KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ KARAOBA (Uşak) - Sayın Başkanım, Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri, dışarıdan katılan STK'nin çok değerli temsilcileri ve Tabip Odası Başkanım; ben de hepinize saygılar sunuyorum.

Şimdi, ben de ilk Orhan Bey'in sunumundan başlamak istiyorum; vatandaş odaklı bir hizmetten bahsetti. Açıkçası aynı ülkede mi yaşıyoruz, biraz kafam karıştı. Yani vatandaş odaklı bir hizmette beş dakikanın altında muayene olan hastaları mı kastediyor, sekiz ay sonraya tiroit kanseri olan birine verilen ultrason randevusunu mu kastediyor, yeni doğan bebekleri bile koruyamayan bir Sağlık Bakanlığı ve denetim sisteminden mi bahsediyor, hekimlerin her gün neredeyse temiz kâğıdı alıp yurt dışına kaçmak için yol aradığı bir sistemi mi kastediyor, şiddetin kol gezdiği, neredeyse beyaz kodların artık ortada uçuştuğu bir yapıyı mı kastediyor, dört beş gün önce Uşak'ta kardiyoloji hekimimize bıçaklı saldırıyı mı kastediyor? Yani, yurt dışına giden hekimlere kulak vermek yerine "Niye gidiyorlar?" sorusuna para işareti yapan sağlık bakanlarını gören bu sistemden mi bahsediyor, açıkçası anlamadım.

Bir diğer konu, bakın, artık hekimlik tercih edilen bir bölüm hâline gelmemekte; çalışkan insanlar, 1'inciler bu okulları tercih etmiyorlar. TUS'ta da bu böyle. Bakın, çocuk bölümü, kadın doğum bölümü neredeyse hiç tercih edilen bir durum değil. İkincisi, bu yetmiyormuş gibi, TUS'ta çocuk sağlığı ve hastalıkları tıp fakültesinde 81 kadro açılıyor, bunun 63 tanesi yabancı uyruklulara yani TUS'a girdiniz, TUS'ta 1'inci oldunuz arkadaşlar, Eskişehir Osmangazi radyasyon onkolojisini yazma şansınız yok. Niye? 1 tane kadro açmışlar, sadece yabancı uyruklu. Yabancı hekimlerin bile Türk hekimlerinin yerini aldığı bu sistemi mi kastediyor, çok anlamadım.

Şimdi, aile hekimleriyle ilgili bir kanun teklifi geldi ve burada konuştuk. Kaç ay geçti, acaba aile hekimleri içerisinde yapılan bir anketiniz var mı, memnuniyetleri ne kadar? Ceza sistemiyle gerçekten bunları çözeceğinize mi inanıyorsunuz, bunu anlamış değilim.

"Planlama yapma" diye bir kavramınız yok. Bakın, 2014'te 5510 sayılı Yasa'yla, siz şu an gelen 2'nci maddeyle bunu lağvediyorsunuz. Ne yaptınız? Hekimlere "Şirket kurun." dediniz "Biz her şeyi kayıt altına alacağız." dediniz; özel hastanelere hekimleri bir yerde peşkeş çektiniz. Uşak'ta şirket kurma sayısı o kadar arttı ki sanki ticaretimiz o kadar artmış diye övünerek de bunu anlattınız. Şimdi de diyorsunuz ki "Hekimler sadece sözleşmeli çalışabilir, sigortalı çalışabilir." Çok güzel. Peki, sorarım: Biz niye şirketi kurmuştuk? Kayıt altına alınamayan ödemeler olması gerekçesiyle kurmuştuk. Yani siz bugün bir çalışanı -eğer bu hekimse hekim, hemşireyse hemşire- anlaştığı para üzerinden bordro keseceğine inanıyor musunuz? Bunu da merak ediyorum, Sayın Bakandan cevaplamasını birazdan da isteriz; yine, bunlarla ilgili konuşuruz.

Yine "Planlama yok." dedik. Bakın, ebe yardımcılığını kapatıyorsunuz. Ya, bunu kurarken "Ne yapacak bu çocuklar?" diye hiç düşünmediniz mi? Şu an kapatıyorsunuz, yeni bir isimle yine işsizlik ordusunu, işsizlik grubunu artırıyorsunuz.

Bu getirdiğiniz teklifte aile hekimlerinin dertlerini çözüyor musunuz? Emekli olmuş ve özelde çalışmak zorunda kalacak hekimlerin sigorta primlerinin kesilmesi sorununu çözebiliyor musunuz? ASM grup elemanlarının sorununu çözüyor musunuz?

Sayın Bakan çıkıyor, basında "Suriye'ye 300 yataklı KVC merkezi açacağız." diyor. Benim Uşaklı hemşehrilerim bunu duyduğunda herhâlde sizi çok güzel anmıyordur. Afiliye ederek 2 tane hastanenin 2'sini kapatıp 1 tane hastane açtınız, bunu da afiliasyonla tabelasını değiştirip üniversite hastanesi yaptınız ve sekiz ay sonraya tiroit kanserli hastaya randevu verir hâle getirdiniz ve bunu da çıkıp çok rahat "vatandaş odaklı" diyerek de lanse ediyorsunuz. Ben inanamıyorum, gerçekten aynı ülkede mi yaşıyoruz yoksa aynı ülkede farklı bakış açılarımız mı var? Bunu net göremiyorum.

Şimdi -Sayın Bakanım da söyledi- 25'inci maddeye gelirsek para odaklı olmayan, meta odaklı olmayan bu sistemi... Sayın Komisyon Başkanımız çok güzel bir tespit yaptı. Sizin en büyük sorununuz vatandaş odaklı hizmet vermek değil parasallaşmış bir sağlık sistemini daha fazla doyurmak, daha fazla para kazanmalarına sebep olmak. Bakın, ben defalarca bunu gösterdim; 88 yataklı, 31 uzman kadrolu bir hastane ruhsatı 6 milyon dolar. Değerli arkadaşlar, kaç hekim birleşip bir hastane açabilir? Siz tekelleştirmenin altyapısını oluşturdunuz. Şimdi, 25'inci maddede diyorsunuz ki: "Lisans yetkisi olan." Kim bunlar? Yani geçmişi temiz olanlara mı vereceğiz, parası çok olan, mevcut iktidara yakın olanlara mı vereceğiz? Sonra yine parasallaştırıyorsunuz, diyorsunuz ki: "İhaleyle satacağız." Biz bu parasallaşıyor dedikçe siz "Bu parayı biz alalım." diyorsunuz, "Para olsun da biz alalım." diyorsunuz. Aynı vatandaşa hizmet ediyoruz ama "Biz, SGK SUT ödemeleri üzerinden az ödeyelim ama vatandaşın cebinden ne çıkarsa çıksın." noktasına getiriyorsunuz.

Atanamayan inanılmaz sayıda sağlıkçı var. Bunların sorununu mu çözüyorsunuz? Hayır. Tamam, bu rapora baktığımızda, bu kanun teklifine baktığımızda doğru bulduğumuz noktalarda da var, maddeler geldikçe bunları konuşacağız ama sunumunda mesela kenevirle ilgili herhangi bir yorum yapmadı Orhan Bey. Bunu niye getiriyorsunuz? Maddelerde yine ayrıntılı konuşacağız ama yine para üzerinden giderek yapıyorsunuz. Yani bu ülkede esrarı devlet eliyle denetlenip üretimini sağlayacak bir noktaya mı getiriyorsunuz? 2'nci madde, 25'inci madde, 9'uncu madde, bunlar gerçekten üzerinde çok tartışılacak konular, o açıdan bunları unutmayalım.

Şöyle bağlamak istiyorum: İstediğiniz kadar doğru sistem kurun, doğru denetlemezseniz siz bu sorunu çözemezsiniz. Bunu niye söylüyorum? Bebek Ölümlerini Araştırma Komisyonunda da dile getirmiştim; bir hafta önce bebek dostu sertifikası verdiğiniz, ödüllendirdiğiniz vatandaş ve hastaneyi bir hafta sonra ruhsatını "Bebek öldürüyor." diye elinden aldınız. Sizin denetime bakışınız bu.

Yine Komisyon Başkanımızın, sözcümüzün söylediği gibi Şafak Hastaneleriyle ilgili 100 tane dava var. Yine dile getirdim, "Sayın Cumhurbaşkanıyla uçak yolculuğu yaptığı için mi acaba bu davalar görülmüyor?" diye sormuştum, çok net cevaplar almadık.

Son olarak da lütfen, rica ediyoruz, bizler seçilmiş insanlarız; sizlere sorduğumuz soru önergelerine gerçekten elinizi vicdanınıza koyup seçilmiş insanların bu soruları sorduğu gerçeğini göz ardı etmeyin. Ben Uşak'la ilgili "Devlet hastanesinde ne kadar ihale yapıldı, ne kadarı verildi?" diye soruyorum, bana "4734 sayılı Kanun'a göre ihaleler yapılmıştır, verilmiştir." Yani aklımızla da bari dalga geçmeyin. Mutlaka bir kanuna göre ihale yapmışsınızdır da "Ne kadar ihale yaptınız, ne kadar cihaz aldınız?" diye soruyoruz, bize gelen cevap bu.

Yine, bakın, hiç cevap gelmeyen soru önergelerimiz var. "Afyon'da devlet hastanesinde usulsüzlük var mı?" diye bir konu vardı, soru önergesi verdik, herhâlde sümen altı oldu. Devlet okullarındaki revirlerle ilgili sorular sorduk, cevap yok. Uşak'ın başhekimini "Siyasi tavırları var." diye somut örneklerle size bildirdik; maalesef, sizin atadığınız kişi diye herhâlde ondan cevap vermediniz. Doktor sayıları... "Neden gelen hekimler Uşak'ta kalmıyor?" diye sorduk, yine cevap yok. Sekiz ay sonraya verilen randevuların planlamalarıyla ilgili değerlendirmenizi sorduk, lütfedip bizlere cevap bile vermediniz. Şeffaf, denetlenebilir ama en önemlisi, denetimin tarafsız yapıldığı bir sistem mutlaka getirmek zorundayız.

Yine, Orhan Bey "hizmete erişimi temel olanı" dedi. Gerçekten Uşak'a gelin, sokakta birlikte gezelim -yine söylediği gibi- randevu almak için birlikte arayalım; acaba hizmet erişimi ne kadar, kolay hep birlikte görelim. Parası olanın sağlığa ulaştığı bir sistem içerisinde kamu gözüyle bakmazsanız bu sorunları çözemezsiniz. Sağlık mutlaka kamusal bir yapıdır. Özel sektörü o kadar büyüttünüz ki şimdi sadece özel sektör içerisinde oynamalar yapabiliyorsunuz. Bunu da bebek ölümlerinde çok net gördük. Yenidoğan yatak sayısının İstanbul'daki oranına baktığınızda özel sektörde yüzde 58'ni, 60'ını kapsarken devlet yüzde 40'ı olarak kalmıştı. Türkiye'nin köklü üniversitelerinde yenidoğan yoğun bakım sayılarında neredeyse hiç artış yaşanmamıştı. Şehir hastaneleriyle bunu kapatacağız diye düşünüyorsunuz, onun da parasıyla ilgili hiç cevap vermiyorsunuz, kimse net rakamları bilmiyor.

Sayın Başkanım, umarım, bir sonraki toplantıya Bebek Ölümlerini Araştırma Komisyonunda olduğu gibi Sayın Bakan gelmezlik etmez. Tavrınızdan dolayı size teşekkür ediyorum. İlk görüşmemizde de "Tüm Bakanları çağıracağız." diye söylemiştiniz. Umarım bu Meclis, bu koltuklarda Bakanları da görür diyorum.

Teşekkür ediyorum.