KOMİSYON KONUŞMASI

BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Mardin) - Teşekkür ediyorum ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kanun 16'ncı, 17'nci ve 18'inci maddelerinin çocukların hapsedilme koşullarını doğrudan ilgilendiren maddeler olması sebebiyle söz almak istiyorum.

Öncelikle, genel olarak çocuğa yaklaşımla ilgili bir eleştiride bulunmak istiyorum çünkü çocukla ilgili meseleler ne zaman kamuoyunun gündemine gelecek olsa süspansiyonel yöntemlerle aslında bir çeşit kamuoyunun tepkisini azaltmak amacıyla kurulan komisyonlarla ya da ilgili düzenlemelerle bir şekilde gündeme geliyor. Fakat çocuklarla ilgili, özellikle ne "suça sürüklenen çocuk" olarak tabir ettiğimiz ne de "suçlu çocuk" olarak tabir ettiğimiz, "kanunla ihtilaflı hâle gelmiş çocuk" tanımlamasını daha doğru bulduğumuz, bir şekilde suçla bağlantısı olan çocuklarla ilgili düzenlemeler bu sebeple asıl meseleyi görmeyen ve çocuk ile suç arasındaki ilişkiyi buna sebep olan çevresel, sosyal, toplumsal meseleleri görmeyen bir yerde ele alıyor. Bir kere "suça itilmiş çocuk" demek çok muğlak bir ifade. Kim itiyor bu çocukları suça? Önce bunun adını koymak gerekir. Çocuğu suça iten şeyin biz bizatihi çocuğu korumayan ilgili politikalar olduğunun, aynı zamanda çocuğun üstün yararını gözetmeyen çevresel etmenler olduğunun bilinmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Eğer meseleye buradan bakacak olursak, çocuğa verilecek cezanın artırılmasının çocukların suç işlemesinde bir caydırıcı olmayacağını görmemiz gerekir. Bizim burada çocuğu suça iten meselelerin ne olduğunu analiz etmemiz, buna dair koruyucu politikalar üretmemiz, Adalet Komisyonunda bir düzenleme yapacaksak çocuğun suçunu artıran değil bu bağlantıyı koparan yani çocuğu uyuşturucuya iten, çocuğu suça iten, çocuğu kapkaça iten meseleleri, bu bağlantıyı incelememiz gerektiğini düşünüyoruz. Arka planında biz bu kanun teklifinin 16'ncı, 17'nci, 18'inci meselelerinin kamuoyunun tansiyonunu düşürmeyle ilgili olduğunu düşünüyoruz çünkü yapılan düzenlemelerin çocukların mevcut durumuyla ilgili bir iyi hâle sebep olmayacağını düşünüyoruz. Neden böyle düşünüyoruz? Çünkü en başında siz de kendi kanun teklifinizde demişsiniz ki yani kendi özet metninizde demişsiniz ki: "Önce, çocuğun kapalı ceza infaz kurumlarında infazına başlanması, ardından çocuk eğitimevlerine gönderilmeleri öngörülerek infaz sürecinde çocuklara uygun bir geçiş süreci sağlanmaktadır." Yani bu nasıl uygun bir geçiş süreci? Yani bunun kendisi bir geçiş süreci mi? Çocuk toplumsal bir alandan alınıp önce kapalı infaza konulup daha sonra suçu netleştiğinde ya da idari gözlem kurulu gibi muğlak bir kurul tarafından karar verildikten sonra eğitimevine alınması demek, bir geçiş süreci değil. Bunun yerine şunu öneriyoruz biz: Madem bir çocuk bir suçla ilgili bir duruma geldiyse, böyle bir noktaya geldiyse, biz bu çocuğu yeterince koruyamadıysak o zaman önce o çocuğu eğitimevine alalım, eğitimevinden sonra onun hükmü kesinleştiğinde... Çünkü masumiyet karinesini de doğrudan ihlal eden bir mesele bu yani bir çocuk tutukluyken yani aslında hüküm hâlâ verilmemişken onu kapalı cezaevine koymak, suçu netleşen çocukları eğitimevine koymak kendi içerisinde bir dengesizliği barındırmıyor mu sizce de? Yani hükümlü bir çocuk eğitimevinde ama hükmü kesinleşmemiş bir çocuk kapalı cezaevinde; burada çok ciddi bir dengesizlik yok mu sizce de? Dolayısıyla bu kanun teklifinde sizin bahsettiğiniz gibi geçiş sürecini sağlamasını eğer hedefliyorsanız, öncelikle çocuk eğitimevlerine gönderilmesini, çocuk eğitimevlerinde nitekim şartları daha iyi olan koşullarda bu süreci geçirmesini... Belki de çocuk ceza almayacak, belki de hükmü orada kalmasını gerektirmeyecek. Dolayısıyla bir de bu mesele, az önce Genel Müdür dedi ki: "Psikolojik meseleleri de gözetmemiz gerekir." Yani 18'inci maddede düzenlediğiniz 1/10 oranında bir çocuğun en az beş gün dahi olsa cezaevinde kalma meselesinin çocukların psikolojisinde neye sebep olacağına dair bir araştırma yaptınız mı? Bununla ilgili damgalamanın boyutlarına dair, bir çocuk beş gün dahi ceza infaz kurumunda kalırsa onun geleceğinde, onun kimliğinde, onun yaşamında nasıl bir damgalamaya, nasıl bir akran zorbalığına maruz kalabileceğine dair bir öngörünüz var mı? Ki bunun yani çocukların ceza infaz sistemi içerisinde bulunduğu koşulların nasıl korkunç koşullar olduğunu da bir kez daha ifade etmek gerekiyor. Mesela, hemen bir örnek vereyim, Pozantı Cezaeviyle ilgili bir örnek vereyim; burada, şöyle: BM Çocuk Hakları Komitesinin 2021 tarihli Türkiye Gözlem Raporu'nda çocuklar hakkında uzun tutukluluk sürelerine, yetersiz koşullarıyla birlikte Pozantı Hapishanesindeki tecavüz ve işkencelere değinilmiş, çocuklarda tutukluluğun en son tedbir olması gerektiğinden bahisle Türkiye'ye uluslararası prensiplere uygun çocuk adalet sistemini tesis etmesi tavsiye edilmiştir. Yani sizin çocukları beş gün içerisinde tutmaya çalıştığınız cezaevleri bizatihi çocukların işkence gördüğü, akran zorbalığına maruz kaldığı, cinsel şiddetle boğuştuğu yerlerdir, çocuklar için güvenli yerler değildir. Bu sebeple, 18'inci maddede bahsettiğiniz beş gün dahi olsa çocukların cezaevinde tutuluyor olması hem Pekin Sözleşmesi'ne hem de Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin bizatihi kendisine aykırıdır. Burada da bir 1/10 oranındaki meselede de yetişkinler ile çocukları aynı kefeye koyan bir yaklaşım söz konusu ama Pekin Sözleşmesi ne diyor? Pekin Sözleşmesi diyor ki: "Mevcut hukuk sistemi içerisinde işleyebileceği bir suçtan ötürü kendisine yetişkinlerden farklı davranılması gereken kişidir çocuklar." Biz burada çocuklara farklı bir tutum sergilemiyoruz ama, yetişkinlere 1/10'u uygularken çocuklara da 1/10'u uygulamaya çalışıyoruz ve burada çocukları beş gün dahi içeride tutma zorunluluğuyla yine çocukları damgalamaya, psikolojik şiddete ve pek çok riske açık bir hâle getiriyoruz. Bu sebepledir ki hem Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme hem de Pekin Sözleşmesi'ne göre bu maddenin iptali gereklidir.

Bir de yine aynı sözleşmeyle ilgili olarak, spesifik durumlarla ilgili... Yine 17'nci maddeye dönecek olursak, bu görüş metninde başlangıçta yer aldığı üzere eğitimevlerinin görece daha iyi şartlarda olması karşısında bu teklif değişikliği çocuklar için lehe bir düzenleme gibi gözükse de bu madde aslında tutuklama koşulu olmayan çocukların eğitimevlerinde hapsedilmesine alan açmaktadır. Yani cehenneme giden yollar iyilik taşlarıyla döşenmiş gibi görünmektedir bu maddede. Biz çocuklar için iyi bir şey yapıyormuşuz gibi görünerek, eğitimevlerinden bahsederek aslında çocukların ceza infaz sistemi içerisinde daha fazla yer almalarına, daha fazla kapatılmalarına sebep oluyoruz. Dolayısıyla hem 16'ncı maddede hem 17'nci maddede hem de 18'inci maddede hem uluslararası sözleşmelere göre hem kamuoyu ve toplumun vicdanına göre hem de yürüttüğümüz siyasete göre çocuklarla uzlaşmayan, eşleşmeyen durumların söz konusu olduğundan bahsetmek gerekiyor.

Aynı zamanda, kamu denetçiliğiyle ilgili de yine bir geri bildirim var Maltepe 2 No.lu L Tipi Hapishanesinden. 9 çocuk koğuşundaki kapasitenin çok çok üstünde çocuğun tutulduğuna dair başvurunun ardından aldığı tavsiye kararda, kanunla ihtilafa düşmüş çocuklar için bütünüyle özel yasa, usul ve kurumların oluşturulmasını öngören modern çocuk adalet sisteminin güçlendirilmesine yönelik yasal ve idari adımların çabuklaştırılması hususlarında tavsiye kararı var yani bize modern çocuk adalet sistemine geçişi öneriyor. Modern çocuk adalet sistemine geçiş kapatılmayı değil, ceza infaz sisteminde daha fazla vakit geçirmeyi değil aksine onarıcı adaleti, aksine rehabilite edici faaliyetleri ve toplumla bütünleştiren faaliyetleri öngörüyor. Fakat sizin aslında yasa teklifinin başında da bahsettiğiniz bir şey var; toplumdan uzaklaştırılmasının suçun işlenmesini azaltmasından bahsediyorsunuz gerekçelerinizde. Yani bir çocuğun toplumdan uzaklaştırılması, evet, suç işleme koşulunu azaltabilir ama içinde bulunduğu koşullar yani cezaevinin koşulları onu daha profesyonel bir suçlu hâline getirme riskleri taşır. Bu sebeple, bir çocuğun kapatılmasının, ceza infaz sistemi içerisinde hapishanelere sevk edilmesinin aslında sorunun çözümüne değil sorunun derinleşmesine hizmet ettiğini söyleyebilirim.

Şimdilik 16'ncı maddede söyleyeceklerimi böyle noktalayayım. Eksik bıraktığım bir şey olursa ilerleyen maddelerde tekrar söz hakkı alırım.

Hepinize dinlediğiniz için, anlayışınız için de teşekkür ediyorum.