KOMİSYON KONUŞMASI

TALAT DİNÇER (Mersin) - Şimdi, krizi dünya yaşadı, evet, herkes yaşadı, sadece tekstilci de yaşamadı. Şimdi size küçük bir örnek vereyim, küçük bir rakam vereyim, ben esnaf odaları birliğinden geldiğim için, beş yıl içerisinde 500 binin üzerinde esnaf kepenk kapattı. Bak, yılda 100 binin üzerine çıkıyor. Bu insanlar elindeki o küçücük sermayesiyle, bütün gücüyle, belki hanımının bileğindeki bileziği, ineğini, danasını, tarlasını, tapanını satarak bir iş yeri oluşturuyor. Dünya genelinde öyle olaylar yaşandı ki ama ülkemizde daha derinden yaşandı, 2018'den beri yaşandı ve bugün bile, hâlâ şu gün baktığımızda yılda 100 binin üzerinde esnaf kapısına kilit vuruyor. Bu ne demek biliyor musun?

ADEM ÇALKIN (Kars) - Bu konuyla ne alakası var Başkanım?

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Vallahi, arkadaşlar, farklı bir tartışmaya döndü bu.

TALAT DİNÇER (Mersin) - Siz hep şöyle yargılıyorsunuz: "Açılan şu, kapanan şu." olarak bakıyorsunuz. Bak, olaya böyle bakmayın; olaya millî servet olarak bakın.

ADEM ÇALKIN (Kars) - Yani bu konuyla ne alakası var? Zeytin başka yerlere gitti. Zeytine gel, zeytine.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Neyse, arkadaşımıza saygı gösterelim.

Buyurun Sayın Vekilim, devam edin.

TALAT DİNÇER (Mersin) - Tamam, hemen toparlayacağım yani konu derin.

Eğer Komisyon olarak bir işlem yapacaksak hakikaten hem tekstilciyi de koruyan bir toplantı yapalım, bunun yanında küçük esnafı da koruyalım.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - İkisini karıştırmayalım, ayrı ayrı yapalım. Tamam, biz Komisyon olarak onu kendimize göre ayarlayalım.

TALAT DİNÇER (Mersin) - Bunların toplantılarını yapalım, perakende yasasını çıkaralım, piyasayı bir rahatlatalım, esnafın önünü biraz açalım.

Değerli milletvekilleri, şimdi, bu 1'inci maddeyle de olumsuz bir algıyı ortadan kaldırmak amaçlanıyor ama farklı bir olumsuz algı yaratılıyor. Şimdi, birinde isimden dolayı böyle bir farklılık yaşanıyor ama bu düzenlemeyle de şöyle bir olay çıkıyor: ÇED'e müracaat et, ÇED'e müracaat ederken aynı zamanda teşvikine müracaat et, iznine müracaat et, ruhsatına müracaat et, bunlar oluyor. Şimdi, bu zaman da şöyle bir algı çıkıyor Sayın Başkanım: O zaman da insanlar diyor ki "Ben ÇED'e başvurduysam o zaman bu iş tamamdır, bunların gerisi de zaten arkasından gelir ve işleme başlarım." Bu mantık var. Şimdi bu da böyle bir olumsuzluk yaratacak. O zaman niye değiştiriyoruz ki? Bunun ismini değiştirmekte çok fazla bir sakınca yok, önceki hâli de iyiydi. Bir de ÇED'de şöyle bir şey var: ÇED halkın güvencesi, doğanın güvencesi, hakikaten insanların güvencesi yani devlet olarak bakılıyor ÇED'e. ÇED koruyucu bir olay.

MEHMET EYUP ÖZKEÇECİ (Gaziantep) - Dönüp dönüp aynı şeylere geliyoruz. Önergeler de aynı mahiyette.

TALAT DİNÇER (Mersin) - Aynı şeyler ama yasa aynı. Bu doğrultuda da baktığınızda bu ÇED de insanların bir no.lu güvencesi. Şimdi siz diyorsunuz ki "ÇED'e müracaat ederken diğerlerine de müracaat edin." Zamanı kısaltacağız mantığı var. Ama bu aynı zamanda da hem doğa tahribatına yol açacağı gibi ÇED'i de insanların gözünde biraz zayıflatıyor. Dolayısıyla değerli arkadaşlar, buradaki düşüncem de bu doğrultuda. Yani bir olumsuz algı kaldırılırken bir olumsuz algı getiriliyor. Bu yönüyle baktığımızda da bu düzenlemenin gereksiz olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ederim.