Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3159) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 19 .06.2025 |
TALAT DİNÇER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli Komisyon üyelerimiz, değerli milletvekillerimiz, değerli bürokratlarımız, emeği ve geleceği için endişelenerek buraya gelen çok değerli vatandaşlarımız; öncelikle ben de sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, kamuoyunda "jet izin" diye sürekli böyle manşetlerde yer alan kanun teklifi, maalesef, Komisyonumuz tarafından da jet hızıyla kanunlaştırılmak için bir emek sarf ediliyor. Tabii, bu kadar acele niye? Bu kadar böyle bu işe bir hızlı giriş niye? Niye biz bu işi dışarılarda böyle biraz paydaşlarımızla, kurumlarla, halkımızla, yöreyle konuşarak, hazırlayarak, Komisyon üyelerimiz kendi arasında tartışarak, olgunlaştırarak buraya getirmedik; onu da açıkçası çok merak ediyorum.
Şimdi, Zeytincilik Kanunu ve Orman Kanunu Anayasa'mızda kendisini böyle koruma altına alan 2 kanun. Ne orman alanı azaltılabilir ne zeytinliğe müdahale edilebilir. Ben geçmişte Esnaf Odaları Birliği Başkanıydım, küçük sanayi sitesi yapmak için çok uğraştık, üzerinde bir tane zeytin ağacı olmayan bir yer ancak tapuda "zeytinlik alan" geçtiği için biz oraya 6 bin iş yerini kuramadık yani gerekli izinleri alamadık. Şimdi, tüm Türkiye bundan etkilenirken, bu Zeytincilik Kanunu'muz ta 1939'dan bu tarafa böyle çok net ve keskin bir şekilde koruma altındayken niye bugün bunu delmeye çalışıyoruz? O da şimdi biraz sonra söyleyeceklerimizle herhâlde örtüşecektir. 2022 yılında yönetmelikle bu delinmeye kalkışıldı, bir uğraş verildi, bir emek verildi ancak Danıştayın verdiği bir kararla bu iptal edilince ilerleyemediler, orada kaldılar.
Şimdi, bu kanun teklifi adrese teslim bir kanun teklifi. Zaten yapılan tekliflerde, krokilerde de görüleceği üzere -arkadaşlarımız da bunu beyan ettiler, ifade de ettiler, yöre milletvekillerimiz özellikle ifade ettiler- burada sırf 2 tane şirketin ihtiyacını karşılamak adına bu kanun teklifi jet hızıyla çıkarılıp onların emrine amade olacak. Şimdi, zeytin ağaçları taşınamaz değerli arkadaşlar, taşınır ancak meyve vermez. Biz köylü çocuğuyuz, ben de Akdeniz yöresinden geldim, Mersin'den geldim, zeytin üretiyoruz, bizde de var. Zeytin ağaçlarını yerinden oynattınız mı size on sene, on beş sene meyve yüzü göstermez ancak gölgesinden yararlanırsınız.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Tutarsa...
TALAT DİNÇER (Mersin) - Yöre halkı sizden çardak istemiyor yani oranın gölgesinden yararlanmak için... Bu zeytin ağacını buradan al, buraya ek, orada tutacak, meyve verecek. Ne zaman bu insanlar orada meyve alıp geçinecek? Yani bu mümkün değil, böyle bir şey söz konusu olamaz. Ha, götürürsünüz, taşırsınız, o ağaç orada ancak size gölgelik yapar, gölgeliğin dışında herhangi bir şekilde size bir meyve verme şansı yoktur. Yani şimdi firmalar geliyor "Efendim, biz bunu ekiyoruz, hemen köylülere vereceğiz. Gerekirse kamu alanlarına ekeceğiz, mülk sahiplerine burayı on yıllığına kiraya vereceğiz." diyor. Ya, bu mümkün değil. Yeni ekseniz on-on beş yılda meyve verir, meyveye tam oturur, taşısanız yine on-on beş yıl aradan geçer ki bu yöre halkı zaten burada mağdur olur.
Şimdi, değerli milletvekilleri, bölgedeki zeytinle uğraşan tüm çiftçilerimiz için zeytin ağacı bir ekonomiden daha ileridir, zeytin ağacı bir yaşamdır, zeytin ağacı bir kültürdür, zeytin ağacı gelecektir ve burada belki birçok kişi için ifade etmeyen ağaç taşıma işlemleri onların hayat damarıdır, geleceğidir, geçimidir. Dolayısıyla zeytine bakarken bu yönüyle bakmak gerekir. O insanların mağduriyeti... Bu insanlar niye bu kadar koşa koşa buraya geldiler? Yani bu kadar önemsiz bir şeyse bedelini alırlardı ağacın, iki üç senede meyve verecek başka bir şeye geçerler ve dolayısıyla işlemi tamamlarlardı. Bu kanun teklifi daha konuşulur konuşulmaz insanlar soluğu Mecliste aldılar, bakın, Komisyona yetiştiler. Kimi gece belki sabaha kadar yol gelen oldu, buraya katılmaya çalışıyor "Acaba sesimizi duyurabilir miyiz?" diye çünkü bu zeytin ağaçlarının talan edilmesi, doğayı da talan ettiği gibi bu insanların geleceğini talan edecek, geleceğini yok edecek. Dolayısıyla bu kanun teklifinin yeniden bir gözden geçirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu yasa teklifin her maddesi Anayasa'ya aykırı. Anayasa'ya aykırılığını zaten arkadaşlarımız biraz önce madde madde hepsini açıklayarak sizlere sundu. Ya, Anayasa'ya aykırı olan bir kanun teklifini biz niye burada delmeye çalışıyoruz veya bunu yeniden düzenlemeye çalışıyoruz? Yani Hükûmete yakın 2 tane büyük şirket sahibi buradan gelir elde edecek, burada bu kömürü kullanacak diye bu kadar insanı neden yoksulluğa itiyoruz, çevreyi bu kadar niye tahrip ediyoruz; bunu da anlamak da emin olun ki güçlük çekiyorum.
Şimdi, eğer bu kanun teklifi yasalaşırsa, bakın, emin olun -bu şimdi adrese teslim bir kroki, belli bir yöre- bu emsal teşkil edecek ve arkasından diğer şirketlerin Türkiye'nin her yerinden maden aramayla ilgili -özellikle kömür olsun, değişik madenler olsun- bu zeytinliklerle ilgili gene müdahaleleri olacak. Yani biz buna niye fırsat veriyoruz?
Şimdi, tabii, birçok enerji kaynakları var; bir taraftan İklim Kanunu'nu görüşüyoruz "Karbon emisyonunu azaltmamız lazım, bunlarla ilgili çalışma yapmamız lazım; kömür kullanmamamız lazım." diyoruz ama şimdi o İklim Kanunu'nu geri çekiyoruz, bu araya hemen acil bir şekilde bu Maden Kanunu'nu getirerek, bu Maden Kanunu'nda değişiklik yaparak bu zeytinlikleri oralardan yok edip kömüre dönmeye çalışıyoruz yani bu da biraz abesle iştigal.
Şimdi, Mersin de nükleer santral var, evet, biz de şimdi nükleer santralle ilgili çok endişelendik, endişelerimizi geçmiş Komisyonlarda da çok dile getirdik ama gelinen noktada, nükleer santralde 2025'te birinci reaktör devreye girecekti, konuşmalar öyleydi ama şu anki gidişata baktığımızda, zannederim 2026'ya bile yetişmeyecek, bu da olmayacak. Burada da ayrı bir sıkıntı yaşanıyor çünkü yüklenici firma hemen hemen aynı firma, bu madencilikle ilgili olan firmalarımızdan bir tanesi ama işte, Rusya'dan para akışı yok, para gelmiyor, para gelmeyince de -güya ikinci, üçüncü, dördüncü reaktörler hemen devreye girecekti ama- şu an bir reaktör bile yapılamıyor, emin olun, şu an bir reaktör bile yapılamıyor; burada da büyük sıkıntılar yaşanıyor.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Arazi Rusların, arazi Putin'in.
TALAT DİNÇER (Mersin) - Evet, değerli arkadaşlar, şimdi, özellikle hayvancılıkla ilgili bir iki bir şeyler konuşmak istiyorum. Şimdi, meralara, koruma alanlarına, tabiat koruma alanlarına güneş enerjisi panelleri kurulmak isteniyor. Şimdi, zaten hayvancılık sayımız git gide azalıyor, özellikle kendi yöremizdeki yaylalara baktığımızda yaylaların büyük bir bölümüne artık güneş enerjisi panelleri girmeye başladı. Bu sefer insanların birçoğu oradaki sürülerini satarak hayvancılığı da bırakmaya başladı, şimdi böyle de bir sıkıntı başladı. Yani bunların daha iyi planlanıp daha verimli yerlere, daha değişik yerlere gönderilmesi emin olun daha da iyi olur diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, eğer bu kanun teklifi yasalaşırsa birçok köylümüz sıkıntı çektiği gibi, yaylalardaki hayvancılarımız sıkıntı çektiği gibi tabiat koruma alanlarımız da risk altına girecektir diye düşünüyorum. Şimdi, birçok ruhsatlandırmada yereldeki yetkilerin alınarak genele doğru taşındığı gözleniyor. Şimdi, bu birçok Bakanlıkta oldu, Çevre ve Şehircilikte oldu, belli bakanlıklarımız da bu oldu ama şimdi bunu Enerji Bakanlığımıza da taşıyoruz ve bu şu demek: Artık Enerji Bakanlığında kimi uygun görürlerse bütün işlemin anahtar teslimi Bakanlıktan çıkacağı da anlaşılıyor, bu kanun teklifiyle de bu anlaşılıyor. Yani yereli bu kadar baypas etmek, yereli bu kadar yok saymak ne kadar doğru, onu da sizlerin takdirine bırakıyorum.
Değerli milletvekilleri, genel olarak baktığımızda, bu kanun teklifi temel maddeleri itibarıyla Anayasa'ya aykırı. Zaten burada kanunlaşsa bile biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kanunu Anayasa Mahkemesine mutlaka götüreceğiz. Yanlış yapacağımıza doğru işlemler yapalım ve belli hükümleri, belli maddeleri yeniden gözden geçirelim. Şu an itibarıyla, şu hâliyle bu kanun teklifinin geri çekilmesinin doğru bir karar olduğunu düşünüyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum.