KOMİSYON KONUŞMASI

TALAT DİNÇER (Mersin) - Eyvallah, biraz yorgunluk hâli ama ne yapalım, toparlayacağız artık.

Maden Kanunu'nda yapılan değişiklikle çevre koruma tedbirleri zayıflatılmış, şirketlere yeni imtiyazlar tanınmış, devletin ormanları ve toprakları âdeta yağmaya açılmıştır. Artık, çevreyle uyum için alınan teminat şirketlerin cebine geri dönecek bir kalem hâline getirilmiştir. Rehabilitasyon bedelini tam ödeyen ama sahayı mahveden şirketler kalan parayı geri alacak. Bu düzenleme "Doğayı tahrip et ama paranı yer al." diyen bir zihniyetin ürünüdür. Doğa için değil rant için yazılmıştır.

Burada en büyük sorunlardan bir tanesi de denetim yetersizliğidir. Yetmiyor, "kritik ve stratejik maden" adı altında hangi madenin ne olduğu belli olmayan, tamamen Bakanlık takdirine bırakılan bir sistem kuruluyor. Cumhurbaşkanı bir kararnameyle hem üretimi hem stoklamayı hem de kamulaştırmayı emredecek. Tek bir imzayla halkın toprağı, ormanı, yaşam alanı elinden alınacak. Ne yerel halkın sözü dinlenecek ne de bilimsel raporlar dikkate alınacak. Üstelik acele kamulaştırma yoluyla yurttaşın arazisine el konulacak, ÇED süreci daha başlamadan orman izni alınacak, kamu kurumları üç ay içerisinde görüş vermezse sessizlik olumlu görüş sayılacak yani devletin kendisi susturulacak, tüm imtiyazlar bastırılacak, şirketlerin önünde hiçbir engel kalmayacak.

Bu yasa değişikliğiyle çevre koruma ilkeleri yok sayılıyor, kurumlar etkisiz hâle getiriliyor, halkın mülkiyet hakkı gasbediliyor, tüm denetim mekanizmaları baypas ediliyor, doğa şirketlerin insafına terk ediliyor. Biz bu düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Bu halkın, bu toprağın, bu doğanın hakkını savunmaktan geri durmayacağız. Bu ülke tek kişinin kararnamesiyle değil halkın iradesiyle yönetilir. Bu yasa derhâl geri çekilmeli, çevre talanına yasal zemin hazırlayan her madde iptal edilmelidir, aksi hâlde bu halk sizi doğayı yok eden iktidar olarak hatırlayacak. Bu maddenin de tekliften çıkarılmasını arz ederiz.

Teşekkür ederim Başkanım.