KOMİSYON KONUŞMASI

TALAT DİNÇER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

İktidar hazırladığı bu yasa tasarısıyla doğayı ve halkı tamamen hiçe sayıyor. Maden Kanunu'nda yapılan düzenleme, çevre için ayrılması gereken zorunlu rehabilitasyon teminatını kaldırarak doğa katliamının önünü açıyor. Bu ne demektir? Maden faaliyeti bittiğinde doğanın onarılması için ayrılması gereken kaynak yok, tahrip edilen çevre maden şirketlerinin insafına bırakılıyor. Rehabilitasyon bedeli genel bütçeye aktarılıyor yani doğrudan halka ait kaynaklar, çevre tahribatını karşılamak yerine başka kalemlere harcanacak, bunun adı "çevreyi peşkeş çekmek, doğayı yok etmek"tir ve daha da vahimi, madenlerle ilgili kritik izin süreçleri "kurul" adı verilen Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlığındaki siyasi bir yapıya bırakılıyor. Kamu kurumları arasındaki anlaşmazlıklar üstün kamu yararı gerekçesiyle madencilik şirketlerinin lehine çözülecek. Bu kurul, çevrenin değil sermayenin ve iktidarın çıkarlarını koruyan bir araç hâline geliyor. Muhalefetin, uzmanların, halkın itirazları, bilimsel raporlar bu karar mekanizması önünde bir anlam ifade etmeyecek. Demokrasi, şeffaflık ve hesap verilebilirlik rafa kaldırılıyor. Bu yasa teklifi sadece çevreyi değil, halkın sağlığını, yaşam alanlarını, su kaynaklarını ve geleceğini hiçe sayan bir saldırıdır. İktidar, stratejik madencilik bahanesiyle toplumun çıkarlarını, doğanın korunmasını yok sayıyor; kamu yararını değil, kısa vadeli siyasi ve ekonomik çıkarlarını kolluyor. Bizler muhalefet olarak bu talan düzenine karşı duracağız; halkın, doğanın ve gelecek nesillerin hakkını savunacağız. Çevreyi talan eden, halkın sağlığını riske atan bu yasa tasarısı, derhâl geri çekilmelidir. Geleceğimiz için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz çünkü doğa bizim ortak mirasımız, satılık değildir.

Teşekkür ediyorum.