KOMİSYON KONUŞMASI

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, bu değişiklik yapılması istenen 1'inci maddeyle getirilen gerekçe de "ÇED Gerekli Değildir" ifadesinin olumsuz bir algı oluşturduğu ifade edilmekte, oysa değişikliği istenen ve madde metninden çıkarılması istenen bu ifadeyle çevresel etki değerlendirme süreci fiilen etkisiz hâle gelecektir. Gerekçede her ne kadar sürecin hızlandırılması ifade edilse de getirilen değişiklikle çevresel sorunları ve çevresel riski artırmaya yönelik bir sonuç ortaya çıkacağı aşikârdır. Teklifin izin süreçlerini hızlandırma amaçlı içeriği daha çok çevresel sorunları ve çevresel riskleri artırmaya yönelik bir sonuç doğuracaktır. ÇED sürecinin kendisinin zaman alması başlı başına bir sorun ve gecikme meselesi değildir, doğayı, insanı, yaşamı olası olumsuzluklardan korumak için bir planlama sürecidir. Dolayısıyla bu planlama süreci yapılmadan ve sonuç alınmadan bir ruhsat, izin, teşvik, onay mekanizmasının başlıyor olması başlı başına bu süreci işlevsizleştirecektir. Teklif ÇED sürecinin anlamını ve işlevini ortadan kaldırmaktadır. Oysa ÇED süreci yalnızca bir idari prosedür değil anayasal çevre hakkının, kamusal denetimin ve bilimsel değerlendirmenin temel aracıdır. "Önce yatırım, sonra çevresel değerlendirme" anlayışı hem telafisi güç çevresel tahribatlara yol açacak hem de yurttaşların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını ihlal edecektir. Dolayısıyla planlama süreci yapılmadan bir ruhsat, izin, teşvik, onay mekanizmasının başlıyor olması başlı başına bu süreci işlevsizleştirecektir. ÇED süreciyle birlikte ilerleyebilecek diğer başvuru süreçleri ÇED değerlendirmesinde bürokrasi üzerinde bir baskı oluşturabileceği gibi ÇED'in olumsuz sonuçlanması hâlinde bürokrasinin yaklaşık 20 kurumda diğer izin ve ruhsat teşvik süreçleri için harcadığı zaman ve verim sorunu ayrı bir kaybı yaratabilecektir. ÇED süreciyle "ÇED Gerekli Değildir" sürecinin birbirinden farklı ilerlediği bilgisinden hareketle teklifin getirdiği "ÇED Gerekli Değildir" ifadesinin yanlış anlamalardan dolayı mevzuattan çıkarılması yetmeyecektir çünkü bu iki süreci birbiriyle eşleştirmedikçe ve uygulamaları bütünlüklü hâle getirmedikçe "ÇED Gerekli Değildir" kapsamının genişletildiği anlamı da çıkmaktadır. Kavramın kaldırılması yetmeyecek, bunun haricinde, kanunun ayrıca her bir proje için ÇED prosedürünün uygulanacağı ve halkın ÇED bilgilendirme toplantılarına katılım süreçlerinin de yeniden ele alınacağı prosedürlerin yeni düzenlemeyle eşleştirilmesi gerekmektedir. Aksi hâlde, bu düzenleme tek taraflı olarak sermaye kesiminin çıkarına hizmet edebilecek, kamu yararının ve çevre sağlığının arka plana itilmesi sonucunu doğurabilecektir. Sağlık etki değerlendirmesinin uluslararası ölçeklerde uygulanması gerekirken teklifte bu husus da yok sayılmıştır. Bu nedenlerle bu maddenin teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.