KOMİSYON KONUŞMASI

CUMHUR UZUN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bugün yapmış olduğumuz çalışmanın içinde ne konuşuldu diye bir değerlendirme bir kelimeyle istense, birçok teknik konu konuşulmuş olmasına rağmen aklımızda kalan şeyin "Zeytin taşınır mı taşınmaz mı?" olduğu noktasında odaklaşıp kalacağını değerlendiriyorum.

"Zeytin taşınır mı taşınmaz mı?" tartışmasının içinde "Taşınabilir." "Taşınırsa verimsiz hâle gelebilir." "Bir süre sonra verimli hâle gelebilir." diyenler olduğu gibi, zeytin taşındığı zaman eski hâlini alması on yıllar boyunca, belki yirmi yıl sonra ancak olabilir; bazen de o toprak yapısının tam olmaması hâlinde, onu beğenmemesi hâlinde, hiç o hâle gelemeyeceği özetine sahip olduk.

Benim daha ağırlıklı olarak ve Yatağan'da yaşadığımız tecrübelerden edindiğim: Zeytin fiziki olarak taşınabilir ancak ürün vermez, verirse de çok uzun yıllar sonra, o da hiçbir zaman taşınmaya başlandığı hâldeki kilogramlara ulaşmaksızın verebilecek hâlde olur, bu da zeytin açısından verimliliğin yok olması anlamına gelir kısmının doğru olduğu, bilimsel olduğu, tecrübeyle de desteklendiğini gördüğüm hâli olduğunu ifade etmek isterim. Ancak ben daha sonra bir zeytinin taşınıp taşınamayacağını ve ürün verip vermeyeceğini niye bu kadar konuştuk diye kendi kendime sordum fakat çok enteresan bir cevaba ulaştım ama o cevabı söylemeden önce bütün bu tartışmaları ilgiyle ve bu saatlere kadar sabırla dinlemiş olan sizlere cevaplamanız isteğiyle bir sorum var: Bu bahsettiğimiz, taşınacak olan zeytinler kime gidecek, kimin malı olacak arkadaşlar? Yani buna samimiyetle cevap bekliyorum. Aklınızdan geçen ilk şey neyse onu söylemenizde fayda var. Bu zeytinler kimin olacak?

OĞUZHAN KAYA (Çorum) - Kim taşıyorsa, aynı sahibinin olur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CUMHUR UZUN (Muğla) - Tam da sizin gibi düşündüm ve biz köylünün durumunu, iktisadi durumunu etkileyecek bu durumu zeytinler taşınınca acaba kayba uğrar mı, uğramaz mı, köylümüzün bir zararı olur mu, olmaz mı diye değerlendirdik; değil mi? Fakat mesele hiç öyle değil arkadaşlar. Zeytin ağaçları toprağıyla birlikte önce kamulaştırılıyor. Kim tarafından? İdare tarafından kamulaştırılıyor. Kamulaştırılan yerdeki toprak da üzerine isabet eden başkaca mütemmim cüzler varsa onlar da tabii ki buna bağlı olan zeytin ağaçları da bedelleri ödenmek suretiyle kamulaştırılıyor ve idarenin malı oluyor; köylü devre dışı çıktı, idarenin malı oluyor. Bizim akşamdan beri köylüye ait olacak, bu nedenle veriminin ne olacağını yakından tartışıp ilgi gösterdiğimiz zeytin ağaçları artık idarenin malı oldu.

OĞUZHAN KAYA (Çorum) - İdare de "Alın, götürün." diyor, veriyor idare de köylüye.

CUMHUR UZUN (Muğla) - İdare parasını ödediği için "Alın, götürün." dememe keyfiyetinde...

OĞUZHAN KAYA (Çorum) - Öyle bir keyfiyette değil, öyle bir şey yok.

CUMHUR UZUN (Muğla) - Hayır, kesin keyfiyette Sayın Vekilim.

İşin mülkiyeti ona geçtiği için fakat bir başka sebeple yapılıyor. Bakın, burada taşıma işlemini yapacak olan, madencilik faaliyetini yapmak isteyen redevans sahibi ya da ruhsat sahibi köylü değil. Ona neden yaptırılıyor? Taşıma izni eğer bu kanun da çıkarsa redevansçı ya da maden sahibi o bölgede madencilik faaliyetini sürdürebilmesi için orada 3 kilometreye yakın mesafede 3573 sayılı Zeytin Kanunu'nun -kısa adıyla- 20'nci maddesine göre faaliyetini sürdüremeyeceği için onu taşıma mecburiyetiyle alanın temizlenmesi amaçlanıyor ve bu taşıma işleminin bütün bedelleri de lehine bu hükümler verilen redevansçı ya da ruhsat sahibinden onun için tahsil ediliyor. Yetmez, yetmez; yine aynı kanunun ikinci bendinde yani 20'nci maddenin ikinci bendinde "Zeytinlik sahaları daraltılamaz." hükmünün de aşılabilmesi için bu kez "Yeni zeytinlik sahalar nakledilenden daha az olmamak suretiyle oluşturulacaktır." deniliyor ve böylelikle, maden ya da redevansçıya maden yasasındaki hususun önü açılmak suretiyle hem madencilik faaliyeti yapabilmesi hem de "Zeytinlik sahaları daraltamazsınız." hükmünün aşılması olanağı veriliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Buyurun.

CUMHUR UZUN (Muğla) - Maddeyi bu açıklamalar ışığında okumaya başladığınızda tam da hususun böyle olduğunu, burada köylü için tek getirilen avantajın kamulaştırma nedeniyle elinden sahasının çıkmış olması hâlinde hazine arazilerinden kendisine kiralamak suretiyle alan yaratılabilmek olduğunu ama redevansçı ve ruhsat sahibine ise "Ben zeytin dikecek yer bulamıyorum, nereye taşıyayım?" gibi bir sorusuna da cevaben, bununla ilgili uygun hazine arazilerinden yer verilmek suretiyle zeytinlik alan oluşturabileceği düzenlemesi bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Buyurun.

CUMHUR UZUN (Muğla) - Bakın, çok anlaşılır yazılmamış dolayısıyla bunu anlamak benim de vaktimi aldı. Ben o hâle geldiğini görünce...

OĞUZHAN KAYA (Çorum) - Siz onunla ilgili bir önerge hazırlayın, biz de çalışalım bununla ilgili.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Ben de onu söyleyecektim. Burada, şimdi, aslında, söylediğiniz doğru. Ben bunu şirkette arkadaşlarıma da sordum yani bu ağaçları köylülere vermek mecburiyetinde misiniz? "Vermek mecburiyetinde değiliz ama bizim şu andaki ağaçlarımızın bütün zeytinleri köylülerin oluşturduğu bir birlik tarafından toplanılıyor ve kullanılıyor." denildi yani biz bundan istifade etmiyoruz. Ben Vekilimizin söylediğine katılıyorum, Genel Kurula kadar, buradan taşınan ağaçların oradaki maliklere hissesi oranınca verilmesini mecbur tutacak bir düzenlemeyi siz çalışırsanız Bakanlığımızın da buna itiraz edeceğini zannetmiyorum ve böyle bir düzenlemeyi yapabiliriz; haklısınız bu hususta.

CUMHUR UZUN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, Sayın Bakanım.

Yalnız, bunun yarattığı bir sakıncayı da bu detaya ulaştıktan sonra fark ettim, onu da ifade edeyim. Zeytin ağaçlarının taşınması noktasındaki çabanın bir çaba olduğu, belirli bir maliyet gerektirdiği de düşünülürse, onların taşınması yerine yok edilmesi kısmının daha kolay ve fabrikasyon bir iş olabileceği ve sanayici için de hızın ve az maliyet ve çabuk alan oluşturabilmenin pratikteki uygulanırlığı düşünüldüğünde, burada ağaçların tamamen kesilmesi, yok edilmesi... Bakın, yaş sınırı yok yeni oluşturulacak yerde, başkaca fidanlık mecburiyetinin de fidan dikmek suretiyle adet tutturmak adına yerine getirilmesi olasılığı ve riski var. Hiçbirinizin bunu istemediğini düşünerek çok samimiyetle fark ettiğim bu hususu sizlerle paylaşmak istedim. O insanlar bizim insanlarımız, ülke bizim ülkemiz; sorunu herkesi mutlu edecek şekilde çözmek bizim ödevimiz. Burada bulunma sebebimiz halkımızın mutluluğu. O nedenle, buna herkesi mutlu eden bir çözüm bulmak, bulamıyorsak da insanımızı üzmeyecek çözümle çözmek durumundayız.

Teşekkür ediyorum.