KOMİSYON KONUŞMASI

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Sayın Bakan, değerli Bakanlık bürokratları, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepiniz selamlıyorum.

Sayın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanının sunuşunu dinledik. Onuncu bütçeyi sunabilmek bir bakan için önemli bir iştir. On iki yıllık da bir AKP iktidarından söz ediyoruz. Dolayısıyla, bir insan yaşamı için bile bu kadar uzun bir zaman dilimi içerisinde olandan bitenden sorumlu olmak, düzeltebildiğinin ve düzeltemediğinin hesabını açık yüreklilikle verebilmek önemlidir. Şimdi, ben bu çerçeve içerisinde bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum ve bu değerlendirmelerin tamamını da somut gerçeklerle ortaya koymaya çalışacağım.

Sayın Bakanın konuşmasının on birinci sayfasında, Standart Uluslararası Ticaret Sınıflandırması'na göre, tarımsal ihracatımızdan bahsediliyor. Bakın arkadaşlar, Türkiye'de on iki yıldır bir öykü anlatılıyor ve korkarım bu öyküye, başta Bakanlık bürokratları olmak üzere, milletvekillerinin de önemli bir bölümü inanıyor. Geçen gün, Tarım Komisyonunda görevli olan bir AKP milletvekili arkadaşımız dedi ki: "Gökhan Bey yanlış biliyorsunuz, Türkiye tarımda net ihracatçı." Şimdi, bu arkadaşın ben gerçeği saptırmaya çalıştığına inanmıyorum, bu arkadaşa böyle anlatmışlar. O kadar çok anlattılar ki artık milletvekili de inanıyor, Bakanlık bürokratı da inanıyor. Peki gerçek ne? Bakın arkadaşlar, aynı sizin kullandığınız sınıflandırma üzerinden gidiyorum, tarımsal ham madde dış ticaretinde 2003-2013 yılları içerisinde yaptığınız ihracat 8,3 milyar dolar, ithalat 49 milyar dolardır. "Hayır." diyen varsa gelelim bu rakamları karşılaştıralım. Yani bu ne anlama geliyor? Türkiye, on iki yılda tarımsal ham madde dış ticaretinde 41 milyar dolar açık vermiş bir memlekettir. Bir daha söyleyeyim mi? On iki yılda tarımsal ham madde dış ticaretinde 41 milyar 173 milyon dolar açık vermiş bir memlekettir bu memleket. Şunu söyleyebilirsiniz: "Ya gıda sanayisinde artı veriyoruz." Doğru, gıda sanayisinde artı veriyorsunuz. Peki, gıda ile tarımsal ham maddeyi birlikte değerlendirdiğimizde tablo nedir? Değerli arkadaşlar, rakam yine orta yerde, son yedi yılda, istisnasız, Türkiye, gıda ve tarımsal ham madde dış ticaretinde açık veren bir memlekettir. Şimdi, tablo bu kadar açıkken, milletvekilinden, bürokratından bakanına, hepsi "Biz ihracatçıyız, biz net ihracatçıyız." diye anlatıyorsa orta yerde gerçekleri saptırmaya yönelik bir faaliyet ve buna inanan bir sürü insan vardır. Bir kere bu sisi, bu perdeyi kaldırmalıyız.

Bakın, gıda ve tarımsal ham madde dış ticaretinde on iki yılda dışarıya ödediğiniz toplam para 121 milyar dolardır, bunun karşılığı 267 milyar Türk lirasıdır. Yani yılda, ortalama 24 küsur milyar lira tarım ve gıda dış ticaretinde dışarıya ithalat parası ödüyorsunuz. Ben bir karşılaştırma daha yapayım size: On iki yılda, tarımsal destekleme bütçesi toplamı 59 milyar liradır, ithalata ödenen para 267 milyar liradır yani siz, tarımsal desteğe kullandığınız paranın 4,5 katını tarım ve gıda ithalatı için ayıran bir Hükûmet ve ayıran bir Bakanlıksınız. Yani bunun başarı olarak sunulması -gerçekten söylüyorum, bir arkadaşım söyledi- müthiş bir halkla ilişkiler başarısıdır. Halkla ilişkilerde eksiğiniz yok ama görüyorum ki tarımsal dış ticaret rakamları hepimizi ürkütecek kadar büyük ve önemli şeyleri bize söylüyor.

Buğday, Türkiye'nin en geleneksel ürünü, dünyada gen merkezinin Diyarbakır olduğu bir ürün. Buğdayda ne kadar ithalat yaptınız biliyor musunuz arkadaşlar? 27,5 milyon ton buğday ithalatı yaptınız on iki yılda ve karşılığında 18 milyar lira para ödediniz. Hemen hazırlanıyor Bakanlık bürokratları, farkındayım, hatta milletvekilleri de "Ama un ihracatında birinciyiz." Doğru mu? Evet, doğru, un ihracatında birincisiniz. Bakın, ben size rakam vereyim arkadaşlar: Yüzde 70 randıman üzerinden konuşuyorum yani 10 kilogram buğday ile 7 kilogram un üreteceğiniz yüzde 70 randıman üzerinden konuşuyorum. Buğday ithalatı 27 milyon tondur, un ihracatı 15 milyon tondur. Yüzde 70 randımanda 22 milyon ton eder.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Yani yüzde 70 randıman üzerinden de 5 milyon ton açığınız vardır. Ben size son üç yıl rakamı vereyim mi? Son üç yılda 12,5 milyon ton buğday ürettiniz, buğday ithal ettiniz, yüzde 70 randımanla ihraç ettiğiniz unun karşılığı 7,3 milyon tondur ve sadece son üç yılda un ihracatıyla açıklanamayan buğday ithalatı miktarı 5 milyon tonun üzerindedir. Bir de şunu söyleyeyim, ham maddeyi siz ithal edip işlenmiş madde ihraç ediyorsanız bir katma değer sağlamanız lazım değil mi?

(Oturum Başkanlığına Kâtip İlknur Denizli geçti)

BAŞKAN - Sayın Günaydın, toparlayabilirseniz, ek süre de verdim.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Çok özür dilerim ama biraz daha süre kullanacağım. Biraz daha sizden...

BAŞKAN - Bir-iki dakika daha, buyurun lütfen.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Bakınız, 4 milyar dolar, son üç yılda buğday ithalatına para verdiniz, un ihracatından kazandığınız para 2,2 milyar dolar yani ham madde dış ticareti ve işlenmiş madde dış ticaretinde açık verebilmek gerçekten büyük maharettir, onu söyleyeyim.

Yağ bitkilerine 24,5 milyar dolar karşılığı 54 milyar lira ithalat parası ödediniz, yağlı tohum ve türevlerine. On iki yılda üretebildiğiniz bütün pamuk 9,4 milyon tondur, 8 milyon ton pamuk ithal ettiniz, karşılığında 29 milyar lira para ödediniz. Pamuk ithalatı yapmasaydınız, bu parayla 15 tane daha kaçak saray yapabilirdiniz. Mesele bu kadar açıktır, mesele bu kadar açıktır.

Soya, arkadaşlar, on iki yılda üretebildiğiniz bütün soya 804 bin tondur, ithal ettiğiniz soya miktarı 12,5 milyon tondur ve karşılığında 11,6 milyar lira soya ithalatına para ödediniz.

Şimdi, bir önemli çarpıtma da hayvancılık alanında geliyor. Sayın Bakanın da meslek alanı. Türkiye'de ister 1980'den alın ister 1984'ten alın, nüfus 44 milyondan 77 milyona çıkmıştır, aynı dönemde hayvan varlığı yarı yarıya azalmıştır.

Sayın Bakan diyor ki: "2009'a kadar hayvan varlığı azaldı ama ondan sonra biz hayvan varlığını toparladık, artırmaya başladık."

Bakın, ben siz bir şey söyleyeyim: 2010-2013 yıllarında ithal ettiğiniz canlı hayvan miktarı baş olarak 3,5 milyon baştır. Siz 1 milyon 81 bin koyun, 1 milyon 60 bin kuzu ithal ettiniz baş olarak sadece yani 3,5 milyon baş hayvan ithal edeceksiniz, ondan sonra da hayvan varlığını artırdık diye övüneceksiniz. Hayvan ithalatına harcadığınız para canlı hayvan için 2,5 milyar dolardır, et ve et ürünleri için bin dolardır, toplam 3,5 milyar dolar sadece et ithalatına para harcadınız.

Söyleyecek çok şey var ama birkaç önemli konuyla bitireceğim. "Sulama yatırımı yaptık." diyorsunuz. On iki yılda yaptığınız sulama yatırımı toplamı, sizin ifadenizle 5 milyon dönüm yani bu ne demek? 500 bin hektar. Yıla 50 bin hektarlık sulama yatırımı yapmışsınız. Türkiye'nin 5 milyon hektar alana su ihtiyacı var yani siz bu yatırım hızıyla giderseniz sulanabilir alanların sınırına ulaşabilmek için yüz yıla ihtiyaç var. Yani, şu ayıramadığınız paraları mesela sulama yatırıma ayırmayı düşünüyor musunuz?

GDO; arkadaşım bahsetti, Çin'in reddettiği 1 milyon 450 bin ton yem katkı maddesi DDGS açıkça GDO'lu. Açıkça, yasaklı gen Türkiye'ye şakır şakır giriyor. Bırakın yasaklı gen saptamayı, siz "GDO var/yok" analizinde bunlar "GDO'suz." diyorsunuz. Sektör hayret ediyor. Yem Sanayicileri Birliği diyor ki: "Olmaz ya, burada GDO var. Aman üyelerimiz dikkat edin bunu kullanırken çünkü Biyogüvenlik Kanunu buna büyük cezalar öngörüyor."

Ben açıkça söylüyorum, 1 milyon ton DDGS bu memlekete girecek ve 700 çeşitten fazla ürün olarak hepimizin sofrasına girecek.

BAŞKAN - Sayın Günaydın, toparlayabilir misiniz lütfen, rica ediyorum.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Hemen toparlıyorum Sayın Başkanım.

Birileri müthiş para kazanıyorlar ama şu açık ki, Türkiye'de Gıda ve Tarım Bakanlığının hâlâ yasaklı gen analizi yapabilecek laboratuvarı yok arkadaşlar. Yani, siz Biyogüvenlik Kuruluyla geni yasaklıyorsunuz ama gelen malda yasaklı gen var mı yok mu, bunu analiz edebilecek laboratuvarınız bile yok, başka ne diyeyim?

Son sözüm de şu: Arkadaşlar, ben size 10 tane telefon numarası vereceğim. Bu arkadaşların tamamı çiftçi. Beş altı yıl evveline kadar 300, 400, 800 dönüm arazide buğday ekerken, ayçiçeği ekerken, mısır ekerken, çeltik ekerken şimdi bunlar iflas etmişler ya çobanlık yapıyorlar ya da ailesini geçindirebilmek için ehliyet peşinde, ağır vasıta ehliyeti peşinde koşuyorlar.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - En az 10 tane telefon numarası vereceğim.

BAŞKAN - Sayın Günaydın, teşekkür ediyorum.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Herhâlde Bakanlığa düşen, bunları teker teker aramak ve dertlerinin ne olduğunu sormaktır.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Nihai sözüm şudur Sayın Başkanım, bir cümleyle toparlayayım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Beş dakika daha...

İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - O zaman bir beş dakika daha...

BAŞKAN - Sayın Çetin'in beş dakikasını da verdiler efendim.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Arkadaşlar, ben bir şey söyleyeyim: Bana ister beş dakika verin ister elli dakika verin, ben burada çok önemli şeyler söyledim. Yıllarca hepinizin inandığı ve inanarak tekrar ettiğiniz rakamların asla doğru olmadığını ve bu memleketin tarımda son on yıl içerisinde tarımsal desteklemesinin 4,5 katı ithalat yaptığını söyledim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Ya bu sizin ciddi bir şeydir ve oturur bakarız ya da hep beraber güler geçeriz.

Çok teşekkür ediyorum.