Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
Konu | : | Bayburt Milletvekili Orhan Ateş ve İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut ile 110 Milletvekilinin Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin (2/3174) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 26 .06.2025 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, hastanelerde gerçekten sıra meselesinde çok büyük sorunlar var, vatandaş sıra bulamıyor yani çok basit, sağlığa erişimle ilgili önemli problemler giderek artıyor. Sağlık sisteminde önemli sıkıntılar var.
Yine, uzmanlıkla ilgili durum son derece sıkıntılı. Eskiden yüksek puanlı bölümler şu anda tercih edilmiyor ve maalesef ileride cerrahlarımız olmayacak, beyin cerrahlarımız olmayacak, kadın doğumcularımız olmayacak bu gidişle. Büyük bir tehlike var ve Sağlık Bakanlığı bu konuda gerekeni yapmıyor.
Yine, bakın -Sağlık Bakan Yardımcısı konuşuyor gerçi, bize bakmıyor- binlerce defa teknikerler bize başvuruyor. Ortopedi teknikerleri, tıbbi laboratuvar teknikerleri, radyoloji teknikerleri, nükleer tıp... Binlerce başvuru alıyoruz. Şimdi, bu yasa teklifinde de var, falanca teknikerlikleri iptal ettik, ünvanını aldık, falanca şekle çevirdik deniliyor; bu gencecik çocuklar kapıda bekleşiyorlar ya, kapıda verdi ortopedi teknikerleri. 500 mezun var, alım kaç kişi biliyor musunuz? 29. Yazık günah yani, o zaman bu bölümleri niye açıyoruz? Ve bunun gibi onlarca bölüm var? Bu, sağlık sistemindeki büyük bir sıkıntıyı gösteriyor.
Yine, bakın, soru önergelerimiz var burada, getirdim -diğer vekil arkadaşlarımız da bahsetti- böyle bir sorumsuzluk olmaz. Sayın Sağlık Bakanının buraya neden gelmediği belli çünkü soru önergelerimize son derece ciddiyetsiz cevaplar geliyor. Şimdi, daha yakınlarda Yenidoğan Bebek Komisyonu kuruldu değil mi? Ben de o Komisyon üyesiyim, çok vahim durumları tespit ettik. Bunun nedeni neydi? Ta 2016'lardan itibaren bir duyarsızlık. Ortada giderek artan bir sorun var, kamunun yetersizliği, özel hastanelerin patlaması, SGK işlemlerindeki sıkıntılar; bunlara zamanında doğru cevaplar verilmediği için en sonunda yenidoğan bebek skandalı patladı. Peki, bundan sonra biz Sağlık Bakanlığının daha duyarlı olmasını bekleriz, değil mi? Ama bakın, burada şu imza kimin Sayın Bakan Yardımcısı? Profesör Doktor Kemal Memişoğlu'nun değil mi? Ya, bana öyle cevaplar geliyor ki ben Profesör Doktor Kemal Memişoğlu'nun bu cevabı verdiğine inanamıyorum. Bir bilim insanı bu cevabı veremez. Sağlık Bakanlığındaki bürokrat ne yapıyor biliyor musunuz? Çoğunuz hekimdir, ben spesifik bir vaka soruyorum, cevapta spesifik bir inceleme olması gerekiyor değil mi? Mevzuat yazmış, iki paragraf mevzuat; bana göndermiş. Ya, böyle bir cevabı Bakan bana göndermeye utanmalı ya, böyle bir şey olabilir mi? Sonra da "Yenidoğan bebek skandalı niye patladı?" deniliyor; işte bundan dolayı. Sağlık Bakanlığında böyle işler olursa sonuç da bu olur. Ben ne yaptım biliyor musunuz Sayın Bakanım? Bu cevapları -yani bir Bakan için çok üzücü bir durumdur ama bunu yaşadı- Bakana geri gönderdim soru önergemin cevaplarını. Sayın Bakana ulaşmış mı merak ediyorum, yoksa bu sahte cevapları gönderen bürokratlar da onları sümen altı mı etmiş?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Aslında size gelmeden Meclis Başkanının iade etmesi lazım bunu.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Evet, tabii, doğru.
Yani şu imzayı ben Sağlık Bakanının attığına inanamıyorum çünkü bir hekim bu imzayı atamaz; buradan da duysun, böyle cevap mı gönderilir ya? Ondan sonra da neden böyle oluyor?
Bakın, cezaevlerindeki sağlıkla ilgili bir sürü soru önergesi sormuşum -burada var, inceleyebilirsiniz- spesifik vaka sormuşum; hepsine şu iki standart cevap gelmiş -iki paragraf bakın, hiç farkı yok- onlarca soru önergeme -spesifik, araştırılması gerekiyor- iki standart cevap. Şimdi, CHP'li vekil arkadaşlarımız da söyledi, cezaevinde mahpuslar var değil mi? Ya, arkadaşlar, 417 bin mahpus var, çok büyük bir sayı ve hepimiz bir gün cezaevine girebiliriz, milletvekili olsanız da girebiliyorsunuz, büyükşehir belediye başkanı olsanız da girebiliyorsunuz; bu ülke böyle bir ülke, pat diye bir karar çıkıyor, ondan sonra cezaevinde sağlığınızdan da oluyorsunuz ama cezaevlerindeki sağlık problemine Sağlık Bakanlığı müdahil olmuyor. Ben kaç kez burada... Bakın, kelepçeli muayene dayatmasından dolayı on iki-on üç aydır hastaneye gidemeyen mahpuslar var bu ülkede Sayın Başkanım, biliyor musunuz? Ağız içi aramadan dolayı on iki-on üç aydır hastaneye gidemiyor, Sağlık Bakanlığı dönüp hiç bunu sorguluyor mu? Daha geçen gün Erzurum Dumlu Cezaevindeydim -Sağlık Bakanlığı da duysun bunu- bir mahpus, genç bir mahpus, baş ağrısıyla gitmiş, beyinde 2,5 santimlik anevrizma var. Erzurum Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi "Hemen sana beyin cerrahi ameliyatı yapmalıyız. Yatacaksın, ameliyat sonrası ilk gün servise alacağız, kelepçeli olarak duracaksın." demiş, doktorlar dememiş ama jandarma böyle demiş, doktor da bir şey diyememiş. Sonra mahpus ameliyat olamamış çünkü "Ben ameliyat sonrası ilk gün elim yatağa kelepçelenmiş olarak duramam, gerekirse ölürüm, böyle bir onursuzluğu kabul etmem." demiş ve hasta, şu an hâlâ ameliyat edilemiyor, baş ağrıları çekiyor. Ben gittim, gördüm, Sağlık Bakanının haberi var mı? Cezaevlerinde insanlar ölüme terk edilmiş, her gün, her gün böyle başvurular geliyor; gidiyoruz, cezaevine soruyoruz "Sağlık müdürlüğü bize haftada iki gün yarım gün gelecek şekilde doktor gönderdi." diyor. E bu, nasıl şifaya vesile olsun? Çok büyük sıkıntılar var, her gün, her gün bunları duyuyoruz. Zor bela insanlar tahliye ediliyor, ölmek üzere, tahliye ediliyor. Sadece meşhur isimler olması gerekmiyor ama binlerce insan bu sağlık sıkıntılarını yaşıyor. Bakın, Adalet Bakanlığı kanalıyla -yani burada vekiller imzalamadı, Bakanlıktan geldiğini de çok iyi biliyoruz- onuncu yargı paketi geldi. Şimdi, binlerce, on binlerce hasta mahpus cezaevlerinde bekleşiyor "Yarın öbür gün çıkarız." diye, hâlâ çıkamadılar biliyor musunuz? O kadar işlemler gecikiyor ki sağlık kurulları, Adli Tıp işlemleri; insanlar cezaevinde ölüyor. Geçen sene soru önergesiyle sorduk, 709 mahpus ölmüş cezaevlerinde. Bakın, insanlar patır patır ölüyor; gencecik, 30-40 yaşlarında kalp krizleriyle ölüyorlar; Sağlık Bakanlığının bunu hiç araştırdığı yok "Adalet Bakanlığı, sen niye böyle bu kadar kötü bir ortam hazırlıyorsun? İnsanlar 30 yaşında kalp krizi geçiriyor." diye sormuyor. "Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı üçlü bir protokol yapın, kelepçeli muayene, ağız içi arama dayatmaları bitsin." dedik, kimsenin umursadığı yok ve insanlar ölmeye devam ediyor; son durum bu arkadaşlar.
Ve ana dille ilgili sorunlar devam ediyor. Milyonlarca insan bu ülkede Kürt vatandaşımız, Türkçe bilmeyen vatandaşımız hastanelerde çok zor durumda; anamnez veremiyor, derdini anlatamıyor, doktor onu anlayamıyor. Bakıyorsunuz, her dilde tercüman olabiliyor, Kürtçe için kimse ona yardımcı olmuyor ya böyle sağda solda Kürtçe bilen birileri... Milyonlarca insan bu ızdırabı hâlen yaşıyor, bu sıkıntıyı yaşıyor; bunun da bitmesi lazım.
Yine, son olarak Kocaeli'deki sorunlarımız bitmedi. En son, Sağlık Bakanı Kocaeli'ye de gelmiş ama değişen bir şey olmadı bakın. Darıca Eğitim ve Araştırma Hastanesi... Adı "eğitim araştırma" doğru dürüst bir akademik birim yok. Gebze Fatih Devlet Hastanesi yüz binlerce kişinin olduğu Gebze'de tek hastane, ikinci bir kamu hastanesi açılmıyor ama onlarca özel hastane var orada, çalışıyor. Yanında Çayırova var, Çayırova Devlet Hastanesini Sağlık Bakanlığı çok iyi bilir yani Türkiye çapında değil, dünya çapında bir skandal. Çukur kazmışlar, sekiz yıldır hastane yok ortada, kargalar uçuşup duruyor orada. Yeniden bir ihale yaptılar, ihaleyi tekrar becerememişler, tekrar iptal oldu yani gerçekten büyük başarı. Dilovası Devlet Hastanesine gidiyorsunuz, sağlık ocağı gibi bir hastane; İstanbul'dan bile hasta geliyor ama ne ameliyat yapılabiliyor ne doğum yapılabiliyor; durumu bu. Körfez'e gidiyorsunuz, yüz binden fazla nüfusu olan bir yer, hastane daha yeni tadilat geçiriyor, biraz genişletiliyor, yetmiyor; yine özel hastaneler iyi iş yapıyor sağda solda. Seka Devlet Hastanesi büyütüleceğine küçültülüyor. Kocaeli Devlet Hastanesi büyütüleceğine küçültüldü. Yürüyüş yolunda semt polikliniğimiz vardı, yıllarca çalıştığım, sapasağlam binaydı deprem raporu olmamasına rağmen "Ya, bina çürüktür." dendi, yıkıldı, hiç anlaşılmaz bir şekilde. Ya, on yedi yıl ben o poliklinikte çalıştım, sapasağlam raporları vardı, ne oldu, aniden mi yani oraya bir AVM mi yapılacak, ne olacak bilmiyorum ama. Sonra Kartepe ilçemize gidiyoruz, 100 bine yakın neredeyse nüfus var, 1 tane devlet hastanesi yok. Soru önergesiyle sordum, bana cevapta ne diyor biliyor musunuz? Komedi yani Sağlık Bakanının cevabı "E, efendim, İzmit çok uzak değil, Kartepe'dekiler bir İzmit'e gidiversin devlet hastanesine." Cevap bu, ya, gülsem mi, ağlasam mı; cevaba baktım, hayret bir şey. Başiskele'ye bakıyorsunuz, koca Başiskele'de 1 devlet hastanesi yok ama onlarca özel hastane kaynıyor. Gölcük Devlet Hastanesi yıllar sonra, bir sürü skandal sonrası ancak bitebildi. Kocaeli gibi büyük bir sanayi kentinde, iş kazalarının yoğun olduğu bir yerde maalesef durum bu. Bütün bunların nedeni ne? Seçim öncesi alelacele bitmeden açılan Kocaeli Şehir Hastanesi. Ne tramvayı bitmişti, ne taksi durağı bitmişti, ne yolu bitmişti; hiçbir şeyi bitmeden alelacele Kocaeli Şehir Hastanesi açıldı ve daha sonra hastalar orada ameliyata yattığı zaman sırtları yanarak kalktı çünkü elektrik aksamını yanlış yapmışlar. İşte, ufak bir burun ameliyatı için yatıyorsunuz, sırtınız acayip bir yanıkla kalkıyorsunuz. Bir müddet bu skandalla uğraştık, hiçbir cevap veremedi Sağlık Bakanlığı. Allah'tan şimdi geçti ama yani bir sürü insanın canı yandı. Şimdi, bunları yaşıyoruz maalesef. Tıp Fakültemiz, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi çok yetersiz, gidin, ana baba günü yani orada bir otopark ihalesi, cami ihalesi meselesi vardı, yıllardır yapılamadı. Tıp Fakültesi mahvoldu, o sabah gelen hastalar, ana baba günü, insanlar gıdım gıdım gidiyor yani hasta olarak gelen daha da hasta olur o stres, çilede. Yapacak bir şey yok, başhekimliklerle konuşuyoruz, onlar da bir şey diyemiyor. Eğitim kalitesi her yerde düşüyor maalesef, tüm Türkiye'de tıp fakültelerinde.
Genel durum bu, bütün bunlar varken, bunlara çözüm bulunacakken bu yasa teklifinde bunlarla ilgili hiçbir çözüm yok. Evet, bunları tartışırız, maddelerde tartışacağız Sayın Başkanım ama asıl, ana, büyük sorunlarla ilgili teklifler yok. İsterdik ki bunlarla ilgili teklifler gelsin ama bunlar yok maalesef.
Teşekkür ederim.