunuz?" Tamamını kaldırırsanız, bak, ona bir şey demem. Bütün o ayrımı kaldırırsın, 2 tane kalmış zaten -eskiden bunların sayısı fazlaydı- "Bunu da artık bu şekilde devam ettiriyorum." falan dersin. Yoksa yani bu KEGM veya DHMİ kâr amaçlı falan demiyorum ama bunların -eğer sonradan bozulmadıysa ki bozulmaz- gelir fazlasını buradan hazineye katkı alırız, hazine payı yatırırlardı yüzde 25 falan civarında çünkü buralarda para açısından bir sıkıntı yok.

Dolayısıyla, hani "Efendim, bankada kredibilite açısından veya bilmem ne açısından bunların ihtiyacı var AŞ hüviyetine." diyeceğimiz bir durum da yok.