KOMİSYON KONUŞMASI

AYHAN BARUT (Adana) - Saygıdeğer Başkanım, değerli Komisyon üyeleri; hepinizi selamlıyorum.

Bugün burada Zirai Don Komisyonuyla ilgili yapacağımız toplantıda, ben, Mecliste yapacağımız komisyon toplantıları ve saha ziyaretleriyle ilgili ve formatıyla ilgili konuşma ve değerlendirme yapmak istiyorum. Onun öncesinde de zirai dondan dolayı sorunların tespiti noktasında, tüm Türkiye'de gezdiğimiz yerlerde gördüğümüz sorunları bugün bizim burada da basınla paylaşmamızda hiçbir mahzur yok çünkü zaten bu sorun hepimizin sorunuysa bu bölümde basının olmasının da doğru olduğunu düşünüyorum.

Saygıdeğer Başkanım, şimdi, biz bir dizi ziyaretler yaptık. Örneğin, bugün de bu Komisyon toplantısını gerçekleştiriyoruz. Bugün yapılacak bu Komisyon toplantısının... Mesela, bu Komisyon farklı partilerin milletvekillerinden oluşmuş ama ortak bir paydada, ortak bir zaman diliminde maalesef buluşamıyoruz. Bugün bizim partimizin grup toplantısı var bir buçukta, saat 13.00'e toplantı alınmıştı, 12.30'a çektik acaba erken olur mu diye, onda da siz geç geldiniz. Lütfen, Komisyon üyeleriyle konuşarak, anlaşarak ve uzlaşarak bu tür toplantıları yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla bakın, biz bugün grup toplantısına katılamayacağız çünkü burada bu Komisyon da çok önemli bizim için. Dolayısıyla bundan sonraki toplantıları bu amaçla bizimle paylaşırsanız memnun olurum. Daha bir WhatsApp grubumuz bile yok herhâlde. Sizin tarafından oluşturulmuş bir WhatsApp grubu olsa oraya atarsınız, biz de bununla ilgili görüşlerimizi belirtiriz. Dolayısıyla Değerli Başkanım...

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Komisyon toplantımızın saat birde olacağını söyledik...

AYHAN BARUT (Adana) - Birde olacağını söylediniz.

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - ...ama siz sabah aradınız, "Erkene alalım, bizim grup toplantımız var." dediniz, biz de erkene almaya çalıştık.

AYHAN BARUT (Adana) - Ama yine olmadı.

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Ama olamaz ki saat birde diye çıkan arkadaşlar var.

AYHAN BARUT (Adana) - O zaman salı günü yapmayacağız, çarşamba günü yapacağız normalde yani grup toplantısından dolayı ya da başka mazeretlerden dolayı.

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Sürekli programı orasından... Bak, Ayhan ağabey, yine ilk toplantıyı hatırla, şimdi senin talebin üzerine -hatırla- toplantı saatini belirledik.

AYHAN BARUT (Adana) - Tamam, belirledik. Bir müsaade edin, ben bitireyim.

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Hayır ama bak, burada sanki bir eleştiri...

AYHAN BARUT (Adana) - Bakın, eleştiri diye değil.

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Sürekli saatleri değiştiriyorsunuz.

AYHAN BARUT (Adana) - Bakın, bugün grup toplantısı var, DEM PARTİ'sinin de var, bizim de var. Biz değiştirmiyoruz saati. Grubumuza gitmeyelim mi? Bak, bugün gidemiyoruz.

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Hayır, çarşamba günü usul olarak yapacağımız toplantıyı senin talebin üzerine salıya aldık.

AYHAN BARUT (Adana) - O ilk toplantıydı.

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Ama fark etmiyor ki yani.

AYHAN BARUT (Adana) - Daha sonra da çarşamba günü olacağı yönünde de karar alındı, "Her toplantıyı çarşamba günü yapalım." denildi.

Değerli Başkanım, biz bu tür komisyonlarda, sahada konuşmadığımızı burada rahat konuşalım, antrenmanımızı sert yapalım, maçımız rahat geçsin.

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Maç yapmıyoruz, bir maç yapmıyoruz ağabey. Niye maç yapalım?

AYHAN BARUT (Adana) - Birazdan söyleyeceğiz, arkadaşlar da söyleyecek; gördüğümüz yerlerde, gezdiğimiz yerlerde olan aksaklıklar da var yani...

CÜNEYT ALDEMİR (Tokat) - Zaten galip gelme yok, herkes ortak bir kanaat içinde.

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Maç yok ya.

AYHAN BARUT (Adana) - Ya, şimdi ama öyle değil işte; burada onu konuşmayalım, bunu konuşmayalım, neyi konuşalım? Şimdi, niye basını dışarı çıkaracağız örneğin, neden, kimden neyi saklıyoruz? Kimden neyi saklıyoruz?

CÜNEYT ALDEMİR (Tokat) - Değerlendirmeyi konuşuyoruz.

ALİ KIRATLI (Mersin) - Adem Başkanımızın, Komisyon Başkanımızın söylemi, sonra siz de hak verdiniz yani çalıştay komisyonu yapalım şeklinde; oradaki amaç oydu.

AYHAN BARUT (Adana) - Konuşalım dedik ama bak, eğer biz müdahale etmezsek basın dışarı çıkacak. Basın niye çıksın? Zaten adamlar da gitti herhâlde, sizden çekiniyorlar galiba, onun için gittiler.

Şimdi, arkadaşlar, bakın...

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Yazılı basın burada herhâlde zaten.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Zaten yazılı her yere katılıyor.

AYHAN BARUT (Adana) - Basın buradaysa tamam, biz basının burada kalmalarını istedik yani bizim değerlendirmelerimiz sonucunda bu şey...

Şimdi, Sayın Başkan, bu saha içi toplantıları, saha gezilerini cumartesi, pazar günü yapmanın sıkıntılarını gördük. Pazar günü kamu kurumları, resmî kurumlar açtırılıyor; oraya STK'lerden, sivil toplum örgütlerinden ya da çiftçilerden katılımın çok fazla, yeterince olmadığını tespit ettik yani en azından, Mersin'deki toplantı çok az bir sayıdaydı, belli çağrılar vardı. Ayrıca da cumartesi, pazar günü bizim değil vatandaşın ya da STK temsilcilerinin kendine göre işleri olabilir. Biz bu çalışmayı çarşamba ve cuma arasında yaparsak daha iyi olur diye düşünüyorum; birincisi bu.

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Meclis çalışmaları devam ediyor, onun için...

AYHAN BARUT (Adana) - Ama işte ben de arkasından onu söyleyeceğim. Siz diyorsunuz ki: Meclis çalışmaları devam ediyor, muhalefet partileri yoklama istiyor ya da karar yeter sayısı istediği zaman biz oraya gideceğiz.

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Söyleyin gruplara, istemesinler, biz de rahat bir şekilde katılırız.

AYHAN BARUT (Adana) - Şimdi, bugüne kadar sadece bu Komisyonda çalışmadık ki Balıkçılık Komisyonunda da çalıştık, defalarca burada toplantı yaptık, normal, kendi komisyonumuzda da yapıyoruz bu toplantıları, sahaya da çıkıyoruz. Genellikle pazar günü her taraf kapalı olduğu için, kamu daireleri de kapalı, böyle hafta sonu gitme noktasında bir tercih yoktu çünkü o dönemde o gün katılım az oluyor ve herkesin de kendine göre ziyaret edeceği yerler var. Dolayısıyla bunu hafta içerisinde yapmamızın uygun olacağını düşünüyorum.

Artı, bir şey daha söylemek istiyorum. Burada bu komisyon teknik bir komisyonsa -teknik bir komisyon ve tarafsız- burada sadece amaç zirai dondan dolayı oluşan zararları tespit noktasıysa Değerli Başkanım, o zaman gittiğimiz yerde şunu da... Ben gözlemimi söylüyorum, arkadaşlarımızın da buna benzer değerlendirmeleri var. Şimdi orada bir sunum yapılıyor, sunumla ilgili arkadaşlardan ilin il tarım müdürü açıklıyor sunumu sanki zirai donla ilgili zararlar, ziyanlar tespit edilmiş, sorunlar çözülmüş gibi bir izlenim çıkıyor. Orada, bize sunulan raporda eğer bu sorunlar çözülmüşse TARSİM de ödemişse, devlet tarafından dondan zarar görenlerin -TARSİM'li olsun, TARSİM'siz olsun, ÇKS'li olsun, ÇKS'siz olsun- zararı telafi edilmişse biz niye gidiyoruz o zaman? Orada sanki böyle biraz daha iktidara yakın, sorunların üzerinin gizlendiği noktasında sunumların olduğunu ben hissettim, bunu buralarda konuşalım, orada...

HÜSEYİN ÖZHAN (Adıyaman) - Söylediğiniz şeye siz inanıyor musunuz? Ben şok hâlindeyim, vallahi şaşırıyorum.

AYHAN BARUT (Adana) - Ben, inanmadığım bir şeyi... Müsaadenizle siz de zaten konuşacaksınız, beğenmediğiniz yerleri eleştirirsiniz, biz de ona şey veririz.

Şimdi, burada arkadaşlar... Dinliyor muyuz Sayın Başkanım, biz size konuşuyoruz?

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Dinliyorum. Estağfurullah.

AYHAN BARUT (Adana) - Dinlemiyorsanız biz konuşmayalım o zaman, hatta çıkalım gidelim yani. Şimdi burada o sorunları...

BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Buyurun, buyurun.

Ya, nereye gidiyorsunuz, anlamadım ben. Ya, dört gün boyunca... Çok özür dilerim, lütfen, rica ediyorum...

AYHAN BARUT (Adana) - Başkanım ama sürekli müdahale edecekseniz nasıl konuşalım ya. Biz bunları rahat...

MEVLÜT KURT (Kahramanmaraş) - Ya, geldiğimizden beri siz konuşuyorsunuz.

AYHAN BARUT (Adana) - Kimseye hakaret etmiyoruz, kimseye bir şey söylemiyoruz, gördüğümüz aksaklığı anlatıyoruz, daha iyisini istiyoruz. Yani şimdi bizim arkadaşlarımız da sorular soruyor, orada sorulara zaman zaman müdahale ediliyor; bunlar doğru değil. Bir format oluşturalım -benim söylemek istediğim burada- ziyaretçileri de ona göre yani katılımcıları da ona göre belirleyelim, gelsinler. Zaten çiftçi kesimi, büyük çiftçiler, STK'ler, ziraat odaları, tarımla ilgili ne kadar paydaş varsa çağırılsın.

Bir de protokol var, örneğin, Mersin'de şey krizi yaşadık. Yani mesela, Malatya'da yapılan doğruydu, Vali Bey zaten ev sahibidir, Vali Bey vardı, Belediye Başkanını çağırdınız; doğruydu. Adana'ya geldik, Adana'da da sağ olsun hem Abdullah Vekilimizle beraber konuştuğumuzda orada da Büyükşehir Belediye Başkanımız çağrıldı ama Mersin'e geldiğimizde Büyükşehir Belediye Başkanı çağırılmadı, üstelik de bu arkadaş ziraat mühendisi, üstelik de bu Tarım Komisyonunda da Plan ve Bütçede de çalışmış. Dolayısıyla böyle de sorunlar var. Bunları şimdi söylemeyelim, sümen altı mı edelim? İçimizdeki gördüğümüz eksiklikleri söylüyoruz. Yani benim söylemek istediğim, gittiğimiz yerde, ziyaretlerde sunumlar net bir şekilde ortaya konulsun. Oradaki çalışan bürokrat ya da oradaki kamu çalışanları... İşte, bizim gerek milletvekilleri gelmiş gerekse idari anlamda temsilcilerimiz gelmiş deyip orada bazı şeyleri söylememek gerçeği görmemek olur; daha özgürce anlatılsın, daha o sorunun... Zaten gecikmiş bir Komisyon. Şu anda Çukurova'da buğday hasatı neredeyse tamamlanmak üzere. Sökülen tarlalar var, o dönemde, 20-25 Şubatta dondan dolayı zarar gören buğdaylar var. Hasat oluyor, neyi tespit edeceğiz biz bu Adana'da? Bari, hiç değilse yaptığımız bir işi insanlar özgürce anlatsın, kendi arkadaşlarımız da özgürce anlatsın diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu tür bu söylemek istediklerimiz kimseyi suçlamak anlamında değil ama bir eksik varsa da eksiği gündeme getirmek lazım Artı, bir de Komisyon üyelerimizin -burada kendileri de ifade edecek- konuşmalarına, sordukları sorulara sizin tarafınızdan müdahale var yani "Onu sormayın, bunu konuşun." Kimin ne konuşacağına siz karar vermeyin. Bizim arkadaşlar sizin ve onların ne konuşacağını yönlendirmiyorlar, sadece kendi aralarında gördükleri eksiklikleri söylüyorlar. İşte, biraz önce "Yapmayın." dediniz ama biraz önce söylediğim gibi, oradaki kamu çalışanlarımızın, il müdürlüklerindeki çalışanların sunumlarında arkadaşlar gördükleri eksikleri söylerken Başkan tarafından müdahale ediliyor "Böyle söylenmesin." diye. O arkadaş da onun için rahat konuşamıyor. İşte, ben de bundan bahsediyorum, müdahale olmasın diyorum. Söylemek istediklerim bunlar.

Önümüzdeki çalışma programını da burada yapacağız. Uygun bir zaman diliminde herkesin hemfikir olduğu bir çalışma programını çıkarırsak memnun olurum diyorum.

Teşekkür ediyorum.