KOMİSYON KONUŞMASI

TALAT DİNÇER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Evet, yine kritik bir madde, 4'üncü madde. Bu maddeyle de çevreyi, hukuku ve halkın geleceğini açıkça hiçe sayan bir anlayışla maden kanunlarında köklü ve tehlikeli değişiklikler yapılmaya devam ediliyor. "Kritik ve stratejik maden" bahanesiyle getirilen bu yeni düzenlemeler doğrudan halkın yaşam hakkına, çevreye ve kamusal denetime yönelik sistemli bir saldırıdır. Artık, hangi madenin kritik ya da stratejik olacağına iktidar yani Bakanlık karar verecek, bu madenlerin listesi kamuoyuna açıklanmayacak, Meclis denetimine sunulmayacak; tüm kararlar kapalı kapılar ardında alınacak. Bu yasal güvence değil, açık bir keyfîliktir. Yetmiyor, bu madenler için acele kamulaştırma yetkisi de getiriliyor yani halkın arazisi, tarlası, köyü bir günde elinden alınabilecek. Üstelik bu kararlar için halkın onayı da, çevresel etki değerlendirmesi de gerekmeyecek. Bu, açıkça halkın mülkiyet hakkının gasbıdır.

Cumhurbaşkanına verilen yetkilerle üretim oranları, stok miktarları ve madenlerin işletme koşulları da tek kişiye bağlı hâle getiriliyor. Bu, ülkenin yer altı kaynaklarını tek bir imzanın insafına bırakmak demektir. Bu ülke şirketlerin çıkarları için yönetilemez, bu halk maden lobilerinin kâr hesaplarına kurban edilemez. ÇED süreci fiilen ortadan kaldırılıyor. Orman izni alınırsa ÇED olumlu sayılacak, kurum görüşleri gecikirse otomatik olumlu sayılacak. Bu, denetim mekanizmalarının sistemli şekilde etkisizleştirilmesidir. Devletin kurumları susturulmakta, çevre koruma ilkeleri ayaklar altına alınmaktadır. İktidar, millî çıkar ve güvenlik gibi kavramların arkasına sığınarak doğayı sınırsızca tahrip edecek, halkın toprağına el koyacak, kuralları tek başına yazacak ve tüm itirazları susturacaktır. Bu, kabul edilemez. Bu yasa teklifleri demokrasiyle, hukuk devletiyle, kamu yararıyla hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Bu düzenlemeler geri çekilmelidir. Maden politikası kapalı kapılar ardında değil şeffaf biçimde, bilimsel veriler ve halkın katılımıyla yürütülmelidir. Kamu kaynakları özel şirketlere değil halka aittir. Bu ülke maden haritasıyla değil doğasıyla, insanıyla, hukuku ve vicdanıyla ayakta durur. Çevreyi, hukuku ve halkın geleceğini korumak için bu yıkım yasalarına karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz ve dolayısıyla bu 4'üncü maddenin tekliften çıkarılmasını teklif ediyoruz.

Teşekkür ederim.